Yemen hükümeti, petrol gelirlerinin kaybı nedeniyle ciddi bir mali krizle karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/yemen/4364101-yemen-h%C3%BCk%C3%BCmeti-petrol-gelirlerinin-kayb%C4%B1-nedeniyle-ciddi-bir-mali-krizle
Yemen hükümeti, petrol gelirlerinin kaybı nedeniyle ciddi bir mali krizle karşı karşıya
Sana’daki Yemenli kadınlar gıda güvensizliği nedeniyle BM yardımı alıyor (EPA)
Yemen hükümeti, Husi milislerin 6 ay önce ihracat limanlarına saldırıları nedeniyle petrol gelirlerinin durması sonucunda eşi benzeri görülmemiş ciddi bir mali krizle karşı karşıya.
Birleşmiş Milletler (BM), Yemenli ailelerin yaklaşık yüzde 60’ının son üç ayda gelirlerinde düşüşle karşı karşıya kaldığını bildirirken, bu sorunun devam etmesi nedeniyle Yemen hükümeti kontrolü altındaki bölgelerdeki çalışanların maaşlarını ödemekte güçlük çekiyor.
Şarku’l Avsat’a özel açıklama yapan üç Yemenli yetkiliye göre, geçtiğimiz Ekim ayında Al-Dhaba petrol limanını hedef alan saldırıdan bu yana, Husi milislerin Hadramut ve Şabva vilayetlerindeki petrol ihracat limanlarını hedef alma tehdidinin devam etmesi sonucunda, hükümet benzeri görülmemiş bir mali krizle karşı karşıya kaldı.
Yemenli yetkililer, Aden’deki Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin önemli ölçüde azaldığını ve temel gıda maddeleri ve yakıt ithal eden tüccarlara dolar sağlayamayabileceğini bildirdi.
Yetkililere göre, Husi milislerin petrol ihracat limanlarını ve benzer şekilde nakliye şirketlerini tehdit etmeye devam etmesi sonucu petrol ihracatının yeniden başlamaması ve uluslararası toplumun bu tehditlere karşı ciddi bir tavır almaması nedeniyle, bu yılki genel bütçe açığı Mayıs ayı sonunda yüzde 80’e ulaştı.
Yemenli yetkililer, hükümetin bu krizin üstesinden gelmek için Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) sağladığı desteğin yanı sıra ABD ve İngiltere liderliğindeki uluslararası desteğe güvendiğini vurguladı.
Yetkililer, Husi milislerle yaşanan çatışmaların yarattığı bu zorluklara rağmen, hükümetin ülkenin tüm vilayetlerinde vatandaşlarına karşı sorumluluklarından vazgeçmeyeceğini ve bu koşulların üstesinden geleceğini söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Ofisi tarafından verilere göre, devlet kontrolündeki bölgelerdeki her 10 haneden yaklaşık 4’ü (yüzde 39,2) gıda güvensizliği yaşıyor.
BM, ailelerin yüzde 31,4’ünün orta veya şiddetli açlık çektiğini ve yaklaşık yüzde 47’sinin yetersiz gıda tükettiğini belirtti.
Haşd kabilesi liderlerinden birinin cenazesine katılan kalabalık, Husiler karşısındaki endişesini dile getirdi (Twitter)
Yemen toplumunu mezhepçi olarak yeniden yapılandırmak ve onlarca yıldır var olan kabile oluşumlarına paralel bloklar oluşturmak amacıyla Husi milisler, kontrolündeki çoğu vilayette kabile yapısını bozmaya devam ediyor. Tanınmış kabile liderlerini ortadan kaldırmak ve sahip oldukları iktidar gücüyle ve bu liderlerden kalan parayla konumlarını güçlendirmek için yoğun şekilde çalışıyor.
Sana’daki iki kabile mensubu, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Husi milislerin, başkentin kontrolünü ele geçirmelerinden bu yana mezhepsel değişiklikler yapmaya çalıştıkları şehirde toplumsal ve kabile yapısını bozmaya çalıştıklarını söyledi.
Kaynaklara göre grup, mezhepçi projeyle eski ittifaklara bağlı olan ve altmışlardan beri Cumhuriyetçi sisteme bağlı figürlerle hesaplaşmak için bunları kullanan bazı kabile figürlerinde de olanlar gibi, soy olarak kendilerini takip eden paralel kabile oluşumları yaratmaya çalışıyor.
Siyasi kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada Husilerin bu yaklaşımını doğruladı. Kaynaklar, milislerin şu anda mezhep ve soylarını takip eden kabile oluşumları oluşturmaya çalıştığını söyledi. Kaynaklara göre Husiler, devlet kurumlarına paralel oluşumlar kurarken, sivil toplum kuruluşlarını ve hatta siyasi partileri kendi kontrol alanlarında kopyalarken de aynı şeyi yaptı. Parti ve kuruluşların fonlarına, mallarına, merkezlerine el koydu. Onları kendi programlarına göre çalışmaya ve banka hesaplarından harcama yapmalarına izin verilmesine karşılık tüm pozisyonlarını desteklemeye mecbur etti. Ayrıca birçok önde gelen hayır kurumu ve onlara bağlı kuruluşa da el attı.
