Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı
TT

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Ürdün Kralı’nın Özel Danışmanı Prens Talal bin Muhammed, Kral 2. Abdullah ve Kraliçe Rania el-Abdullah adına, 2025 yılı Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü’nü kazanan araştırmacıları onurlandırdı. Törene, Kral Hüseyin Kanser Vakfı ve Merkezi Mütevelli Heyeti Başkanı Prenses Ghida Talal ve çok sayıda prens katıldı.

Tören sırasında bir konuşma yapan Prenses Ghida şu ifadeleri kullandı: “Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü’nü başlattığımızda, küresel araştırmalarda güçlü ve kalıcı etkisi olan bir Arap dünyası hayal etmeye cesaret ettik. Bu hayal, Arap dünyasının yaratıcı beyinleri sayesinde gerçeğe dönüştü.”

Bu ödül, kanser araştırmalarındaki seçkin katkıları onurlandırmak, önleme ve tedavi yöntemlerini geliştirmeye yönelik çabaları teşvik etmek ve bölgesel – uluslararası araştırma iş birliklerini güçlendirmek amacıyla her yıl veriliyor.

Son beş yıl boyunca ödül, kanser araştırmalarının bölgesel gündemlerde öncelikli konular arasında yer almasını sağlama konusundaki kararlılığını sürdürdü. Bu süre zarfında dünyanın dört bir yanından yaklaşık 900 araştırmacı ve bilim insanını bir araya getirdi ve gelecek vadeden bilim insanları için sekiz yenilikçi araştırma projesini finanse etti.

Törende, 26’dan fazla ülkeden yüzlerce başvuru arasından seçilen Arap bilim insanları ve araştırmacılarından oluşan seçkin bir grup, kanser araştırmalarını geliştirmeye ve bilimsel ilerlemeyi desteklemeye yönelik etkili katkıları nedeniyle onurlandırıldı.

Ayrıca törende, Teksas Üniversitesi’ne bağlı MD Anderson Kanser Merkezi’nden Prof. Dr. Hagop M. Kantarjian, lösemi tedavisi ve araştırmalarına yaptığı önemli katkılardan dolayı Bilimsel Araştırmada Özel Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü.

Mayo Clinic–Florida’dan Prof. Dr. Muhammed Harfan Debace, Uluslararası Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazanırken, Bölgesel Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise Ürdün Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muhammed Ebu Hilal’e verildi.

Uluslararası Genç Araştırmacı Ödülü, Johnson Kapsamlı Kanser Merkezi’nden Dr. Mina Sedrak’a verildi.
Bölgesel Genç Araştırmacı Ödülü ise Tunus el-Manar Üniversitesi’nden Dr. Muhammed Cemaa ile Ürdün Üniversitesi’nden Dr. Vilhan eş-Şair arasında paylaşıldı.

Umut Vaat Eden Araştırmacı Hibesi, kanserle mücadele alanındaki ümit vadeden çalışmaları nedeniyle, Muhammed Bin Raşid Tıp ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi – Dubai Sağlık Otoritesi'nden Dr. Timidayo Omolawi ve Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden Dr. Larry Budge'a verildi.

Kanser Hastası Bakımında Mükemmellik için Mesleki Gelişim Programı Ödülü, Kral Hüseyin Kanser Merkezi’ndeki Bölgesel Pediatrik Onkoloji Eğitim ve Kapasite Geliştirme Programı’na verildi.

Törene, dünyanın önde gelen onkologları, doktorları ve araştırmacılarından oluşan jüri üyeleri, akademisyenler, medya mensupları ve ödülün destekçileri ile çok sayıda bakan katıldı.



Suriye: Silahlı kişiler, güvenlik güçlerinin Süveyda'nın batısındaki kontrol noktalarına saldırdı

Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
TT

Suriye: Silahlı kişiler, güvenlik güçlerinin Süveyda'nın batısındaki kontrol noktalarına saldırdı

Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)

Suriye TV bugün bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, silahlı kişilerin ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Süveyda vilayetinin batısındaki el-Mecdel köyünde güvenlik güçlerinin mevzilerini hedef aldığını bildirdi.

Kanal daha fazla ayrıntı vermedi.

Süveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki dün yaptığı açıklamada, Süveyda'da iç güvenlik güçlerinin varlığına rağmen silahlı gruplar tarafından ‘ihlallerde’ bulunulduğunu ifade etti.

