Suriye İçişleri Bakanı, bakanlığının planlarını açıkladı

Cezaevlerinin modernizasyonu, trafik ihlallerini takip etmek için akıllı cihazlar ve özel güvenlik misyonları

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, bölgesel koordinasyon amacıyla resmi bir ziyarette bulunan AB Suriye Delegasyonu Başkanı Michael Unmacht'ı kabul etti. (SANA)
Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, bölgesel koordinasyon amacıyla resmi bir ziyarette bulunan AB Suriye Delegasyonu Başkanı Michael Unmacht'ı kabul etti. (SANA)
TT

Suriye İçişleri Bakanı, bakanlığının planlarını açıkladı

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, bölgesel koordinasyon amacıyla resmi bir ziyarette bulunan AB Suriye Delegasyonu Başkanı Michael Unmacht'ı kabul etti. (SANA)
Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, bölgesel koordinasyon amacıyla resmi bir ziyarette bulunan AB Suriye Delegasyonu Başkanı Michael Unmacht'ı kabul etti. (SANA)

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, 29 Mart'ta açıklanan yeni kabinede Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera tarafından İçişleri Bakanı olarak atanmasının ardından, bakanlıktaki önemli yetkililerle gerçekleştirdiği görüşmelerin sonunda yaptığı resmî açıklamada, önümüzdeki günlerde üzerinde çalışacağı temel fikir ve planları özetledi. Suriye tarihinde bir ilk olarak, hükümetin üst düzey bir güvenlik yetkilisi, bakanlığının çalışma programını kapsamlı bir şekilde açıklamak üzere kamuoyuna konuştu. Bakan, özellikle ülkedeki güvenlik ve idari işlerin yeniden yapılandırılması ve polis, soruşturma, cezaevleri, göç ve trafik dahil olmak üzere bakanlık kurumlarının modernizasyonu olmak üzere üzerinde çalışılan konuları, fikirleri ve gelecek planlarını sundu.

gty6h7u
Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab

Hattab, Suriyelilere ‘acı hatıralarla’ anılan cezaevlerinin, tutukluların toplumun üretken ve aktif üyeleri olabilmeleri için bir ‘rehabilitasyon’ merkezine dönüştürüleceği sözünü verdi. Yeni gözaltı merkezleri hazır olana kadar cezaevlerinin ‘geçici’ olarak rehabilite edilmesi için İnşaat Dairesi ile bir anlaşmaya varıldığını, bunun adaletin sağlanmasına katkıda bulunacağını ve tutukluların haklarına saygı gösterilmesini sağlayacağını kaydetti.

Cezai soruşturmaların geliştirilmesi

İdari yapı açısından Hattab, emniyet müdürlüğü ve polis merkezi yerine, her valiliğe bir bakanlık temsilcisi atanacağını ve valilikteki tüm şube ve ofislerin emniyetten sorumlu olacak bakanlık temsilcisine bağlı olacağını söyledi. Hattab ayrıca, kriminal laboratuvarları en son ekipman ve teknolojiyle donatarak kriminal soruşturma çalışmalarını ilerletmek ve ihtiyaçla orantılı olarak geliştirmek için bilimsel ve pratik bir çalışma hazırlamak üzere bir komitenin görevlendirildiğini ve komitenin birkaç gün önce çalışmalarına başladığını belirtti.

Hattab, Narkotikle Mücadele Dairesi'yle ilgili olarak, özellikle yeni yönetimin ‘Captagon fabrikasına dönüştürülmüş bir ülke’ devraldığı için, gerekli kadroları mezun etmek üzere uygun kurslar düzenledikten sonra, dairenin çalışmalarının geliştirilmesi ve ihtiyaç duyduğu ekipman ve insan kaynaklarını tartıştığını söyledi.

dfgthy
Suriye İçişleri Bakanlığı Göçmenlik ve Pasaport Dairesi (SANA)

Medeni durum veri tabanı ile ilgili olarak Hattab, vatandaşlara mümkün olduğunca hızlı şekilde hizmet sunmak için İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile koordineli olarak e-hizmet uygulamalarının yakında başlatılacağı sözünü verdi. Hattab ayrıca, bakanlığa gelen bilgi ve taleplerin işlenmesi için özel veriler hazırlandığına dikkat çekti.

