Lübnan’da Azur ve Franciye arasında Temsilciler Meclisi’nde bir çekişme yok

Mevcut verilere göre ne Azur ne de Franciye zaferini garanti edemiyor

Meclis Başkanı Nebih Berri ile Cihad Azur arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (Lübnan Temsilciler Meclisi)
Meclis Başkanı Nebih Berri ile Cihad Azur arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (Lübnan Temsilciler Meclisi)
TT

Lübnan’da Azur ve Franciye arasında Temsilciler Meclisi’nde bir çekişme yok

Meclis Başkanı Nebih Berri ile Cihad Azur arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (Lübnan Temsilciler Meclisi)
Meclis Başkanı Nebih Berri ile Cihad Azur arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (Lübnan Temsilciler Meclisi)

Muhalefet güçleri ile eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı destekleyen (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) arasında yaklaşan seçimlerle ilgili anlaşma yapıldığına dair yapılan ciddi söylemler, bu güçlerin cumhurbaşkanlığı adaylığı Şii İkilisi (Hizbullah-Emel Hareketi) ve müttefikleri tarafından desteklenen (Maruni Hristiyan) Marada Hareketi Partisi Lideri Süleyman Tony Franciye’ye karşı ilan edecekleri herhangi bir adayın şansıyla ilgili çok sayıda soru işareti oluşturdu. Özellikle Şii İkilisi’nin Franciye'ye tam desteği, Franciye’nin karşısına çıkarılacak bir adayın Şiilerin oyunu alamayacağı anlamına geldiğinden, bazılarının böyle bir seçim sürecini gölgeleyen bir ‘tüzüğün olmadığından’ bahsediliyor.

Mevcut veriler ne Franciye’nin ne de son verilere göre muhalefetin ve ÖYH’nin adayı olabileceği düşünülen eski Maliye Bakanı Cihad Azur’un ilk turda 86 oyla, ikinci turda 65 oyla bile zaferini garantileyebileceğini gösteriyor. Bu da tüm seçim oturumlarında salonda 86 milletvekilinin bulunması gerektiğinden yeter sayı sorununun ele alınmasını gerektiriyor.

Franciye, fiilen Şii İkilisi’nin 27 milletvekilinin yanı sıra iki Alevi milletvekili, Şii İkilisi’ne yakın 9 Sünni milletvekili, ÖYH bloğundaki 4 Hristiyan milletvekili ve 3 Ermeni milletvekili olmak üzere toplam 45 milletvekilinin desteğini alırken Şii İkilisi, bazı bağımsız milletvekillerinin de kendilerine katılacağını ve böylece sayının yaklaşık 50'ye ulaşacağını açıkladı.

Öte yandan büyük Maruni Hıristiyan partilerin Azur’un adaylığı konusunda anlaşmaya varması halinde Azur, 18 ÖYH milletvekilinin yanı sıra (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi’nden (LK) 19 milletvekili ve (Maruni Hristiyan) Lübnan Ketaib Partisi’nden 4 milletvekilinin de desteğini alacak. Hepsinin dosyaya yaklaşım biçiminden memnun olmadığına dair duyumlar çerçevesinde ÖYH lideri Cibran Basil’in kararına uyacaklarını tahmin edebiliriz. Bazı bağımsız milletvekilleri ve Değişim Güçleri bloğundan milletvekillerinin de aralarında bulunacağı 50 milletvekili barajı kolayca aşması muhtemel olan Azur'a oy verecek. Fakat Franciye ve Azur, (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti (İSP) ve 14 Mart bloğuna yakın Sünni milletvekillerinin desteğini almadan adaylardan hiçbiri, bir adayın ikinci turu kazanması için gereken 65 oy barajına ulaşamayacak. Söz konusu taraflar oy verecekleri adayın, çatışmacı değil, uzlaşmacı bir aday olması gerektiğini vurguladılar.

İSP Milletvekili ve Demokratik Buluşma üyesi Bilal Abdullah, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

Durumun ve mutabakatın netleşmesini bekliyoruz. Konuşmalar yapılıyor, ama şimdiye kadar müzakere masasına oturan tarafların neye göre ve hangi kriterlere göre uzlaştıkları bilinmiyor.  Bizse meydan okuyan bir aday değil, çoğunluğu sağlayabilen herkese güven veren, üzerinde uzlaşılmış bir adayın adını öne sürdük. Yani önemli olan karşı tarafı memnun edecek bir isim üzerinde anlaşmamız yoksa (eski Milletvekili) Michel Moawad deneyimini tekrar etmiş oluruz. Aldığı oylara ÖYH milletvekillerinin oyları da ekleniyor. Oyların tamamını alıp alamayacağını bilmiyoruz.

