Sadr'ın Nuri el-Maliki ile ittifak yapmayı reddetmesi Sudani'nin şansını artırıyor

Maliki'nin ittifaka ilişkin sinyallerine Sadr Hareketi’nden yanıt gelmedi

Mukteda es-Sadr, Ocak 2022'de Hadi el-Amiri'nin evinde yaptıkları son görüşmede Nuri el-Maliki ile el sıkışmaktan kaçındı. (X)
Mukteda es-Sadr, Ocak 2022'de Hadi el-Amiri'nin evinde yaptıkları son görüşmede Nuri el-Maliki ile el sıkışmaktan kaçındı. (X)
TT

Sadr'ın Nuri el-Maliki ile ittifak yapmayı reddetmesi Sudani'nin şansını artırıyor

Mukteda es-Sadr, Ocak 2022'de Hadi el-Amiri'nin evinde yaptıkları son görüşmede Nuri el-Maliki ile el sıkışmaktan kaçındı. (X)
Mukteda es-Sadr, Ocak 2022'de Hadi el-Amiri'nin evinde yaptıkları son görüşmede Nuri el-Maliki ile el sıkışmaktan kaçındı. (X)

Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki, kısa bir süre önce hareketinin adını Şii Ulusal Hareketi olarak değiştirdiğini açıklayan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi ile ittifak olasılığını gündeme getirdi.

Cumartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajda Maliki, yakın gelecekte devleti inşa etmek için iki parti arasında entegrasyonun önemini vurgulayarak, “Biz ve Sadr Hareketi tek bir kaynağa, şehit Sadr'a bağlıyız ve Irak'ın çıkarlarını elde etmek için ortak hareket etmeliyiz” dedi.

Bu açıklama, Mukteda es-Sadr'ın, hareketin yaklaşan seçimlere yönelik hazırlıklarının bir parçası olarak seçmen kayıtlarının güncellenmesi için destekçilerine çağrıda bulunmasının ardından geldi.

Maliki'nin Sadr ile ittifak yapma ya da yeni bir sayfa açma girişimine Sadr Hareketi'nin yanıtı gecikmedi. Bir Sadr lideri, Sadrcıların Kanun Devleti Koalisyonu da dahil olmak üzere Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleriyle ittifak yapmayacağını açıkladı.

zxcdvfgh
Sadr'ın kaleleri Bağdat ve Necef'teki oy verme merkezleri neredeyse boş görünüyordu. (AFP)

Maliki'nin Sadr'a yaptığı ittifak çağrısı, Sadr'ın Koordinasyon Çerçevesi'ne kızgın olan ve çerçeve içindeki bazı kesimler tarafından da sevilmeyen Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile yakınlaşmasını engellemeye yönelik proaktif bir adım gibi görünüyor.

Ancak tüm göstergeler Sudani'nin, hükümetinin son dönemde elde ettiği bir dizi ‘başarıdan’ faydalanarak Iraklıların geniş bir kesimini kapsayan bağımsız bir listeyle seçime gireceği ve böylece ikinci bir dönem için şansını arttıracağı yönünde.

Öte yandan Sadr, 2022 formülünde öne sürdüğü şartlara benzer şartlar öne sürmediği sürece Sudani'nin görev süresinin yenilenmesine karşı çıkmayabilir. Sadr'ın öne sürdüğü şartlar ‘yıkıcı üçüncü’ olarak bilinen ve cumhurbaşkanının seçilmesini başbakanın geçmesinin ön şartı haline getiren formüle yol açmıştı. Bu durum, her ne kadar hareketi seçim sonuçlarına göre 74 milletvekili çıkarmış olsa da, Sadr'ın parlamentodan çekilmesine sebep oldu.

Maliki teslim mi oluyor?

