Irak, Körfez ülkelerinden Türkiye’ye uzanan karayolu ve demiryolu bağlantısına yönelik ‘Kalkınma Yolu’ projesini duyurdu

Başbakana Sudani, projenin çıkarların, tarihlerin ve kültürlerin yaklaştırılması için umut verici bir fırsat olduğunun altını çizdi

Başbakan Sudani, Bağdat'ta yapılan Kalkınma Yolu Projesi konferansının açılışında konuştu (Irak Başbakanlığı)
Başbakan Sudani, Bağdat'ta yapılan Kalkınma Yolu Projesi konferansının açılışında konuştu (Irak Başbakanlığı)
TT

Irak, Körfez ülkelerinden Türkiye’ye uzanan karayolu ve demiryolu bağlantısına yönelik ‘Kalkınma Yolu’ projesini duyurdu

Başbakan Sudani, Bağdat'ta yapılan Kalkınma Yolu Projesi konferansının açılışında konuştu (Irak Başbakanlığı)
Başbakan Sudani, Bağdat'ta yapılan Kalkınma Yolu Projesi konferansının açılışında konuştu (Irak Başbakanlığı)

Irak’ın komşusu olan ülkelerden gelen yetkililerim katılımıyla Bağdat'ta düzenlenen konferansta, Irak ve Arap Körfezi ülkelerini Türkiye sınırına bağlayacak ve Irak'ın Ortadoğu ile Avrupa arasında yapılacak ürün ticaretinde başlıca güzergâh olmasını sağlayacak karayolu ve demiryolu ulaşım projesinin başlatıldığı duyuruldu. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, projenin petrol dışı sürdürülebilir bir ekonominin temel direği ve Irak'ın komşularına ve bölgeye hizmet etmesini sağlayacak bir bağlantı olacağını söyledi.

Bağdat'ın ev sahipliğinde dün (Cumartesi) düzenlenen ve Irak'a komşu ülkelerin (Türkiye, Suriye, Ürdün, İran) yanı sıra birçok Körfez ülkesinin ulaştırma bakanlarının katıldığı Kalkınma Yolu Projesi konferansının çalışmaları dün başladı.

Irak hükümeti, yolun, ülkenin güneyindeki Basra ilinde bulunan Büyük Faw Limanı’ndan başlayıp 10 ilden geçerek kuzeyde Türkiye'ye bağlanacağı ve buradan da Avrupa ülkelerine ulaşacağını açıkladı. Bin 200 kilometre uzunluğunda olacak olan yolun 2028 yılına kadar tamamlanması bekleniyor.

Büyük Faw Limanı hakkında neler biliyoruz?

* Büyük Faw Limanı’nın şu an yüzde 50'den fazlası tamamlanmış durumda.

* Limanın kapasitesi 4,6 milyar euroluk bir maliyetle yıllık 99 milyon tondur.

*Limanın inşası, birincisi 2028'de, ikincisi 2038'de olmak üzere iki aşamada tamamlanacak.

Konferansa ev sahipliği yapan Başbakan Sudani, açılış konuşmasında, konferansı, kardeş ve dost ülkelerin liderleriyle olan yapıcı bir anlayışla başlattıklarını söyledi. Irak Başbakanı, “Kalkınma Yolu Projesi, ekonomik bir arter olacak. Bu umut verici proje, çıkarların, tarihin ve kültürlerin yaklaştırılması için umut verici bir fırsattır. Irak, dost ve kardeş ülkeleri modern sanayi ve ürün ihracatçısı yapacak olan ekonomik ortaklık kuracaktır” ifadelerini kullandı.

Başbakan Sudani sözlerini şöyle sürdürdü:

Çalışma platformları, ulusal ve yerel çıktılara sağladığı katkı ve ekonomik kaldıraçları ile Kalkınma Yolu Projesi, mevcut durumu sağlam bir ekonomik yapıya doğru değiştirmeyi hedefleyen iddialı ve bilinçli bir plandır. Bu projede, sürdürülebilir petrol dışı ekonominin bir ayağını ve Irak'ın komşularına ve bölgeye hizmet eden bir bağlantı görüyoruz.

