Grundberg, Şarku’l Avsat’a Yemen barış haritasının hatlarını çizdi

Ülkeden ayrılması istenen güçlerin içinde Kudüs Gücü ve Hizbullah da yer alıyor

BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Mart 2022’nin sonunda Körfez sponsorluğunda Yemen-Yemen istişarelerine katılırken (AFP)
BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Mart 2022’nin sonunda Körfez sponsorluğunda Yemen-Yemen istişarelerine katılırken (AFP)
TT

Grundberg, Şarku’l Avsat’a Yemen barış haritasının hatlarını çizdi

BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Mart 2022’nin sonunda Körfez sponsorluğunda Yemen-Yemen istişarelerine katılırken (AFP)
BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, Mart 2022’nin sonunda Körfez sponsorluğunda Yemen-Yemen istişarelerine katılırken (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, hükümet ve Husilerin taahhütleri doğrultusunda elde ettiği Yemen barış haritasının hatlarını çizdi. Haritanın ateşkes ve Yemenli olmayan güçlerin ülkeden ayrılması gibi unsurları içerdiğini söyledi.

Batılı ve Yemenli kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Yemenli olmayan güçlerin ülkeden ayrılmasının altı ay sürecek olan ilk aşamanın tamamlanmasıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Aynı kaynaklar, “Yemenli olmayan güçler” terimini de açıklayarak, bunun “Koalisyon güçleri, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü unsurları ve Lübnan Hizbullahı güçleri ile üyelerini” kapsadığını belirtti.

Temsilciye göre bu taahhütler, aşamalara ayrılmış durumda ve ayrıntıları BM’nin sponsorluğunda hazırlanan yol haritasında netleşecek. Taahhütlerin uygulanması, tarafların BM gözetiminde birbirini takip eden aşamaları içerecek bir harita üzerinde anlaşmasının ardından başlayacak.

Londra merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Savunma ve Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün (RUSI) ortak araştırmacılarından El-Beraa Şiban, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “BM temsilcisinin önceliklerini, Yemenlilerin devlet otoritelerinin güçlendirilmesi ve savaş boyunca çöken kurumların yeniden inşası gibi ihtiyaçlarıyla uyumlu olacak şekilde düzenlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan Husi Sözcüsü Muhammed Abdusselam, Kızıldeniz’in güneyindeki deniz trafiğini hedef alan operasyonların Yemen’deki iç barışa etkisi hususunda şunları söyledi:

Kızıldeniz ve Umman Denizi’nde sadece İsrail’i hedef alan sınırlı eylemlerin Yemen meselesinin seyrine bir etkisinin olmadığını düşünüyoruz.



Yeni Suriye yönetimi, Rusya’yla anlaşma şartlarını açıkladı

HTŞ liderliğindeki isyancılar, Suriye'de ele geçirdikleri şehirlerde Esad'ın posterlerini parçalamıştı (Reuters)
HTŞ liderliğindeki isyancılar, Suriye'de ele geçirdikleri şehirlerde Esad'ın posterlerini parçalamıştı (Reuters)
TT

Yeni Suriye yönetimi, Rusya’yla anlaşma şartlarını açıkladı

HTŞ liderliğindeki isyancılar, Suriye'de ele geçirdikleri şehirlerde Esad'ın posterlerini parçalamıştı (Reuters)
HTŞ liderliğindeki isyancılar, Suriye'de ele geçirdikleri şehirlerde Esad'ın posterlerini parçalamıştı (Reuters)

Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Rusya'nın ülkedeki üslerini kapatmak zorunda olmadığını söyledi.

Kasra, Amerikan gazetesi Washington Post’ta (WP) dün yayımlanan söyleşisinde, Moskova’yla yapılacak herhangi bir anlaşmanın Suriye’nin çıkarlarına hizmet etmesi gerekeceğini söyledi. 

Yeni Şam yönetiminin Savunma Bakanı, “siyasette sonsuza dek düşmanlık olmayacağını” belirterek, bu koşul sağlandığı sürece Rusya’nın ülkedeki hava ve deniz üslerini açık tutmasına izin verilebileceğini ifade etti. Moskova’nın Tartus'ta deniz üssü, Lazkiye'de de hava üssü bulunuyor. 

Kremlin’in Şam’a yaklaşımının, Beşar Esad’ın aralıkta ülkeyi terk etmesinin ardından “önemli ölçüde iyileştiğini” söyleyen Kasra, Moskova’nın taleplerini değerlendirdiklerini aktardı. 

Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) liderliğindeki isyancıların 27 Kasım'da başlattığı saldırılar, 8 Aralık'ta Esad rejiminin devrilmesiyle sonuçlanmıştı. Esad ailesi Rusya’ya kaçarken, yeni geçiş hükümetinin Devlet Başkanı da HTŞ lideri Ahmed Şara olmuştu. 

40 yaşındaki Kasra, “Beşar Esad, Rusya'ya gitmeye karar verdiğinde, Ruslarla bir anlaşmaya varmamızın imkansız olduğunu düşünmüştü” diyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov liderliğindeki heyet, geçen ay HTŞ yönetimiyle toplantı düzenlemişti. Bogdanov, Esad’ın durumuna ilişkin görüşme yapılıp yapılmadığına dair bilgi paylaşmamıştı.

Kasra, Suriye'de ABD ve Türkiye'ye bağlı askeri üslerin statüsünün de müzakere edildiğini belirtiyor. Savunma Bakanı, Ankara’yla yapılacak yeni anlaşmaların ülkede Türkiye'ye bağlı güçlerin azaltılmasını veya “yeniden konuşlandırılmasını” içerebileceğini söylüyor.

Amerikan askerlerinin Suriye’deki varlığının akıbetine dair görüşmelerin sürdüğünü de aktaran Kasra, Kürtlerle ilgili meselenin askeri değil diplomatik yolla çözülmesi gerektiğini ifade ediyor. 

Amerikan basınında bu hafta çıkan haberlerde, Başkan Donald Trump’ın ABD askerlerini Suriye’den çekmeyi planladığı aktarılmıştı. Pentagon’un 30, 60 veya 90 gün içinde tam bir geri çekilme planı üzerinde çalıştığı bildirilmişti. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, pazar günkü açıklamasında Türkiye, Irak, Ürdün ve Suriye’nin ortak güç oluşturarak DEAŞ’e karşı mücadele verebileceğini söylemişti.

Suriye’de DEAŞ’lı militanların tutulduğu kamplar, ABD'nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde. SDG'nin çatısını, Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği YPG oluşturuyor. Esad rejiminin düşmesinin ardından SDG'yle Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) arasında çatışmalar da yaşanmıştı. 

WP’nin haberinde, Fidan’ın DEAŞ’le mücadelede 4’lü koalisyon önerisinin, “ABD’nin SDG’yle bağlarını kesmesine olanak sağlayacağına” dikkat çekiliyor. 

Independent Türkçe, Washington Post, NBC