İsrail, Suriye dağında İran'a yönelik savaş simülasyonu yapıyor

Ekipman ve yiyecekleri boşaltma, yaralıları ve mahsur kalanları tahliye etme tatbikatları

 Golan'da devriye gezen bir İsrail aracı (EPA)
Golan'da devriye gezen bir İsrail aracı (EPA)
TT

İsrail, Suriye dağında İran'a yönelik savaş simülasyonu yapıyor

 Golan'da devriye gezen bir İsrail aracı (EPA)
Golan'da devriye gezen bir İsrail aracı (EPA)

Tel Aviv'de İsrail Hava Kuvvetleri'nin, İran'da yapılması beklenen askeri operasyonlara yönelik eğitim kapsamında, Suriye'nin Hermon Dağı'nın zirvelerini işgal eden ordu güçlerine çıkarma operasyonları düzenlediği bildirildi.

6 Mart 2025'te İsrail'in yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, ülkesinin bu yıl İran ile olası bir çatışmaya hazırlandığını doğruladı.

İsrail medya kuruluşları dün askeri kaynaklara dayandırdıkları haberlerinde, İsrail'in İran'daki coğrafi alanlara çok benzeyen “Şeyh” tepelerini işgal etmesinden yararlanarak, savaş senaryolarını simüle eden geniş çaplı tatbikatlar gerçekleştirdiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre “Görgü tanıkları başlangıçta çıkarmaların, sıcaklığın eksi 10 ila eksi 14 santigrat derece arasında değiştiği ve karla kaplı dağlarda (deniz seviyesinden 2814 metre yükseklikte) ve yamaçlarında konuşlanmış büyük kuvvetlere hizmet etmek amacıyla yapıldığını düşündüler.

Kuvvetlerin ekipman ve mühimmatın yanı sıra gıda, tıbbi malzeme ve sıcak tutan giysiler bıraktığını, ardından yaralı ve mahsur kalan askerleri tahliye etmek için eğitim operasyonları gerçekleştirdiğini belirten kaynaklar, görgü tanıklarının daha sonra bunların “savaş tatbikatı” olduğunu fark ettiklerini doğruladı.

Kaynaklar, İsrail'in üç ay önce Golan Tepeleri'nin kuzey kesimlerinde işgal ettiği dağların altyapıdan yoksun olduğunu ve askerlerin karayoluyla ulaşmasının imkânsız olduğunu belirtti.

Bölgenin arazisi ile İran'daki dağlar arasındaki büyük benzerlik nedeniyle İsrail güçleri, Şeyh'in zirvelerini işgal etmelerinden yararlanarak, her hafta savaş tatbikatı yapmaya karar verdi.

Kaynaklar, “Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye'deki havaalanlarını ve silah depolarını bombalayan 124. Hava Kuvvetleri Tümeni'nin Şeyh'in zirvelerinde simülasyon eğitimini gerçekleştirdiğini” doğruladı.

Şam'ın İsrail'le savaş halinde olmayı reddetmesine ve Beyrut'un da ateşkes anlaşmasına bağlı kalmasına rağmen, İsrail Hava Kuvvetleri kuzey cephesinde Suriye ve Lübnan semalarında yoğun bir faaliyet gerçekleştiriyor.

İsrail askerleri Suriye sınırına yakın Golan Tepeleri'nde (Reuters)İsrail askerleri Suriye sınırına yakın Golan Tepeleri'nde (Reuters)

ABD Merkez Komutanlığı'ndan (CENTCOM) yapılan açıklamaya göre İsrail savaş uçakları, ABD ve İngiliz kuvvetleriyle birlikte havada yakıt ikmali pratiği yapmak üzere B-52 Stratofortress görevlerine katıldı.

CENTCOM, uçuşların ortak savunma yeteneklerini geliştirmeyi ve ABD'nin Ortadoğu'da güvenlik ve istikrarı destekleme konusundaki kararlılığını göstermeyi amaçladığını belirtti.

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı tehditleri, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yılın başlarında göreve gelmesinin ardından artmaya başladı.

77 eski ABD generali ve amirali, 5 Mart 2025'te yaptıkları açıklamada, Tahran'ın nükleer silah üretme kabiliyetine giderek yaklaştığı uyarısında bulunarak, ABD Başkanı Donald Trump'ı İsrail'in İran'a karşı herhangi bir askeri eylemini desteklemeye çağırdı.



İran: Suyun taşa yazdıkları

İran Parlamentosu  (AFP)
İran Parlamentosu (AFP)
TT

İran: Suyun taşa yazdıkları

İran Parlamentosu  (AFP)
İran Parlamentosu (AFP)

Rüstem Mahmud

Bölgesel ve küresel medya kuruluşları, İran'ın nükleer programı ve balistik silahları ile ilgili ne tavizler vermesi gerektiğine dair görüşmeler olduğu konusunda önceden mutabakata varılmış ABD ile İran arasındaki müzakere turlarını takip ederken, akla İran Parlamentosu Sağlık ve Tıbbi Hizmetler Komitesi Başkanı Hüseyin Ali Şehriyari'nin açıklaması geliyor. Şehriyari, ülkedeki yaşam kalitesindeki düşüşü ve yaş ortalamasındaki gerilemeyi, sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşmesine, doktorlar, hemşireler, cerrahlar, teknisyenler ve araştırmacılar dahil olmak üzere sağlık çalışanlarının göçüne bağladı. Ona göre şu anda bu sayı yılda 5 bin sağlık çalışanını aşmış durumda ve bu da günde 15 çalışan anlamına geliyor. Sonuç olarak, her gün yaklaşık 2 bin İranlıya verilecek sağlık hizmetinde gerileme yaşanıyor.