Kameralar ve izleme cihazları

Modern bir trafik çalışma biçimine geçilmesi, akıllı kameralar ve hız izleme cihazlarının kullanılması, ihlallerin ve trafik kazalarının takip edilmesi ve Şam'daki trafik sıkışıklığına acil çözümlerin tartışılması kararlaştırıldı. Uzman komiteler şu anda önerileri inceliyor.

Göçmenlik ve Pasaport Departmanı’na gelince, İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği personel, Şam’ın kurtarıldığı ilk andan itibaren bu birimin çalışmalarını kesintisiz sürdürmeye odaklandı. 160 binden fazla pasaport verildi, binlerce işlem yapıldı, özellikle halkın çıkarları ve yaşam meseleleriyle bağlantısı göz önüne alındığında yönetimin geliştirilmesi için çalışmalar devam ediyor.

Şikayetlerin etkinleştirilmesi

Hattab, “Önümüzdeki 20 gün içerisinde, incelemecilerin erişimini kolaylaştırmak, gelen şikâyetleri almak ve yasal prosedürlere uygun şekilde işleme koymak amacıyla Şam şehir merkezinde Şikâyetler Birimi faaliyete geçirilecek” dedi. Benzer bir şubenin daha sonra Halep’te de açılması planlanıyor. Bölge sakinlerinin yükünü hafifletmek için, ilerleyen dönemlerde tüm illeri kapsayacak şekilde ek şubeler kurulması planlanıyor.

dfrgthy
Geçtiğimiz mart ayında Şam'daki Polis Koleji'nden mezun olan öğrencilerin mezuniyet töreninden (SANA)

Esad rejiminin kalıntıları konusuna da değinmeyi ihmal etmeyen Hattab, Suriye güvenlik güçlerinin bir grup eski rejim subayı tarafından hazırlanan darbe girişimini (Suriye kıyı kesimindeki rejim kalıntılarının 6 Mart darbe girişimi) bertaraf etmeyi başardığını söyledi. Hattab, “Güçlerimizin ve halkımızın çabaları sayesinde bu girişim tarihe karıştı” dedi. Hattab, bakanlığının daha sonra yetkili makamlarla koordinasyon içinde bilgileri güncellemeye ve Savunma Bakanlığı ile iş birliği içinde elde edilenleri gözden geçirmeye devam ettiğini söyledi.

Bakan ayrıca başta DEAŞ'la mücadele, sınır kontrolü, uyuşturucu ve organize suçların yayılmasının önlenmesi olmak üzere mevcut zorluklarla mücadele etmek için başta komşu ülkeler olmak üzere tüm ülkelerle daha fazla iş birliği ve koordinasyon içinde olunmasını umduğunu ifade etti.

Bu bağlamda Bakan Hattab, en son polis ve güvenlik bilimleri hakkında bilgi edinmek üzere bir dizi ülkeye uzman heyetlerin gönderileceğini, ayrıca güvenlik ve polis çalışmalarının geliştirilmesi ve gerekli kurslar hakkında görüşmek üzere çeşitli heyetlerin kabul edileceğini açıkladı.

xsdfrt
İçişleri Bakanı Enes Hattab, Suriye hükümetinin yeni bakanlık oluşumunu duyuran oturumda (SANA)

Enes Hasan Hattab İçişleri Bakanlığı görevini üstlenmeden önce Suriye Genel İstihbarat Servisi'nin başındaydı. 1987'de Şam kırsalındaki Ceyrud kentinde doğdu ve 2008'de Irak'a gitmeden önce Şam Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde öğrenciydi. 2011 yılında Suriye'ye döndü ve Esed rejimine muhalif silahlı gruplara katıldı. Genel komutan yardımcılığı, Şura Konseyi üyeliği ve Heyet’u Tahriru’ş-Şam'ın (HTŞ) güvenlik aygıtının başkanlığını yaptı. Hattab ayrıca HTŞ'nin istihbarat servisini ve Suriye'nin kuzeyindeki İdlib vilayetinde örgütün kamu güvenliği servisini kurdu.