Cuma gecesi Süveyda vilayetinde silahlı gruplar ile Suriye güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Çatışmalar sonucu güvenlik güçleri arasında yaralananlar oldu.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre bir güvenlik kaynağı, ‘yasadışı grupların Süveyda kırsalındaki Laga, Tel el-Agra, Tel Hadid ve el-Mezraa kasabalarını havan topları ve ağır makineli tüfeklerle hedef aldığını’ söyledi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, pazartesi günü Washington'a yaptığı ziyaret sırasında, Süveyda'daki yerel tarafların istikrarı bozmak amacıyla uyuşturucu kaçakçıları ve eski rejimin kalıntıları ile ittifak kurduklarını belirtti.

Ekim ayı sonunda, kimliği belirsiz silahlı kişiler, Şam ile Süveyda vilayeti arasındaki yolda bir yolcu otobüsüne ateş açarak iki kişinin hayatını kaybetmesine ve çok sayıda kişinin de yaralanmasına neden oldu.

Şam, ABD ve Ürdün ile yayımlanan üçlü bildirgeye dayanan tutumunu defalarca vurguladı; bu bildirge Süveyda’nın Suriye ile bütünleşmesini vurguluyor. Buna karşın Hikmet el-Hicri ise ‘kendi kaderini tayin hakkı’ olarak adlandırdığı hakkı ısrarla savunuyor.

Geçtiğimiz temmuz ayında, Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney vilayeti Süveyda'da Dürzi militanlar ile Bedevi kabileleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı ve güvenlik güçleri çatışmaları durdurmak için müdahale etmek zorunda kaldı.


Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
TT

Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin yardımların kısıtlanması, yeniden inşanın engellenmesi ve ateşkes ilanına rağmen ablukanın sürdürülmesi yoluyla imha savaşına tabi tutulduğunu açıkladı.

Kasım açıklamasında, "Gazze Şeridi'nde kış mevsiminin başlamasıyla birlikte daha da artan felaket, Arap Birliği'nin kurucu belgesi ve İslam Konferansı Örgütü'ne dayanarak net bir duruş sergilemesini gerektiriyor" ifadelerini kullandı.

Hamas dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani durumun, yerinden edilmiş kişiler için kurulan çadırların yağmur nedeniyle sular altında kalması sonucu kötüleştiğini belirterek, ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerini Şeride insani yardım ulaştırmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) da bugün yaptığı açıklamada, yağışların Gazze'deki zaten zor olan durumu daha da kötüleştirdiğini, insanların sular altında kalan çadırlara sığındığını söyledi.

BM kuruluşu, Gazze'de yaşayan insanların kış şartlarıyla başa çıkabilmeleri için halihazırda bulundurduğu barınak malzemelerinin getirilmesine izin verilmesini istedi.


Berri, siyasi güçleri İsrail'in ihlallerine ve planlarına karşı birleşmeye çağırdı

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)
TT

Berri, siyasi güçleri İsrail'in ihlallerine ve planlarına karşı birleşmeye çağırdı

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Lübnan’daki siyasi güçlere, ülkenin karşı karşıya olduğu meydan okumalar karşısında ‘ulusal birlik’ çağrısı yaptı. Berri, İsrail’in gerçekleştirdiği ve hâlâ sürdürdüğü eylemler konusunda ortak bir Lübnan tavrının bulunmamasını şaşkınlıkla karşılarken, herhangi bir mezhep ya da bileşenin dışlanması fikrini reddetti ve İsrail’in Hizbullah’ın Lübnan’a silah kaçırdığına yönelik iddialarını yalanladı.

Basın Editörleri Sendikası heyetiyle yaptığı görüşmede Berri, “11 aydır direniş tek bir kurşun bile sıkmadı; dünya genelindeki tüm tarafların ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) tanıklığıyla, Güney Lübnan'daki ateşkes anlaşması çerçevesinde üzerine düşen her şeyi yerine getirdi. Lübnan ordusu bu bölgede 9 binden fazla asker ve subayla konuşlandı ve tüm görevlerini eksiksiz yerine getiriyor. Peki İsrail bu anlaşmanın hangi maddesine, ne zaman ve nerede uydu? İsrail saldırganlığının doğası budur. Ancak anlaşılmayan ve hiçbir şekilde mazur görülemeyen şey, İsrail’in yaptıkları ve yapmakta oldukları ile Lübnan ve Lübnanlılara yönelik niyetleri karşısında Lübnanlıların ortak bir duruş sergilememesidir. Ulusal birliği sağlayalım; o zaman hangi taraftan gelirse gelsin, hiçbir meydan okuma karşısında Lübnan'ın korkacak bir şeyi kalmaz” ifadelerini kullandı.