Başarısız bir girişim
Husi milisler, geçtiğimiz günlerde tarihsel olarak İmami düşünceye karşıtı duruşlarıyla bilinen ve bu rejimin devrilmesinde rol oynayan başlıca kabilelerden olan Haşd kabilesi üzerinde söz konusu eylemleri gerçekleştirme çabalarında başarısız oldu. Kabile içerisinden kaynaklar, milislerin, Haşd kabilesinin kollarının ve bileşenlerinin bağlılıkları ışığında başarısızlıklarını önceden sezdikten sonra bu girişimden geri adım attıklarını söyledi. Kaynaklara göre bu nedenle grup, destekçilerinden birini kabilenin başına geçirmeye fikrinden vazgeçti.
Milisler, kabile oluşumlarının yerel liderlerini, ‘savaşçıları harekete geçirmekte başarısız olmakla ve mezhepsel eğilimlerine bağlılıklarında samimiyetsiz olmakla’ suçladıktan sonra bu uygulamayı, Sana’yı çevreleyen bölgelere ve kabile merkezlerine, özellikle el-Mahvit, Damar ve Hucce vilayetlerine kadar genişletti. Kaynaklara göre bu amaçla, Kabile İşleri Kurumu ve vilayetlerin valileri üzerindeki kontrolünü, kabile veya sosyal oluşumların tepesindeki sadıkları arasından liderler atamak için kullandı.
Damar vilayetindeki kabilelerin ileri gelenlerinden biri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada başkenti kontrol ettikten sonra milislerin ilk olarak (1962 Devrimi’nden önce Yemen’in yöneticileri olan) Zeydî İmamlara sadakatleriyle tanınan kabile liderlerine yöneldiğini, onları silahlandırdığını ve onlara yönetim ve savaşçıları seferber etme imkânı verdiğini söyledi. Ayrıca Yemenlilere karşı savaşlarında yakıt olarak hizmet etmesi için bu bölgelerden daha fazla insanın savaş eğitim kamplarına ve yazlık merkezlerine gönderilmesini sağlayarak, sadakatine güvenmediği kabile birimlerini değiştirdiğini belirtti.
Toplumsal barışa yönelik tehdit
Kabile kaynakları, bu önlemlerin toplumsal barış üzerindeki tehlikesi konusunda uyarı yaptı. Çatışma belirtilerinin birden fazla bölgede ortaya çıktığını söyleyen kaynaklar, Husi milislerin, bir Husi vaizin köye atanmasını amaçlayan bir baskın ve saldırı kampanyasının ardından, Damar vilayetinin el-Hada ilçesine bağlı Sablah köyünden yaklaşık 15 kişiyi kaçırdığını belirtti.
Köylüler, geçtiğimiz dönem boyunca, köylerini herhangi bir mezhepçi veya siyasi çatışmadan uzak tutmaya çalıştı. Ancak milislerin saflarında savaşan bir grubun köye dönüşü üzerine sorun çıkmaya başladı ve savaşçılar, Husi sülalesinden bir vaizin atanması için çabaladı.
Sana’nın 100 km güneyindeki Zamar vilayetinden kaynaklara göre Husi milislerin kendi saflarında savaşmaları için kutuplaştırdığı unsurlar, köye döndüklerinde milis komutanının fotoğraflarını ve ‘Humeyni çığlığı’ sloganını okullarda yaymaya başladı. Daha sonra mezhepçiliği kışkırtarak köy camisinde zorla vaiz görevlendirdiler. Ancak halk, okuduğu ilk Cuma hutbesinde Husi vaize karşı çıktı. Hutbe, Hz. Muhammed’in ashabına karşı aşağılayıcı sözler içeriyordu.
Köylülerin tavrı, milisleri öfkelendirdi. Öyle ki Husi milisler, köylüleri boyun eğdirmek amacıyla vilayetteki Husi sülalesine mensup liderlerden biri olan Ebu Haşim el-Banus liderliğinde bir askerî harekât çağrısı yaptı. Ayrıca halktan, milislerden özür dilemeleri için vilayetin yönetim merkezine gitmeleri istendi. Ancak vatandaşlar, bunu kabul etmeyince köyden çıkan güçlere takviye yapıldı. Daha sonra grubun silahlı adamları köydeki evlere baskın düzenleyerek yaklaşık 15 kişiyi bilinmeyen bir yere götürdü.
Öte yandan İbb, el-Beyda ve Sana vilayetlerindeki toplumsal şahsiyetler, milislerin takip ettiği yönelimin tehlikesinden ve hanedan ideolojisine sadık bir toplumsal taban yaratma amacından beslenen toplumsal çatışmanın büyük yansımaları konusunda uyarıda bulunuyor.