Moritanya’da seçimlere bir hafta kala rekabet alevleniyor

Başbakan, iktidar partisinin adaylarıyla yarışanları cezalandırma imasında bulundu

Moritanya’daki seçim kampanyalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
Moritanya’daki seçim kampanyalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Moritanya’da seçimlere bir hafta kala rekabet alevleniyor

Moritanya’daki seçim kampanyalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
Moritanya’daki seçim kampanyalarından bir kare (Şarku’l Avsat)

Moritanya’da 13 Mayıs Cumartesi günü yapılacak bölgesel ve yerel seçimlerin yaklaşmasıyla siyasi partiler arasındaki rekabet de arttı. Rekabet, özellikle bazı bakanların iktidardaki el-İnsaf Partisi’ni desteklemek üzere sahaya çıkmasıyla medyada bir ‘ağız dalaşı’ şeklinde kendini gösterdi.

Ülkedeki bazı şehirleri ziyaret eden ve festivallere katılarak seçmenlerden iktidar partisinin adaylarına oy vermelerini isteyen Başbakan Muhammed Ould Bilal de dahil olmak üzere bir dizi hükümet yetkilisi, iktidar partisi adına kampanya yürütmeye odaklanmak için izin aldı.

Moritanya’da bakanların siyasi partilerinin propagandasını yapması yaygın bir durum olarak biliniyor. Diğer yandan Başbakan, yayınladığı bir bildiride, iktidar partisinin adaylarıyla rekabet edenlerin cezalandırılacağını ima etti. Bu tehdidin bağlamını anlamak için geçtiğimiz aylara geri dönüp bakmamız gerekiyor. Zira geçtiğimiz aylarda, iktidar partisi ile yüzlerce siyasi ve askeri şahsiyet, iş adamı ve aşiret reisi arasında seçimlere aday olabilmek için kıyasıya bir rekabet patlak verdi. Bu şahsiyetlerden bazıları istediklerini alamayınca tartışma çıkardı ve içlerinden bazıları amaçlarının iktidar partisini yenmek olduğunu açıkladı. Bu nedenle Başbakan, iktidar partisinin, bazı partilerin güçlü rekabetiyle karşı karşıya kaldığı önemli seçim bölgelerine atıfta bulunarak, sadık partilerden bazı seçim bölgelerinde ‘adaylıklarını dondurmalarını’ istedi.

Başbakan başka bir açıklamada, hükümet üyelerinin bir hafta sonra, seçmenin sandığa gitmesi ile zor bir durumla karşı karşıya olan el-İnsaf Partisi’ne yardım etmek için sahaya inme kararı aldığını söyledi. Başbakan ve hükümetin geri kalanı bu açıklamaları kişisel ve siyasi sıfatlarıyla yapsalar da açıklamaları birçok tartışmaya yol açtı. Şarku’l Avsat’a konuşan ancak ismini vermek istemeyen bir yetkili, bunları ‘tek parti sistemine geri dönme girişimi’ olarak nitelendirdi.

Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lalla Bint Hassan, bakanların açıklamalarının ‘uygunsuz’ olduğunu söyledi. Seçimlerden sonra yandaş partilerden aday olup iktidar partisiyle rekabet edenler için bir ‘hesaplaşma’ yaşanacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani’nin ‘kendisini destekleyen tüm partilere aynı mesafede durduğu’ vurgulandı. Başkent Nuakşot’ta iktidar partisi ile yarışan Bint Hassan Başbakan ve diğer bakanların açıklamalarının ‘siyasi konumunu değiştirmeyeceğini’ vurguladı. Son olarak, “İnsaf Partisi’nden öfkeli çıkışa Refah Partisi neden olmadı. Bununla birlikte Moritanya halkını kızdıran, İnsan Partisi’nin kendisi oldu” ifadelerine yer verdi.

