Libya Ulusal Birlik Hükümeti, Zaviye’yi hedef alan bombardımanlarını yineledi

Menfi, sessizliğini korurken Mişri, Dibeybe’yi ‘bombardımanları siyasi amaçları için kullanmaya çalışmakla’ suçladı.

Zaviye’nin çeşitli bölgelerinde yoğun güvenlik önlemleri alındı (AFP)
Zaviye’nin çeşitli bölgelerinde yoğun güvenlik önlemleri alındı (AFP)
TT

Libya Ulusal Birlik Hükümeti, Zaviye’yi hedef alan bombardımanlarını yineledi

Zaviye’nin çeşitli bölgelerinde yoğun güvenlik önlemleri alındı (AFP)
Zaviye’nin çeşitli bölgelerinde yoğun güvenlik önlemleri alındı (AFP)

Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu, geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Zaviye’yi hedef alan hava saldırılarını yenilerken, Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi, Zaviye’ye yönelik hava saldırıları karşısında sessizliğini korumaya devam ediyor. Öte yandan Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri, UBH Başbakanı Dibeybe’yi, ‘bombardımanları siyasi olarak kullanmaya çalışmakla’ suçladı.

Cuma akşamı Trablus'un yaklaşık 50 kilometre batısında yer alan Zaviye kentinin doğusunda yer alan Maya bölgesindeki mevzilerin saatlerce bombalanmasının ardından savaş uçakları dün üçüncü hava saldırısını başlattılar. Ceziretu’r-Rakine bölgesi yakınlarındaki bir alan hedef alındı.

UBH tarafından can kaybı olup olmadığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken yerel kaynaklar ve basın, günlük 120 bin varil üretim kapasitesiyle Libya'nın en büyük ikinci petrol rafinerisi olan Zaviye Petrol Rafinerisi yakınlarında akaryakıt kaçakçılığı yapan tırların havadan bombalandığına bildirdiler.

Zaviye’nin merkezindeki askeri karargahlardan birini koruyan bir güvenlik üyesi (AFP)
Zaviye’nin merkezindeki askeri karargahlardan birini koruyan bir güvenlik üyesi (AFP)

Öte yandan aktivistler ve Libya basını, bombardımanın ardından göğe yükselen yoğun duman görüntüleri yayınlarken, Zaviye’deki Gidişatı Düzeltme Hareketi, UBH Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan ‘suçla mücadele taleplerinin siyasi hesaplaşma için kullanılmaması’ çağrısında bulunurken güvenlik operasyonlarının ‘hiçbir ayrım gözetmeksizin suçluları ve kaçakçıları hedef alması gerektiğini’ vurguladılar.

Ancak UBH Başbakanı Dibeybe, bu gelişmeleri görmezden gelirken Libya Ordusu Başkomutanı sıfatıyla Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi, son gelişmelerle ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, bu konuyla yorum talebinde bulunulan çağrıları yanıtsız bıraktı.

Diğer taraftan yetkilerinin geri alınması yönünde yapılan çağrıları görmezden gelen Dibeybe, başkent Trablus'ta düzenlenen bir törende, “Göreve geldiğimiz günden beri Libya'da çatışma çıkmaması ilkesini esas alıyoruz. Ülke, yavaş yavaş toparlandığı yeni bir aşamadan geçiyor” yorumunda bulundu.

Dibeybe, başkent Trablus'ta bir konferansa katıldı (UBH)
Dibeybe, başkent Trablus'ta bir konferansa katıldı (UBH)

DYK Başkanı Mişri, Başkanlık Konseyi'ne hitaben yaptığı konuşmada ‘aynı zamanda Savunma Bakanlığı görevini de yürüten Dibeybe’nin insansız hava araçlarını (İHA) suçla mücadele gibi asil bir görevi bahane ederek siyasi olarak farklı taraflarda olanlara karşı siyasi bir silah olarak kullanılmasını reddettiğini’ duyurdu. Mişri, her türlü kaçakçılık ve suçun tamamen ve kategorik olarak reddedildiğini vurguladı.

Bu duruma karşı emtia sübvansiyonlar yerine nakit sübvansiyonlar verilmesi de dahil olmak üzere bazı prosedürlerle ve adımlarla mücadele edilmesi önerisinde bulunan Mişri, hükümeti bu konuda ihmalkar davranmakla eleştirdi. Mişri, petrol ve akaryakıt kaçakçılığının bazı isimler aracılığıyla yarı resmi olarak büyük çapta gerçekleştiğinin altını çizdi.

