Cleveland'da iki haftada 30'a yakın çocuk kayboldu

Polis şefi, "Bu, hemen burnumuzun dibinde gerçekleşen sessiz bir suç" diyor

Polis şefi, 12-17 yaş arası çocukların kaybolmasının 2023'te daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını söyledi (Unsplash)
Polis şefi, 12-17 yaş arası çocukların kaybolmasının 2023'te daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını söyledi (Unsplash)
TT

Cleveland'da iki haftada 30'a yakın çocuk kayboldu

Polis şefi, 12-17 yaş arası çocukların kaybolmasının 2023'te daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını söyledi (Unsplash)
Polis şefi, 12-17 yaş arası çocukların kaybolmasının 2023'te daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını söyledi (Unsplash)

Mayısın ilk iki haftasında Cleveland'da iki düzineden fazla çocuğun kaybolduğunu belirten polis yetkilileri, bölgedeki kayıp vakalarının "olağanüstü" bir ani artış göstermesi konusunda teyakkuza geçti.

Newburgh Heights Polis Şefi John Majoy, 2-16 Mayıs tarihlerinde en az 27 çocuğun kaybolduğunun bildirildiğini söyledi.

Cleveland Missing (Cleveland'ın Kayıpları) kuruluşunun yönetim kurulu başkanlığını da yürüten polis şefi, 12-17 yaş arası çocukların kaybolma vakalarının 2023'te "daha önce görülmemiş seviyelere" ulaştığı uyarısında bulundu.

Majoy, Fox News'e, "Kayıp kişi sayısında her zaman inişler ve çıkışlar vardır ancak bu yıl olağanüstü bir yıl gibi görünüyor" dedi.

Nedense 2023'te normalde gördüğümüzden çok daha fazlasını gördük ki bu kısmen endişe verici çünkü bu çocukların bazılarına ne olduğunu, insan ticareti kurbanı mı olduklarını, yoksa çete faaliyetlerine ya da uyuşturucuya mı karıştıklarını bilmiyoruz.

Polis şefine göre, vakaların çoğu muhtemelen evden kaçanlardı ancak Majoy, gençlerin "kuzu postuna bürünmüş kurtlar" olabilecek avcıların kurbanı olmasından da korkuyordu.

Mayıs ortası itibarıyla Cleveland'da toplam 56 aktif kayıp çocuk vakası bulunuyordu.

Kaybolma vakalarının çoğunun Amber Alert (Çocuk kaçırma olaylarında halkı bilgilendiren bir sistem -ed.n.) olmadığı sürece haberlere çıkmadığından yakınan Majoy, vakaların çözülmesinin zorlaştığını çünkü çoğu zaman kurbanların fotoğraflarının bulunmadığını sözlerine ekledi.

Majoy, 33 yıllık kariyerinde hiç bu kadar yüksek sayıda çocuğun kaybolduğunu görmediğini de vurguladı.

Bu, hemen burnumuzun dibinde gerçekleşen sessiz bir suç. Sorun şu ki, nerede bu çocuklar? Nereye gidiyorlar? Bir uyuşturucu evinde ya da fuhuşa sürüklenmiş olabilirler veya uyuşturucu kaçakçılığına ya da çetelere bulaşmış olabilirler.

Majoy, gençlerin çaresiz kaldıklarında koruma için araba çalma ve soygun gibi suçlara başlamalarına yol açan çetelere katıldıklarını, bedenlerini sattıklarını ya da uyuşturucu kullandıklarını sözlerine ekledi.

Cleveland ve Ohio'nun kuzeyindeki diğer bölgelerde artan kayıp vakalarıyla mücadele etmek amacıyla ABD Kolluk Kuvveti Hizmeti mayısta "Sizi Bulacağız Operasyonu"nu başlattı.

The New York Post'un haberine göre, ABD Kolluk Kuvveti görevlisi Pete Elliott yaptığı açıklamada, "Kolluk Kuvveti Hizmeti federal, eyalet ve yerel düzeydeki kurumlara tehlike altındaki kayıp çocukların bulunması ve kurtarılmasında yardımcı olmaya kendini tamamen adamıştır" dedi.

Dedektifler kayıp çocukları bulmak için Cleveland, Toledo, Akron ve diğer çevre county'lerdeki (sözcük anlamı kontluk; ABD ve BK’de yer alan Türkiye’de karşılığı olmayan idari birim -ed.n.)vakaları tarayarak bazı çocukların yerlerini Kaliforniya ve Arizona uzak kadar yerlerde buldu.

Ülkemizdeki kayıp çocuklar salgınının bir spot ışığına, bizim odağımıza ihtiyacı var. Umarız bu gibi operasyonlar bu odağı keskinleştirir. Her çocuk büyümek için güvenli bir ortamı hak eder ve biz de Kuzey Ohio'daki çocuklar ve aileler için bunu sağlamaya yardımcı olmaya kararlıyız.

2022'de Ohio'da 15 binden fazla çocuğun kayıp olduğu bildirilmiş ve bunlardan 4'ü ölü bulunmuştu.

Eyalet Başsavcısı Dave Yost tarafından hazırlanan bir rapora göre, çocuklardan sadece 5'i bir yabancı tarafından kaçırılırken, 34'ü velayeti olmayan bir ebeveyn tarafından kaçırılmıştı.

Yetkililer çocukların yüzde 96'sını bulabildi ancak 615'i 2023 itibarıyla hâlâ kayıp.



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC