Yemen: Hükümet, kaynak eksikliğinden şikayetçi iken Husiler ise hayati sektörleri hedef almakla tehdit ediyor

Yemen hükümetinin dün Aden'deki toplantısı (Saba)
Yemen hükümetinin dün Aden'deki toplantısı (Saba)
TT

Yemen: Hükümet, kaynak eksikliğinden şikayetçi iken Husiler ise hayati sektörleri hedef almakla tehdit ediyor

Yemen hükümetinin dün Aden'deki toplantısı (Saba)
Yemen hükümetinin dün Aden'deki toplantısı (Saba)

Yemen hükümeti, dün, gerekli masrafları karşılamasını sağlayacak kaynakların ciddi kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu doğrularken, ekonomiyi istikrarlı tutmak için kardeş ve dost ülkelerin desteğine güvendiğini bildirdi. Husi lideri ise petrol ihraç limanları dahil olmak üzere kurtarılmış bölgelerdeki hayati sektörlere yönelik terör saldırılarını tekrarlamakla tehdit etti. Diğer yandan ise Yemen riyali sert bir şekilde değer kaybetmeye devam ediyor. Kurtarılan şehirlerde 1 dolar bin 300 riyal sınırını aşıyor.

Yemen Başbakanı Dr. Muin Abdulmelik, dün Aden’deki hükümet toplantısına başkanlık etti. Resmi medyanın aktardığına göre, toplantıda siyasi, askeri, güvenlik ve hizmet açılarından ulusal sahnede durum ve kamusal gelişmeler ele alındı. Bir dizi dosya ve konuyla ilgili kararların uygulanma düzeyi ve reform programlarındaki öncelikler gözden geçirildi.

Savaşı sona erdirmeye yönelik çabalara fırsat verme arzusuna yeniden değinen Yemen Başbakanı Abdulmelik, ateşkes ve gerilimi azaltma sürecinde Yemen hükümetinin verdiği geniş tavizlere atıfta bulundu. Husilerin terör saldırılarının petrol sektörüne ekonomik etkisi, gelirleri yağmalamaya devam etmesi ve kontrol alanlarında vatandaşların çektiği acıların derinleşmesi nedeniyle ağır yükler taşıdığına da değindi.

Hükümetin zorunlu masrafları yerine getirmeye çalıştığı sırada karşılaştığı finansal zorluklara dikkati çeken Abdulmelik, Husi teröristlerin petrol ihracat limanlarını hedef alması, bunun hizmetleri iyileştirme çabalarına etkisi sonucunda kamu gelirlerindeki düşüşe değindi.

Hükümetinin bu istisnai koşullarda ekonomiyi istikrarlı tutmak için kardeş ve dost ülkelerin desteğine güvendiğini bildiren Abdulmelik, bu yönde hükümete verilen desteğin terörist Husi milislerin iktidara karşı başlattığı darbe ve savaşından bu yana neden olduğu insani acıları hafifletmek için temel ve sürdürülebilir bir yaklaşım olduğuna değindi.

Yemen resmi haber ajansı Saba’nın haberine göre, söz konusu toplantıda Maliye Bakanlığı başkanlığında bir komisyonun kurulmasına onay verildi. Merkez Bankası, Sanayi ve Ticaret, Kamu Hizmeti, Petrol ve Madenler, Yerel Yönetim, Planlama ve Uluslararası İşbirliği bakanlıklarının bu komisyona üye olması, politikalar, faaliyetler ve prosedürler dahil olmak üzere ekonomik, mali ve parasal reform programının uygulanmasının takip edilmesi üzerine karar verildi.

Görsel kaldırıldı.
Husi destekçileri, Sana'da ‘Humeynist sesin’ yıldönümünü kutluyor (Husi medyası)

Husilerin geçtiğimiz Ekim ayından bu yana petrol ihracat limanlarına yönelik saldırıları, Yemen hükümetini hizmet ve maaş harcamaları için en önemli mali kaynaklardan mahrum ediyor. Salı günü yaptığı son açıklamasında saldırıları tekrarlama tehdidinde bulunan Husi lideri Abdulmelik el-Husi ise takipçilerini ‘Humeynist sesin’ Yemen'e getirilmesinin yıldönümünün kutlandığı gösterilere katılıma davet etti.

