Husiler: Trump'ın açıklamaları doğru değil, Kızıldeniz'deki gemilere saldırmaktan vazgeçmeyeceğiz

İsrail’in Sana'da düzenlediği hava saldırılarının ardından binaların üzerinde yükselen dumanlar (AFP)
İsrail’in Sana'da düzenlediği hava saldırılarının ardından binaların üzerinde yükselen dumanlar (AFP)
TT

Husiler: Trump'ın açıklamaları doğru değil, Kızıldeniz'deki gemilere saldırmaktan vazgeçmeyeceğiz

İsrail’in Sana'da düzenlediği hava saldırılarının ardından binaların üzerinde yükselen dumanlar (AFP)
İsrail’in Sana'da düzenlediği hava saldırılarının ardından binaların üzerinde yükselen dumanlar (AFP)

Yemen’deki Husiler dün, Umman'ın ABD ile Husiler arasında ateşkes anlaşmasına varıldığı açıklamasına atıfta bulunmadan, İsrail'in Yemen’de düzenlediği hava saldırılarına karşılık olarak saldırmaya devam edeceklerini ve İsrail'e ‘dünyayı sarsacak’ bir karşılık vereceklerini açıkladılar.

Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat, saldırıların ‘devam edeceğini’ söylediği açıklamasında ‘düşman İsrail’in dayanamayacağı sarsıcı ve acı verici bir misilleme’ sözü verdi.

İsrail dün, İran destekli Husiler tarafından atılan ve Tel Aviv'deki Ben Gurion Uluslararası Havaalanı yakınlarına isabet eden bir füzeye misilleme olarak Sana'daki havaalanı ve elektrik santralleri de dâhil olmak üzere Husilerin kontrolündeki altyapıyı ikinci gününde de bombaladı.

Husilerin Sözcüsü Muhammed el-Buhayti, Bloomberg'e yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları durdurma sözü verdiği yönündeki açıklamalarını yalanladı.

Trump'ın açıklamalarının ‘doğru olmadığını’ söyleyen Buhayti, Husilerin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek amacıyla Kızıldeniz'deki gemilere düzenlediği saldırıları durdurmayacağını ifade etti.

Trump, Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları durdurma sözü verdiğini ve ABD'nin buna inanarak Husilere yönelik operasyonlarını derhal durduracağını açıklamıştı.

ABD Başkanı, söz konusu açıklamasında şunları söyledi:

“Husiler artık savaşmak istemediklerini açıkladılar ya da en azından artık bizimle savaşmak istemediklerini açıkladılar. Basitçe savaşmak istemiyorlar ve biz de bunu onurlandıracağız ve bombardımanı durduracağız, teslim oldular.”

Trump’ın açıklamalarının ardından Husilerin üst düzey müzakerecisi Abdülkadir el-Murtaza yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘savaştan çekilmeye’ karar vermesi halinde bunun sorun olmayacağını, ancak savaş durana kadar Gazze'ye denizden ve havadan ‘desteğin’ kesilmeyeceğini söyledi.

Bu gelişme, İsrail'in pazar günü Husiler tarafından Ben Gurion Uluslararası Havaalanı yakınlarına düzenlenen saldırıya misilleme olarak dün sabah erken saatlerde Sana Havaalanı’nı hedef alan ve havaalanının faaliyetlerinin aksamasına neden olan hava saldırılarının ardından yaşandı.

İsrail pazartesi günü de Yemen'in batısındaki Hudeyde Limanı’nı hedef almıştı.

ABD, Husilere karşı Yemen’de geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı. Husiler tarafından yapılan açıklamalara göre ABD’nin operasyonu onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu.

İran destekli Husiler, Gazze'deki Filistinlilere destek amacıyla 2023 kasımından bu yana Kızıldeniz'deki gemilere saldırıyor. Husiler tarafından Kızıldeniz’deki seyrüsefer güvenliğine karşı düzenlenen bu saldırılar küresel ticareti sekteye uğrattı.



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.