Bakanların açıklamaları sadık partilere yönelik değildi ve muhalefeti de kızdırdı. Ulusal Reform ve Kalkınma Partisi (Tavasul) tarafından ifade edilen ve bunu ‘yasanın ihlali’ ve seçim yarışı sırasında hükümetin ‘tarafsızlığını korumama’ olarak nitelendirdi. Son iki milletvekili seçiminde (2013-2018) muhalefet partilerinde ilk sırada yer alan parti, bakanların tehditlerinin ‘kabul edilemez, demokratik değerlere ve rekabet kurallarına aykırı bir davranış’ olduğunu belirten bir açıklama yaptı. “Bakanlar yüzsüzce halka yönelmekte ısrar ediyor ve devletin ve imkanlarının halkın geçim kaynakları üzerindeki etkisini tehdit ediyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.

Bu sırada, Nasırcı milliyetçi eğilimleri olan İlerici Halk İttifakı Partisi, bakanların açıklamalarını kınadı. Bunların ‘devletin prestijini ve seçimlere hile karıştırma araçlarını kullanmayı amaçlayan bir gözdağı ve ayartma politikasına’ ait olduğunu söyledi. Ayrıca bunun ‘demokratik rekabetin en temel kurallarından korkunç bir sapmayı’ temsil ettiğini de açıkladı.

Başkent Novakşot’ta, bölgedeki konumunu korumak isteyen iktidar partisinin adayı Fatima bint Abdulmalik ile güçlü rakibi İslamcı Tavasul Partisi’nin adayı Hasan Ould Muhammed arasındaki rekabet kızışıyor. Bu bağlamda yazar ve gazeteci Sidi Muhammed Ould Belamiş, “Göreliliğin uygulanmadığı birçok çevrede ikinci yarıya başvurulması iktidar partisinin bu çevrelerden bazılarını kaybetmesine neden olabilir. Cumhurbaşkanı için ezici bir parlamento çoğunluğu olacak, ancak bu iktidar partisine özel değil” ifadelerini kullandı.

Belamiş seçim kampanyasının ilk haftası hakkında “Muhalefet içindeki köklü ve radikal değişiklikleri gösterdi. Muhalefet sahnesinde liderliği ele geçiren genç siyasi figürlerin kayda değer yükselişi karşısında, Demokratik Güçler Bloğu ve İlerici Güçler Birliği gibi geleneksel muhalefet partileri geriledi” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Muhalefet, Parlamentodaki sandalyelerin en iyi ihtimalle üçte birini elde edebilir” ifadelerini de vurguladı.

Bu seçimlerde 25 siyasi parti yarışıyor ve hem yandaş hem de muhalif tüm siyasi partiler arasındaki siyasi anlaşmaya göre örgütleniyorlar. Moritanya’daki siyasi sahnenin özelliklerini yeniden çizecek bu seçim, Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani’nin 2019’da iktidara gelmesinden bu yana yapılan ilk seçim olacak.



Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı mahkeme önünde servetinin kaynaklarını açıkladı

Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz (AFP)
Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz (AFP)
TT

Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı mahkeme önünde servetinin kaynaklarını açıkladı

Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz (AFP)
Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz (AFP)

Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz’in yolsuzluk ve kara para aklama gibi suçlamalarla yargılandığı dava, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili ve özellikle daha önce ‘büyük’ olarak tanımladığı, ancak ‘meşru kaynaklardan’ olduğunu da defalarca kez doğruladığı servetinin kaynakları hakkında sorgulamanın başladığı bu hafta kritik bir aşamaya girdi.

Muhammed Vild Abdulaziz, ülkeyi yönettiği 2009-2019 yılları arasında kendisiyle birlikte çalışan diğer isimlerle birlikte geçtiğimiz Ocak ayının sonlarından bu yana yolsuzluk suçlarına bakan Ağır Ceza Mahkemesi karşısına çıktı. Vild Abdulaziz’in 10 yıllık iktidarı boyunca Moritanya'da bu konuda pek çok tartışma yaşandı ve özellikle Vild Abdulaziz iktidardan ayrıldığında ve yargının 41 milyar ugiyalık (120 milyon dolar) ‘devasa’ bir servete sahip olduğuna dair çelişkili görüşler ortaya atıldı. Vild Abdulaziz, dün yapılan duruşmada Moritanya Anayasası’nın kendisine eski bir cumhurbaşkanı olarak dokunulmazlık verdiğini söylediği, ancak Moritanyalı anayasa uzmanlarının farklı görüşler bildirdikleri 93. maddesine bağlı olduğunun altını çizdi. Söz konusu maddenin eski Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasını engellediği düşünülse de Vild Abdulaziz, mahkemenin sorularını yanıtlamayı bir çeşit iş birliği olarak kabul etti. Vild Abdulaziz, mahkemede, “Dava dosyasının yalan ve iftiradan ibaret. Dosya araştırıldığında sahte olduğu anlaşılmaktadır. Tanınmış bir grubun uydurduğu bir dosyadır ve amacı bilinmektedir. Öncelikle siyasi bir dosyadır, ancak yolsuzlukla kaplıdır” ifadelerini kullandı.

