Hamas, Lübnan'daki Filistinlilerin silahsızlandırılması için söz konusu gruplarla diyaloğu şart koşuyor

Kaynaklar: Abbas, Ramallah'ta Filistin Yönetimi'ni temsil ediyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Burc el-Baracne Mülteci Kampı’ndaki bir mahalle (AFP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Burc el-Baracne Mülteci Kampı’ndaki bir mahalle (AFP)
TT

Hamas, Lübnan'daki Filistinlilerin silahsızlandırılması için söz konusu gruplarla diyaloğu şart koşuyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Burc el-Baracne Mülteci Kampı’ndaki bir mahalle (AFP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Burc el-Baracne Mülteci Kampı’ndaki bir mahalle (AFP)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın dün Beyrut'ta gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından açıklanan ve silahların devletin elinde kalmasını öngören anlaşma, özellikle İran ekseninin ve onun başlıca destekçisi olan Hizbullah'ın bölgedeki rolünün azalmasının ardından, Hamas'ın Lübnan'daki silahlarının ve kamplardaki ‘İslamcı grupların’ akıbeti ve bu kararla nasıl başa çıkacakları konusunda soru işaretleri yarattı.

Hamas: Karar gruplarla diyaloğa bağlı

Hamas kaynakları, Lübnan'ın istikrarını sağlayacak her konuya açık olduklarını ifade ederken, aynı zamanda ‘Abbas'ın Ramallah'ta Filistin Yönetimi’ni temsil ettiğini ve bu nedenle Hamas'ın silahları ve gruplarla ilgili her türlü kararın kendisiyle istişare ve diyalogdan sonra alınması gerektiğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, “Lübnan'ın güvenlik ve istikrarı her zaman konuştuğumuz ana konulardan biri. Ancak Hamas'ın silahlarının Hizbullah gözetiminde İsrail'e karşı yürütülen destek savaşı aşaması dışında kampların içinde veya dışında kullanılmadığını vurgulamak gerekir. Daha sonra güneyden roketlerin ateşlenmesiyle yaşananlar disiplinsiz kişiler tarafından yapılan bir hataydı ve bunu Lübnan devletine ilettik ve zanlılar teslim edildi. Öte yandan, Filistin-Lübnan Diyalog Komitesi bu konudaki herhangi bir diyalogda rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın Lübnan'daki Ulusal İlişkiler Departmanı Başkanı Ali Baraka, Abbas'ın gelişi öncesinde AFP'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Lübnan hükümetini ve Başkan Mahmud Abbas'ı silah dosyası ya da güvenlik boyutuyla sınırlı kalmayan kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye çağırıyoruz. Ayrıca Lübnan'daki Filistinli halkımız için sivil ve insan haklarının sağlanmasını talep ediyoruz.”

Hamas ve grupların karara uymaktan başka çaresi yok

Bölgedeki değişimler ve bunların Lübnan gerçeğine yansıması ile Hizbullah'ın silahlarından başlayarak Hamas ve İslamcı grupların silahlarına kadar Lübnan'daki yasadışı silahlarla ilgili alınan kararlar ışığında emekli Tuğgeneral ve eski milletvekili Vehbi Katişa, Hamas'ın tüm kartlarını kaybettikten sonra karara uymaktan başka çaresi kalmayacağını düşünüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan Katişa, “Hizbullah'ın başına gelenlerden sonra, hareketin artık Lübnan arenasında bir şey yapma kabiliyeti kalmadı. Çünkü Hizbullah ateşkes anlaşmasından sonra İsrail'e roket atarak onu harekete geçirmeye çalıştı, ancak bu hareket mutlak bir retle karşılandı” dedi.

Katişa sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin halkının haklarından bahseden Filistin Yönetimi'dir, ancak kamplar Lübnan devletinin sorumluluğundadır. Silahsızlanma için gerekli mekanizmayı kurmak üzere Filistin Yönetimi ile iletişim kurma görevi de devlete aittir.”

Filistinlilerin silahsızlandırılması kararı ‘Lübnan'da bir savaşa’ yol açar mı?

Buna karşılık siyasi analist Dr. Kasım Kasır, Hamas ve grupların silahsızlandırılması kararının yansımaları konusunda uyarıda bulunarak, Filistinlilerin silahları konusunun Lübnan'da zaten bir iç savaşa yol açtığını hatırlattı. Kasır Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, bölgede olup bitenler ışığında bu aşamada konunun uygulanmasının zor olduğunu ve yapılabilecek en iyi şeyin Filistin kamplarındaki silahları kontrol altına almak olduğunu söyledi.

Kasır, “Bu mesele sabır ve diyalogla çözülebilir. Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin bahsettiği sabır ve Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın vurguladığı diyalogla… Bölge kaynıyor ve ne olacağını kestirmek mümkün değil” şeklinde konuştu.