Şarku'l-Avsat'a yaptığı açıklamada, mülahazalar, sınırlar ve koşullar öngören bir anlaşma yapılması şansının olmayacağını, çünkü ihtiyaç duyulan şeyin ülkeyi kurtarabilecek kabul edilebilir bir çözüm olduğunu vurgulayan Abdullah, “Şu ya da bu ekibin şartlarını iyileştirmek için yaptığı manevralar bizi ilgilendirmiyor” dedi.

Öte yandan Ulusal Ilımlılık Bloku Milletvekili Ahmed el-Hayr, en başından beri hiçbir tarafla uzlaşmadıklarını ve şartlar olgunlaşana kadar bunu yapmaya devam edeceklerini belirterek, “Tüm iklimler, yasal yeter sayıyı sağlamak için Temsilciler Meclisi'ne oturum çağrısında bulunmak için şartlar olgunlaşıyor” şeklinde konuştu.

Hayr, Franciye ve Azur arasında seçimlerin yapılacağı bir oylama oturumu yapılması halinde nasıl bir tutum sergileyeceklerine dair şunları söyledi:

Gerekeni yapıyoruz. Oturumda adaylardan kime oy vereceğimizi, bir sonraki cumhurbaşkanının gereken şartları karşılayıp karşılayamamasına göre belirliyoruz.

LK kaynakları ise Cibran Basil'in ekibiyle müzakere eden muhalefet partilerinin kendilerine ‘Azur'un adaylığında anlaşmaya varıldığının ve bu yüzden pratik adımlar atıldığının’ bildirildiğini belirttiler. Şarku'l-Avsat'a konuşan kaynaklara göre bugün tutumların netleştirilmesi ve LK partisi dahil olmak üzere ilgili tüm partiler tarafından resmi olarak duyurulması gerekiyor. Kaynaklar, yaşananları ‘cumhurbaşkanlığı seçimlerini canlandıracak büyük bir gelişme’ olarak nitelendirdiler.

ÖYH'nin Şii İkilisi ile ‘kemik kıran’ bir savaşa girmeyeceği ve Hizbullah'ı Azur'un adaylığına ikna etmeye çalışacağı aktarılırken, en başta herhangi bir adayın Şiilerden tek bir oy bile alamamasının Ulusal Pakt konusunu gündeme getireceği vurgulandı.

Anayasa uzmanı ve hukukçu Dr. Said Malik, “Anayasa, bir arada yaşama şartıyla çelişen hiçbir otoritenin meşruiyeti olmadığını söylese de oyları farklı etnik köklerden ve mezheplerden milletvekillerinin oylarının karışımından oluşan bir cumhurbaşkanı oylaması konusunda herhangi bir kısıtlayıcı şartı öne sürmediği de kesin” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Malik, “Ulusal Pakt, Cumhurbaşkanının ileride görevini yerine getirmesinin engellenmemesi için gerekli ve acil bir meseledir. Ulusal Pakt çarklarına çomak sokuldu. Ancak meclis başkanı seçiminde de geçerli olan birden fazla etnik köken ve mezhepten oy almasını mutlak olarak gerektiren bir şart yok” ifadelerini kullandı.



Basil, Hizbullah ile cumhurbaşkanlığı için görüşmeler yapıyor

Cibran Basil ile Hizbullah Genel Sekreteri Siyasi Danışmanı Hüseyin el-Halil ve Hizbullah'ın İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Vefik Safa arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (İnternet siteleri)
Cibran Basil ile Hizbullah Genel Sekreteri Siyasi Danışmanı Hüseyin el-Halil ve Hizbullah'ın İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Vefik Safa arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (İnternet siteleri)
TT

Basil, Hizbullah ile cumhurbaşkanlığı için görüşmeler yapıyor

Cibran Basil ile Hizbullah Genel Sekreteri Siyasi Danışmanı Hüseyin el-Halil ve Hizbullah'ın İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Vefik Safa arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (İnternet siteleri)
Cibran Basil ile Hizbullah Genel Sekreteri Siyasi Danışmanı Hüseyin el-Halil ve Hizbullah'ın İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Vefik Safa arasında daha önce yapılan görüşmeden bir kare (İnternet siteleri)