Savaş ve silah kaçakçılığı

İsrail’in Lübnan’a savaş açma ihtimali hakkında konuşan Berri şöyle dedi: “İsrail saldırılarını Lübnan’a karşı durdurdu mu? Kimse onun saldırgan niyetlerini öngöremez. Yapılması gereken, Lübnan’ın ortak bir duruş sergilemesidir; en önemli olan bu.”

İsrail’in silah kaçakçılığına ilişkin iddialarını da yalanlayan Berri sözlerine şöyle devam etti: “Herhangi bir parti, örgüt veya siyasi oluşumun zaman zaman kendini yeniden yapılandırması, iç düzenini ve organizasyonunu gözden geçirmesi son derece doğaldır. Hele ki her meydan okumadan sonra… Hizbullah’ın bunu yapması en doğal hakkıdır, özellikle de İsrail saldırısından sonra. Ancak denizden, karadan veya havadan silah kaçırıldığına dair iddialar asılsızdır, doğru değildir.”

Suudi Arabistan ile devam eden ilişkiler

Berri, Suudi Arabistan’ın ve Arap ülkelerinin Lübnan’a yönelik açılımlarına da değinerek şöyle konuştu: “Lübnan tüm Arapların ülkesidir. Biz her zaman olduğu gibi bugün de tüm Arap kardeşlerimize el uzatıyoruz… Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz hiçbir zaman kesilmedi.”

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Joseph Kuseyfi başkanlığındaki Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)  Lübnan Meclis Başkanı, ülkede Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Joseph Kuseyfi başkanlığındaki Basın Editörleri Sendikası heyetini kabul etti. (Lübnan Meclis Başkanlığı)

Lübnan Meclis Başkanı, ülkede hiçbir şekilde bir iç fitne tehlikesi bulunmadığını vurguladı. Ayrıca Lübnan’ın yaşadığı mevcut krizi ‘kendi başına karşılaştığı en tehlikeli kriz’ olarak nitelendirirken, bunun ‘Lübnan tarihindeki en tehlikeli kriz’ olduğunu da belirtti. Berri, “Önümüzde kurtuluş için başka bir yol yok; birlik, sonra birlik, sonra yine birlik” ifadesini kullandı. Kendisinin Lübnan’da hiç kimseyle düşmanlığı olmadığını, ancak siyasi rekabetlerin bulunmasının doğal olduğunu ifade ederek, “Herhangi bir siyasi veya dini bileşenin dışlanması mantığını reddediyorum” dedi.

Berri, “Bazı kişiler 12 yıldan fazla süredir ABD'de bana karşı yaptırım uygulanması için çalışıyor” diyerek, “Sorun değil” yorumunu yaptı.

Seçim yasası ve siyasi kampanyalar

Görüşmede seçim yasası ve iç tartışmalar da ele alındı. Berri, kendisine ve meclise yönelik planlı kampanyanın hedefleri hakkında şöyle konuştu: “Yürürlükteki seçim yasası konusunda anlaşmazlıklar var ve herkes artık bu anlaşmazlığın niteliğini biliyor. Ne yazık ki bana yönelik bir saldırı dalgası var. Meyve veren ağaç taşlanır. Bu saldırı bilinen bir taraftan geliyor ve ben onlara asla karşılık vermeyeceğim… Seçim yasası konusu, anayasanın dört kez vurguladığı temel meselelerden biridir. Seçim yasasına ancak uzlaşmayla ulaşılabilir.”

Berri sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Ateş topunun meclise atılmasına karşı uyardım. Hükümet neden iki komite kurup onların hiçbir kararına uymadı ve sonra da topu meclise attı? Şu ana kadar hükümetten bana hiçbir şey ulaşmadı. Bazı kişiler haksız yere acele ediyor ve seçim yasasıyla ilgili krizi benim çözmemi istiyor; oysa ben henüz projeyi teslim almadım.”

Meclis Başkanı, seçimlerin zamanında yapılacağını, ne erteleme ne de uzatma olacağını kesin bir dille ifade etti.

Mevduat sahiplerinin paraları ve meclisten beklenen yasama gündemine ilişkin olarak da konuşan Berri sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Tek bir şeye bağlıyım: Meclis, özellikle mali reform olmak üzere tüm reform yasalarını tamamladı. Sadece mali boşluk yasası kaldı; hükümetin bunu geçen eylül ayında tamamlaması gerekiyordu. Bu yasa bazı maddelerinde mevduatları da ele alıyor. Bu konuda tutumum net: Mevduatlar kutsaldır, kutsaldır, kutsaldır. Vatandaşın mevduatını azaltan bir yasa asla geçemez.”