İsrail güvenlik kabinesinden yeraltında toplantı

İsrail güvenlik kabinesi, birkaç cephede birden yaşanabilecek olası bir savaş sırasında karar verme sürecinin simüle edildiği bir yeraltı toplantısı düzenleyecek

İsrail’e göre diplomasinin her zaman başarılı olması için İran’ın askeri olarak tehdit edilmesi gerekiyor (AFP)
İsrail’e göre diplomasinin her zaman başarılı olması için İran’ın askeri olarak tehdit edilmesi gerekiyor (AFP)
TT

İsrail güvenlik kabinesinden yeraltında toplantı

İsrail’e göre diplomasinin her zaman başarılı olması için İran’ın askeri olarak tehdit edilmesi gerekiyor (AFP)
İsrail’e göre diplomasinin her zaman başarılı olması için İran’ın askeri olarak tehdit edilmesi gerekiyor (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün İran'ın nükleer tesislerine saldırma tehdidini yinelerken güvenlik kabinesini birkaç cephede birden yaşanması olası bir savaş sırasında karar verme sürecini simüle etmek için yeraltında bir toplantı düzenlemeye çağırdı.

Netanyahu, yukarıdaki açıklamalarının öncesinde Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerini ‘İran’ın nükleer faaliyetlerini denetlememekle’ suçladı.

İran, yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirirken bu saflık oranını biraz daha artırması halinde iki adet nükleer bomba yapmaya yeteceğinden İran, böyle bir amacı ve planı olmadığını söyleyerek bunu reddediyor. Ancak İsrail, uluslararası diplomasinin İran'ı durdurmakta başarısız olması halinde İran’a askeri müdahalede bulunmakla tehdit ederken bu tehdidi daha sık dillendirmeye başladı.

İsrail’e göre diplomasinin her zaman başarılı olması için İran'a askeri tehditlerde bulunması gerekiyor.

Netanyahu, Tel Aviv’deki askeri karargâhta bulunan sığınaktan video kaydı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “İran’ın nükleer çabalarına, İsrail'e yönelik füze saldırılarına ve yeni savaş cephelerinin açılması olasılığına karşı hareket etmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, güvenlik kurmayları ve komutanlarla çevrili halde yaptığı açıklamada, “Çok cepheli bir savaşa girme olasılığı, İsrailli yetkilileri kararlarını mümkün olduğunca önceden düşünmelerini gerektiriyor” dedi.

Netanyahu'nun basın ofisi, güvenlik kabinesini savaş sırasında karar alma sürecinin simüle edildiği tatbikatın görüntülerini yayınladı.

“UAEA, İran'a boyun eğiyor”

Netanyahu daha önce UAEA’yı İran'ın nükleer faaliyetlerini denetlememekle suçlamış, BM’ye bağlı olan UAEA’yı siyasileştirilmesi halinde İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili çalışmaların önemini kaybetmesi riski taşıdığına’ işaret etmişti.

Netanyahu, bu alışılmışın dışındaki eleştiriyi UAEA tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan ve İran’ın gizli bir tesiste uranyum izleri bulunmasıyla ilgili tatmin edici bir yanıt verdiğini ve 2015 tarihli nükleer anlaşma kapsamında başlangıçta kurulan kameraların yeniden kurulduğunu öne süren bir raporun ardından yaptı.

Netanyahu, “İran, UAEA’ya yalan söylemeye devam ediyor. UAEA’nın İran’ın baskısına boyun eğmesi, sicilinde kara bir lekedir” yorumunda bulundu.

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“UAEA siyasileştirilirse, İran’daki izleme faaliyetlerinin ve İran'ın nükleer çalışmaları hakkındaki raporlarının bir önemi kalmayacaktır.”

UAEA, Netanyahu’nun açıklamalarıyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

UAEA, çarşamba günü, soruşturma ve önceki yıllara göre ilerleme olmamasından sonra bunu söylemişti. İran, soruşturmaya dahil edilen üç bölgeden birinde uranyum parçacıklarının bulunmasına ilişkin tatmin edici bir yanıt verdi.

Sovyetler Birliği döneminden kalma laboratuvar ve maden

Viyana'daki üst düzey bir diplomat, uranyum izlerinin Sovyetler Birliği döneminden kalma bir laboratuvarın varlığıyla ve orada çıkarılan bir madenle açıklanabileceğini söyledi. UAEA’nın başka sorusu olmadığını da sözlerine ekledi.

Ancak Netanyahu bu açıklamalarla ilgili olarak, İran'ın yasak bölgelerde nükleer madde bulunması konusundaki açıklamalarına güvenilemeyeceğini belirterek “Teknik olarak da imkansız” dedi.