Hizbullah ile (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) lideri Cibran Basil arasında görüşmeler yeniden başlarken görüşmelerin en kısa zamanda bir cumhurbaşkanı seçilmesi için yapılan manevralara bağlı olmayan bir diyalog olup olmadığına ve iki partinin cumhurbaşkanının seçilmesine yönelik görüşlerini yakınlaştırmalarını sağlayacak bir anlaşmanın önünü açmayı hedefleyip hedeflemediğine dair niyetler test ediliyor. Bunun yanında bu kez Beşli Komite’nin (Mısır, Fransa, Katar, Suudi Arabistan ve ABD) siyasi korumasına sahip olan Fransa Cumhurbaşkanı’nın Lübnan Özel Temsilcisi ve eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın halen öncelikleri arasında yer alan seçim çıkmazını kırmak için iki partinin de birbirine ihtiyacı var.

Hizbullah ile ÖYH arasındaki diyalogun özellikle direniş ekseni ile muhalefet arasındaki iletişimin kesilmesi çerçevesinde yeniden başlaması bir yenilik olarak görülüyor. Bunun yanında Basil'in, eski bakan Cihad Azur'un cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinden muhalefetle kesiştiği noktadan ayrılması karşılığında müttefikiyle arasındaki anlaşmazlığı bitirme kararı almasından hareketle diyalog, Le Drian'ın Beyrut'a yapması beklenen ziyareti ve cumhurbaşkanlığı kartlarını yeniden dağıtılmasıyla aynı zamana denk gelip gelmediğinin anlaşılması, artık müttefiklerin ve muhaliflerin ilgisini çeken neredeyse tek siyasi hamle haline geldi.

Hizbullah ile Basil arasındaki yeni diyaloğun genel gidişatına ilişkin farklı görüşler söz konusu. Tarafsız olan bir kesim, iki tarafın birbirine ihtiyacı olduğuna inanıyor. Aynı kesim, Hizbullah’ın müttefiki (Maruni Hristiyan) Marada Hareketi Partisi lideri Süleyman Tony Franciye’nin adaylığını destekleyen muhalefet kanadına katılma ihtimali olduğunu ve ÖYH ile arasındaki diyalogun yeniden başlamasının yalnızca Basil'in Azur’u desteklemek için muhalefet kanadıyla yaptığı uzlaşının sona erdiği anlamına geldiğini söylüyor.

Basil'in direniş ekseni ve muhalefet arasındaki çekişmede oyun oynamaya çalıştığına dikkati çeken bu kesime göre Basil, müttefikinin Lübnan Egemen Cephesi’nin kurulmasını onaylamasından ve kapsamlı idari ve mali ademi merkeziyetçiliği benimsemesinden başlayarak diğer tarafların önceliklerini anladığını garanti etmedikçe, Hizbullah’ın yanında herhangi bir karşılık almadan yer almak istemediği için muhalefetle yaptığı uzlaşıyı geç duyurdu. Tarafsız kesim ayrıca Basil'in Hizbullah’la yeniden temasa geçmesi, Lübnan Temsilciler Meclisi’nden tanınmış bir kaynağın ifadeleriyle koşulların cumhurbaşkanlığı seçimleriyle güvenli bir yere geçmesine izin vermesi durumunda siyasi uzlaşmadaki şartlarını iyileştirme arayışı içinde ağacın tepesinden inmeye karar verdiğinin teyidi olarak görüyor.

Tarafsız kesimin Meclis’teki kaynaktan Şarku'l Avsat'a aktardığına göre Basil, önerileriyle Hizbullah’a “Cumhurbaşkanlığını alın, devleti bize verin. Kapsamlı mali ademi merkeziyetçilik, federalizmin diğer yüzü olduğundan bu başarılamayacak ve başka bir çıkmaza girilecektir” mesajı vermek istiyor.

