“Gazze'yi açlığa mahkûm etme” suçu “uluslararası adalet” önünde

İsrail oturumları boykot etti... Filistin Yönetimi ile İngiltere arasında “tarihi” mutabakat zaptı

 Filistinli bir kadın ve kız çocuğu dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek yardımı alıyor (Reuters)
Filistinli bir kadın ve kız çocuğu dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek yardımı alıyor (Reuters)
TT

“Gazze'yi açlığa mahkûm etme” suçu “uluslararası adalet” önünde

 Filistinli bir kadın ve kız çocuğu dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek yardımı alıyor (Reuters)
Filistinli bir kadın ve kız çocuğu dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yemek yardımı alıyor (Reuters)

Uluslararası Adalet Divanı dün, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yardım ulaştırılmasını engellemesi ve bunun sonucunda "aç bırakma" suçuna odaklanan bir haftalık duruşmaları başlattı.

Lahey'deki mahkemeye konuşan üst düzey bir Filistinli yetkili, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere insani yardım ulaştırılmasını engellemeyi “savaş silahı” olarak kullandığını söyledi. Ammar Hicazi, hakimlere “Bir açlık operasyonu ile karşı karşıyayız. İnsani yardım savaş silahı olarak kullanılıyor” ifadelerini kullandı.

15 yargıçtan oluşan bir heyetin huzurunda, Suudi Arabistan, ABD, Çin, Fransa, Rusya, Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ile Afrika Birliği dahil olmak üzere 38 ülke hafta boyunca savunmalarını sunacak.

Ancak İsrail oturumları boykot etti ve Dışişleri Bakanı Gidon Sar, Filistinlilere yönelik “insani yükümlülüklerin” müzakere edileceği oturumların, ülkesine karşı “sistematik zulüm”ün bir parçası olduğunu iddia etti.

 “Uluslararası Adalet"in danışma görüşleri yasal olarak bağlayıcı değildir, ancak İsrail üzerindeki diplomatik baskıyı artıracaktır.

Aynı zamanda, Fransız hükümeti İsrail'i Gazze'de devam eden “katliamı” durdurmaya çağırırken, İngiliz Dışişleri Bakanı David Lamy ile Filistin Yönetimi Başbakanı Muhammed Mustafa dün, iki devletli çözüm çerçevesinde Filistin devletinin güçlendirilmesine yönelik taahhüdü pekiştiren “tarihi” bir mutabakat zaptı imzaladı.



İran ve Irak seçimleri… Odadaki fil

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Bağdat'taki dini bir etkinlik sırasında Nuri el-Maliki'nin yanında oturdu. (Irak devlet medyası)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Bağdat'taki dini bir etkinlik sırasında Nuri el-Maliki'nin yanında oturdu. (Irak devlet medyası)
TT

İran ve Irak seçimleri… Odadaki fil

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Bağdat'taki dini bir etkinlik sırasında Nuri el-Maliki'nin yanında oturdu. (Irak devlet medyası)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Bağdat'taki dini bir etkinlik sırasında Nuri el-Maliki'nin yanında oturdu. (Irak devlet medyası)

Irak seçimlerine aylar kala İran, detaylara fazla müdahale etmiyor gibi görünse de, grupları arasındaki çatışmaları önlemek, Sadr Hareketi’nin geri dönüşüne hazırlıklı olmak ve çıkarlarını korumak için bir ‘B planı’ hazırlıyor. Böylece herkesin görmezden geldiği ama aynı zamanda hesaba kattığı ‘odadaki fil’ olarak ortaya çıkıyor.

Şii Koordinasyon Çerçevesi koalisyonu Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimler için listelere ayrılmaya karar verdiğinden beri, iki ana kutup -mevcut Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve eski Başbakan Nuri el-Maliki- fiilen Şii oyları için savaşıyor gibi görünüyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Koordinasyon Çerçevesi kaynakları, İran'ın Irak dosyasıyla ilgilendiği farklı çevreler olduğunu söyledi. Kaynaklar, “Kudüs Gücü, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve istihbarat aygıtının yanı sıra Dini Lider Ali Hamaney'in ofisi ve hatta ailesindeki figürler var. Bunların hepsi Irak seçimleriyle ilgileniyor ve her birinin tercihleri ve çıkarları var” ifadelerini kullandı.

Laik Şiilerle bağlantılı bir siyasi kaynağa göre bu, ‘ABD Başkanı Donald Trump tarafından dayatılan bir an’. Kaynak, “Yaklaşan seçimler bölgedeki değişimlerden etkileniyor, aksi takdirde Irak yeni Ortadoğu tiyatrosunun dışında kalacak” dedi.