Yemen'deki çözümün ülkenin Husi grubun yönetimine teslim edilmesinden geçtiğini söyleyen Abdulmelik el-Husi, petrole ve hayati sektörlere karşı karada ve denizde saldırılar başlatma tehdidinde bulundu. Aynı zamanda Yemen hükümeti tarafından imzalanan herhangi bir anlaşmanın yasa dışı olduğunu, hiçbir şeyi temsil etmediğini ve hiçbir değeri olmadığını iddia etti.

Husilerden kurtarılan Yemen bölgelerini kontrol etme çabası kapsamında daha şiddetli bir savaş turuna hazırlandığı iddiaları kaydedilirken Birleşmiş Milletler gibi çeşitli tarafların yürüttüğü uluslararası ve bölgesel çabalar ise aksamaya devam ediyor.  

Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Osman Mucelli, Salı günü ABD'nin Sana Büyükelçisi Stephen Fagin ile bir araya geldiği görüşmede, Husilerin barışı, askeri hareketliliğini canlandırmak ve düzenlemek için bir fırsat olarak gördüğünü ifade etti. Husilerin barış kelimesine uluslararası toplumun baktığı gibi bakmadığını vurgulayan Mucelli, “Halkımızın iyiliği için barış konularını ele alırken ciddi bir esneklik gösteriyoruz. Sivilleri ve askeri personeli hedef almaktan asla vazgeçmeyen Husi düşmana Yemenlileri teslim etme yönündeki her türlü teklifi kesin bir dille reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Salı günü Riyad’da bir araya gelen Yemen Başkanlık Konseyi Üyesi Osman Mucelli ve ABD'nin Sana Büyükelçisi Stephen Fagin (Saba)

Husi milislerin savaşa hazırlık amacıyla yürüttüğü saldırgan askeri hareketler hakkında bilgi veren Mucelli, “Husiler, cepheler arasında ciddi miktarlarda ağır silah nakletmek için çalışıyor. Çocukları mezhepsel yaz kurslarına kaydolmaya zorlayan Husiler, kamufle edilmiş siperler kazmak için çalışıyor. Yurt içi ve yurt dışında saldırıları başlatmak için askeri alanlar ve füze atış noktaları kuruyor” dedi.

Başkanlık Konseyi’nin petrol kaynaklarının paylaşımı konusunda Husilere şantaj yapmayı reddettiğini söyleyen Mucelli, “Bu Husi milis gücünün, kurtarılan illerden siyasi, maddi veya ekonomik kazanımlar elde etmeyi düşünmesi safça” vurgusunda bulundu.



Husiler, Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürüyor

EPA / Majalla
EPA / Majalla
TT

Husiler, Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürüyor

EPA / Majalla
EPA / Majalla

Muhammed Ebi Semra

Husilerin kontrol ettikleri Yemen şehirlerinde milislerin günlük eylemlerine dair ne zaman bir haber toplansa eğilimleri ve davranışları hakkında Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürgeleştirme iradesi içeren bir tablo çizilmiş oluyor. ‘İç sömürgecilik’ kavramı, tanınmış Yemenli araştırmacı ve Sana Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Ebu Bekir es-Sakkaf (2022’de öldü) tarafından 90’larda, iki Yemen’in 1990’da başlayan birleşme döneminde Kuzey Yemen’deki otoritenin ve onun askeri topluluğunun Güney Yemen’e yönelik benimsediği otoriter tavrı açıklamak için Batılı siyasi literatürden ödünç alındı.

Birlik, askeri bir işgaldir

1994 yılında Kuzey Yemen ordusu, ayrılmayı veya ‘birliği’ devirmeyi planladığı gerekçesiyle Güney’e karşı bir saldırı savaşı başlatmakta aceleci davrandı. Kuzeyli saldırganlar, birleşmeyi korumak ve tamamlamak için, Güney Yemen topraklarını işgalciler gibi işgal etti ve halkına silah zoruyla boyun eğdirdi. Husilerin bugünkü eylemlerine benzer eylemleri arasında şunlar da bulunuyor;

-On binlerce Güneyli çalışan ve asker, hükümet işlerinden ve askeri rütbelerinden ihraç edildi. Bu, 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’ta izlenen ve ‘Baaslaştırmadan arındırma’ olarak bilinen yok etme sürecinden hiçbir farkı olmayan bir şekilde ortaya koyuldu.

-Güneyde ve kuzeyde savaşa ve sonuçlarına ve güneylilerin istismarına karşı çıkan her sesi soruşturmak, hapsetmek veya öldürmek. Böyle bir ses, birliği sorgular, reddeder, ayrılık çağrısı yapar. Ayrıca o, bir komplocu ve haindir.

