Birleşmiş Milletler: Gazze Şeridi'nde yeniden artan şiddet esirlerin geri dönüşünü zorlaştırıyor

Gazze Şeridi'nde savaş sonucu yıkılan binalar (Reuters)
Gazze Şeridi'nde savaş sonucu yıkılan binalar (Reuters)
TT

Birleşmiş Milletler: Gazze Şeridi'nde yeniden artan şiddet esirlerin geri dönüşünü zorlaştırıyor

Gazze Şeridi'nde savaş sonucu yıkılan binalar (Reuters)
Gazze Şeridi'nde savaş sonucu yıkılan binalar (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde devam eden şiddetin orada kalan esirlerin geri dönüşünü zor bir hedef haline getirdiğini bildirdi.

BM Ortadoğu, Asya ve Pasifikten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari (Khaled Khiari), çatışmaların yeniden başlamasının, 24'ünün halen hayatta olduğuna inanılan esirler de dahil olmak üzere tüm sivilleri tehdit ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre BM Güvenlik Konseyi'ni bilgilendiren Hıyari, “Her geçen gün, kalan esirleri güvenli bir şekilde eve getirme hedefinden daha da uzaklaşıyoruz” dedi.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, dün Gazze Şeridi'ne düzenlenen hava saldırılarında en az 91 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve onlarca kişinin yaralandığını, İsrail saldırılarının başladığı salı gününden bu yana ölen yüzlerce kişiye yenilerinin eklendiğini açıkladı.

İsrail'in BM Daimî Temsilcisi Danny Danon, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Hamas'a ait hedeflere yönelik saldırıların ‘tüm esirler evlerine dönene kadar’ devam edeceğini söyledi.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Dorothy Shea ise çatışmaların yeniden başlamasından ‘ateşkesin uzatılmasına yönelik teklifleri defalarca reddeden’ Hamas'ı sorumlu tuttu.

Shea, “Başkan Trump net konuştu: ‘Hamas, ABD vatandaşları da dâhil olmak üzere 59 esirin tamamını derhal serbest bırakmalı. Aksi takdirde ağır bir bedel ödeyecek...’ Kendini savunma konusunda İsrail'in yanında yer almaya ve Hamas'ın elindeki tüm esirlerin serbest bırakılması için çaba göstermeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Shea, 8 Şubat'ta serbest bırakılan ancak 7 Ekim 2023'te Hamas öncülüğünde İsrail'in güneyine düzenlenen saldırıda İngiltere doğumlu eşi ve iki kızının öldürüldüğünü öğrenen İsrailli esir Eli Sharabi ile birlikte BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesinde gazetecilerin karşısına çıktı.

BM Güvenlik Konseyi'ne de hitap eden Sharabi, 491 gün boyunca çoğunlukla yeraltında tutulduğunu ve bir hayvandan daha kötü muamele gördüğünü, ‘bağlandığını, aç bırakıldığını, dövüldüğünü ve aşağılandığını’ söyledi.

Sharabi, “Cehennemden geri döndüm” dedi.

Sharabi, BM ve Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin (ICRC), öldürülenlerin kalıntıları da dahil olmak üzere kalan esirlerin eve getirilmesi için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Diğer yandan İngiltere'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı James Kariuki, Londra'nın İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın Gazze Şeridi'ni tamamen yok etme sözü verdiği açıklamasını ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiğini ve kınadığını bildirdi.

Kariuki, ocak ayında varılan ateşkes anlaşmasının İsrail hava saldırılarının yeniden başlamasıyla ‘çöktüğünü’ ve İngiltere'nin her iki tarafı da ‘esirleri ailelerine teslim etmek ve acılarına son vermek için eldeki en iyi şans’ olarak gördüğü anlaşmaya acilen geri dönmeye çağırdığını belirtti.

