Laricani'nin Lübnan'daki görüşmelerinin ana konusu "silah kontrolü"

Hükümet ile Hizbullah arasındaki kriz her türlü olasılığa açık

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta (EPA)
İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta (EPA)
TT

Laricani'nin Lübnan'daki görüşmelerinin ana konusu "silah kontrolü"

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta (EPA)
İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani Beyrut'ta (EPA)

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Laricani'nin Beyrut'ta yetkililerle yaptığı görüşmelerde, "silah kontrolünün Lübnan devletiyle sınırlandırılması" konusu en önemli konu oldu. Görüşme, eski Hizbullah Genel Sekreterleri Hasan Nasrallah ve Haşim Safiyuddin suikastlarının birinci yıldönümü anma törenlerine katılımı vesilesiyle gerçekleşti.

Şarku'l Avsat’ın bir bakanlık kaynağından elde ettiği bilgiye göre, Başbakan Nevvaf Selam ile Laricani arasında gerçekleşen görüşmede, İran'ın silah kontrolünün devletle sınırlandırılması konusundaki tutumunun ele alındığını ve Laricani'nin İran-Lübnan ilişkilerini her iki ülkenin egemenliğine saygı ve birbirlerinin içişlerine karışmama temelinde geliştirme arzusunu dile getirdi.

Hizbullah yetkilileri silahsızlanmaya karşı çıkışlarının tavanını yükseltmeye devam ederken, hükümet ile Hizbullah arasındaki siyasi krizin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun partinin tutumuna bağlı kalmasını destekleyen İran pozisyonlarını gerekçe göstererek Lübnan'a yönelik savaşı genişletme eğilimi de dahil olmak üzere, tüm olasılıklara açık kalacağı anlaşılıyor.



Suriye'nin birliği konusunda Türk-Amerikan mutabakatı

ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz perşembe günü Beyaz Saray'da yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz perşembe günü Beyaz Saray'da yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Suriye'nin birliği konusunda Türk-Amerikan mutabakatı

ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz perşembe günü Beyaz Saray'da yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
ABD Başkanı Donald Trump ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz perşembe günü Beyaz Saray'da yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldı. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'de istikrarın sağlanması, ülkenin birlik ve siyasi bütünlüğünün korunması konusunda Türkiye ile ABD arasında görüş birliği olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılmak üzere New York'ta bulunan Fidan, Türk gazetecilerle yaptığı açıklamada, Suriye meselesinin “tüm uluslararası görüşmelerde gündemde olduğunu” belirtti.

Bir diğer gelişmede, uluslararası koalisyon güçlerine bağlı olduğu düşünülen bir insansız hava aracı (İHA), dün İdlib'in güney kırsalındaki (kuzeybatı Suriye) El-Temanah kasabasında bir evi bombalayarak, sahibi Haşim Raslan'ı öldürdü. Yerel haberler, bir DEAŞ yetkilisinin hedef alındığını belirtse de kaynaklar Raslan'ın DEAŞ ile bağlantısını doğrulamadı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu, bu ay gerçekleşen ikinci hedefli saldırı. Birkaç gün önce, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Suriye'de ABD'ye doğrudan tehdit oluşturan önde gelen bir DEAŞ mensubunun ölümüyle sonuçlanan bir baskın düzenlediğini duyurdu.


Türkiye'nin endişeleri İsrail ile Suriye arasındaki güvenlik anlaşmasını engelliyor mu?

İstanbul Fatih’te yaşayan Suriyeliler, Beşşar Esed rejiminin devrilmesini kutluyor. (Arşiv – AFP)
İstanbul Fatih’te yaşayan Suriyeliler, Beşşar Esed rejiminin devrilmesini kutluyor. (Arşiv – AFP)
TT

Türkiye'nin endişeleri İsrail ile Suriye arasındaki güvenlik anlaşmasını engelliyor mu?