-Bölücü oldukları için, ‘birlik’ adı altında birçok güneylinin malları ve toprakları ellerinden alındı. Geniş güney topraklarına el konuldu, kuzeyliler tarafından ele geçirildi ve güneydeki sahipleri yerlerinden edildi.

Savaştan sonra bu ve benzeri pek çok eyleme dayanarak, iki Yemen arasında yarı zorlayıcı bir birlik ortaya çıktı. Ebu Bekir es-Sakkaf ise kuzeyin güneyi sömürgeleştirmesine, ‘iç sömürgeleştirme’ adını verdi.

‘Sürekli savaş topluluğu’

Almanya doğumlu Yahudi kökenli ABD’li siyaset bilimci Hannah Arendt’in (1906-1975) siyaset felsefesi alanında geliştirdiği kavramın bir başka yönü, Husilerin Yemen’deki eylemleri için geçerli olabilir. Bu, iki dünya savaşı arasında Almanya’da totaliter hareketin veya Nazi totalitarizminin ortaya çıkışını açıklayabilir. Arendt, bu hareketin, toplumları parçalamak, atomize etmek, yok etmek, ezmek ve insani bağ öncesi bir barbarlığa dönmek için ‘kötülüğün iradesine’ dayandığına inanıyor. Bunun amacı ise, gaddarlığa ve güce tapmaya dayalı yeni bir totaliter toplum yaratmaktır.

csdfv
Husi isyancılar, 24 Temmuz 2015’te başkent Sana’daki bir miting sırasında orta menzilli topçu taşıyan bir araç (AFP)

Husi isyancıların Yemen’deki eylemleri bu ‘kötü iradenin’ bir kısmını içerebilir. Bu eylemler, kurdukları askeri milislere verdikleri Ensarullah isminin tam tersi şekilde ortaya koyuluyor. Bu adlandırma, eylemlerindeki kötülüğü kutsal mertebesine yükselten Husi Ensarların Yemen topraklarında her gün yaptıklarıyla tamamen çelişmektedir. Bu kutsallık mertebesi, Allah’ın yeryüzündeki diğer tüm yaratıklarını dışlayarak yalnızca kendilerinin O’nun adıyla konuştuğu iddiasını içeriyor.

Husi hareketinin kutsallığı, Yemenli bireyler, gruplar ve sosyal sektörler arasında gerginlik, şüphe, korku, terör, ayrımcılık, nifak, düşmanlık ve intikam yaymakta somutlaşıyor. Amaç ise seferberlik, kışkırtma, zorla askere alma, tutuklama ve suikast yoluyla sıradan toplumla çelişen, onu yok eden ve ezen sürekli bir savaş toplumu oluşturmaktır.

Husi grubu, destekçilerini ve sadık takipçilerini seferber ederken ve onları sıradan, bilindik toplumdan uzaklaştırırken, onları, el koyma ve ceza politikasının odak noktası olan motorlu örgütler içinde çerçeveleyerek, insanları yoksulluk, açlık ve aşağılanmadan kurtardıklarına dair yanılgıya düşüyor. Ama aslında onları daha fakir, daha aç, daha aşağılanmış bir gerçeklik içine sokarken, onlara lütuf, mevki ve şeref bahşettiklerini sanıyor. Hayata ve dünyaya dair algısına karşılık vermeyen, itaat ve sadakatini göstermeyenlere gelince onları, bir mürted, hain ve ajan, ‘kötülüğün iradesi ve kalıcı bir savaş toplumunun inşasından başka bir şey olmayan’ kutsallıklarının düşmanı olarak görüyorlar.

Humeyni çığlığı

Şarku’l Avsat gazetesinin yayınladığı haberlere göre Husilerin davranışları, Yemen’de inşa etmek istedikleri toplum ve devlet projesini açıkça gösteriyor. 9 yıl önce Yemen’de ‘Humeyni çığlığının’ başlatılmasının yıl dönümünde, 16 Mayıs’ta Husi grubu, kontrol ettiği bölgelerde genel bir kampanya başlattı. Milislerini, aygıtlarını ve destekçilerini tüm halkı bu olayı kutlamaya ve düzenlediği alaylara ve kalabalıklara katılmaya teşvik etmek için görevlendirdi. Ayrıca bu kutlamalara katılmayanlar ise takip edildi, tehdit edildi ve milislerle aralarında anlaşmazlıklar yaşandı.

