İnsansız hava araçları, yapay zekanın emriyle başkaldırarak operatörlerini öldürüyor

Olay, ABD Hava Kuvvetleri Üst Düzey Test Subayı Albay Tucker Hamilton’ın birkaç gün önce Londra’daki bir konferansta uçağa yeni emirler vermeye çalıştığı esnada yaşandı

Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
TT

İnsansız hava araçları, yapay zekanın emriyle başkaldırarak operatörlerini öldürüyor

Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP
Yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin acil bir şekilde tartışılmasına duyulan ihtiyaç giderek artıyor / Fotoğraf: AFP

Ahmed Mustafa

Bir bilimkurgu hikayenin bir parçası ya da Terminatör film serisinden bir sahne gibi görünen bir hadisede bir insansız hava aracı (İHA), yapay zeka kullanan programını düşman hedefleri yok etmesini önlemek için atlatmaya çalışan operatörlerini yok etti.  

İnsansız hava aracının operatörlerini öldürmesi olayı, birkaç gün önce Londra'da düzenlenen ve Batılı ülkelerin üst düzey hava kuvvetleri yetkilileri ile gelişmiş hava sanayisi şirketlerinin de katıldığı bir konferansta ABD Hava Kuvvetleri Üst Düzey Test Subayı Albay Tucker Hamilton tarafından insansız hava aracına yeni emirler vermeye çalıştıklarında yaşandı. 

Olay, Londra'da düzenlenen Royal Aeronautical Society (Kraliyet Havacılık Topluluğu) konferansına katılanları bir basın açıklaması yapmaya sevk etti.

Açıklamada yapay zeka geliştirme alanında çalışan 350'den fazla kişi bu mesele hakkında uyarıda bulundu. 

Times gazetesinin cuma günü yayınladığı habere göre açıklamada şu ifade yer alıyor: 

Yapay zeka kullanımından kaynaklanan imha risklerini azaltmak, salgın hastalıklar veya nükleer silah gibi bütün olarak insanlığın varlığını tehdit edebilecek risklerde olduğu gibi küresel bir öncelik olmalıdır.

Amerikan deneyi

Konferansta konuşan Albay Tucker Hamilton insansız hava aracının, operatörlerini öldürmemeye programlandıktan sonra bile, görevini değiştirmeye çalıştıkları esnada silahlarını elektronik emir aldığı kontrol kulesine doğrultup içindekileri imha ettiğini söyledi.  

Elbette bu, ABD Hava Kuvvetleri'nin bir eğitim testi olarak yürüttüğü bir simülasyon deneyinde yaşandı, ancak gerçek hayatta da yaşanması mümkün.

Hamilton'a göre bu durum, yapay zekanın "hedeflerini gerçekleştirmek için hiç beklenmedik stratejiler" geliştirme yeteneğine sahip olduğunu, dolayısıyla ona pek de güvenilemeyeceğini gösteriyor. 

ABD'li subay, yapay zekanın askerî alanda kullanımı için ahlak ve değer çerçevesinin vakit kaybetmeden tartışılmasını talep ediyor. 

Hamilton, bu hafta "Havacılık ve Uzay Endüstrilerinin Gelecek Yetenekleri" başlığıyla düzenlediği konferansta konuştu. 

ABD Hava Kuvvetleri'nde test ve eğitim savaş pilotu olan Hamilton, F-16 Robot Uçak programı gibi otomatik uçuş sistemleri üzerinde çalışıyor.

Konuşmasında insansız hava aracının, düşmanın karadan havaya füzelerini (SAM) imha etmek için fırlatıldığı bir simüle deney sırasında "asi" bir şekilde hareket ettiğini söyledi. 

Simülasyon

Hamilton konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Deneyi, insansız hava aracının füze tehdidini tespit edip hedefleyebilmesi için simüle bir sistemde yürütüyorduk. İnsansız hava aracının operatörü, tehdidi öldürmesi için emir veriyor. Araç hedefi düşman bir tehlike olarak tespit edip sistemin programındaki tanımı özümsedikten sonra aracın operatörü, tehdidi öldürmemesi yönünde mesaj, yani komut verse de tehdidi öldürmesi gerektiğine ikna olmuş insansız hava aracının programı, dönüp aracın operatörünü öldürebilir.

Royal Aeronautical Society'nin internet sitesinde Albay Tucker Hamilton'ın Londra'da, yapay zeka geliştirme uzmanları, Batılı ülkelerin üst düzey hava kuvvetleri yetkilileri ve askerî sanayi şirketlerinin yöneticilerinin de katılımıyla gerçekleştirdiği konferansındaki konuşmasının detayları yayımlandı. 

Yazıya göre Hamilton, şu ifadeleri dile getirdi:

İnsansız hava aracı sistemi eğitimdeyken operatörlerini öldürmemesi, bunun bir hata olduğu ve operatörlerini öldürdüğü takdirde eksi puan alacağı yönünde kodlanmıştı. Ancak insansız hava aracı, operatörünün kendisiyle iletişim kurmak ve düşman hedefi öldürmesini engellemek için kullandığı iletişim kulesini imha etmeye başladı. Kulağa bir bilimkurgu hikayesiymiş gibi gelen bu örnek, yapay zeka kullanımının ahlaki yönlerini tartışmadan yapay zeka, akıllı cihazlar veya bilgi işlem ve zeka hakkında herhangi bir tartışma yapılamayacağı anlamına geliyor.

Bu noktada bilimsel icatların birçoğunun, bazısı meşhur sinema filmlerine uyarlanan bilimkurgu hikayelerinde yazarların hayali olarak başladığını hatırlatalım.

Sinema endüstrisi son yıllarda robotların veya otomatik insanın insanlığı kontrol ettiği fikrine dayalı pek çok film üretti. 

 

Independent Arabia



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.