Türkiye ve Rusya Suriye'nin birliği ve ayrılıkçı hareketlerin reddedilmesinde mutabık

Dışişleri bakanları Fidan ve Lavrov, Türkiye'nin egemenliğini korumasının ve komşularıyla barış içinde yaşamasının önemini vurguladı

Dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Hakan Fidan dün Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
Dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Hakan Fidan dün Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
TT

Türkiye ve Rusya Suriye'nin birliği ve ayrılıkçı hareketlerin reddedilmesinde mutabık

Dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Hakan Fidan dün Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)
Dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Hakan Fidan dün Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi (AP)

Türkiye ve Rusya, Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlılıklarını ve ABD destekli ayrılıkçı grupların ülkedeki varlığının kabul edilemez olduğunu bir kez daha teyit ettiler.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ve Rusya'nın Suriye'deki ayrılıkçı örgüt ve hareketlerin varlığına son verilmesi konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Suriye'deki son gelişmeleri ele aldıklarını belirten Fidan, “Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafaza edilmesi gerektiğine inancımız tamdır. Ayrılıkçı hareketlerin önünün kesilmesi gerektiği konusunda benzer görüşlere sahibiz. Diğer taraftan terör örgütlerinin Suriye'de yuvalanmasına müsamaha gösterilmesi söz konusu dahi olamaz” ifadelerini kullandı.

DFGTYH
Fidan ve Lavrov'un basın toplantısından bir kare (AFP)

Fidan, Lavrov ile dün Ankara'da gerçekleşen görüşmelerinin sonunda düzenledikleri ortak basın toplantısında şunları söyledi:

“Bölgemizde gerçek bir huzur ortamının tesis edilebileceğine inanıyoruz. Suriye’de son üç ayda yaşananlar bu bakımdan umut vericidir. Suriye halkı 60 yıllık zulüm rejimine son verdi. Şimdi de komşularıyla barış içinde yaşayan istikrarlı ve müreffeh bir ülke kurmak istiyorlar. Biz Türkiye olarak bu süreçte de Suriye halkının yanında olacağız.”

Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Uluslararası toplumun DEAŞ ve PKK ile mücadele konusunda ortak bir tutum sergilemesini bekliyoruz. Bölgemizdeki çatışmaların çözümü yönünde olumlu adımların atıldığı bir dönemde Türkiye'nin güvenlik kaygılarına herkesin saygı göstermesini bekliyoruz.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Suriye’deki gelişmeleri de ele aldıklarını belirten Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafaza edilmesi gerektiğine inancımız tamdır” dedi.

Fidan, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) omurgasını oluşturan Kürt ağırlıklı Halk Koruma Birlikleri'ne (YPG) işaret ederek “Ayrılıkçı hareketlerin önünün kesilmesi gerektiği konusunda benzer görüşlere sahibiz” şeklinde konuştu.

SCDFV
Fidan-Lavrov arasında Ankara'da gerçekleşen görüşmelerden bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Öte yandan ortak basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Suriye konusunda, yeni gerçeklerle yüzleşmenin önemini vurguladık, ülkelerimiz arasında sağlanan etkileşim düzeyinden duyduğumuz memnuniyeti ifade ettik ve yeni gerçekleri göz önünde bulundurarak, bu ülkedeki durumun çözüme kavuşturulmasına yönelik ortak çalışmalara dinamizm kazandırma konusundaki karşılıklı ilgimizi yineledik” diye konuştu.

Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:

Rus ve Türk tarafları Suriye'nin toprak bütünlüğünün, tüm toprakları üzerinde devlet egemenliğinin ve komşularıyla barış içinde yaşamasının önemi konusunda mutabıklar.

Lavrov, Rusya'nın Suriye'deki gelişmelere ilişkin tutumuyla ilgili olarak da şunları söyledi:

Suriye Ulusal Konferansı'nın nasıl ilerleyeceğini izliyoruz. Eğer bu alanda ilerleme kaydedilirse, bu Moskova ve Şam arasındaki iş birliğinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynayacak.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile bu ayın başlarında gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Rusya'nın insani yardımların sağlanması da dahil olmak üzere Suriye'deki sosyal ve ekonomik durumun iyileştirilmesine yardımcı olmaya hazır olduğunu vurguladı.

Putin-Şara telefon görüşmesi, Şara'nın Şam'da Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile görüşmesinden birkaç gün sonra gerçekleşti.

Lavrov, ABD'nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin bir soruya, bu sorunun yeni Suriye yönetimine ve daha ziyade Suriye halkına yöneltilmesi gerektiği yanıtını verdi.

