Lübnan Parlamentosu’ndan Suriyelileri ülkelerine geri göndermek için çağrı

Lübnan Parlamentosu İdare ve Adalet Komitesi, hükümetten bir plan belirlemesini istedi.

 Dönüş hazırlıkları kapsamında, ekim ayında Bekaa bölgesindeki Arsal beldesinde toplanan Suriyeli aileler. (AP)
Dönüş hazırlıkları kapsamında, ekim ayında Bekaa bölgesindeki Arsal beldesinde toplanan Suriyeli aileler. (AP)
TT

Lübnan Parlamentosu’ndan Suriyelileri ülkelerine geri göndermek için çağrı

 Dönüş hazırlıkları kapsamında, ekim ayında Bekaa bölgesindeki Arsal beldesinde toplanan Suriyeli aileler. (AP)
Dönüş hazırlıkları kapsamında, ekim ayında Bekaa bölgesindeki Arsal beldesinde toplanan Suriyeli aileler. (AP)

Lübnan Parlamentosu İdare ve Adalet Komitesi, hükümetin ‘bir planının olmadığının’ netleşmesinin ardından Suriyelileri ülkelerine geri gönderme planını belirlemek için bir oturum düzenleme çağrısı yaptı. Lübnan Parlamentosu’nun en önemli komitelerinden bir olan İdare ve Adalet Komitesi’nin düzenlediği oturuma Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, Sosyal İşler Bakanı Hector Hacar, Adalet Bakanı Henry el-Huri ve Yerinden Edilenler Bakanı İssam Şerafeddin katıldı.

İdare ve Adalet Komitesi Başkanı Temsilci George Advan toplantıdan sonra şu açıklamada bulundu:

“Lübnan hükümetinin yerinden edilmiş Suriyelileri ülkelerine geri göndermek için net bir planı olmadığı ortaya çıktı. Bu nedenle, bugün bu konuya bir oturum tahsis edilmesi ve öncelik verilmesini ardından da yerinden edilmiş Suriyelileri ülkelerine nasıl geri gönderileceğini ele alan bir planın ve net ayrıntılarının belirlenmesini istiyoruz. Gerekli olan bu plan, Lübnan devletinin kararlarına ilişkin egemenliği ilkesine dayanmalıdır.”

Advan ayrıca ülkesinin ‘2003 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile Lübnan’ın bir sığınma ülkesi olmadığını belirten bir mutabakat zaptı imzaladığını, dolayısıyla Lübnan yasalarının Suriyelilere uygulanması ve UNHCR’ın da Lübnan egemenliğine saygı göstermesi gerektiğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Güvenliği’nden edindiği bilgilere göre ülkede iki milyon yerinden edilmiş Suriyeli bulunuyor. Bu sayı Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 35’ine denk geliyor. Söz konusu Suriyelilerden 804 bin 326’sı UNHCR’a kayıtlı. UNHCR Lübnan hükümetinin 2015’teki kararından sonra daha fazla Suriyeliyi kaydetmeyi bıraktı.

Advan konuya dair şu açıklamada bulundu:

Bugün öncelik Suriyelilerin buradaki varlıklarına finansman sağlamak değil, onları ülkelerine geri göndermektir. Bu, öncelikle Lübnan devletinin bu dosya üzerindeki egemenliğini yeniden sağlamasıyla yapılır. Lübnanlılar ne uluslararası hukukte ne Lübnan hukukunda ne de sahada Suriyelilerin Lübnan’a dahil olmasını kabul etmeyecektir.

Lübnan Kuvvetleri Partisi, Hür Vatanseverler Hareketi, Hizbullah ve Lübnan Ketaib Partisi liderliğinde, ülkede yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşüne yönelik kampanyalar geçen aydan bu yana hız kazandı. Bu soruna çözüm bulunması çağrısına yönelik sesler yükseliyor.

Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşünün önemini vurgulayan İlerici Sosyalist Parti bu konuda ön plana çıkıyor. Söz konusu gelişmeler, hükümetin güvenlik güçleri ve belediyeler aracılığıyla Lübnan’daki Suriyelilere yönelik adımlar attığı bir zamanda yaşandı.



Sudan ordusu Cidde müzakerelerine dönecek mi?

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Sudan ordusu Cidde müzakerelerine dönecek mi?

Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum’da yaşanan çatışmalar nedeniyle dumanlar yükseliyor (AFP)

Sudan Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan ve ABD’den arabulucuların, müzakerelerin devam etmesini önleyen engelleri aşmayı başardığı an, ordu heyetinin Cidde müzakerelerine geri dönmeye hazır olduğunu bildirdi.

Sudan ordusundan temsilciler, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin başkent Hartum’da sivillerin evleri, kamu tesisleri, hastaneler ve yollardan çekilmesiyle ilgili ihtilaflar nedeniyle geçtiğimiz Çarşamba günü müzakerelerden çekildi.

Ancak Hızlı Destek Kuvvetleri, anlaşmanın başarısız olmasını, ordu heyetinin Hartum’daki askeri karargahta kuşatma altındaki komutanlarının çıkışı için güvenli bir geçit açılmasını şart koşmasına bağladı.

Bakanlık tarafından dün yapılan açıklamada, Sudan’da savaş sonrası konuların tartışılmasının önünü açacak adil bir anlaşmaya varma arzusu dile getirildi.

Söz konusu açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan ve ABD’nin Cidde’deki müzakere turlarını kolaylaştırma çabalarına ve müzakereleri başarıya ulaştırma konusundaki kararlılıklarına olan takdirini yineler” denildi.

Sudan Dışişleri Bakanlığı, ordu heyetinin ülkeye dönmesine neden olan Cidde müzakerelerinin" başarısız olmasının nedeninin, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin uzlaşmazlığı ve imzaladıkları yükümlülükleri yerine getirmemesi olduğunu da vurguladı.

Hamideti olarak bilinen, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri Muhammed Hamdan Daklu, mevcut ordu liderliğinin istifa etmesi halinde savaşı erken bir tarihte bitirme sözü verdi.

Hızlı Destek Kuvvetleri, başkent merkezindeki ordu komutanlığının ana karargahında, ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah Burhan, yardımcısı Korgeneral Şemseddin Kabaşi ve üst düzey subayları kuşatma altına aldıklarını öne sürdü.

Burhan ve Kabaşi, paylaşılan videolarda karargahın yakınında birden fazla kez göründü.

Öte yandan, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Agar, Hızlı Destek Kuvvetleri’ni sivillere karşı akıl almaz ölçüde iğrenç suçlar işlemekle suçladı ve Darfur bölgesindeki bazı etnik grupları hedef alarak insanlığa karşı en ağır suçları işlediklerini söyledi.

Agar, St. Petersburg’daki Rusya-Afrika zirvesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Sudan’daki mevcut krize, başkent Hartum ve eyaletlerdeki bazı şehirlere karşı topyekun bir savaş başlatan, korkunç suçlara ve benzeri görülmemiş insani acılara neden olan Hızlı Destek Kuvvetleri neden oluyor. İsyancı güçler herhangi bir angajman kuralına uymuyor, uluslararası insancıl hukuka saygı göstermiyor ve vatandaşları canlı kalkan olarak kullanıyor.”

Agar, Sudan’ın, ülkenin egemenliğine saygı gösterilmesi ve içişlerine müdahale edilmemesi koşuluyla, başta bölgesel olmak üzere tüm girişimlere sıcak baktığını da yineledi.