Ancak mahkeme daha önce aralarında iş adamları ve tüccarların da bulunduğu tanıkları dinlemişti. Tanıklar, Vild Abdulaziz ve bazı aile üyelerinin kendilerine büyük miktarlarda (milyarlarca ugiya) para yatırdığını teyit ettiler. Mahkeme ayrıca genç bir iş adamını da dinledi. Bu genç iş adamı, eski Cumhurbaşkanı’nın ailesinin kendisine, özellikle döviz ve altın külçelerinin ülke dışına transfer edilmesi görevini verdiğini ve cumhurbaşkanlığı koruması altında havaalanından ayrıldığını belirtti.

Mahkeme ayrıca, eski cumhurbaşkanının aile üyeleriyle ilişkili şirketlere bazı kamu ihalelerinin verilmesine ve başkent Nuakşot’ta pahalı arazilerin satın alınmasına müdahale edilmesi gibi bazı belgelerin yanı sıra Vildi Abdulaziz’in Moritanya Anayasası'nın Cumhurbaşkanı'na herhangi bir ticari iş yapmasını yasaklayan maddesine aykırı olarak bir kısmı aile fertlerinin adına olan fabrika, şirket, otel ve benzin istasyonlarına sahip olduğunu gösteren belgeleri de sundu. Ancak Vild Abdulaziz, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları kategorik olarak reddederek zenginliğinin kaynağının ‘kardeş devlet başkanlarından’ aldığı hediyelerin yanı sıra vatandaşlardan ve bazı yabancı şahsiyetlerden destek aldığı 10 yıl boyunca yürüttüğü 3 seçim kampanyasının finansmanından kalan fonlar olduğunu vurguladı.

Muhammed Vild Abdulaziz, mahkeme huzurunda şunları söyledi:

Sorduğunuz şirketlerin sahipleri var, belgeleri var. Onları dinleyebilirsiniz. 2 Ağustos 2019 tarihinde kanunları çiğnemeden, herhangi bir şirketin sahibi olmadan, herhangi bir ticaret yapmadan görevden ayrıldım ve ülkeyi terk ettim. Aynı şekilde iktidara gelmeden önce de sonra da herhangi bir ticari işe girmedim. Dosyadaki her şey uydurma olup beni haklarımdan alıkoymaya yöneliktir.

Ancak mahkeme başkanı ise kendisine, “Soruşturma belgeleri, bizzat sizin, aile fertlerinizin ve yakınlarınızın büyük bir servete sahip olduğunu açıkça gösteriyor. Elbette cumhurbaşkanı olduğunuz dönemde sizin ve ailenizin bu serveti elde etmeyi sağlayacak ticari faaliyetlerde bulunmadığınız açık. Bu zenginliğin kaynağı nedir?” diye sordu. Eski Cumhurbaşkanı yanıtında, “Paramın tamamı haklı ve meşrudur. Diğerleri mülklerinin kaynaklarını açıklamak zorundalar, benim devlete ait ya da gayri meşru tek kuruşum yok” ifadelerini kullandı.

Moritanya hukuku, bir cumhurbaşkanı iktidara gelir gelmez ve görevden ayrılırken malvarlığını beyan etmesini gerektiriyor. Vild Abdulaziz de bunu yaptı. Ancak mahkeme, Vild Abdulaziz’in mal beyanında ‘tüm malvarlığının yer almadığını’ açıkladı. Bunu reddeden Vild Abdulaziz, “İki beyanım da yasalara ve sahip olduklarımla uyumlu. Ancak iktidardan ayrıldıktan sonra bir miktar para aldım” dedi.