Rusya Dışişleri Bakanı, sözlerine şöyle devam etti:

“ABD'nin Suriye'deki varlığı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden önce olumsuz bir rol oynamıştır. Öncelikle ABD güçleri o zamanki meşru otoritelerden herhangi bir resmi davet almadan geldiler. İkinci olarak, amaçları petrol ve doğalgaz zengini bölgeleri kontrol etmek ve Suriye halkının zenginliklerinin satışından elde edilen gelirleri, Amerikalıların Suriye'nin kuzeydoğusunda kurmakta çok aktif oldukları yarı-devleti finanse etmek, özellikle de Kürt ayrılıkçı grupları beslemek ve desteklemek için kullanmaktı”.

Bu açıdan Amerikalıların rolünü olumlu bir şekilde değerlendirmenin zor olduğunu belirten Lavrov, “Yeni Suriye hükümetinin ABD güçlerinin varlığıyla nasıl başa çıkacağını göreceğiz” dedi.

SDFERGT
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Lavrov arasındaki görüşmeden bir bölüm (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı görüşmenin ardından Lavrov'u kabul etti. Görüşmede Türkiye-Rusya ilişkileri ve Suriye'deki son gelişmeler başta olmak üzere ortak ilgi alanlarına giren bölgesel ve uluslararası konular ele alındı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Lavrov’un İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile görüşmek üzere salı günü (bugün) Tahran'a gideceğini ve görüşmede Suriye'deki gelişmelerin de ele alınacağını duyurmuştu.

Suriye'de siyasi çözüme yönelik Astana Süreci kapsamında Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları arasındaki son toplantı, Beşşar Esed rejiminin düşmesinin arifesinde, 7 Aralık'ta Katar'da düzenlenen Doha Forumu çerçevesinde gerçekleştirilmişti.



Sisi: Filistinlilerin yerlerinden edilmesini ve bölgenin ulusal güvenliğine yönelik tehdidi reddediyoruz

) Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi (DPA)
) Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi (DPA)
TT

Sisi: Filistinlilerin yerlerinden edilmesini ve bölgenin ulusal güvenliğine yönelik tehdidi reddediyoruz

) Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi (DPA)
) Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi (DPA)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının çeşitli aşamalarında uygulanması, esirlerin takas edilmesi ve insani yardımların Gazze Şeridi'ne girmesi gerektiğini vurguladı. Sisi, Irak Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim ile yaptığı görüşmede, Filistin davasını tasfiye etmekten ve bölge ülkelerinin ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaktan kaçınmak için Filistin halkını yerinden etme önerilerini reddederken, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına Filistin halkını yerinden etmeden başlamanın önemini vurguladı.

Sisi, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasının bölgede kalıcı barışın sağlanmasının tek garantisi olduğunu belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump'ın önerdiği plana cevaben Sisi geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, Filistin halkının Gazze Şeridi'nden çıkarılmasının ‘Mısır’ın katılamayacağı bir adaletsizlik’ olduğunu söylemişti.

Görüşme sırasında Sisi, Irak'ın güvenlik ve istikrarının korunmasının önemini vurgulayarak, Mısır'ın kalkınma çabalarını desteklemek ve Irak halkının isteklerini yerine getirmek için gerekli tüm imkânları kullanmaya hazır olduğunu ifade etti.

El-Hekim ise iki ülke ve halklar arasındaki tarihi ilişkilerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Mısır'ın bölgenin güvenlik ve istikrarı ile halklarının çıkarlarının korunmasında oynadığı öncü rolün altını çizdi ve Mısır'ın Irak'a çeşitli alanlarda verdiği sürekli desteği takdir ettiğini belirtti.

Resmi sözcü toplantıda Suriye'deki gelişmelerin de ele alındığını ve Suriye'nin birlik, bütünlük ve egemenliğinin korunması gereğinin, Suriye halkının tüm kesimlerini kapsayan bir siyasi sürecin başlatılmasının kaçınılmazlığının, anayasanın kabul edilmesi ve seçimlerin yapılmasının yanı sıra Suriye topraklarının işgaline son verilmesinin öneminin vurgulandığını belirtti. Toplantıda ayrıca, bölgedeki gelişmeler de ele alınarak, bölge ülkelerinde istikrarın yeniden tesis edilmesine yönelik çabaların sürdürülmesi gerektiği ve tüm bölge ülkeleri ve halklarının kapasiteleri üzerinde olumsuz etkileri olacak bölgesel bir çatışmanın patlak vermesinden kaçınılmasının önemi vurgulandı.