Büyük Faw Limanı’nın inşasında uzun bir yol kat edildiğini ifade eden Başbakan Sudani, “(Liman) bu önemli ekonomik adıma giriş kapısı olacak, liman ile kentler bütünleşecek ve bunun yanında bölgenin ve dünyanın en yeni ve ülkemiz için önümüzdeki elli yılın mevcut ve beklenen teknolojik gelişmelerinin uygulanacağı akıllı sanayi kentini kuracağız” şeklinde konuştu.

saf

Irak Başbakanı’nın açıklamalarına göre Irak, inşa edilecek yolun yapımı sırasında Intermodal koridorlara ve bin 200 kilometreden fazla demiryollarına ağırlık verecek ve bunların birlikte çalışabilirliğini sağlayacak. Otoyollar ve demiryolu ulaşımı ile nakliyeyi kolaylaştıracak bu projelerin yaratacağı istihdam, bölge halklarını bütünleşme, istikrar ve zorluklarla mücadele aşamasına taşıyacak olumlu yönde etkileyecek.

Büyük iyimserlik

Sudani ve danışmanlarının Kalkınma Yolu Projesi’nin uygulanışına ilişkin konuşmalarında büyük bir iyimserlik hakim. Projenin 100 binden fazla kişiye iş imkânı sağlayacağını, ülke için yılda yaklaşık 4 milyar dolarlık bir gelir oluşturacağını ve tüm bunlara yaklaşık 17 milyar dolar nihai maliyetle sahip olacağını, ayrıca, Körfez ve Asya'dan Avrupa'ya ve tersi yönde ürün ticareti için ortalama geçiş süresinin 30 günden yalnızca 15 güne düşürülmesine de katkıda bulunacağını söylediler.

Yine yetkililer, çalışmaları yaklaşık iki yıldır Güney Koreli Daewoo şirketi tarafından yürütülen Büyük Faw Limanı’ndaki başlangıç ​​noktası baz alınarak, projenin tamamlanma oranının yaklaşık yüzde 40'a ulaştığını vurguladılar.

Temsilciler Meclisi’ndeki Ulaştırma ve Ekonomi Komitesi'nden yapılan ve Şarku’l Avsat’ın Irak Haber Ajansı (INA)’dan aktardığı açıklamada, projenin katılımcı ülkeler için bir yatırım olacağı ve her ülkenin projenin bir bölümünü tamamlayabileceği belirtildi. Projenin 3-5 yıl içinde tamamlanmasının umulduğuna dikkati çekilen açıklamada, katılımcı ülkelerle konferansın ardından yatırım mekanizmasının ele alınacağı kaydedildi.

Irak'ın projenin toplam maliyetini üstlenip üstlenmeyeceği yahut diğer ülkelerin buna katkıda bulunup bulunmayacağı henüz tam olarak bilinmiyor.

Sudani, geçtiğimiz mart ayında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında şunları söylemişti:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sadece Irak ve Türkiye için değil, bölge ve dünya için ürün ve enerji taşımacılığının küresel koridoru olan Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayan Kalkınma Yolu Projesi ve Kuru Kanal Projesi hakkında konuştuk.

Irak Hükümet Sözcüsü Basim El-Avvadi, dün yaptığı açıklamada, teknik nedenlerden ötürü son anda katılım gösteremeyen Bahreyn dışında Kalkınma Yolu Projesi Konferansına 6'sı Irak'ın komşusu olan tüm Körfez ülkeleri katıldı.

Avvadi, resmi haber ajansına yaptığı açıklamada, “Konferans, proje sunma, ülkeleri tanıtma ile planları belirleme ve ardından tüm ülkelere konuyu tartışmaya açma imkânı verdi” dedi.

