Macron ve Scholz, Kosova'daki seçimlerin tekrarlanmasını istedi

Sırpların yoğun yaşadığı bölgelerde katılım oranı yüzde 3,5'a kadar düşmüştü

NATO öncülüğündeki uluslararası barış gücü KFOR (Kosova Force) 1999'dan bu yana ülkede görev yapıyor (Reuters)
NATO öncülüğündeki uluslararası barış gücü KFOR (Kosova Force) 1999'dan bu yana ülkede görev yapıyor (Reuters)
TT

Macron ve Scholz, Kosova'daki seçimlerin tekrarlanmasını istedi

NATO öncülüğündeki uluslararası barış gücü KFOR (Kosova Force) 1999'dan bu yana ülkede görev yapıyor (Reuters)
NATO öncülüğündeki uluslararası barış gücü KFOR (Kosova Force) 1999'dan bu yana ülkede görev yapıyor (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Kosova'nın kuzeyinde tansiyonun artmasına neden olan yerel seçimlerin tekrarlanmasını istedi.

Avrupalı liderler dün Moldova'da yapılan Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) zirvesinde, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic'le bir araya geldi.

Zirve sonrası bir açıklama yapan Macron, "Taraflardan olabilecek en kısa süre içinde tartışmalı dört bölgede yeni seçim yapılmasını istedik" diye konuştu.

Macron, her iki liderin de gelecek hafta konuyla ilgili net bir yanıt vereceğini söyledi.

Nüfusunun büyük çoğunluğu etnik Arnavut olan Kosova'nın kuzey bölgelerinde yaşayan Sırplar büyük oranda Belgrad yönetiminin politikalarına sadakat gösteriyor.

Bu bağlamda, etnik Sırplar ülkenin kuzeyinde nisanda yapılan yerel seçimleri boykot etmiş ve bu bölgelerde seçime katılım oranı yüzde 3,5'a kadar düşmüştü. Ancak buna rağmen seçimi kazanan Arnavut adayların belediyelerdeki görevlerine başlama çabası, bölgede tansiyonun artmasına neden olmuş ve Sırp göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıkmıştı.

Bölgede yaşayan Sırpların önemli bölümü hem belediye başkanlarının hem de Kosova polisinin bölgeden çıkmasını istiyor.

Kosova yasaları yeniden seçime olanak tanıyor

Yaşanan gelişmelerin ardından ABD ve AB taraflara tansiyonu düşürme çağrısı yaparken, Fransa ve Almanya liderleriyse AST zirvesinde Osmani ve Vucic'i aynı masaya oturtmayı başardı.

Zirvenin ardından konuyla ilgili bir açıklama yapan Kosova lideri Osmani, bölgedeki seçmenlerin yüzde 20'sinin yasal süreç başlatması halinde seçimlerin tekrarlanabileceğini söyledi.

Osmani, "Bu çok demokratik bir süreç. Yurttaşlarımıza yeni seçim isteyip istemediklerine karar vermeleri için izin veriyoruz. Bu şekilde problemsiz ilerleyebileceğimize inanıyorum ancak onların tarafından da katılım olmalı" ifadelerini kullandı.

Kosova lideri, "Vucic'ten müdahale etmemesini ve yurttaşlarını üzerinde seçime katılmamaları için baskı kurmamasını istedik ancak bir yanıt alamadık. Yurttaşların Kosova'da anayasayla garanti altına alınan haklarını kullanacaklarını umuyorum" diye konuştu.

Independent Türkçe, AFP, Reuters



Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
TT

Pezeşkiyan, Washington ile müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısında bulunarak muhafazakarları kızdırdı

Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)
Tahran'ın merkezindeki İran-Filistin Koordinasyon Binası'na asılan propaganda afişinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir fotoğrafı ve ‘Başka bir savaşta başarısızlık’ ifadesi yer alıyor. (EPA)

Siyasi ve askerî açıdan hassas bir dönemde, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini bombalamasına rağmen İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Washington'a diplomatik bir zeytin dalı uzatmayı tercih etmesi, bu açıklamaları bir tür ‘aşırı yumuşaklık’ olarak gören muhafazakâr hareketin öfkesine yol açtı. Ancak Pezeşkiyan'ın destekçileri, medya söyleminin İran'ın içini hedef almadığını, daha ziyade dış dünya ile bir anlayış penceresi açmaya çalıştığını vurguluyor.

İran ekonomisini boğan yaptırımların kaldırılması için Batı ile diyaloğu yeniden canlandırma sözü veren Mesud Pezeşkiyan, Donald Trump'a yakın ABD’li muhafazakâr yayıncı Tucker Carlson'a bir röportaj verdi.

Pezeşkiyan dün yayınlanan röportajda, ABD'nin İran'a karşı savaşında İsrail'i desteklemek için haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırılarına rağmen Washington'la görüşmelere yeniden başlamanın ‘sorun olmadığını’ söyledi.