Ancak mahkeme, eski Cumhurbaşkanına sorgusunda, Şeffaflık Komitesi’ne 2,5 milyon dolarlık pahalı eşyalara sahip olduğunu beyan ettiğini hatırlatarak kendisine bunların kaynağını sordu. Mahkeme ayrıca ‘kardeş bir ülkenin başkanından’ bir insani yardım zarfı içinde hediye edilen 6,5 milyon doların ayrıntılarını da sordu. Vild Abdulaziz, bunların dostlarından kendisine verilmiş hediyeler oldukları yanıtı verirken daha fazla ayrıntıya girmekten kaçındı.

Mahkeme, Vild Abdulaziz’e yöneltilen kara para aklama suçlamasıyla ilgili olarak da Vild Abdulaziz’in ailesinin 2016 yılında hesaplarında 24 milyar ugiyadan (70 milyon dolar) fazla meblağ bulunan ‘er-Rahme’ adlı hayır kurumunu kurduğunu söyledi. Eski cumhurbaşkanının oğullarından biri daha önce başkentte yaklaşık 1 milyon dolar değerinde bir market satın almıştı. Hayır kurumu yöneticisi tarafından sunulan bir belgeye göre marketin satın alımı için para hayır kurumunun hesaplarından ödenmişti.

Vild Abdulaziz, bu suçlamalara cevaben şunları söyledi:

Kara para aklamadım. Tüm param temizdir. Hayır kurumu yetkilileri var. Bu paranın yasal olup olmadığını sorabilirler. Parama gelince hepsi helaldir ve aklama yoktur. Bunların hepsi yalan.

Savcılık, Vild Abdulaziz’e birkaç soru sordu. Bu soruların en önemlisi, aile üyeleri adına herhangi bir para kaydettirip ettirmediğiydi. Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın, aile üyelerinden birinin adına bir alüminyum fabrikasının olduğunu, bunun yanı sıra aile üyelerinden birinin iki milyar ugiyalık mal varlığı bulunduğunu ortaya çıkardığını belirtti. Halka açık işlerde imtiyazlar elde edildi. Ancak Vild Abdulaziz, aile üyeleri adına herhangi bir para kaydettirmediğini belirterek “Benim o para hakkında hiçbir bilgim yok, ben cumhurbaşkanıydım ve ticaret yapmadım. Cumhurbaşkanının akrabalarının ve yakınlarının ticaret yapmalarının yasak olduğunu bilmiyordum” şeklinde konuştu.

Vild Abdulaziz, iktidarı sırasında yolsuzluğa karşı şiddetli bir savaş yürüttüğünü, bu yüzden bugün ‘intikam ve siyasi hesaplaşma’ ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak “Hakkımdaki suçlamaların hiçbirinin delili yok. Bunlar siyasi olarak başlayan, güvenlikten geçen ve sonunda yargıya kadar ulaşan can sıkıcı suçlamalardır. Bu, yolsuzluk örtüsüne bürünmüş siyasi bir dosyadır” ifadelerini kullandı.

Vild Abdulaziz, hakkındaki soruşturma kararının, 2019 sonlarında iktidar kulislerinde patlak veren ‘mercii krizi’ olarak adlandırdığı durumun bir sonucu olduğunu öne sürdü. Eski Cumhurbaşkanı, ülkesine döndüğünde, 2009'da kurduğu ve ‘siyasi mercii’ olan iktidar partisi içinde iktidara gelmeye karar verdi. Ancak kendisinden siyaseti bırakmasını ve ‘eski cumhurbaşkanı’ olmakla yetinmesini isteyen partisinin öne gelen isimlerinin güçlü muhalefetiyle karşılaştı.

Muhalefet partilerinin Parlamentodaki temsilcilerinin girişimiyle, Vild Abdulaziz'i iktidarda olduğu yıllar boyunca yolsuzluk yapmakla suçlayan muhalefetin baskılarıyla, bir meclis soruşturma komisyonu kuruldu. 2020 yılının ortalarında, Vild Abdulaziz'in iktidarı sırasında yolsuzluk şüpheleri hakkında ayrıntılı bir rapor yayınlandı. Ardından yargıya sevk edildi.