Sisi, Gazze anlaşmasının tam olarak uygulanması ve Gazze Şeridi’nin ‘insanları yerinden etmeden’ yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı

Yerlerinden edilen Filistinliler Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine dönüyor. (AP)
Yerlerinden edilen Filistinliler Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine dönüyor. (AP)
TT

Sisi, Gazze anlaşmasının tam olarak uygulanması ve Gazze Şeridi’nin ‘insanları yerinden etmeden’ yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı

Yerlerinden edilen Filistinliler Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine dönüyor. (AP)
Yerlerinden edilen Filistinliler Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine dönüyor. (AP)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ve üç aşamalı esir değişiminin tam olarak uygulanması gerektiğini vurguladı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, iki tarafın Gazze Şeridi'ndeki felaket boyutundaki insani durumun sona erdirilmesi için insani yardım girişinin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, Sisi ve Frederiksen'in ‘Filistinli nüfusu yerinden etmeden ve topraklarında yaşama haklarının korunmasını garanti altına alacak şekilde Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına başlanması gerektiğini’ vurguladıkları ifade edildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, çağrıda 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması gerektiğinin vurgulandığını, ‘zira kalıcı barış, istikrar ve ekonomik refahın sağlanmasının tek garantisinin bu olduğunu’ kaydetti.

Açıklamada iki tarafın Babu’l Mendeb'deki durumu da ele aldıkları ve ‘küresel ticarete ve Süveyş Kanalı gelirlerine verilen zararın yanı sıra büyük nakliye şirketleri üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, ticari gemileri hedef alan tehdit ve saldırıların durdurulması için çabaların sürdürülmesi gerektiğini’ vurguladıkları belirtildi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün Washington'da ABD'li mevkidaşı Marco Rubio'ya Arap ülkelerinin ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistinlileri Gazze'den çıkarma ve Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirme planını reddettiklerini söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Abdulati'nin Rubio ile Washington'da yaptığı görüşmede, Filistinliler bölgede kalmaya devam ederken Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının hızlandırılmasının önemini vurguladığı ifade edildi.

Mısır, Filistinlilerin topraklarında kalma ve İsrail'in yanında bağımsız bir devlet kurma haklarına olan desteğini yineleyerek, uluslararası toplumu Filistin meselesinin çözümüne yönelik siyasi bir vizyonun arkasında birleşmeye çağırdı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “İsrail işgali ve Gazze'ye yönelik son İsrail saldırısı ve bunların yansımalarından kaynaklanan bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehlike ve tehditlerle yüzleşmenin tek yolu, uluslararası toplumun Filistin halkı da dâhil olmak üzere bölgedeki tüm halkların haklarını ayrım gözetmeksizin dikkate alan bir yaklaşım benimsemesidir” denildi.

Önceki gün ABD Başkanı, ‘Gazze'yi satın almaya, sahiplenmeye ve muhtemelen bazı kısımlarını inşa etmeleri için Ortadoğu'daki diğer ülkelere vermeye kararlı olduğunu’ açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Trump, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Filistinlilerle ilgileneceğim ve öldürülmemelerini sağlayacağım” dedi. Trump ayrıca, Filistinlilerin bireysel olarak ABD'ye girişine izin vermeyi değerlendireceğini kaydetti.

ABD Başkanı, Ortadoğu'daki ülkelerin Filistinlileri kabul edeceğini yineleyerek, “Gazze'yi gelecekteki kalkınma için iyi bir yere dönüştüreceğim” dedi.



Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
TT

Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Lübnan televizyonuna verdiği röportajda, hükümetinin hedefinin birçok krizden geçen Lübnan halkının güvenini yeniden kazanmak olduğunu açıkladı.

Selam, “Mesaj çok açık... Art arda gelen krizlerden çok acı çeken vatandaşların güvenini yeniden kazanmak istiyoruz... Lübnan'dan ve siyasi hayatından hiçbir zaman kopmadım. Bugün beni geri dönmeye iten şey ülke için yeni bir fırsatın doğmuş olmasıdır. Yeni bir fırsatla karşı karşıyayız ve geçmiş yıllarda olduğu gibi bu fırsatı kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı. Selam, siyasi bloklara danıştığını ve onlara ‘güven kazanmak istediğimiz için’ bloklar tarafından kabul görecek partizan olmayan bakanlar istediğini söyledi.

Selam, “Özgür Yurtsever Hareket'in temsil kriteri parlamentodaki blokunun büyüklüğüydü ve biz bu kriteri benimsemedik. Maliye Bakanlığı'nın Şii mezhebine ait olduğunu söyleyen bir gelenek yok ve egemen bakanlıklar hakkında konuşmak yanlış... Benim için tüm bakanlıklar egemendir” şeklinde konuştu.

Lübnan Başbakanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şii toplumundan kendilerini yaralı olarak gören çok sayıda insan var. Dolayısıyla bunu dikkate almak zorundayız. Maliye Bakanlığı’ndaki değişiklik siyasi bir darbeydi, ancak bu bir gelenek değil ve Taif Anlaşması’nın maddelerinden biri değil. Hükümet, vatandaşların güvenine dayanarak kendisini güçlendirecektir. Bu, devleti ve kurumları inşa edecek bir geçiş hükümetidir.”

‘Bakanlar bildirisinin 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasını, ateşkesi ve yeniden inşayı öngöreceğini’ vurgulayan Selam, ‘İsrail'in geri çekilmesini tarihinde veya öncesinde tamamlamak için çalışmaların sürdüğünü ve diplomatik çerçeveler yoluyla İsrail'e baskı uygulanacağını, Lübnan'ın 1701 sayılı kararın ve izleme mekanizmasının uygulanmasında üzerine düşeni yaptığını ve taahhütlerinde ihmalkâr olmadığını’ kaydetti.

Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü konusunda ise Selam şunları söyledi: “Lübnan ve Suriye arasında bir dizi mesele var; bunlardan ilki iki ülke arasındaki sınırların istikrara kavuşturulması, ikincisi ise Lübnan'da yerlerinden edilmiş Suriyeliler meselesi. Suriye'deki rejim değişikliğinin ardından bu kişilerin ülkelerine dönmeleri için bir ufuk var. Suriye'deki yeni koşullar ışığında uluslararası toplumla iş birliği içinde bu dönüş için bir plan geliştirmeliyiz. Bunun için Lübnan ve Suriye hükümetleri arasında bir çalışma yapılması gerekiyor. Tüm bu konuları ele almak üzere yakında Suriye'yi ziyaret edeceğiz ve yeni Suriye makamları da bu konuda istekli.”

Suriye'de yaklaşık 14 yıl önce patlak veren savaştan bu yana Lübnan'ın bir milyondan fazla Suriyeli mülteciye kucak açması, Lübnan'ın vahim ekonomik durumu üzerindeki baskıyı arttırdı ve devlet kurumlarının mülteci kriziyle başa çıkma kabiliyetini zayıflatarak sivil toplum kuruluşlarına daha fazla bel bağlamasına neden oldu.