Burada birincil ve kalıcı bir bağ var,  o da İran rejiminin meşruiyetini aldığı kaynak.

Yaklaşık yarım yüzyıldır rejimin söylemi ve mesajı, İran halkının ve onun gibi tüm Müslüman halkların, kötü koşullarının nedeninin Batılı ülkelerin ülkelerimizi, özellikle İran'ı bilimsel ve teknolojik ilerlemeden alıkoyması, böylece bizi en iyi ve en güzel yaşam biçimlerine ulaşabileceğimiz rahat ve güvenli bir hayattan mahrum bırakması olduğu yönündeydi. Bu amaçla, rejim, en büyük projesi olarak gördüğü şeyi korumak için İran'ı bir silah sahasına dönüştürmeye dayalı büyülü bir çözüm önerdi. Buna göre refah ve dünya sahnesinde öne çıkma, aşırı militarizme bağlıdır ve bu sonuncusu, iç toplumun sürekli sessiz olmasını gerektirir.

Elli yıl sonra, sonuç tamamen trajik oldu; şimdi rejim yıllardır “rejimin omurgası” ve istisnai deneyiminin “tacı” olarak kabul edilen husustan, yani nükleer programdan ve balistik silahlardan vazgeçmeye hazırlanıyor. Aynı zamanda, ülkede yaşamın tüm yönleri boğulmuş  ve Tahran, enerji, çeşitlilik, coğrafya ve kaynaklar açısından kendisi ile belki boy ölçüşemeyecek diğer ülkelerin gerisinde kalmış durumda. İran gibi petrol zengini, geniş, iklimi çeşitli ve nispeten seyrek nüfuslu hangi ülkenin kişi başına düşen GSYİH'si Dünya Bankası rakamlarına göre sadece 5.300 dolar olabilir. Bu, örneğin Libya'nın GSYİH’sinin üçte ikisinden ve sadece birkaç yıl önce en acımasız diktatörlük rejimlerinden birinin gölgesinden kurtulan Arnavutluk gibi “küçük” bir ülkenin GSYİH’sinin yarısından daha az.

Açık bilgi kaynakları bu tür rakamlarla dolu. Örneğin İran, son derece zengin ve çeşitli bir ekonomiye sahip geniş bir ülke olmasına rağmen “ekonomik özgürlük” kategorisinde 165 ülke arasında 160. sırada yer alıyor. İran ayrıca Mutlu Gezegen Endeksi'nde 147 ülke arasında 115. sırada yer alıyor. Genel özgürlük endeksi yüzde 11'i geçmiyor, ölçüm için kullanılan küresel çıkarım mekanizmalarına göre internet özgürlüğü yüzde 12'yi geçmezken, ekonomik enflasyon geçen yıl yüzde 40'ı aştı ve gençler arasında işsizlik oranı yüzde 19'u aştı.

İran rejimi, yakın ve uzak, etraflarındaki her şeye, “sürekli düşmanlık” ve yönetimlerinin meşruiyet yapısını bu işlevsel düşmanlığa dayandırma üzerine kurulmuş bir rejimler dünyasına ve modeline aittir

Geçtiğimiz yüzyılın başında geleneksel devletler ve imparatorluklar olan ülkelerin modernizasyonu konusunda istisnai bir model sunmaya hazırlanan bu ülkenin başına bu boyutta bir trajedi nasıl geldi?

Neler olduğunu açıklamak için sayısız ayrıntılı açıklama sunulabilir. Örneğin, İran geleneksel bir totaliter sistem üzerine kuruldu ve içerideki yaşam standartlarının ve seviyelerinin gerilemesi, devlet kurumlarının ve kamu hizmetlerinin kötüleşmesi doğal. Keza İran benmerkezci bir seçkinler grubu tarafından yönetiliyor ve bu nedenle zaman geçtikçe dış dünyadan izolasyon yolları inşa ediyor.

Ancak İran yönetimi, tüm bunlara ek olarak, yönetimlerini yakın ve uzak, etraflarındaki her şeye karşı “sürekli bir düşmanlık” üzerine kuran ve yönetimlerinin meşruiyet yapısını bu işlevsel düşmanlığa dayandıran rejimlerin dünyasına ve modeline aittir.

Geçtiğimiz yüzyılın başında Japonya, ikinci çeyreğinde Almanya ve daha sonra Kuzey Kore gibi bu rejimler ve onlardan önceki sayısız tarihi model, militarizmin birikmesi ikiliğine dayanıyordu. Bu şekilde ülke, yerel topluma yönelik ve “saldırganlığı püskürtmeyi” gerekçe olarak kullanan açık bir anlatıyla birlikte, bir “barut fıçısı”ndan ibaret gibi görünmeye başlar.

Her zaman ve tüm bu deneyimlerin tarihindeki bazı istisnai - ama kaçınılmaz olarak gelecek olan- o anda, içsel çürüme, rejimin birikmiş militarizminin yararsızlığı ve etkisizliğiyle birleşir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.