Netanyahu’dan Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidi... ‘Stratejik tuzak’ uyarıları arasında yeni bir iddia

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
TT

Netanyahu’dan Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidi... ‘Stratejik tuzak’ uyarıları arasında yeni bir iddia

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail tankları (AFP)

Gazze Şeridi'ne karadan ve havadan yardım girişine izin verilmesine yönelik ani kararın ardındaki nedenlere ilişkin açıklamalar farklılık gösterse de, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kararını verdi. Netanyahu, yaklaşık iki milyon Filistinlinin hayatını tehdit eden kıtlık uyarıları üzerine, savaşı durdurmak ve daha fazla yardımın girmesine izin vermek için, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeyi hedefleyen bir plan benimsedi.

İsrail medyası, Netanyahu'nun konuyla ilgili bir karar almak üzere bugün hükümetiyle bir toplantı yapacağını ve ayrıca ‘savaşın üç hedefini nasıl gerçekleştireceği’ konusunda orduya talimat vermek üzere güvenlik kabinesini toplayacağını bildirdi.

İsrail Başbakanı, ‘birlikte durmaya ve birlikte savaşmaya devam ederek savaşın tüm hedeflerini gerçekleştirmenin... düşmanı yenmenin, esirleri kurtarmanın ve Gazze Şeridi'nin bundan sonra İsrail için herhangi bir tehdit oluşturmamasını sağlamanın’ gerekliliğini vurguladı.

Netanyahu üzerindeki baskı artıyor

Analistler, Netanyahu'nun askeri gerginliği artırma eğiliminin, savaşın ilan edilen hedeflerine ulaşmak için belirli bir vizyonun olmadığına ve kararsızlığa işaret ettiğini düşünüyor. Bazı analistler ise Filistinli grupların son günlerde Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli esirlerin görüntülerini yayınlamasının ve bu esirlerden birinin kendi mezarını kazdığını söylemesinin, özellikle de aşırı sağcı bazı bakanların Gazze Şeridi'ne yardım girişine izin verdiği için onu eleştirmelerinin ardından, Başbakan üzerindeki baskıyı artırmış olabileceğini düşünüyor. Bunların başında elbette Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich geliyor. Onlar söz konusu kararı Hamas’a bir hediye olarak nitelendirdiler ve böyle bir karar alınmaması gerektiğini ifade ettiler.

Ancak askeri gerilimin ardındaki gerçek neden ne olursa olsun, yerel medya İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in bu öneriye karşı çıktığını bildirdi. Yisrael Hayom gazetesi, ordudaki önemli bir kaynaktan, Genelkurmay Başkanı'nın Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesine karşı çıktığını ve bunu ‘stratejik bir tuzak’ olarak gördüğünü aktardı.

İsrail Yayın Kurumu da güvenlik güçlerinin, esirlerin zarar görmesinden endişe duydukları için ordunun daha önce faaliyet göstermediği bölgelerde çatışmanın genişlemesine karşı çıktıklarını belirtti. Ancak Netanyahu'nun isteği tartışmaya açık olmayan bir şekilde kesin görünüyor. Yerel basında yer alan haberlere göre Netanyahu, Zamir'e “Eğer bu sana uymuyorsa, görevinden istifa etmelisin” şeklinde kesin bir mesaj gönderdi. Bu durum, birkaç saat içinde yapılacak toplantı öncesinde siyasi ve güvenlik düzeylerinde derin anlaşmazlıklar ve bölünmeler olduğunu gösteriyor.

İsrail'in en etkili gazetecilerinden ve karar alma çevrelerine yakın isimlerden Amit Segal, Başbakanlık Ofisi’nden bir kaynağın “Karar verildi... Gazze Şeridi'ni işgal edeceğiz” dediğini aktardı.

dfrgty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu yükselen dumanlar (Reuters)

Segal'ın aktardığına göre yetkili, “Hamas, tam bir teslimiyet olmadan esirleri serbest bırakmayacak. Şimdi harekete geçmezsek esirler açlıktan ölecek ve Gazze Şeridi Hamas’ın kontrolü altında kalacak” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Jerusalem Post’tan aktardığına göre, savaşın genişlemesi, halihazırda Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 75'ini kontrol eden ordunun geri kalan bölgeleri de kontrol altına almasına ve esirlerin tutulduğu düşünülen yerlerde operasyonlar düzenlemesine yol açacak.

İsrail ordusu uyarıyor

New York Post gazetesine göre İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin, yoğun nüfuslu sivil bölgelerde ve çatışmalardan etkilenmemiş az sayıdaki şehirde askeri varlığın sürdürülmesinin, Hamas hareketinin kalan hücrelerini aramak ve yerlerini belirlemek için yıllar alacağı konusunda uyarıda bulundu.

Böyle bir adım, esirlerin hayatını tehlikeye atabilir. Çünkü son zamanlarda Hamas'ın üyelerine, ellerinde bulunan esirleri İsrail askerleri yaklaşırsa öldürme emri verdiği yönünde haberler çıktı.

