Koni'nin ‘Libya'nın işgali’ ile ilgili sözleri tartışma yarattı

Başkanlık Konseyi üyesi, Hafter'in oğlunun başkentte ‘geniş bir nüfuza’ sahip olduğunu söyledi

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Koni'nin ‘Libya'nın işgali’ ile ilgili sözleri tartışma yarattı

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni (Libya Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni'nin ülkesinin ‘yabancı üsler tarafından işgal edildiği’ yönündeki açıklamaları çeşitli yerel taraflar arasında tartışmalara neden oldu.

Washington'da ABD-Libya İlişkileri Konseyi tarafından cuma akşamı düzenlenen bir konferansta konuşan el-Koni, Libya'nın doğu ve batısındaki silahlı güçlerin ‘para ve güce sahip olmaları nedeniyle iktidarı tekellerine aldıklarını’ söyledi. El-Koni ayrıca, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam'ın başkent Trablus'ta ‘Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'den daha fazla nüfuza sahip olduğunu’ belirtti.

Geniş çaplı tartışmalara yol açan bu sözler, Bevvabetu’l Vasat gazetesi ve internet sitesinin genel yayın yönetmeni Beşir Zabiye'nin Facebook sayfasında, Başkanlık Konseyi'nin ülke yönetiminden sorumlu olduğu yaklaşık dört yıl boyunca yabancı güçleri ve ‘paralı askerleri’ Libya'dan çıkarmadaki başarısızlığının nedenlerini yazmasına yol açtı.

El-Koni konferansta yaptığı konuşmada, bir Afrika ülkesinden dönerken ‘uçağının Rus güçleri tarafından kontrol edildiğini söylediği Brak eş-Şati Hava Üssü üzerinde uçmasının engellendiği’ bir olaya değindi.

El-Koni, “Libya'da Rus güçlerinin bulunduğu el-Hadim, el-Cufra, Brak, el-Gardabiyye, Tamanhint ve es-Sara dahil olmak üzere birçok askeri üs var. El-Hums ve el-Vatiyye üslerinde de Türk güçleri var” açıklamasında bulundu.

Libyalı siyasi analist Muhammed Mahfuz, el-Koni'nin tartışmalara yol açan açıklamalarının ‘yeni bir şey içermediğini; ancak sorunun, karmaşık siyasi sahnenin ayrıntılarına ilişkin bu açıklamanın bir siyasi aktivist ya da gözlemciden ziyade, Batılı diplomatların katılımıyla ve iktidarın başında bulunan ve karar alma sürecine ortak olan bir yetkili tarafından dış bir platform önünde yapılması olduğunu’ söyledi.

Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada Mahfuz, el-Koni'nin ‘Saddam Hafter'in batı bölgesindeki nüfuzunun genişlemesinden’ bahsetmesi üzerine durdu. Mahfuz, el-Koni'nin ‘Hafter'in oğlu ile Dibeybe hükümeti arasında ilan edilmemiş ittifaklar’ olduğuna dair herkesin söylediklerine atıfta bulunduğunu vurguladı.

Libya Ulusal Uzlaşı Bloğu, mart ayı sonunda, adli ve düzenleyici makamları, Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre 600 milyon dolar değerinde petrol ihraç eden Saddam Hafter'e bağlı Arcano petrol şirketinin faaliyetleri hakkında soruşturma açmaya çağırdı, ancak Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) bu haberleri yalanladı. Ulusal Uzlaşı Bloğu yaptığı açıklamada, ‘Arcano'nun şüpheli faaliyetlerinden duyduğu endişeyi’ dile getirdi. Açıklamada, “Şirket, 2023 yılında gizemli koşullar altında, doğu ve batı Libya'daki çatışmanın iki tarafı arasındaki ortaklıkla kuruldu” denildi.

Öte yandan Birleşik Krallık merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nde araştırmacı olan Celal Harşavi, el-Koni'nin açıklamalarını ‘ne yararlı ne de derinlemesine’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Harşavi, “Saddam Hafter'in Trablus'ta nüfuzu olduğu doğru değil” dedi.

Libyalı siyasi analist Abdullah el-Kebir ise el-Koni'nin Hafter'in nüfuzunun genişlediğinden söz etmesinin ‘şayet doğruluğu kanıtlanırsa Dibeybe hükümetinin kontrolü altındaki bölgelerde otoritesinin zayıflamasına katkıda bulunabileceğini’ söyledi. El-Kebir, “el-Koni'nin açıklamaları, bazılarının yakın gelecekte seçimlerin yapılabileceğine dair umutlarını yok etti” ifadesini kullandı.

El-Kebir, el-Koni'nin ‘kendisinin ve Başkanlık Konseyi’nin ülkedeki siyasi ve askeri sahnenin çıkmazına yönelik herhangi bir adım atamamasına bir gerekçe veya özür sunmaya’ çalıştığına inanıyor.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.