İstanbul Fatih’te yaşayan Suriyeliler, Beşşar Esed rejiminin devrilmesini kutluyor. (Arşiv – AFP)
İstanbul Fatih’te yaşayan Suriyeliler, Beşşar Esed rejiminin devrilmesini kutluyor. (Arşiv – AFP)

Mustafa Rüstem

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında İsrail ile Suriye arasındaki güvenlik anlaşmasının askıya alındığına dair işaretler hakkında konuşmalar artıyor. Bu işaretler arasında Suveyda'ya insani yardım koridoru açılması konusundaki anlaşmazlık da yer alıyor.

Ancak Türkiye'nin, (özellikle kuzeyde olmak üzere) Suriye genelinde Ankara'nın varlığını dikkate almayan bir anlaşmayı engellemek için ‘çomak soktuğu’ hipotezini destekleyen başka faktörler de var. Bu nedenle, Suriye meselelerini takip eden gözlemcilere göre bu aksilik, anlaşmanın önce Türkiye'den geçmesi ve onun yeşil ışık yakması gerektiğini gösteriyor.

Kuşkusuz İsrail ile imzalanacak güvenlik anlaşması (başta Ankara'nın yeni Suriye ordusunu yeniden kurmasını engelleyen madde olmak üzere) Türkiye’yi rahatsız ediyor. İsrail bu koşulu stratejik öneme sahip olarak görüyor. Anlaşma, İsrail Hava Kuvvetleri'nin hareket özgürlüğünü ve hava üstünlüğünü korumak için füzeler ve hava savunma sistemleri dahil olmak üzere Suriye topraklarında stratejik silahların konuşlandırılmasını yasaklıyor.

Binyamin Netanyahu ve Ahmed eş-Şera hükümetleri, Suveyda vilayetini kapsayan bir askerden arındırılmış bölge kurulması amacıyla aylarca süren müzakerelerin ardından bir anlaşmaya varmaya yakınken, anlaşma son anda sekteye uğradı.

Bu bağlamda gözlemciler, sorunun Suveyda (Suriye'nin güneyinde, başkent Şam'dan yaklaşık 110 kilometre uzaklıkta) ile ilgili olduğunu düşünüyorlar. Ancak müzakerelerin tıkanmasının arkasında Türkiye'nin müdahalesi yatıyor olabilir. Çünkü bu anlaşma gerçekleşirse Türklerin güçlü varlığını tehdit edecek ve onları kısıtlayacak.

Öte yandan Türk dış politika araştırmacısı Firas Rıdvanoğlu, bu aksaklığın gerçek nedenlerinin halen belirsiz olduğunu düşünüyor; ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının hem İsrail'e yönelik endişelerini hem de öfkesini ortaya koyduğunu belirtiyor.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Rıdvanoğlu, “Türkiye'nin ABD'den İsrail'e yönelik doğrudan açıklamaları bu endişeleri ortaya koyuyor. Bence Suriye hava sahası konusu korkutucu bir tartışma noktası olabilir. Çünkü Netanyahu hükümetinin Suriye üzerinden İran'a bir koridor istediği söylenirse, bu ‘tabutun son çivisi’ gibi görünecek ve Ankara bunu kabul etmeyecektir. Çünkü bu İsrail'in tüm bölgeye açılan kapısı haline gelecek; Tel Aviv Suriye hava sahası üzerinden Irak'a ulaşacak ve Türkiye'yi izleyecek” ifadelerini kullandı.

Millî Savunma Bakanlığı, bölgenin güvenliği ve istikrarına katkıda bulunmaya ve Suriye'nin güvenlik ve savunma kapasitesinin geliştirilmesi için gerekli desteği sağlamaya hazır olduğunu açıkladı. Millî Savunma Bakanlığı Sözcüsü Zeki Aktürk, yakın zamanda yaptığı açıklamada, Ankara'nın güvenlik ve askeri alanlarda Şam ile iş birliğini güçlendirme ve sınırları korumak için ortak çabalar çerçevesinde bu iş birliğini gerçekleştirme konusundaki ısrarını gizlemedi.