Muhafazakâr Milletvekili Emir Hüseyin Sabiti, X platformunda Pezeşkiyan'a yüklenerek şunları söyledi: “Amerikalı gazeteciye verdiğiniz zayıf cevaplar ulusal birliğe aykırı ve utanç vericiydi. Görünen o ki ABD ile daha önce yaptığınız mantıksız ve dürüst olmayan müzakerelerden henüz ders almamışsınız ve yeniden kandırılmak istiyorsunuz.”

Sabiti, cumhurbaşkanını parlamentoyla karşı karşıya gelmekle tehdit ederek, “Hükümetin dış politikaya yaklaşımı değişmezse, parlamentonun hükümete karşı tutumu değişecektir” dedi.

Pezeşkiyan'a yakın olan gazeteci Ali Asgar Şefiiyan, Sabiti'ye cevaben, “Bu röportajın hedef kitlesi siz değildiniz” dedi. Bu eleştiriler, İran'a yönelik son saldırılar sırasında Azerbaycan'ın topraklarından İsrail insansız hava araçlarının (İHA) kalkışına izin verdiği yönündeki suçlamaları görmezden gelerek geçtiğimiz cuma günü Bakü'ye yaptığı ziyaretin ardından ‘siyasi beceriksizlik’ gerekçesiyle İran Cumhurbaşkanı'na yönelik güvensizlik oylaması çağrılarının yapıldığı bir dönemde geldi.

Batı'ya düşmanlığı ve nükleer programla ilgili müzakerelere karşıtlığıyla bilinen İran gazetesi Kayhan, “Diplomasiye bomba yağdıranlarla tekrar koşulsuz olarak aynı masaya oturmak adil mi?” diye sordu.

Nisan ayından bu yana İran'la nükleer programı konusunda görüşmeler yürüten ABD, 22 Haziran'da Tahran'ın güneyindeki Fordo'da bulunan yeraltı uranyum zenginleştirme tesisini ve İsfahan ile Natanz'daki iki nükleer tesisi bombaladı. Bu tesislerdeki hasarın gerçek boyutu henüz bilinmiyor.

Genel yayın yönetmeni ülkede son sözü söyleyen İran Dini Lideri Ali Hamaney tarafından atanan Kayhan gazetesinde şu ifade yer aldı: “Elleri tamamen halkımızın kanıyla lekelenmiş bir düşman karşısında sertlikten başka bir çözüm var mı?”

Kayhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, “Bu röportajda söylenenler rejimin pozisyonlarıyla uyumlu değil” dedi.

Pezeşkiyan'ın “ABD müzakere masasını havaya uçuruyor” ifadesini kullanmasına atıfta bulunan Şeriatmedari, Tahran'ın müzakere yoluna devam etmeye açık olduğunu vurguladı. Şeriatmedari, “Eğer masa havaya uçurulduysa, masaya yeniden dönmek ABD'nin işlediği suçun inkârından ve aldatma tuzağının yeni bir kabulünden başka bir anlama gelir mi?” diye sordu.

Şeriatmedari şöyle devam etti: “ABD, nükleer tesislerimizi hedef aldığını resmen kabul etmedi mi? İsfahan, Natanz ve Fordo tesislerini yok etmek için onlarca bomba atmadı mı? Trump'ın kendisi bile bununla övündü! ABD'yi temize çıkarma konusundaki bu tuhaf ısrarınız neden? Sanki onunla müzakerelere dönebilmek için sakinleşmesini bekliyormuşsunuz gibi… İsrail'i Washington'a şikâyet etmeye ve neden olduğu krizden yakınmaya mı gidiyorsunuz?”

Gazete ayrıca, İran Cumhurbaşkanı'na danışman ekibini değiştirmesi çağrısında bulundu: “Danışmanlarınızı gözden geçirin ve onlara ABD ile müzakerelerin ihanet değilse bile siyasi ahmaklık olduğunu açıkça söyleyin. Hem kendi iyiliğiniz hem de ülkenin iyiliği için çevrenizi bunlardan arındırın.”

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) yakın Cevan gazetesi, ‘yumuşak ve nazik’ sözleri kınayarak, “Amerikalı bir yayıncıyla diyaloğun gerçek anlamı, halkın hoşnutsuzluğunu ve ABD'ye olan tam güvensizliğini dile getiren sözlerde ortaya çıkar” dedi.

İran'da reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesi ise Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın ‘olumlu gidişatını’ övdü. Gazete şöyle yazdı: “Bu röportaj uzun zaman önce yapılmalıydı. İranlı yetkililer ne yazık ki uzun zamandır Amerikan ve uluslararası medya sahnesinde yoklar.”

İranlı yetkililer tarafından açıklanan yeni bilançoya göre İran ve İsrail arasında 12 gün süren savaşta bin 60 kişi hayatını kaybetti. ABD, İran'ın nükleer programındaki kilit tesislere düzenlediği saldırılarla savaşa katıldı.