Bu gelişmeler ve görüş ayrılıkları, Netanyahu'yu sert bir şekilde eleştirmesiyle tanınan Başsavcı Gali Baharav-Miara'nın görevden alınması için oybirliğiyle alınan kararın ve İsrail Yüksek Mahkemesi'nin bu kararı daha sonra dondurmasının ardından, siyasi ve hukuki bir krizin ortasında geliyor.

sdfrgty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu meydana gelen yıkımdan (AP)

Diğer yandan Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi, Komite Başkanı Yuli Edelstein'in görevden alınmasına ilişkin kararı onayladı. Bu karar, Netanyahu'nun hükümette kalması için bunu şart koşan Haredi (Ultra-Ortodoks Yahudi) partilerinin talebine yanıt olarak alındı. Edelstein, zorunlu askerlikle ilgili bir yasa tasarısı sunmakta ısrarcıydı ve bu partiler bunu şiddetle reddediyordu.

Netanyahu’nun son açıklamalarının, Hamas’a baskıyı artırarak hareketi yeniden müzakere sürecine çekmeye ve bazı taleplerinden vazgeçirmeye yönelik bir hamle olabileceği yorumları yapılırken, çok sayıda uzman İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde askeri operasyonlarını daha da yoğunlaştırma kapasitesini sorguluyor. Savaşın 23’üncü ayına yaklaşılmasına rağmen Netanyahu’nun hedeflerinin hâlâ hayata geçirilememiş olması, bu kapasiteye dair soru işaretlerini artırıyor.



Aden limanında silah sevkiyatı ele geçirildi

Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
TT

Aden limanında silah sevkiyatı ele geçirildi

Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)

Dün (salı), güvenlik ve yargı kurumları ile Yemen Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir komitenin ortak çalışmasıyla, şüpheli casus yazılım ve insansız hava aracı (İHA) sevkiyatını ele geçirmek ve el koymak için Aden limanında bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon, Birleşmiş Milletler'in (BM) Husiler, El Kaide ve Somali'deki eş-Şebab örgütü arasında bir silah kaçakçılığı ağı kurulduğunu ortaya koyan raporunun yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.

Aden'deki yerel kaynaklar, limandaki serbest bölge güvenlik yönetiminin geçtiğimiz günlerde savcılığa, konteynerlerin içinde gizlenmiş, İHA’lar için gerekli ekipman ve parçalar ile jet motorları içeren bir sevkiyatın tespit edildiğini bildirdiğini ve savcılığın, gerekli önlemleri almak üzere terörle mücadele birimiyle birlikte olay yerine intikal ettiğini belirtti.

Kaynaklar, sevkiyatın serbest bölge güvenlik idaresi tarafından yapılan rutin denetimler sırasında keşfedildiğini ve sevkiyatla birlikte kaynağını veya varış yerini belirten herhangi bir resmî belge bulunmadığını açıkladı.

Resmi makamlar ve kurumlar, silah sevkiyatının Husilere ait olduğu ve İran'dan kaçak olarak çok sayıda silah ve askeri teçhizat aldığı tahminleri nedeniyle, sevkiyatla ilgili herhangi bir ayrıntı vermeyi reddetti.

sdfrgty
Yemenli güçler tarafından ele geçirilen ve Husi milislerine gönderilmek üzere olan İran silahlarının bir kısmı (EPA)

Kaynaklar, sevkiyatın açık denizde ele geçirildiğini yalanlayarak, sahte belgeler ve prosedürler yoluyla resmi olarak limana girip denetlenmeden ülkeye sokulmaya çalışıldığını, ancak güvenlik güçlerinin ve liman yönetiminin uyanıklığı sayesinde bunun engellendiğini belirtti.

Birkaç hafta önce, Yemen Ulusal Direniş Güçleri, ülkenin batı kıyısında, Kızıldeniz'deki Haniş Adası yakınlarında, Husi milislerine gönderilmek üzere olan 750 ton ağırlığında ve çeşitli askeri teçhizat içeren büyük bir İran silah sevkiyatını ele geçirdi.

Kaçakçılık için üçlü iş birliği

Benzer bir bağlamda, BM'nin yakın tarihli bir raporunda, Yemen ve Doğu Afrika arasında, Yemen'deki Husiler, Arap Yarımadası'ndaki El Kaide ve Somali'deki eş-Şebab örgütü lehine faaliyet gösteren gizli bir silah kaçakçılığı ağının ifşa olduğu ortaya çıktı.

sdfgrtyu
BM raporları, Husileri Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütü ve Somali'deki eş-Şebab hareketiyle ilişkilendiriyor. (Reuters)

BM'nin yaptırımları izleme ve analiz destek ekibi tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz temmuz ayında BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan DEAŞ ve El Kaide örgütleri hakkındaki 36’ncı raporda, Somali vatandaşı Abdurrezzak Hasan Yusuf'un Yemen'deki Husi milisleri ile Somali'deki El Kaide örgütünün bir kolu olan eş-Şebab hareketi arasında silah nakliyesini kolaylaştırdığı belirtildi.