Tarafsızlar, Hizbullah’ın meclis bloğundan çok sayıda milletvekilinin Basil'in Maruni Hristiyan partilerin kapsamlı idari ve mali ademi merkeziyetçiliğin desteklenmesine yönelik ilk taleplerinin iletildiği gerekçesiyle kendisinden daha fazlasını teklif edenlerin önünü kesmek için rakipleri karşısında söz konusu partileri yeniden kazanmak amacıyla istediği siyasi bedel karşılığında adaylıktan vazgeçerek Franciye'nin desteklenmesine itiraz etmemeyi  sürdürse de Hizbullah’ın Basil'e hiçbir şey veremeyeceğinin altını çizdi.

Hizbullah ile Basil arasında başlayan yeni diyalogda bekleyip neler olacağı konusunda bir uzlaşının olduğuna inanan tarafsızlar, Basil'in diyaloğu yeniden başlatma kararının bile muhalefeti endişelendirmeye yeteceğini belittiler. Meclis Başkanı Nebih Berri'nin Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn'ı kabulüyle başlayan ve subayların terfilerinin yapılmasıyla sonuçlanan olumlu atmosfer çerçevesinde konunun cumhurbaşkanının seçilmesiyle ilgilenen bölgesel ve uluslararası tüm tarafları ilgilendirdiğini vurgulayan tarafsızlar, uluslararası basın kuruluşlarının bildirdiğine göre General Avn’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda adının güçlendiğini ve bunun da Basil'i endişelendirdiğini ifade ettiler.

Tarafsızlar, Hizbullah’ın Basil’in, Franciye'nin cumhurbaşkanlığı adayları listesine dahil edilmesini istemeyi bırakıp adaylığına karşı çıkmasından sonra Genelkurmay Başkanı’nın adaylığına karşı da aynı tutumu sergilemesi olasılığına karşı Basil'in diyalogun yeniden başlaması talebine yanıt vermeye henüz karar vermediğini söylediler.

Hizbullah’ın henüz Basil’in taleplerine net yanıtlar vermediğini belirten tarafsızlar, müttefikinin, Hizbullah’a açılımını savunmak için kendisini destekleyen milletvekillerinin eleştirilerinden doğan bir anlaşmazlığı onunla ilişkilendirme niyeti çerçevesinde bunun genel siyasi duruma olası yansımalarını görmek amacıyla halen meselenin üzerinde çalıştığını rakiplerinin ise sanki tablo netleşene ve diyalogun gidişatı oturana kadar beklemeyi tercih ediyormuş gibi ona karşı çıkmaktan kaçındıklarını belirttiler. Bunun yanında siyasi uzlaşmaya ilişkin tutumunu koruyan Hizbullah ile uzlaşmaya varması halinde Basil’in ÖYH içinde muhalefetle karşılaşması ihtimali olmadığını savunanlar da var.

Bu yüzden tarafsızlar, Basil'i Hizbullah’a açılarak zaman kazanmaya çalıştığı şeklinde suçlamaktan kaçınarak Basil için önemli olanın Genelkurmay Başkanı’nın cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmek olduğunu ve Genelkurmay Başkanı’nın adaylık ihtimalinin güçlü olup olmadığına ya da diğer adayların güçleriyle eşit olup olmadığına ilişkin değerlendirmesine dayanarak bir pozisyon alacağını vurguladılar.

Öte yandan muhalefet güçleri, iki müttefik arasındaki diyalogun yeniden başlamasıyla ilgili değerlendirmelerinde temkinli davranırken bazıları tutumlarını muhalefetle ulaştıkları ortak noktayı yitirmemek için acele etmemekten yana kullanırken bazıları ise Azur’un adaylığını desteklemeye devam ediyorlar. Bazıları ise Franciye’nin adının cumhurbaşkanlığı adayları listesine dahil edilmesini, Hizbullah ile arasındaki yabancılaşmaya son verdiği için kabul ediyorlar.

Muhalefet güçleri, Hizbullah ile Basil arasındaki diyaloğun yeniden başlamasına ilişkin kararlar verirken sabırlı olmaya devam edip cumhurbaşkanlığı üzerine ittifakları yeniden şekillendirme sırası ona geleceği için Basil’in tamamen Hizbullah’a dönmeye karar vermesi durumunda içeriden ve dışarıdan gelebilecek tepkileri dikkatlice hesaplaması gerekiyor. Gerçekten Basil tamamen Hizbullah’a dönemeye karar verecek mi yoksa açılımını Le Drian Beyrut'a gelene kadar kaybedilen zamanda boşluğu doldurmak için kullanıp kendisine teklifler sunulmasını mı sağlayacak?