Bunun amacı, insanlar arasında güvensizlik ve korku tohumları ekmek, toplumsal dokuda huzursuzluk çıkarmaktır.

der
Yemenliler, 22 Haziran 2023’te Kurban Bayramı öncesinde başkent Sana’da bir pazarda alışveriş yapıyor (AFP)

Husi ritüelleri sokaklarda, evlerde, camilerde, kamu ve özel kurumlarda kök salmalı ve yayılmalıdır ki insanlar savaş ve onun seferberlik makinesinden başka bir toplumda yaşadıklarını unutsunlar. Bunu servis etme araçları arasında ise şunlar yer alıyor;

-Hareketin toplum çevrelerinde düzenlediği seminerlere katılım gerekliliği.

-Halka açık yerlerde toplanmak.

-Humeyni çığlığıyla ve kurucu lider Abdülmelik el-Husi adıyla tezahürat.

-Grubun sloganlarının kaydedilmesi ve sloganların araçlara, evlere, kurumlara ve sokaklara yazılması.

Bu vesileyle camiler, grup liderlerinin başlattığı kışkırtıcı vaazları dinlemek üzere toplanma yerlerine dönüştü.

Arındırma, orduya alma ve üremeye teşvik

Husi savaş camiasının çığlığı, ardı arkası kesilmeyen yankılara sahip.

Kutsal olaydan iki gün sonra, yani 18 Mayıs’ta grup, kendisine sadık olduğundan şüphelendiği kişiler hakkında bir inceleme kampanyası başlattı. Haftalık seminerlerine ve derslerine katılmamaları, bunu kanıtlıyor. Husilerin intikamları, onları devlet dairelerindeki işlerinden uzaklaştırma yönünde oldu. Husi hareketi, arınma kampanyasından önce, bu departmanlarda çalışanların cinsiyetleri arasında ayrım yapma emri vermişti.
Hareket, ‘Baaslaştırmadan arındırma’ kampanyalarından ilham alıyor. Husiler ayrıca, bu tasfiyenin Irak’ta devlet yapısının baltalanmasına ve ordunun dağıtılmasına yol açtığını ve DEAŞ’ın ortaya çıkmasına ve Haşdi Şabi gruplarının kurulmasına yol açtığını biliyor. Bu eylem, aynı zamanda hareketin Yemen’deki milislerini ve birimlerini Yemen devletinin yıkıntıları üzerine inşa ederken ilham aldığı örneklerden biridir.

Husiler, Yemenlileri kovma ve onları devlet dairelerinden tasfiye etme karşılığında, kuraklık ve çölleşmeden kaçmak için ülkelerinden (Kenya ve Somali) Yemen’e kaçan Afrikalı göçmenleri işe almaya çalışıyor. Husi hareketinin, bu işe alım kampanyaları için, kalesi Saada vilayetinde Yemenlilere karşı savaş görevleri için askerlerin işe alınmasıyla sona eren yoğun seferberlik ve eğitim kursları için merkezler açıyor.

Şarku’l Avsat’ın 11 Mayıs’ta uluslararası kuruluşlardan aktardığı haberine göre Husi Caydırıcı Güvenlik Servisi, Yemen’de 300 Afrikalı mülteciyi kaçırdı, onları seferberlik kurslarına tabi tuttu ve faaliyetlerinde kullandı.

19 Mayıs tarihli bir haberine göre ise Husi grubu, Yemen toplumunu çocuk doğumunu artırmaya ve Batı kültürel istilasının bir kalıntısı olarak aile planlaması politikalarını benimsememeye çağıran kampanyalar yürütüyor. Kadınların doğum kontrol yöntemlerini kullanmasına ve hamile kalmaları halinde bakımlarına yardımcı olan üreme sağlığı merkezlerini kapattı. 520 bin Yemenli hamile kadının sağlık sorunları yaşadığına dikkat çekiliyor. Yemen’de her 100 bin doğumda 400 hamile kadın, doğum sırasında bebekleriyle birlikte ölüyor.

Ancak bu zikredilenler, Husilerin bir aylık uygulamalarının sadece kısmi bir örneğidir. Bunlar gibi çifte yoğunlukta tekrar eden ve sürekli olan binlerce olay var. Yemen’de her sabah güneş doğduğunda Husiler, toplumdan geriye kalanları yok etmeye, Yemen’de kendi savaşçı toplumunu kurmaya ve içeride sömürgeleştirmeye çalışıyor.

* Şarku’l Avsat okurları için Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.