DYK Başkanı Halid el-Mişri (DYK)
DYK Başkanı Halid el-Mişri (DYK)

Zaviye, Gidişatı Düzeltme Hareketi’nin birkaç gün önce suçun yayılmasına ve hükümetin başarısızlığına karşı suç ve kaçakçılıkla mücadele çerçevesinde bir plan başlatmak üzere bölgenin ihtiyarları, ileri gelenleri, askeri ve güvenlik yetkilileri ve Gidişatı Düzeltme Hareketi’nin gençlerinden oluşan bir komitenin kurulmasıyla sonuçlanan adımların atılmasının ardından bombalandı. Bombardıman, Başkanlık Konseyi'nin ve Genelkurmay Başkanlığı'nın, Batı Askeri Bölgesi'nin ve yakın zamanda kurulan Askeri ve Güvenlik Komitesi'nin bilgisi dışında gerçekleşti.

UBH Savunma Bakanlığı, batı bölgesindeki uyuşturucu kaçakçılığı ve insan kaçakçılığı çetelerinin sığınaklarına hava saldırısı düzenlendiğini duyurmuştu. Zaviye, geçtiğimiz günlerde ‘yerleşim bölgelerinde silahlı oluşumların varlığına ve bazılarının suç işlemelerine’ karşı düzenlenen protesto gösterilerinin ardından İHA’larla birkaç nokta hedef alındı. UBH tarafından yapılan açıklamada, ‘Dibeybe’nin doğrudan takibiyle’ ülkenin batısındaki kaçakçılık bölgelerine hava saldırıları düzenlediğini kabul etti. Açıklamada ‘istenen hedeflere ulaşıldığı’ belirtilirken daha fazla detay verilmedi.

Bombardımanlar, Zaviye’nin güvenlik kaosu ve UBH’ye bağlı güvenlik güçleri arasında nüfuz ve kontrol alanları üzerinde şiddetli bir mücadelenin yaşandığı banliyölerini hedef alırken Zaviye son zamanlarda, insan kaçakçılığına karışan silahlı gruplar ile akaryakıt kaçakçılığı gibi diğer kaçakçılık faaliyetlerine karışan silahlı gruplar arasında çatışmalara sahne oldu.

Temsilciler Meclisi (TM), Zaviye Milletvekili Ali Ebu Zariba'nın da evinin hedef alındığı bombardımanları kınadı. TM tarafından yapılan açıklamada, bombardımanlar ‘sivillere ve sivil tesislere yönelik bariz bir saldırı’ olarak tanımlanarak kınandı. UBH’ye muhalif bir isim olan Ebu Zariba da Zaviye’deki evinin hedef alındığını söylediği bombardımanları kınadı.



Dibeybe hükümeti Tahran'la kanal açarak neyi hedefliyor?

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Dibeybe hükümeti Tahran'la kanal açarak neyi hedefliyor?

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Dışişleri Bakanı Necla Menguş'un İran'ın başkenti Tahran'a yaptığı resmi ziyaret, geçtiğimiz hafta yerel ve bölgesel medyanın ana gündemlerindendi. Söz konusu ziyaret, üst düzey bir Libya delegasyonunun yaklaşık 17 yıl aradan sonra İran’a yaptığı ilk diplomatik ziyaretti.

Menguş'un İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın daveti üzerine Tahran’a yaptığı ziyaret, Dibeybe hükümetinin bundan elde edebileceği fayda hakkında bazı soruları gündeme getirdi. Belki de görüşme Lübnan'da tutuklu bulunan Hannibal Kaddafi'nin dosyasının görüşülmesini amaçlıyordu.

Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Rabia Ebu Ras, Dibeybe hükümetinin “bölge ve bilge dışında birçok taraf ve güçle ittifaklar kurmaya çalıştığını ve Libya içindeki siyasi konumunu ve gücünü daha uzun süre elinde tutma kabiliyetini güçlendirmek amacıyla yeni bölgesel politikalarda aktif bir taraf olmayı hedeflediğini” söyledi.

