Kiev'e ölümcül füze saldırısı… Trump Zelenskiy'yi eleştirdi

Rusya'nın Kiev'e düzenlediği füze saldırısında 9 kişi öldü, 63 kişi yaralandı

Ukraynalı kurtarma ekipleri, bugün erken saatlerde Kiev'e yapılan Rus balistik füze saldırısının ardından enkazda çalışıyor. (AP)
Ukraynalı kurtarma ekipleri, bugün erken saatlerde Kiev'e yapılan Rus balistik füze saldırısının ardından enkazda çalışıyor. (AP)
TT

Kiev'e ölümcül füze saldırısı… Trump Zelenskiy'yi eleştirdi

Ukraynalı kurtarma ekipleri, bugün erken saatlerde Kiev'e yapılan Rus balistik füze saldırısının ardından enkazda çalışıyor. (AP)
Ukraynalı kurtarma ekipleri, bugün erken saatlerde Kiev'e yapılan Rus balistik füze saldırısının ardından enkazda çalışıyor. (AP)

ABD Başkanı Donald Trump Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy'yi Rusya ile olası bir anlaşmayı baltalamakla suçlarken, bugün erken saatlerde Kiev'e düzenlenen ‘büyük’ bir füze saldırısında en az 9 kişi öldü ve 63'ten fazla kişi yaralandı. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre saldırı, üç yıl önce savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'nın başkentinde meydana gelen en ölümcül saldırılardan biri olarak değerlendiriliyor.

Ukrayna Devlet Acil Durum Servisi tarafından yapılan açıklamada, “İlk verilere göre 9 kişi öldü ve 63 kişi yaralandı… Hastaneye kaldırılan 42 kişiden altısı çocuk” denildi.

scdfvg
Saldırı, üç yıl önce savaşın başlamasından bu yana Ukrayna'nın başkentinde gerçekleşen en ölümcül saldırılardan biriydi. (AFP)

Başkentin beş bölgesi hasar gördü, otoparklarda ve kamu idarelerinde çıkan yangınlar söndürüldü. Ukrayna Devlet Acil Durum Servisi, saldırının konutlara da zarar verdiğini belirterek, ‘enkaz altında kalan insanları arama çalışmalarının devam ettiğini’ kaydetti. Kiev'de bir AFP muhabiri, hava saldırısı sirenleri çalar çalmaz yaklaşık 10 kişinin bir apartmanın bodrum katındaki sığınağa koştuğunu gördü.

fgthyju
Kiev'de Rus füze saldırısının gerçekleştiği yerde bir kurbanın cesedini taşıyan sağlık görevlileri (AFP)

Kiev'e yönelik son füze saldırısı nisan ayı başında gerçekleşmiş ve üç kişi yaralanmıştı. Ukrayna'nın doğusundaki Harkov'un Belediye Başkanı Igor Terekhov, şehrin ‘bir gecede ikinci kez seyir füzesi saldırısına uğradığını’ ve en az iki kişinin yaralandığını bildirdi.

scdfrg
Rus saldırısının ardından yaşanan yıkım (AFP)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga bugün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ‘sözleriyle değil eylemleriyle hiçbir barış çabasına saygı duymadığını ve sadece savaşı sürdürmek istediğini gösterdiğini’ söyledi. Sibiga ayrıca, Moskova'nın barış için bir koşul olarak Ukrayna'nın topraklarının daha fazlasından ‘çekilmesine yönelik aşırı taleplerini’ eleştirdi.