Birleşik Filistin Hareketi: Silahların teslimine hayır

Abbas'ın Beyrut'a gelişinin arifesinde, Lübnan'daki Filistin kamplarında faaliyet gösteren ve Birleşik Filistin Hareketi olarak adlandırılan oluşum, ‘Lübnan'daki Filistin silahları meselesinin sadece teknik ya da askeri bir mesele olmadığını; geri dönüş hakkı, Filistinlilerin onuru, korunma hakkı ve halen en temel insani ve medeni haklarından mahrum bırakılan bir toplumun siyasi ve sosyal varlığıyla bağlantılı olduğunu’ belirten dikkat çekici bir açıklama yayınladı.

yuı89
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Burc el-Baracne Mülteci Kampı’ndaki bir sokakta ‘Halk zaferini kazanıyor’ sloganı (AFP)

Açıklamada, ‘Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Filistinli gruplar ve güçlerle ya da Lübnan'daki Filistin halkının temsilcileriyle önceden herhangi bir istişare ya da koordinasyon olmaksızın Lübnan'daki Filistin silahlarını Lübnan devletine teslim etme niyetinin reddedildiği’ ifade edildi.

Zımni bir anlaşmaya göre Lübnan ordusunun girmeyi reddettiği kampların güvenliğinden Filistinli gruplar sorumlu. El Fetih'in yanı sıra Hamas ve diğer taraflar da kamplarda bulunuyor.



Amerika, Suriye'ye yönelik bazı yaptırımların hafifletilmesi için genel bir izin verdi

Prens Muhammed bin Selman, 14 Mayıs 2025'te Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ın önünde Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırlıyor (Reuters)
Prens Muhammed bin Selman, 14 Mayıs 2025'te Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ın önünde Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırlıyor (Reuters)
TT

Amerika, Suriye'ye yönelik bazı yaptırımların hafifletilmesi için genel bir izin verdi

Prens Muhammed bin Selman, 14 Mayıs 2025'te Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ın önünde Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırlıyor (Reuters)
Prens Muhammed bin Selman, 14 Mayıs 2025'te Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump'ın önünde Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırlıyor (Reuters)

ABD Hazine Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, ABD, Suriye'ye uygulanan bazı yaptırımları hafifleten genel bir izin yayınladı.

Hazine Bakanı Scott Bessent yaptığı açıklamada, Suriye'nin “barış içinde yaşayan istikrarlı bir ülke olmak için çalışmaya devam etmesi gerektiğini, bugün alınan önlemlerin ülkeyi parlak, müreffeh ve istikrarlı bir geleceğe taşıyacağını umduğunu” belirtti.

Hazine Bakanlığı'na göre, yaptırımların kaldırılması, Suriye'nin yeni hükümetinin terör örgütlerine güvenli sığınak sağlamaması, dini ve etnik azınlıkların güvenliğini garanti etmesi şartına bağlı.

Aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı, yabancı ortakların ve müttefiklerin Suriye'nin yeniden inşasına katılmalarına olanak tanıyan bir yaptırım muafiyeti yayınladı. Bu gelişme şirketlere ülkede iş yapmaları için yeşil ışık yaktı.

Bu adımla Suriye'ye yeni yatırımlar yapılmasına, finansal hizmetlerin sağlanmasına ve Suriye petrol ürünleriyle ilgili işlemlerin gerçekleşmesine olanak sağlanıyor.

Ayrıca yeni Suriye hükümeti ve daha önce yasaklanmış bazı kuruluşlarla işlem yapılmasına da olanak sağlıyor.

Suriye Dışişleri Bakanlığı, bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, ABD'nin kararını memnuniyetle karşıladı ve bunun “ülkedeki insani ve ekonomik acıları hafifletmek için doğru yönde atılmış olumlu bir adım” olduğunu belirtti.

Bazı yaptırımların kaldırılması için önceki başkanların yıllar boyunca Suriye'ye uyguladığı yaptırımları kaldırmak üzere Başkan Donald Trump'ın yürütme kararları gerekiyor.

Ancak yönetimi, en ağır yaptırımların bazılarını kaldırmak için Kongre'nin onayına ihtiyaç duyacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunlar arasında 2019 tarihli “Sezar Yasası”, Suriye'yi terör destekçisi ülkeler listesine alan 1979 tarihli yasa ve eski Başkan George Bush yönetimi tarafından 2003 yılında Suriye Hesap Verebilirliği ve Lübnan Egemenliğinin Yeniden Sağlanması Yasası da yer alıyor.

ABD başkanı, bu yasaların bazılarının uygulanmasını sadece altı ay süreyle askıya alabilir.