Rabia Ebu Ras Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamalarda, bu ziyaretin arkasında Dibeybe hükümeti için ‘potansiyel kazanımlar’ olduğuna işaret ederken, bazılarının Türkiye'nin bu ziyaret için arabulucu rol oynadığı fikrini dışladı. Ebu Ras, söz konusu ziyaretin Menguş'un geçtiğimiz mayıs ayında Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan'ı kapsayan Körfez gezisi sırasında planlanmış olabileceğini ifade etti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi araştırmacılarından Mısırlı Dr. Muhammed Naci Abbas, Manguş'un ziyaretinin gerçekten de Dibeybe hükümetinin ‘dış ilişkilerinin marjını genişletmesine’ olanak sağlayabileceği tezine katılıyor. Abbas ziyaretin, İran'ın Kuzey Afrika ülkelerine açılma isteğinin ve Tahran ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişiminin üzerine geldiğini söyledi.

Abbas, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yönetimi, selefi Hasan Ruhani'ye yöneltilen Kuzey Afrika ve Arap bölgesini dikkate almamak ve yalnızca Batı’ya güvenmekle ilgili suçlamaları ele almak istiyor” dedi.

İran uzmanı olan Mısırlı araştırmacı, ziyaretin iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda ortaklıklar, ekonomik ilişkiler veya İran'ın Libya'daki siyasi krizin çözümünde herhangi bir rol oynaması gibi amaçlarla gerçekleştiğini reddederek şunları söyledi: “Libya siyasi arenasında nüfuz sahibi olanlar, Washington, Kahire, Ankara ve Libya'nın geri kalan komşu ülkeleri gibi, burada açık bir varlığa sahip olanlardır. Dolayısıyla Tahran'ın tüm bunların üzerine geçmesi düşünülemez.”

Mısırlı araştırmacı değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Evet, İran medyası Abdullahiyan'ın Menguş ile yaptığı görüşmelerde ülkesinin Libya'daki yeniden yapılanma çabalarına katılma arzusuna ilişkin ifadesine atıfta bulundu. Ancak bu, İran'a uygulanan ekonomik yaptırımlara ek olarak, Libya siyasi sahnesinin devam eden karmaşıklığı göz önüne alındığında (dışlanmasa da) büyük ölçüde erken.”

Libyalı siyasi analist İzzeddin Akil ise Menguş'un Tahran'a yaptığı ziyaretin amacının “ABD önerilerini İran tarafına iletmek” ve Tahran'ın 2015 yılından bu yana tutukluluğunun devam etmesinde ısrar eden bazı Lübnanlı güçler üzerindeki güçlü etkisi nedeniyle, Hannibal Kaddafi meselesini görüşmek” olduğuna inanıyor.

Akil, “Dibeybe'nin Hannibal'i gerçekten Libya'ya geri getirebilmesinin siyasi rakipleri (TM ve Devlet Yüksek Konseyi) karşısında konumunu güçlendirmenin yanı sıra, seçim tarihi geldiğinde cumhurbaşkanlığı yarışında eski rejim destekçilerinin ve ona bağlı olanların oylarını garanti edeceğini" söyledi.

Akil, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Tahran, krizlerini gidermek ve Arap bölgesindeki herkese açılmak istiyor. Bu ziyaret, amaçlarının bir kısmını gerçekleştirdi. İran, diplomatik tecrübesiyle ziyareti geliştirmekten ve iki ülke arasında gelecekteki ilişkileri çeşitli yollarla pekiştirmekten çekinmeyecektir” şeklinde konuştu.

Libyalı yazar Abdullah el-Kebir, ziyaretin Hannibal Kaddafi davasıyla ilgili olabileceğini belirterek,  Dibeybe'nin eski rejimin destekçilerini yanına çekmede herhangi bir olumlu ilerlemeden fayda sağlayacağı görüşüne destek verdi.

El-Kebir, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ziyaretle ilgili birçok soruyu, (iki ülke arasındaki Kaddafi dönemindeki güçlü ilişkiye kıyasla) iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun vadeli kopmasına bağladı. El-Kebir, “İran önemli bir bölge ülkesi. Onunla yeni bir sayfa ve Trablus ile Tahran arasındaki kapalı kapıları yeniden açmak faydalı olabilir. Şiilik korkuları ise Sünni Maliki düşünce okulunun bazı mensupları tarafından abartılıyor” değerlendirmesinde bulundu.