Rusya'nın BM Daimî Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyansky, Sharabi'ye yapılan muamelenin hiçbir haklı gerekçesi olmadığını söyledi. Polyansky, “Ancak 18 aydan uzun bir süredir devam eden çatışmalar sonucunda hayatını kaybeden herkes için üzülüyoruz. Bu kısır şiddet döngüsü sona ermeli... İsrail'in askeri operasyonlarının yeniden başlamasından derin üzüntü duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Filistin'in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, Sharabi'ye başsağlığı dileyerek, Filistinlilerin onun acısını anladığını söyledi ve “Biz de aynı şeyi yaşıyoruz” dedi.

Mansur şöyle devam etti: “Netanyahu esirleri gerçekten önemsiyor olsaydı, serbest bırakılmalarını sağlayacak ateşkes anlaşmasını ihlal etmezdi.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ni bombalamaya devam etme kararı İsrail'de protestolara yol açtı; esir aileleri ve Netanyahu'yu eleştirenler bir araya gelerek, Netanyahu'yu Gazze savaşını siyasi amaçlarla kullanmakla suçladı.

İsrail verilerine göre savaş, Hamas liderliğindeki savaşçıların Ekim 2023'te İsrail'in güneyindeki bölgelere saldırarak bin 200 kişiyi öldürmesi ve 250'den fazla kişiyi esir almasının ardından başladı.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, İsrail'in saldırıyı takip eden savaşta 49 binden fazla Filistinliyi öldürdüğünü ve bölgeyi enkaza çevirdiğini söylüyor.



Mısır'ın, Filistinlilerin yerinden edilmesi karşılığında ekonomik olarak ticaret yapma girişimlerini reddetmesi yaygın tepkiye yol açtı

Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
TT

Mısır'ın, Filistinlilerin yerinden edilmesi karşılığında ekonomik olarak ticaret yapma girişimlerini reddetmesi yaygın tepkiye yol açtı

Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler Netzarim Koridorunu geçerek Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine doğru ilerliyor (AFP)

Kahire'nin ekonomik destek karşılığında bile olsa Filistinlilerin yerlerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini yineleyen Mısır açıklaması, sosyal medyada yaygın bir şekilde paylaşıldı ve parlamenterler ve medya profesyonelleri tarafından övgüyle karşılandı.

Mısır Devlet Enformasyon Servisi (SIS) pazar günü yaptığı açıklamada, Kahire'nin Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden zorla ya da gönüllü olarak çıkarılmasına yönelik her türlü girişimi reddettiğini bir kez daha teyit etti.

SIS tarafından yapılan açıklamada, Mısır'ın “Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması girişimini, ekonomik yardım karşılığında kabul ettiği yönünde bazı medya organları tarafından ortaya atılan iddiaları tamamen reddettiği” belirtildi.

SIS açıklamasında, “Mısır'ın dış politikası genel olarak hiçbir zaman Mısır ve Arapların yüksek çıkarlarının herhangi bir karşılıkla takas edilmesine dayanmamıştır” ifadeleri yer aldı.

Açıklama şöyle devam etti: "Mısır'ın dış politikası genel olarak hiçbir zaman, türü ne olursa olsun, Mısır ve Arapların en yüksek çıkarlarını herhangi bir getiri karşılığında değiştirmeye dayanmadı."

Mısır Enformasyon Servisi, Filistin meselesinin “Mısır ve Arap ulusal güvenliğinin özü” olduğunu belirterek, Mısır'ın 75 yılı aşkın bir süredir Filistin meselesine ilişkin tutumunun “bu ulusal güvenliği ve Filistin halkının haklarını gözeten ilkeli ve sağlam bir tutum olarak kaldığını” kaydetti.

25 Ocak'tan bu yana ABD Başkanı Trump, Mısır ve Ürdün'ün Gazze'den çıkarılan Filistinlileri kabul etmesini önermiş, bunun üzerine başta Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi'nin “Filistinlilerin yerlerinden edilmesi bizim katılmayacağımız bir adaletsizliktir” şeklindeki açıklaması olmak üzere Mısır ve Arap tarafından bir dizi ret açıklaması gelmişti.

Mısır milletvekili Mustafa Bekri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, SIS'in açıklamasını överek şunları söyledi: “Filistinlileri topraklarına kabul etme karşılığında Mısır'a para teklif ederek ikna etme girişimleri oldu, ancak Mısır bu konuyu reddetti ve Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi, dünyanın parası için bir karış toprağımızın satılmayacağını defalarca söyledi” dedi.