Suriye ve İsrail: Sıcak mı yoksa geçici bir barış mı?

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Suriye ve İsrail: Sıcak mı yoksa geçici bir barış mı?

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

İbrahim Hamidi

Son zamanlarda Suriye ve İsrail arasındaki barış olasılıkları hakkında çokça konuşuluyor. Bununla birlikte, iki tarafın içerik ve zaman dilimi açısından ne ölçüde ilerleyebileceğine dair beklentiler de çoğaldı. Öyle ki bir İsrailli gazeteci, Şam'ın, Lübnan Trablusu’na karşılık Suriye’nin Golan Tepeleri şeklinde bir takas önerdiğini bile öne sürdü.

Birçok arabulucunun Şam ve Tel Aviv arasında çeşitli başlıklar taşıyan mesajlar taşıdığı tartışmasız. Bunlar arasında Suriye ve İsrail arasında 1974’te varılan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması, milislere ve güvenlik tehditlerine karşı güvenlik bilgileri paylaşımı, Suriye ve Lübnan arasındaki sınırın ve Şeba Çiftlikleri'nin geleceğinin belirlenmesi, Şam'ın İbrahim Anlaşmaları’na katılımı sayılabilir.

Her bir madde ne anlama geliyor?

Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması: 1948'deki Nekbe'den sonra Şam ve Tel Aviv arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı ve tampon bölgeler oluşturuldu. Ateşkesin uygulanması şu anda BM güçleri tarafından denetleniyor. 1973’teki savaştan sonra ise dönemin ABD dışişleri bakanı Henry Kissinger arabuluculuk yaptı ve Suriye ile İsrail genelkurmay başkanları tarafından 31 Mayıs 1974'te Cenevre'de imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nı sonuçlandırdı. Bu, Golan cephesinin gelecekteki herhangi bir askeri eylemin tarafı olmayacağı anlamına geliyordu; bunun için 10 kilometre derinliğinde bir tampon bölge ve her iki tarafta 20 kilometre derinliğinde iki askerden arındırılmış bölge oluşturuldu. Birleşmiş Milletler Ayrılma Gözlem Gücü'nün (UNDOF) bin 250 personeli de her iki tarafın taahhütlere bağlı kalıp kalmadığını, yani anlaşmanın şartlarına göre buraya izin verilmeyen silah ve unsurların konuşlandırılıp konuşlandırılmadığını denetleyecekti.

O dönemde Tel Aviv adına Kissinger, Hafız Esed'i Golan'da “Suriyeli olmayan unsurların, yani Filistinli savaşçıların faaliyetlerinin engellenmesini” taahhüt eden yazılı bir maddeyi anlaşmaya eklemek için ikna etmeye çalıştı. Esed bunu reddetti, ancak Filistinli fraksiyonların bu bölgede herhangi bir faaliyetini yasaklayan gizli bir sözlü anlaşma ile bu maddeyi kabul etti. Bu anlaşma, onlarca yıl boyunca uygulandı ve birçok kişi Golan yakınlarında silahlı eylem düzenlemeye çalıştığı için hapse atıldı.