Ana stratejik güzergahın güneyde iki farklı yol olacağını, yani bin 190 kilometrelik kara yolunun yanı sıra bin 175 kilometrelik demiryolu olacağını belirten Avvadi, karayolu ve demiryolunu dini bir merkez olan Kerbela şehrinin kuzeyinde buluşacaklarını ve Fişhabur Sınır Kapısı’na varana kadar yan yana ilerleyeceklerini ifade etti.

Kalkınma Yolu Projesi’nin görevini, Avrupa’dan Türkiye’ye gelen her türlü ürünün Irak üzerinden Körfez ülkelerine taşınması olduğunu belirten Avvadi, ayrıca Körfez ülkelerinden gelen ürünlerin ve enerji kaynaklarının Irak üzerinden Türkiye ve Avrupa'ya taşınacağını açıkladı.

sa

Öte yandan Iraklı bazı gözlemciler, Başbakan Sudani hükümetinin, bu iddialı projeyi gerçekten uygulayamasa bile hükümetin vaatlerine fazla güvenmeyen vatandaşlarının hayatlarına umut aşılayacağını düşünüyorlar.

Bazı gözlemciler ise büyük projelerin uygulanmasıyla ilgili olarak son yirmi yılda ülkenin deneyiminin, projelerin uygulanmasındaki gecikmeler, kötü yönetim ve yolsuzluk açısından güven verici olmadığını söylüyorlar.

“Bağlılık”

Katılımcı ülkelerin çoğu, projeyi desteklerini ifade ederken, Türkiye’den gelen heyetin temsilcisi Ali Rıza Günay, Ankara'nın Kalkınma Yolu Projesi’nde önemli bir ortak olduğunu söyledi.

Günay, konferansta yaptığı konuşmada, “Hepimiz için kazan-kazan imkanı sunan Kalkınma Yolu Projesinde önemli bir ortağız. Sorumluluk, Irak ile Türkiye arasındaki ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasında yatmaktadır. Proje, bölge ülkeleri arasındaki karşılıklı bağlılığı artıracaktır” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Ulaştırma Bakanı Salih bin Nasır el-Casir ise düzenlediği basın toplantısında, “Suudi Arabistan, Irak ile ortak ilişkilerini güçlendirmeye istekli. Son iki gün içinde çok sayıda bakanın katılımıyla Irak-Suudi Arabistan Koordinasyon Konseyi'nin toplanmasına tanık oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Suudi Arabistan Ulaştırma Bakanı Salih bin Nasır el-Casir, dün Bağdat’taki konferansa katıldı (Irak Başbakanlığı)

Suudi Arabistan Ulaştırma Bakanı Casir, şunları söyledi:

Suudi Arabistan ile Irak arasındaki Ar Ar - Cemima Sınır Kapısı, ürün taşımacılığı ve yolcu ulaşımı alanlarında yoğunluk yaşıyor. İki ülke arasındaki ticaret geçtiğimiz yıl 1 milyar doları aştı. Haftalardır Ar Ar - Cemima Sınır Kapısı’ndan günlük yaklaşık 6 bin hacı adayı geçiş yaptı ve  70 bin hacı adayı daha geçişe hazırlanıyor.

INA’nın aktardığına göre İran Yol ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Şehryar Efendizade, “Demiryollarının rolü çok önemli. Irak’taki bu yeni proje ürün taşımacılığında büyük bir role sahip olacak” dedi.

“Akış” eksikliği

Irak'ın en güneyinde ve Körfez ülkelerine komşu olan Büyük Faw Limanı’nın, ticari ürünleri kara yoluyla taşımadan temel bir istasyon olacak şekilde düzenlenmesi için çalışmalar devam ediyor.

Körfez bölgesi, özellikle bölge ülkeleri tarafından çıkarılan petrol kaynaklarının taşınması alanında önemli bir deniz ulaşım platformu oluşturuyor.

Uluslararası taşımacılık ekonomisi danışmanı Ziyad Haşimi, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, ‘akış’ eksikliği olduğunu düşündüğü bu projenin öncesinde yapılan fizibilite çalışmasıyla ilgili soruları gündeme getirdi.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2013 yılında duyurduğu ‘Yeni İpek Yolu’ gibi küresel ulaşımda önemli bir arterin geri dönüşü hedeflerini merkezine koyan başka küresel projeler de var.