Bekri, “bir sonraki senaryonun Gazze halkına baskı uygulayarak onları Mısır sınırına doğru gönüllü göçe zorlamak olduğunun açık olduğunu ve İsrailli yetkililerin de bunu açıkladığını, ancak Mısır'ın bu planın önünde durduğunu ve göçe zorlama planını engellemek ve Filistin halkının kendi devletini kurmasını sağlamak için Gazze'nin yeniden inşasına yönelik bir plan sunduğunu, ancak Ortadoğu için büyük bir senaryo olduğu ve göçe zorlama konusunun da bunun bir parçası olduğunun açık olduğunu” kaydetti.

Mısır Senatosu Kültür ve Medya Komitesi Başkanı Mahmud Müslim, Mısır'ın yerinden edilme planını kabul etme karşılığında Kahire'yi ekonomik olarak takas etmeyi kategorik olarak reddeden açıklamasının övgüye değer bir tutum olduğunu, çünkü “Süveyş Kanalı'nın milyarlarca dolar kaybetmesi, Mısır'a gelen turizm ve Mısır'ın Gazze'ye sağladığı yardım şeklindeki büyük mali desteğin yanı sıra Gazze savaşından ekonomik olarak en çok etkilenen ülkenin Mısır olduğunu” söyledi.

Müslim Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, tüm bunların ışığında Mısır'ın “ekonomik krizini çözme karşılığında Filistin davasının tasfiyesini kabul etmeyeceğini gerçekte ve pratikte dünyaya gösterdiğini, çünkü Mısır'ın Filistin davasını desteklemenin bedelini kanla ödediğini, dolayısıyla ödeyebileceği en düşük bedelin para olduğunu” ifade etti.

Mısır Senatosu üyesi Usame el-Havari, SIS'in açıklamasını takdir etmekle birlikte, “Filistinlilerin yerlerinden edilmesi planına razı olma karşılığında para kabul etme konusunda, Mısır'ın adını kimsenin inanmadığı şeylere bulaştıran söylentilere yanıt vermeye gerek olmadığını” söyledi.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Havari, “Mısır'ın pozisyonunun sadece mevcut savaşta değil, öteden beri açık olduğunu, Filistin davasının tasfiyesini ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesini reddettiğini ve ne tür baskılar ve teklifler olursa olsun Mısır'ın bir karış toprağından bile vazgeçmeyeceğini” vurguladı.

Mısırlı gazeteci Ahmed Musa da SIS'in açıklamasını Facebook sayfasında paylaşarak şu tweeti attı: “Üç çeyrek asırdır Mısır'ın tutumu, ulusal güvenlik çıkarlarını ve Filistin halkının haklarını koruyarak tutarlı ve sağlam kalmıştır. Mısır, hiçbir zaman kendi ulusal güvenliğinin ve Arap ulusunun genel güvenliğinin gerekliliklerinden ya da Filistin halkının tek bir meşru hakkından küçük de olsa taviz vermeye zorlamayan muazzam ekonomik ve mali yüklere katlanmış ve Mısır, ahlaka dayanan ve her türlü takas düşüncesini tamamen reddeden dış politika ilkelerini bir kez daha teyit etmiştir.”

Gazeteci ve araştırmacı Muhammed Şat adlı bir hesap attğı tweette “SIS açıklamasında Mısır'ın yerinden edilme konusundaki tutumunu açıklayan belirleyici kelimeler... Red, kategorik, nihai ve takas kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Reddetme sözlerinin yoğunlaşması, ne kadar baskı uygulanırsa uygulansın hiçbir koşulda bu fikri kabul etmenin mümkün olmadığı ve sonuçları ne olursa olsun her türlü senaryoya hazır olduğumuz anlamına geliyor” diye ekledi.

ahmed isimli bir hesap ise attığı tweette, “Mısır'ın pozisyonu sağlamdır ... Yerinden edilme kabul edilemez ve Mısır için kırmızı çizgidir, Sina Mısırlılara aittir ve bir karış toprağından vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.