Bu arada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) entegrasyon süreci önümüzdeki aralık ayı sonuna kadar gerçekleşmezse, Suriye, belirsiz bir Türk askeri müdahalesine hazır görünüyor. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, “SDG ve PKK içindeki bazı gruplar, özellikle mart anlaşması olmak üzere anlaşmaların uygulanmasını engelliyor” derken belki de buna açıkça atıfta bulunmuştu.

Bu müdahale, Suriye ve Türkiye arasındaki sınırda tampon bölgeyi tamamlamayı amaçlayan dördüncü bir Türk askeri operasyonu şeklinde gerçekleşirse, İsrail'in Türkiye'nin sahadaki artan varlığı konusundaki endişeleri, özellikle 2016'dan sonra ve üç askeri operasyonun (Barış Pınarı Harekâtı, Zeytin Dalı Harekâtı ve Fırat Kalkanı Harekâtı) ardından daha da artacak.

İsrail'in endişeleri, 8 Aralık 2024'te Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra, insansız hava araçları (İHA) ve askeri teknoloji ile hava savunma sistemlerini güçlendirmek amacıyla imzalanan askeri iş birliği anlaşmasının ardından, ağustos ortasında Suriye ve Türkiye arasında askeri eğitim ve danışmanlık konusunda imzalanan mutabakat zaptı ile daha da arttı. Bu anlaşma uygulanırsa, Esed'in devrilmesinden bu yana bini aşan, askeri altyapıyı ve stratejik yetenekleri yok eden ve Suriye ordusu karargahını ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çevresini hedef alan İsrail hava saldırıları sınırlanacak.

Ankara'nın Suriye'deki gücünü teyit eden hiçbir şey sunmadığına dikkat çeken Rıdvanoğlu, “Netanyahu hükümetini korkutacak herhangi bir askeri gelişme görmedik” dedi. Rıdvanoğlu, bunu birkaç nedene bağladı: Ya Şam, devleti yeniden canlandırmak istediği için savaşa giremeyeceğinden İsrail ile Türkiye arasında bir denge sağlamak istiyor. Ya Türkiye bunu yapabilecek durumda değil. Ya da ABD'nin baskısı bu konuyu etkiliyor.

Suriye'nin ABD'nin arabuluculuğunda 1974'te imzalanan ayrılık anlaşmasına geri dönme çabalarına rağmen, İsrail bu beklenen anlaşmadan kendi lehine bir avantaj elde etmeye çalışıyor. Bu durum, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisi tarafından da doğrulandı. Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan açıklamada, “İsrail'in çıkarları arasında güneybatı Suriye'de silahsızlanma ve Dürzi topluluğunun güvenliğini ve emniyetini sağlamak da yer alıyor” denildi.


İsrail tankları Gazze şehrine ilerliyor... Hayatını kaybedenlerin sayısı 66 bini aştı

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerden birinin cenazesinin yanında duran Filistinli bir kız çocuğu, 28 Eylül 2025 (AFP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerden birinin cenazesinin yanında duran Filistinli bir kız çocuğu, 28 Eylül 2025 (AFP)
TT

İsrail tankları Gazze şehrine ilerliyor... Hayatını kaybedenlerin sayısı 66 bini aştı

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerden birinin cenazesinin yanında duran Filistinli bir kız çocuğu, 28 Eylül 2025 (AFP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerden birinin cenazesinin yanında duran Filistinli bir kız çocuğu, 28 Eylül 2025 (AFP)

İsrail tankları bugün Gazze şehrindeki yerleşim bölgelerinin derinliklerine ilerledi. Yerel sağlık yetkilileri, onlarca acil yardım çağrısına cevap veremediklerini belirterek, hedef alınan bölgelerdeki sakinlerin akıbeti konusunda endişelerini dile getirdiler. Yaklaşık iki yıldır süren savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 66 bini aştı.