Çin Devlet Başkanı’nın duyurduğu proje, resmi olarak ‘Kuşak-Yol Projesi’ olarak adlandırılıyor, 130 ülkeyi kapsıyor ve Çin (Asya), Avrupa ve Afrika arasında daha iyi bağlantı sağlamak için kara ve deniz altyapılarını geliştirmeyi hedefliyor.



Irak İslamofobi’ye karşı diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı

Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
TT

Irak İslamofobi’ye karşı diplomatik çabalarını yoğunlaştırdı

Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)
Mukteda es-Sadr destekçileri, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlığı kınamak için Bağdat’taki Cumhuriyet Köprüsü üzerinde yürüyüş yaparken (AP)

Irak Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Ayrıca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’dan bir telefon aldı. Yapılan telefon görüşmelerinde, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) bakanlar düzeyinde acil bir zirve düzenlemesi için çabaları birleştirmeye, Kur’an-ı Kerim’e yönelik devam eden nefret eylemlerinin yansımalarını tartışmaya, dünya genelindeki İslamofobi olgusuyla mücadele etmeye ve bu konuda gerekli tedbirler almaya odaklanıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği yazılı açıklamada, Bakan Hüseyin’in “İsveç hükümetinin Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına, İslam dininin kutsallarına hakaret edilmesine ve Irak bayrağının yakılmasına izin vermeye yönelik tekrarlayan davranışlarına karşı Irak hükümeti tarafından alınan diplomatik önlemler hakkında mevkidaşlarına bilgi verdiği” kaydedildi. Açıklamada “bu tür provokatif eylemlerin uluslararası anlaşmalara ve normlara zarar verdiği, toplumsal barışı tehdit ettiği ve şiddet ve nefret kültürünü körüklediği” ifade edildi. Buna ek olarak “bakanların, Irak’ın duruşunu ve Kur’an mushafına yönelik tekrarlayan hakaretlerin yansımalarının tartışılması için İİT’nin bakanlar düzeyinde acilen toplanmasına yönelik çağrısını desteklediklerini ifade ettikleri” bildirildi.

ascd
Perşembe günü İsveç Büyükelçiliği önündeki protestocularla güvenlik güçleri arasında çıkan arbededen bir kare (AP)

Irak’ın Arap ve İslami ülkelerin desteğini toplamaya doğru yeni yönelimi, Şii güçlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen kitlesel gösterilerin ardından geldi. Bu gösterilerin baş ve en etkili aktörü Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi oldu. Sadr’ın yaptığı bazı açıklamalar, öfkeli kitlesinin Bağdat’taki İsveç Büyükelçiliği’ni basarak tamamen yakmasına sebep oldu. Bu olay ABD de dahil olmak üzere, birçok ülke tarafından öfkeye yol açtı. Bunun sonucunda, Bağdat ile Stockholm arasındaki diplomatik ilişkiler kesildi ve İsveç, büyükelçiliği personelini Bağdat’tan ülkeye taşımak zorunda kaldı.

Irak hükümeti İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’nin protestocular tarafından yakılmasını kınamış olsa da, Muhammed Şiya es-Sudani başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Kabinesi’nin kararıyla İsveç ile ilişkileri kesti. Ayrıca, halk arasında İsveç ürünlerinin boykot edilmesi yönündeki çağrıların arttığı bir sırada, Irak hükümeti, İsveçli telekomünikasyon şirketi Ericsson ile iş yapmayı durdurma kararı aldı.

İsveç’e karşı Irak’ın diplomatik tepkileri devam ederken, Irak diplomasisi başka bir durumla karşı karşıya kaldı. Danimarka’da İslam düşmanı aşırı sağcı bir grup, Kopenhag’daki Irak Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim mushafı yaktı. Sosyal medyada cuma günü yayılan bir video, Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağının Kopenhag şehrindeki Irak Büyükelçiliği önünde saygısızca muamele gördüğünü ve yakıldığını belgeledi. Bu grup, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanana benzer bir şekilde, saldırısını Danimarka polisinin aldığı sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirdi.