2011'den sonra UNDOF kuvvetleri geri çekildi ve Suriye'nin güneyindeki Golan Tepeleri yakınlarında Suriyeli muhalif gruplar, İran’a bağlı milisler ve Hizbullah'ın konuşlanmasıyla birlikte silahların yayılmasının doğurduğu bir kaos yaşandı. 2018'de Başkanlar Donald Trump ve Vladimir Putin arabuluculuk yaptılar ve “İsrail'in güvenliğinin garanti altına alınmasının” gerekliliği konusunda anlaştılar. Gerçekten de Suriye hükümet güçlerinin bölgeye geri dönmesi ve ABD'nin güneydeki silahlı Suriye muhalefetini desteklemekten vazgeçmesi karşılığında, “tüm Suriyeli olmayan unsurların” yani İran’a bağlı milislerin ve ağır silahlarının Golan Tepeleri'nden Suriye topraklarının 85 kilometre derinliğine çekilmesini içeren bir anlaşma imzalandı.

Rejimin 8 Aralık'ta devrilmesiyle birlikte İsrail, Golan Tepeleri'ndeki tampon bölgeye girdi, Hermon Dağı'ndaki (Şeyh Dağı) bir tepenin kontrolünü ele geçirdi, Şam yolunda çok sayıda bölgeyi işgal etti. Ayrıca Suriye'deki birçok bölgeye yüzlerce hava saldırısı düzenledi ve Suriye'nin stratejik askeri altyapısını yok etti.

İstenen, Suriye'nin Şeba Çiftlikleri ve Kafr Şuba Tepeleri üzerindeki egemenliğini teyit etmesi ve şu anda el-Gacar köyünü bölen BM “Mavi Hattı”nın yerini belirlemektir. Pratikte istenen ise Hizbullah'ın silahını korumak için öne süreceği gerekçeleri ortadan kaldırmaktır

Şeba Çiftlikleri: İsrail 2000 yılının ortalarında Güney Lübnan'dan çekilmeye karar verdiğinde, Şam'da bir siyasi toplantı düzenlendi ve ardından Hizbullah'ın silahını muhafaza etmesi için bir gerekçe “yaratılmasına” karar verildi. Söz konusu gerekçe Şeba Çiftlikleri'nin Lübnan'a ait ve Hizbullah'ın da “işgal altındaki toprakları kurtarmaya çalışan bir direniş hareketi” olduğuydu.

Bu nedenle şimdi Şam'dan istenen, Şeba Çiftlikleri ve Kafr Şuba Tepeleri üzerindeki egemenliğini teyit etmesi ve şu anda Gacar köyünü bölen BM “Mavi Hattı”nın yerini belirlemektir. Yani, Suriye hükümeti Beyrut'a iki bölgenin İsrail tarafından işgal edilen Suriye toprakları olduğunu yazılı olarak teyit etmelidir. Pratikte istenen ise Hizbullah'ın gerekçelerini ortadan kaldırmaktır.

Güvenlik bilgilerinin paylaşımı: Suriye sınırlarında milislerin yayılması, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapılması nedeniyle, terörizm ve kaosla mücadele etmek ve bölgesel istikrarı sağlamak amacıyla Suriye ile İsrail'in de dahil olduğu bölgesel bir mekanizmanın kurulması öneriliyor.

İbrahim Anlaşmaları: Bahreyn, BAE, Fas ve Sudan ilk Trump yönetimi sırasında anlaşmalara katıldılar. ABD Başkanı şu anda Suriye'nin de bu anlaşmalara katılmasını öneriyor. Beyaz Saray bu talebi birden fazla kez duyurdu ve bunu toplu olarak duyurmak için Suriye ve İsrail liderleriyle bir zirve düzenlemeyi de önerdi.

Eğer Tel Aviv ABD güçlerinin UNDOF içinde konuşlandırılmasını isterse, büyük ihtimalle Şam da Arap ve Türk güçlerinin var olmasını talep edecektir

Mümkün olan nedir?

Trump yönetimi ve Batılı ülkeler Suriye hükümetine çok “kredi” verdiklerine inanıyorlar; tanınma, izolasyonunun sona erdirilmesi, yaptırımların kaldırılması ve yardım sağlanması. Bu nedenle İsrail ile ilişkiler kurma ve yeni Ortadoğu’ya yönelik bölgesel vizyonun bir parçası olarak İbrahim Anlaşmalarına katılma yolunda hızla ilerlemesini istiyorlar.