Rapora göre Yusuf, Husilere bağlı Yemenli silah kaçakçısı Ebu Kemmam ile iş birliği yapıyor. Rapor, 14 Aralık ile 22 Haziran tarihleri arasındaki dönemi kapsıyor.

Raporda, eş-Şebab hareketinin silah kapasitesini güçlendirmeye öncelik vermeye devam ettiği ve operasyonel fonlarının yaklaşık dörtte birini Yemen'deki Husiler ve El Kaide örgütünden silah satın almak için ayırdığı ifade edildi.

Husiler tarafından hareketin savaşçılarının eğitilmesi ve iki grup arasında silah alışverişi yapılmasıyla iki taraf arasındaki sürekli ilişki güçlendiriliyor.

scdfgrthy
BM raporları, Somali'deki eş-Şebab hareketinin savaşçılarının Husi uzmanlar tarafından eğitildiğini belirtiyor. (Getty Images)

Raporda ayrıca, Husiler ile Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütü arasında, Ebu Salih el-Ubeydi adlı bir silah tüccarı ve kaçakçısı aracılığıyla silah kaçakçılığı ve ticaretinin devam ettiği ortaya çıktı.

El-Ubeydi, ülkenin doğu sınırındaki el-Mehra vilayetinden, meşru hükümetin kontrolündeki Marib vilayetine (Sana'nın doğusu) ve Husilerin kontrolündeki el-Cevf'e (kuzeydoğu) kadar faaliyet gösteren kaçakçılarla eşgüdüm ve iş birliği içinde, iki taraf arasında İHA ve silah taşımacılığı yapan en önemli isimlerden biri olarak değerlendiriliyor.

El Kaide'nin faaliyetlerinin yeniden başlaması

Söz konusu vilayetler arasındaki çöl alanları, bir yandan El Kaide örgütünün faaliyetleri, diğer yandan Husilere silah kaçakçılığı için uygun bir ortam oluşturuyor. Bu alanlar geniş, nüfusu az ve güvenlik güçlerinin kontrolü ve etkisinden uzak. Husiler, geçtiğimiz yıllarda Yemen hükümetinin kontrolündeki bölgelerdeki hücrelerle iş birliği yaparak bu alanları kullanmayı başardı.

7ı8o
Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütünün yeni emiri Saad bin Atıf el-Evlaki (X)

El-Ubeydi, muhtemelen bu çöl bölgelerinde faaliyet gösteren en önemli isim; Husilere silah ve çeşitli teçhizat kaçakçılığı yapıyor ve El Kaide ile iş birliği yapıyor.

BM raporunda, Husiler ile El Kaide'nin Yemen şubesi arasında deniz kaçakçılığı operasyonlarını yönettiği iddia edilen Mısırlı Ebu Selman'dan da bahsedildi.

Raporda, Husiler ve El Kaide arasındaki ilişkinin, açık düşmanlığa rağmen, bu ilişkiyi besleyen bir ortam ve bu iş birliğini kolaylaştırmada merkezi bir rol oynayan yerel aracılar ve ‘fırsatçı ittifak’ olarak nitelendirilen unsurlar sayesinde devam ettiği belirtildi.

Rapor, El Kaide'nin yeni emiri Saad bin Atıf el-Evlaki'nin, Mart 2024'teki atamasından bu yana, El Kaide'nin Arap Yarımadası'ndaki kabiliyetlerini geliştirmek, yeniden yapılandırmak, savaşçılarının yaşam koşullarını iyileştirmek ve sızma operasyonlarını sınırlamak için çalıştığını duyurdu. Bu sayede otoritesi güçlendi ve dış operasyonlara hazırlanan örgütün yapısına uyum ve dayanıklılık kazandırıldı.

dfghyju
Husi milisleri, kendi ürettiklerini iddia ettikleri bir füzeyi sergiledi. (AFP)

Örgüt, son zamanlarda Somali'deki eş-Şebab hareketinden destek almaya devam ederken, Yemen'de genellikle aşiret ağları aracılığıyla gerçekleştirilen kaçırma eylemleri ve yatırımlar sayesinde mali durumlarında hafif bir iyileşme kaydetti.

Raporda, örgütün bölgenin güvenliği ve istikrarı için halen ciddi bir tehdit oluşturduğu ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşını ‘Filistin'i özgürleştirme yolu’ adı altında geniş çaplı bir eleman toplama operasyonu başlatmak için kullandığı uyarısında bulunuldu.

El-Evlaki, geçtiğimiz haziran ayında Batı'ya karşı saldırılar düzenlenmesi için kışkırtıcı bir video kaydı yayınlamıştı.