Öfkeli tepki ve diplomasi

Danimarkalı grubun başkent Kopenhag’da Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağını yakmasının ardından Irak Dışişleri Bakanlığı, “Irak’ın Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’e ve Irak bayrağına yönelik taciz olayını güçlü ve aynı ifadelerle kınadığına” dair bir açıklama yaptı. Ayrıca bakanlık, “ifade hakkı ve gösteri özgürlüğü bağlamına oturtulması mümkün olmayan bu menfur olaylara ilişkin gelişmeleri yakından ve tam bir sorumlulukla takip ettiğini, bu eylemlerin tepkileri körüklediğini ve tüm tarafları kritik bir pozisyona soktuğunu” kaydetti.

Bakanlık ayrıca uluslararası toplumu, dünya çapında toplumsal barışı ve birlikte yaşama anlayışını bozan bu menfur olaylara karşı acilen sorumlu bir duruş sergilemeye çağırdı. Danimarka Büyükelçiliği’ne karşı halkın olası öfkeli tepkisinden endişe duyan bakanlık “ülkeler arasındaki diplomatik ilişkileri düzenleyen Viyana Sözleşmesi’ne tam bağlılığını” vurguladı ve “ülkedeki diplomatik misyonlara yönelik açıklamasını” yineledi. Ayrıca “Irak hükümetinin tüm misyonlarda çalışan diplomatik personelin güvenliğini ve korunmasını sağlamakla yükümlü olduğunu” açıkladı. Bakanlık “İsveç Büyükelçiliği’nin Bağdat’ta maruz kaldığı olayın bir daha tekrarlanmasına izin verilmeyecek bir olay olduğunu ve benzer herhangi bir olayın hukuki yaptırıma tabi olacağını” belirtti. Ayrıca açıklamada, bakanlığın “Irak devletinin değerlerini ve onurlu Irak halkının ahlakını ifade ettiği” kaydedildi.

Mukteda es-Sadr (Reuters)
Mukteda es-Sadr (Reuters)

Bu sırada, Mukteda es-Sadr taraftarları ile Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı silahlı gruplar arasında bir hareketlilik başladı. Mevcut Irak hükümetinde yer alan Şii siyasi güçleri çatısı altında toplayan Koordinasyon Çerçevesi güçleri, Sadr yanlılarının Yeşil Bölge yakınlarındaki gösterilerinin siyasi mesajlar vermeyi amaçladığını söylediler. Dün gece onlarca Sadr taraftarı, Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağına yönelik hakaretlerin tekrarlanmasına karşı protesto düzenlemek amacıyla Yeşil Bölge’ye doğru Cumhuriyet Köprüsü’nü geçti. Bunun üzerine Mukteda es-Sadr sabah Twitter hesabından bir paylaşım yaparak “Artık konuşmak beyhude” ifadelerini kullandı.

Koordinasyon Çerçevesi’ne bağlı liderlerden biri olan Aid el-Hilali açıklamasında, “Mukteda es-Sadr taraftarlarının Kur’an-ı Kerim’in ve Irak bayrağının yakılmasını protesto etme başlığıyla Yeşil Bölge yakınlarında düzenlediği gösterilerin, iki taraflı siyasi bir mesaj vermeyi amaçladığını” belirtti. Hilali, ilk olarak “Sadr Hareketi liderliğinin, siyasi sahneye geri dönmek istediğini ve yakın gelecekte bunu yapacağına dair bir mesaj iletmek istediğini” ifade etti. “İkinci mesajın ise Sadr yanlılarından Sadr liderlerine yönelik olduğunu ve ‘Biz geri dönmek istiyoruz. Önümüzdeki seçimlere katılmak istiyoruz. Hala Irak sokaklarını kontrol ediyoruz’ işaretini taşıdığını” öne sürdü.