Daha önce kaynaklar, Nuri el-Maliki'nin Sadr Hareketi’nin liderine ‘mesaj iletme görevini gizli aracılara verdiğini’ ve Sadr'ın yaklaşan parlamento seçimleri yoluyla siyasi sürece geri dönmesi konusunda bir anlayışa varmak istediğini belirtmişti. Ancak Maliki'nin Sudani'nin önünü kesmek amacıyla Sadr ile ittifak yapabileceğine dair son imaları, Sadr Hareketi’nden gelen hızlı bir yanıtla karşılaştı ve bu girişimin başarısızlığa uğradığını gösterdi.

Bu gelişme önümüzdeki dönemde Sadr ile Sudani arasında olası bir ittifak ya da en azından iki taraf arasında yazılı olmayan bir mutabakat ihtimalini artırıyor.

sdfvgbh
Şii Koordinasyon Çerçevesi, geçtiğimiz eylül ayında Sudani'nin de katılımıyla Bağdat'ta bir toplantı düzenledi. (X)

Maliki'nin davetini yorumlayan Sadr Hareketi’nden bir lider dün yaptığı açıklamada, “Şii Ulusal Hareketi'nin siyaset sahnesine dönüşü, Sadr'ın onayıyla gerçekleşirse, hareketin bir sonraki hükümette Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin ortağı ya da seçimlerden sonra müttefiki olacağı anlamına gelmez” dedi.

Adının açıklanmasını istemeyen lider, ‘Sadrcıların Koordinasyon Çerçevesi güçleriyle herhangi bir ittifakı reddetme konusundaki tutumunun kesin olduğunu ve çerçeveden birkaç partinin Sadr'ın ulusal çoğunluk hükümeti kurma projesinin bir parçası olabileceğini, ancak ana kurucusu Koordinasyon Çerçevesi olan herhangi bir hükümetin parçası olmanın mantıksız olduğunu’ ifade etti.

Hamleleri keşfetmek

Mukteda es-Sadr'ın bu hamlesi Sadr Hareketi’nin yaklaşan seçimlere katılma niyetinin ilk işareti gibi görünse de Şarku’l Avsat'ın Şii Ulusal Hareketi içindeki kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Sadr'a yakın çevreler henüz Hanana'dan (Sadr'ın Necef'teki karargâhı) seçim için hazırlıklara başlanması yönünde sınırlı da olsa net bir sinyal almış değil.

zxcvfdg
Bağdat'ın merkezindeki Tahrir Meydanı'nda gösteri düzenleyen Sadr destekçileri (DPA)

Aynı kaynaklar, ‘Sadrcıların yaklaşan seçimlere tam olarak hazır olmalarına, gerekli örgütsel araç ve kabiliyetlere sahip olmalarına ve diğer tüm partilerin farkında olduğu örgütlü bir kitle tabanına sahip olmalarına rağmen, katılım veya boykot konusundaki nihai kararın henüz hareketin lideri tarafından verilmediğini ve hareket içindeki hiçbir tarafın bu kararı verme veya etkileme yetkisine sahip olmadığını’ açıkladı.

Sadr'ın seçmen kayıtlarının güncellenmesi çağrısı yaklaşan seçim maratonu için ilk kıvılcım olarak görülürken, Kanun Devleti Koalisyonu ile ittifak olasılığına atıflar içeren ilk yakınlaşma girişimleri, Sadrcıların pozisyonunu ya da iktidardaki Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin birçok liderinin performansına yönelik kanaatlerini değiştirmeyi başaramadı.

Haziran 2022'de Sadr, hareketinin milletvekillerini parlamentodan istifaya çağırdıktan sonra, ‘yozlaşmış politikacılar’ olarak tanımladığı kişilerle ortaklıktan kaçınmak için gelecekteki hiçbir seçime katılmama sözü vererek Irak'taki siyasi süreçten çekildiğini açıklamıştı.



‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
TT

‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi

Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)

İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.

Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.

asdfrgt
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)

Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”

Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.

Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.

cdfrgt
İsrail askerlerinin kestiği yolun kenarında bekleyen Tulkerim Mülteci Kampı sakinleri (DPA)

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.

Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.

İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.

Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”

dfvghy
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)

Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.

İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.

swdert
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.

Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.

Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”

İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.

Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.

ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.

B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.

İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.

Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.

Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.

Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.