Görgü tanıkları ve sağlık görevlileri, İsrail tanklarının es-Sabra, Tel el-Heva, Şeyh Rıdvan ve en-Nasr mahallelerinin derinliklerine ilerleyerek Gazze şehrinin merkezine ve yüz binlerce sakinin sığındığı şehrin batı bölgelerine yaklaştığını bildirdi.

İsrail ordusu, şehir merkezine yönelik haftalarca süren yoğun hava saldırılarının ardından, 16 Eylül'de Gazze şehrine uzun süredir tehdit ettiği kara harekâtını başlattı ve yüzlerce Filistinliyi kaçmaya zorladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bölge sakinlerinin çoğu halen orada kalıyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 66 bin 5'e, yaralıların sayısının ise 168 bin 162'ye yükseldiğini açıkladı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “18 Mart'tan bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı 13 bin 137’ye, yaralıların sayısıysa 56 bin 121’e ulaştı. Son 24 saat içinde Gazze Şeridi'ndeki hastanelere 79 şehit ve 379 yaralı nakledildi. Ayrıca son 24 saat içinde yardım bekleye 5 kişi İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybetti, 66 kişi de yaralandı” denildi. Bakanlık, ‘bir dizi kurbanın enkaz altında kaldığını, sivil savunma ekiplerinin onlara ulaşamadığını’ belirtti.

Trump ve Netanyahu bir araya geliyor

İsrail'in teslim olmasını talep ettiği Hamas bugün, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘Gazze konusunda bir anlaşmanın’ olası göründüğünü açıklamasının ardından arabuluculardan yeni bir teklif almadığını duyurdu.

Trump'ın yarın (pazartesi) Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelmesi planlanıyor.

ABD'nin İsrail Büyükelçiliği Sözcüsü, Büyükelçi Mike Huckabee’nin ‘bölgedeki ABD büyükelçilikleri tarafından yürütülen düzenli diplomatik istişarelerin bir parçası olarak’ Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Mısır'a gideceğini söyledi. Mısır, İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk yapan taraflar arasında yer alıyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü dün geç saatlerde, İsrail'in uluslararası kuruluşların Gazze şehrindeki yaralı Filistinlileri kurtarmak için gönderdiği 73 talebi reddettiğini açıkladı.

İsrail yetkilileri henüz bu konuda yorum yapmadı. İsrail ordusu daha önce, güçlerinin şehirdeki operasyonlarını genişlettiğini, beş Hamas mensubunun İsrail güçlerine tanksavar füzesi ateşlediğini ve bu kişilerin İsrail Hava Kuvvetleri tarafından öldürüldüğünü açıklamıştı.

Hava saldırısında beş kişi hayatını kaybetti

İsrail ordusu, son 24 saat içinde hava kuvvetlerinin Gazze'deki 140 askeri hedefi, savaşçıları ve ‘askeri altyapı’ olarak tanımladığı noktaları bombaladığını duyurdu.

cdfgt
Gazze'deki bir İsrail tankı, 28 Eylül 2025 (Reuters)

Yerel sağlık yetkilileri, Gazze'nin en-Nasr mahallesindeki hava saldırısında en az beş kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Sağlık görevlileri, Gazze'nin merkezindeki evlere düzenlenen saldırılarda 16 kişinin daha yaşamını yitirdiğini bildirdi. Böylece bugün hayatını kaybedenlerin sayısı en az 21'e yükseldi.

İsrail ordusunun ablukası Gazze'nin tamamında insani bir felakete yol açtı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze şehrindeki dört sağlık tesisinin bu ay faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM), bazı yetersiz beslenme tedavi merkezlerinin kapatıldığını bildirdi.

Gazze şehrinde binlerce kişi

Dünya Gıda Programı (WFP), geçen aydan bu yana 35 bin ila 40 bin Filistinlinin Gazze şehrinden göç ettiğini, ancak yüzbinlerce kişinin halen orada kaldığını tahmin ediyor. İsrail ordusu, ağustos ayında Gazze şehrinde yaklaşık bir milyon Filistinlinin yaşadığı tahmininde bulunmuştu.