Mısır’da toplu taşımaya talep artıyor

Araç fiyatları artıyor.

Mısırlılar, özel araçların yüksek fiyatlarından dolayı  toplu taşımada özellikle otobüslere yöneldi. (Facebook)
Mısırlılar, özel araçların yüksek fiyatlarından dolayı  toplu taşımada özellikle otobüslere yöneldi. (Facebook)
TT

Mısır’da toplu taşımaya talep artıyor

Mısırlılar, özel araçların yüksek fiyatlarından dolayı  toplu taşımada özellikle otobüslere yöneldi. (Facebook)
Mısırlılar, özel araçların yüksek fiyatlarından dolayı  toplu taşımada özellikle otobüslere yöneldi. (Facebook)

Mısırlı 42 yaşındaki Yasir Fehmi geçtiğimiz yılın temmuz ayında, 1996 model eski arabasını sattıktan sonra yeni bir özel araç almak istedi.

Gize’nin bir banliyösünde yaşayan altı kişilik bir ailenin reisi olan Fehmi, 50 bin cüneyhe yakın borç aldı ve bunu yıllardır biriktirdiği paraya ekleyerek oto galerileri dolaştı. O zamanlar ülkedeki dolar kıtlığı krizi nedeniyle fiyatlar sürekli yükseliyordu. Mısır cüneyhinin ABD doları karşısındaki kuru, aynı yılın mart ayında gerçekleşen dalgalanmanın da etkisiyle 1 dolar, 19 cüneyh civarındaydı.

Kahire'nin doğusundaki Nasr şehrinde özel bir matbaa şirketinde çalışan aile reisi, ikamet ettiği evinden iş yerine günlük gidiş gelişinde kendisine yardımcı olacak ‘makul fiyata’ yeni bir araba arıyor. Ancak dolar kıtlığı krizi yaşanan ülkede otomobil fiyatlarını olağan sınırlarına geri getirecek bir atılım umuduyla şimdilik beklemeyi tercih ediyor.

Kriz yalnızca Fehmi ile sınırlı değil. Zira Mısır otomobil pazarlarındaki uzmanlara göre ekonomik sınıf otomobil müşterilerinin geniş bir kesimi satın alma planları erteledi. Araç alma planını erteleyenler, etkileriyle baş edemedikleri kriz karşısında toplu taşıma araçlarına ve taksilere yöneldiler.

Fehmi, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu:

“Son birkaç yılda birden fazla ekonomik modelle tanıştık. Eskiden bizim gibi ortalama bir aile, nakit parayla 140 bin cüneyhten başlayarak 200 bin cüneyhe kadar veya biraz daha fazla bir miktara araba satın alabiliyordu.”

Fehmi önce bir doların 24 cüneyhin üzerine çıktığı geçtiğimiz ekim ayına kadar uzun süre bekledi. Ardından ocak ayı geldi ve Yasir Fehmi ailesinin Mısır para biriminin değer kaybı nedeniyle ‘arabaya’ sahip olma hayali neredeyse ortadan kalktı. Zira bir ABD doları 30 cüneyhi aşıyordu.

Bu dramatik ekonomik değişimler karşısında, Fehmi ne yeni bir araba edinebildi ne de fiyatı neredeyse iki katına çıkan eski arabasını geri alabildi. “Artan yaşam maliyetleri nedeniyle aldığım borcu ödemeyi seçtim” diyen Fehmi, ailenin günlük giderlerini kısma çabası kapsamında seyahatleri sırasında toplu taşıma otobüslerini ve metroyu tercih ettiğini dile getirdi. 2022 yılının aynı döneminde yüzde 14,9 olan enflasyon geçtiğimiz nisan ayında yüzde 31,5 olarak açıklandı.

Fotoğraf Altı: Mısır hükümeti, artan talebi karşılamak için toplu taşıma ağını geliştirmeye çalışıyor. (Mısır Ulaştırma Bakanlığı)

Mısır'daki Oto Galericiler Derneği Başkanı Usame Ebu’l Mecid, Şarku’l Avsat'a “Mısırlıların araba satın alma isteğinden vazgeçen kesimleri var” açıklamasında bulundu.

Bugün mevcut olan bazı Çin arabalarının ortalama fiyatlarının ‘bir milyona ulaştığına ve hatta geçtiğine’ dikkat çeken Ebu’l Mecid, “Eskiden en fazla 300 bin ila 400 bin cüneyh arasında bütçe ayırabilen aileler, bugün bir milyon Mısır lirasına araba alamıyor” ifadelerini kullandı.

Ebu’l Mecid başkanlığındaki dernek birkaç gün önce, karaborsada ABD doları ticaretinin durdurulması çağrısında bulunarak Mısır'daki ulusal para birimini desteklemek için bir girişim başlattı. Ebu’l Mecid söz konusu girişimle ilgili olarak şunları söyledi:

“Bu girişimi başlatmamızın nedeni, Mısır cüneyhinin ABD doları karşısındaki büyük değer kaybı. Bu duruma karşı kendimizi acil harekete geçme ihtiyacı içinde bulduk. Çünkü doların cüneyh karşısındaki değerini daha yüksek seviyelere ulaşmaya aday hale getiren, ekonomiyi, sermayeyi, tüm emtiaları ve diğerlerini olumsuz etkileyecek Hac sezonunun eşiğindeyiz.”

Otomotiv sektöründe uzmanlaşmış yerel internet sitelerine göre geçtiğimiz nisan ayında toplam ruhsatlı özel otomobil sayısı, geçen yılın aynı döneminde 14 bin 694 olan özel otomobil sayısına kıyasla yüzde 60'tan fazla düşüşle 5 bin 598'e geriledi.

Oto Galericiler Derneği, üretim yılından önceki yıllardan araba ithalatını yasaklayan hükümet kararının iptal edilmesi çağrısında bulunuyor. Ebu’l Mecid, “Bu karar çeyrek asır öncesine dayanıyor ve bugün yaşadığımız istisnai koşullar ışığında uygun değil. Bu nedenle derhal iptalini talep ediyoruz” dedi.

Mısır'daki Oto Galericiler Derneği Başkanı, kararın iptali için Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı'na talepte bulunduğunu ancak bu talebin gerekçesi açıklanmadan resmi olarak reddedildiğini belirtti. “Tekrar başvuru yapacağız” ifadesini kullandı.

Mısır hükümeti, geliştirilmesi ve genişletilmesinin ardından toplu taşıma ağının, özellikle 25 milyondan fazla insanı barındıran Kahire ve çevresinde, hizmetlerine yönelik beklenen talep artışını karşılayabileceğine güveniyor.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.