Buna karşın Reuters’a konuşan üst düzey diplomata göre UAEA, İran'ın on yıllar önce orada nükleer silahlarla ilgili testler yaptığını düşünüyor.

ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, 2018 yılında İran ile dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildikten sonra, Tahran, uranyum zenginleştirme oranını artırdı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı  habere göre  İsrailli ve Batılı yetkililer, Tahran'ın nükleer silahlar için gerekli olan yüzde 60'lık zenginleştirme seviyesinden birkaç hafta içinde yüzde 90'a çıkabileceğini söylüyor.

“Kırmızı çizgi”

Netanyahu, 2012 yılında BM’de yaptığı bir konuşmada, İran'ın yüzde 90 saflıkta uranyum zenginleştirmesini, bunu önlemek amacıyla askeri müdahale gerektirebilecek ‘kırmızı bir çizgi’ olarak gördüğünü açıkladı.

Öte yandan uzmanlar, nükleer silahlarla donatıldığı düşünülen gelişmiş bir orduya sahip olan İsrail'in İran'ın genişleyen, uzak ve iyi korunan nükleer tesislerine kalıcı hasar verip veremeyeceği konusunda ikiye bölünmüş durumdalar.

İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz, yaptığı bir açıklamada, “İran’ın nükleer bombası olduğu ve bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünmemiz halinde harekete geçme kararını alma hakkımız saklı tutuyoruz” dedi.

Aynı zamanda İsrail güvenlik kabinesi üyesi olan Katz, bir radyo kanalına yaptığı açıklamada, “Şu anda tüm hazırlıklarımızı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.



İspanya'daki zehirli klor bulutu 160 bin kişiyi evde kalmaya zorladı

Madrid'deki Plaza de Colón'da aşırı sağcı destekçilerin çağrısıyla düzenlenen hükümet karşıtı protesto sırasında protestocular İspanyol bayrakları tutuyor (AFP)
Madrid'deki Plaza de Colón'da aşırı sağcı destekçilerin çağrısıyla düzenlenen hükümet karşıtı protesto sırasında protestocular İspanyol bayrakları tutuyor (AFP)
TT

İspanya'daki zehirli klor bulutu 160 bin kişiyi evde kalmaya zorladı

Madrid'deki Plaza de Colón'da aşırı sağcı destekçilerin çağrısıyla düzenlenen hükümet karşıtı protesto sırasında protestocular İspanyol bayrakları tutuyor (AFP)
Madrid'deki Plaza de Colón'da aşırı sağcı destekçilerin çağrısıyla düzenlenen hükümet karşıtı protesto sırasında protestocular İspanyol bayrakları tutuyor (AFP)

İspanyol yetkililer, Barselona yakınlarındaki bir endüstriyel depoda çıkan yangının geniş bir alanı kaplayan zehirli klor bulutunun yayılmasının ardından bugün 160 binden fazla kişiye evlerinde kalmaları talimatını verdi.

Bölge itfaiye teşkilatından yapılan açıklamaya göre yangın, Barselona'nın güneyindeki sahil kasabası Vilanova i la Geltrú'da, yüzme havuzu temizlik malzemelerinin saklandığı bir depoda bu sabah erken saatlerde çıktı.

Sivil Savunma, sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Eğer yangın bölgesindeyseniz, evinizden veya iş yerinizden ayrılmayın" ifadelerini kullandı.

Yetkililer, Vilanova i la Geltrú'dan Tarragona yakınlarındaki Calafell köyüne kadar uzanan sahil şeridindeki riskli bölgelerde bulunan sakinlere kapı ve pencereleri kapatmaları konusunda uyarıda bulundu.

İtfaiye teşkilatı, yangını kontrol altına almak için çok sayıda ekip görevlendirdiklerini ve ortaya çıkan emisyonlardaki değişiklikleri ve toksisite seviyelerini izlediklerini açıklayarak, şu ana kadar herhangi bir can kaybının bildirilmediğini duyurdu. Yetkililer, bölge sakinlerinin alana yaklaşmasını engellemek için bölgedeki yolları ve tren istasyonlarını kapattı.

Depo sahibi Jorge Viñales Alonso, bir radyoya verdiği röportajda, "Klorun alev alması nadir görülen bir durum, ancak alev aldığında söndürmek çok zor olur" diyerek yangının bir lityum pilden kaynaklandığını öne sürdü.

Vilanova Belediye Başkanı Juan Luis Ruiz López ise İspanyol devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, yetkililerin yangının söndürülmesiyle birlikte “zehirli bulutun dağılmaya başlayacağını” öngördüklerini belirterek, “O zaman şu anda uygulanan önlemleri kaldırabiliriz” dedi.