İsrail’deki protesto liderleri, polis şiddetine tepki olarak her gün protesto düzenlenmesi çağrısında bulundu

Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
TT

İsrail’deki protesto liderleri, polis şiddetine tepki olarak her gün protesto düzenlenmesi çağrısında bulundu

Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)
Cumartesi günü Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı düzenlenen gösteri sırasında polisle tartışma çıktı (Reuters)

İsrailli protestocular, polisin Başbakan Binyamin Netanyahu’nun evinin önünde göstericilere müdahale etmesi ve New York’ta Knesset üyesi Simcha Rothman’ın göstericilerden birinin elinden megafonu kapmasının ardından yeni kararlar aldı.

Protesto liderliği, hükümetin iktidar sistemini ve yargıyı devirme planına karşı, nereye giderlerse gitsinler, bakanlar ve koalisyon milletvekilleri takip edilerek, gösterilerin kapsamının genişletileceğini ve neredeyse günlük hale getirileceğini duyurdu.

FOTO: Cumartesi günü düzenlenen gösteri sırasında Netanyahu kılığına girmiş mahkum elbiseli biri (Reuters)
Cumartesi günü düzenlenen gösteri sırasında Netanyahu kılığına girmiş mahkum elbiseli biri (Reuters)

Protesto liderleri, hükümet yetkililerinin halkın karşısına ‘demokratik maskelerle’ çıkmasını engellemeyi ve bir ‘darbenin diktatör liderleri’ olarak gerçek yüzlerini ortaya çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.

Tehditlerini Netanyahu’ya odaklayan protesto liderleri, önümüzdeki Pazar günü Tel Aviv’de ABD merkezli Yahudi örgütlerinin liderleri için yapılacak konferansta onlar için ‘dolu dolu bir karşılama’ hazırladıklarını açıkladı.

Netanyahu buraya katılımını iptal etmeye karar verdi.

Siyasi bir kaynağa göre, Netanyahu bu kararı, istihbaratın kendisine yönelik protesto planının ayrıntıları hakkında bilgi vermesinin ardından aldı.

On binlerce gösterici, dün Tel Aviv ve ülkenin kuzeyinden güneyine 150 başka noktada sokaklara döküldü.

Dün akşam, Netanyahu’nun Caesarea kasabasındaki özel villasının önünde düzenlenen hükümet karşıtı gösteri sırasında şiddetli bir çatışma çıktı.

Aktivistler, Netanyahu’nun rahat bir hafta sonu geçirmesine izin vermeyeceklerini açıklarken, polis onları zorla dağıtmaya çalıştı.

Gösterinin liderleri, polis şefini, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’i memnun edip terfi almak için aşırı güç kullanmakla suçladı.

Protestocular, burnu kırılan bir protestocu da dahil olmak üzere yaklaşık 10 yaralı olduğunu bildirdi.

Polis 17 göstericiyi gözaltına aldı ve onlar sabahın erken saatlerinde serbest bırakılıncaya kadar durum sakinleşmedi.

FOTO: Protestocular, İsrail hükümetinin yargı reform planına karşı Tel Aviv’de düzenlenen gösteri sırasında otoyolu kapattı (Reuters)
Protestocular, İsrail hükümetinin yargı reform planına karşı Tel Aviv’de düzenlenen gösteri sırasında otoyolu kapattı (Reuters)

Kaynaklara göre, şehrin ana caddelerinden biri olan Rothschild Bulvarı’nın kapatıldığı gösteriye yaklaşık 300 kişi katıldı.

Polislerin kendilerine saldırdığını ve kullandıkları hoparlörlere el koyduğunu anlatan göstericiler, polis arabalarına ‘Ulusal Güvenlik bir maskaralıktır’ yazan çıkartmalar yapıştırdı.

Protesto organizatörleri haftalık açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;

“Netanyahu’nun delegeleri, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Nükleer Enerji Bakanı David Amsalem’i dinleyen herkes, İsrail hükümetinin diktatörlük için çabaladığını biliyor. Orduyu, ekonomiyi ve İsrail ile dünya arasındaki ilişkileri yok etme planlarını durdurabilecek tek şey, her hafta ortaya çıkan göstericilerdir.”

Tel Aviv’deki ‘barış bloğu’ tehdidini yerine getirdi ve Haziran 1967 savaşının 56. yıldönümüne adanan büyük protesto gösterisine paralel bir gösteri düzenledi.

Burada İsrail’in işgal ve yerleşim politikasını reddeden ve Filistin halkının meşru haklarını destekleyen sloganlar attılar.

İşgale karşı çıkan yüzlerce farklı Yahudi ve Arap’ın katılımıyla şehir merkezindeki Dizengoff Meydanı’ndan başlayan gösteri Kaplan Caddesi’ne yöneldi. 

FOTO: New York’ta düzenlenen bir gösteri
New York’ta düzenlenen bir gösteri

Öte yandan, İsrailli göstericiler ABD’de gösteriler düzenlemeye devam ediyor.

Protestocular, Cuma akşamı New York’ta Knesset üyesi Simcha Rothman ve eşini akşam yemeğinden dönüşleri sırasında gördü.

Etraflarını çeviren protestocular, Netanyahu ve Rothman aleyhinde sloganlar attı. Bunun ardından Rothman, sloganlar atan kadın göstericilerden birine saldırdı ve megafonunu elinden aldı. 

Genç kadın protestocu, polise Rothman hakkında şikayette bulundu.

Rothman, kendisine şiddet gösterenlerin göstericiler olduğunu iddia ederek, “Eşimin ayaklarına bastılar ve Tanrı’ya ruhumu alması için dua ettiler” dedi.

Göstericiler ise, onun ‘aklını kaçırmış ve demokrasiyi anlamadığını veya saygı duymadığını ortaya koyan bir kişi’ olduğunu söyleyerek, “Polis ve siyasi liderlerin uyguladığı şiddet, gösterilerin genişletilmesi ve ‘daha ​​acı verici hale getirilmesini’ zorunlu kılıyor” dediler.



Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post