Şam'ın şu anda bu adımı atabileceğini düşünmek bir hatadır. Gerçekten mümkün olan, öncelikle acil ve gerekli adımları atmaktır. Yani Şam ve Tel Aviv'in “saldırmazlık” anlaşmasına varması, bir diğer deyişle Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’na olan bağlılıklarını yenilemeleridir. Ama bu fiili olarak İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki tampon bölgeden ve 8 Aralık'tan sonra ele geçirdiği alanlardan çekilmesini içeriyor.

UNDOF'un Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nın tüm maddelerinin uygulanmasını denetlemesinin, milislerin ve disiplinsiz unsurların varlığını, Tel Aviv'in Suriye'nin güneyinde “7 Ekim senaryosunun tekrarı” olarak adlandırdığı bir hadiseyi önleyecek tüm güvenlik garantilerini sağladığına şüphe yoktur. Zira anlaşma, askeri unsurların ve silahların sayısını, türünü ve menzilini belirlemektedir. Eğer Tel Aviv, ABD güçlerinin UNDOF içinde konuşlandırılmasını isterse, büyük ihtimalle Şam da Arap ve Türk güçlerinin var olmasını talep edecektir. Bu, Kissinger'ın ABD güçlerinin UNDOF içinde konuşlandırılmasını önerdiği ve Esed'in karşılığında Sovyet güçlerinin de konuşlandırılmasını talep ettiği 1974 müzakerelerini hatırlatıyor.

Sınırın kontrol altına alınması, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının önlenmesi Suriye’nin çıkarına olduğundan Lübnan ile sınırları belirleme, Şeba Çiftlikleri'nin Suriye'ye ait olduğunu teyit etme gücüne sahiptir. Özellikle Türkiye, Suriye ve komşu ülkeleri (Irak, Ürdün ve Lübnan) kapsayan bir blok kurmayı önerdiğinden, büyük ihtimalle bölgesel bir terörle mücadele mekanizmasına katılmaya da istekli olacaktır.

Suriye'nin İbrahim Anlaşmaları'na katılması talebi, bu anlaşmayı imzalayan diğer Arap ülkeleriyle arasındaki farkı gündeme getirmektedir. Zira diğer dört Arap ülkesinin işgal edilmiş toprakları yok ve İsrail'e komşu değiller

İbrahim Anlaşmaları'na katılma konusuna gelince, bu, Suriye ile bu anlaşmayı imzalayan diğer ülkeler arasındaki farkı gündeme getirmektedir. Zira diğer dört Arap ülkesinin işgal edilmiş toprakları yok ve İsrail'e komşu değiller. Suriye'nin egemenliğini ve birliğini yeniden sağlamak, ordusunu kurmak ve yeniden inşa projesini uygulamakla meşgul olduğu doğru, ancak buna İbrahim Anlaşmaları'na katılmakla başlaması, önceliklerinin uygulanmasını kolaylaştırmaktan ziyade zorlaştıracaktır. Başka bir deyişle, yeni kurulacak askeri güçlerin birliği için bir meydan okuma oluşturacaktır.

Bu Suriye-İsrail maddelerinin ve bazı tarafların “sıcak barış” çabalarının, İran ve vekillerinin 7 Ekim 2023'ten bu yana yaşadığı büyük yenilgilerden sonra yeni bir bölgesel düzen arayışıyla bağlantılı olduğuna şüphe yoktur. Ancak, “ihlallerin” kolay görülmesi, İran'a kaos yaratma bahaneleri, Türkiye'ye de Suriye'nin yeni eğilimlerini “frenlemek” için gerekçeler sunacaktır ve bu da “barışı geçici” hale getirecektir. Şam ve Tel Aviv arasındaki müzakere masasının önceliklerini düzenlemek, Suriye'nin bir eksenden diğerine geçişini sağlamlaştırmak için hayati bir gerekliliktir.