Eş-Şera, Velid Canbolat'ı Şam'daki Halk Sarayı'nda kabul etti

Görüşme, Dürzi toplumu liderlerinin silahları teslim etme konusunda Suriye yönetimiyle anlaşmaya varmalarından bir gün sonra gerçekleşti

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dürzi lider Velid Canbolat Şam'daki Halk Sarayı'nda (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dürzi lider Velid Canbolat Şam'daki Halk Sarayı'nda (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Eş-Şera, Velid Canbolat'ı Şam'daki Halk Sarayı'nda kabul etti

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dürzi lider Velid Canbolat Şam'daki Halk Sarayı'nda (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dürzi lider Velid Canbolat Şam'daki Halk Sarayı'nda (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera dün, Dürzi lider Velid Canbolat'ı Şam'daki Halk Sarayı'nda kabul etti. Suriye Cumhurbaşkanlığı, eş-Şera ve Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin Lübnan İlerici Sosyalist Partisi'nin eski başkanı Canbolat'ı kabul ettiğini açıkladı.

Canbolat'ın Şam ziyareti, Dürzi toplum liderlerinin Şam yakınlarındaki Ceramana ve Sahnaya bölgelerinde ateşkesin ardından silahları teslim etme ve kamu güvenliğini sağlama konusunda anlaşmaya varmalarından bir gün sonra gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre bu ziyaret, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana Canbolat'ın Şam'a yaptığı ikinci ziyaret.

İlerici Sosyalist Parti bir açıklama yayınlayarak, Canbolat'ın eş-Şera ve eş-Şeybani ile yaptığı görüşmenin ‘samimiyet, sıcaklık ve açık sözlülükle karakterize edildiğini’ ve söz konusu görüşmede ‘bölgedeki son gelişmelerin gözden geçirildiğini’ belirtti.

‘Yeni Suriye yönetimine yönelik Arap ve uluslararası açıklıktan duyduğu memnuniyeti’ dile getiren Canbolat, ‘bu açıklığın Suriye'nin birlik ve istikrarının güçlenmesine katkıda bulunduğunu ve Lübnan'ın istikrarına da olumlu yansıdığını’ ifade etti.

Açıklamaya göre, son iki günde meydana gelen olaylarla ilgili olarak iki taraf da can kayıplarından duydukları üzüntüyü dile getirdi ve Suriye devletinin vatandaşların güvenliğini sağlama konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.

Canbolat ayrıca, Suriye devletinin Suriye halkının çeşitli bileşenleriyle iletişim ve diyalog çabalarını takdir ederek, Dürzi toplumunun devletin kurum ve kuruluşlarındaki rolünün önemini vurguladı.

Eş-Şera ise Dürzi toplumu üyelerinin Suriye tarihinin önemli dönemeçlerinde oynadıkları ulusal ve tarihi rolü överek, yeni Suriye'nin inşasındaki temel rollerinin altını çizdi.

Diğer yandan İsrail, Suriye'deki Dürzi azınlığı koruma bahanesiyle Suriyeli yetkililere yönelik düşmanlığının ve askerî harekâtı şiddetlendirmeye hazır olduğunun en açık işareti olarak dün sabah erken saatlerde Suriye'nin başkenti Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yakın bir bölgeyi bombaladı. Suriye Cumhurbaşkanlığı, ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bombalanması’ olarak nitelendirdiği olayı kınadı ve bunu ‘gerilimi artıran tehlikeli bir adım’ olarak değerlendirdi.

Bombardıman, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Ceramana’da Dürziler ile Sünniler arasında günlerce süren çatışmaların ardından geldi. Çatışmalar Şam'ı çevreleyen kasabalarda 24'ten fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Çatışmalar, tüm Suriye silahlı kuvvetlerini tek bir yapı altında birleştirme ve ülkeyi kapsayıcı bir şekilde yönetme sözü veren eş-Şera'ya yönelik son meydan okumayı temsil ediyor.

Şiddetli çatışmalara sahne olan Sahnaya’da Suriye güvenlik güçleri (AP)Şiddetli çatışmalara sahne olan Sahnaya’da Suriye güvenlik güçleri (AP)

Dürzi toplum liderleri dün gece gerilimi düşürmek amacıyla Suveyda'da Suriyeli hükümet yetkilileriyle bir araya geldi. Toplantı sonunda yapılan açıklamada, Suveyda halkının Suriye İç Güvenlik Güçleri bünyesinde vilayetlerini koruyacakları ve ‘her türlü bölünme ya da ayrılmayı’ reddedecekleri belirtildi.

Toplantıya katılan Dürzi liderlerden Şeyh Leys el-Belus, Suriye devlet televizyonuna verdiği demeçte, İsrail'in Suriye'yi bombalamasının amacının Dürzileri korumak olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: “Suriye'ye yönelik saldırıyı reddediyoruz. Kimsenin bizi savunmasına ihtiyacımız yok. Devletin görevini yapmasını bekliyoruz.”



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.