‘Öldürme arzusu’

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Direktörü Andriy Yermak Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, Rusya'nın ‘Kiev, Harkov ve diğer şehirlere füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırmasını’ kınadı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ‘sadece öldürme arzusu taşıdığını’ ifade eden Yermak, ‘ateşkes’ ve ‘sivillere yönelik saldırılara son verilmesi’ çağrısında bulundu. Ukrayna'ya yönelik füze ve İHA saldırıları, Zelenskiy'nin bugün uzun süredir Rusya yanlısı olarak görülen Güney Afrika'ya ilk ziyaretini gerçekleştirdiği sırada meydana geldi.

dfrgt
Kiev'de Rus füze saldırısının gerçekleştiği yerde çalışan kurtarma ekipleri (AFP)

Zelenskiy, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile yapacağı görüşme öncesinde Pretorya'ya vardığında sosyal medya hesabı üzerinden “Gerçek barışa yaklaşmamız önemli. G20 ülkelerini diplomatik çabalara dahil etmeye çalışıyoruz” paylaşımında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump dün Zelenskiy'e ateş püskürdü ve onu Rusya ile bir anlaşmaya ‘çok yakın’ olunduğu halde Rusya tarafından ilhak edilen Kırım hakkında ‘kışkırtıcı’ açıklamalar yapmakla suçladı. Oval Ofis'te yaptığı açıklamada, “Rusya ile bir anlaşmaya vardığımı düşünüyorum” diyen Trump, Ukrayna Devlet Başkanı ile görüşmelerin ‘daha zor’ olduğunu ifade etti.

sdfgrth
Rus insansız hava aracı saldırısı sırasında Kiev semaları (Reuters)

Cumhuriyetçi başkan, Kiev'in Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle tetiklenen savaşı sona erdirmek için ABD'nin koşullarını kabul etmeyi reddetmesinin sadece savaş alanlarındaki ‘katliamı’ uzatacağı uyarısında bulundu. Bu yeni gerilimin merkezinde Rusya'nın 2014 yılında Ukrayna'dan ilhak ettiği Kırım meselesi yer alıyor. Trump sosyal medya platformu Truth Social'da Kiev'in Kırım'ı yıllar önce ‘kaybettiğini’ ve bu bölgeyi yeniden kazanamayacağını yazdı. Trump, Ukraynalı mevkidaşına hitaben “Ya barış olur ya da tüm ülkeyi kaybetmeden önce üç yıl boyunca savaşmaya devam eder” dedi.

Trump, Zelenskiy'nin salı günü Kırım hakkında “Tartışma yok, burası bizim toprağımız” demesini eleştirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt, “ABD Başkanı çok üzgün. Sabrı tükeniyor” diyerek, Trump iktidara gelene kadar Kiev'in en büyük askeri destekçisi olan ABD'nin Ukrayna'yı terk edebileceğini ima etti. Trump mayıs ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret etmeye hazırlanırken, şubat ayında söylediği gibi Rus mevkidaşıyla orada görüşmesinin ‘mümkün’ olduğunu, ancak bu ihtimalin ‘düşük’ olduğunu söyledi. Dün erken saatlerde Başkan Yardımcısı J.D. Vance, ‘sahadaki hatların şu anda bulundukları yere yakın bir seviyede dondurulmasını’ ve Ukrayna ile Rusya arasında bir ‘toprak takası’ yapılmasını önerdi.

‘Toprak bütünlüğü’

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “ABD arabuluculuk çabalarını sürdürüyor ve biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

sdfrgthy
Rusya'nın Kiev'de bir mahalleye düzenlediği hava saldırısının ardından sığınak olarak kullanılan bir okulun bodrum katında oğlunu kucaklayan bir anne (AP)

Zelenskiy barış müzakerelerine başlamadan önce ‘derhal, kapsamlı ve koşulsuz’ bir ateşkes talep ediyor. Londra'da ABD, Ukrayna ve Avrupalı yetkililer arasında yapılan görüşmelerin sonunda Birleşik Krallık, ‘Ukrayna'nın kendi kaderini tayin etmesi gerektiğini’ bir kez daha yineledi. Fransa Cumhurbaşkanlığı, Ukrayna'nın ‘toprak bütünlüğünün’ Avrupalılar açısından ‘çok güçlü bir talep’ olduğunu belirtti.

Sahada ise Rus hava saldırıları kısa bir Paskalya arasının ardından yeniden başladı. Çarşamba gecesi gerçekleşen saldırılardan önce, Ukrayna'nın güneydoğusundaki Karganets'te bir otobüse düzenlenen İHA saldırısında dokuz kişi hayatını kaybetti.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.