Çin, ABD’yi Küba’dan ‘izleyecek’

Küba, ABD'yi hedef alan bir Çin casus üssüne ev sahipliği yapacak

Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
TT

Çin, ABD’yi Küba’dan ‘izleyecek’

Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)
Mayıs 2020 Küba’nın başkenti Havana’nın merkezinden çekilen bir fotoğraf (Reuters)

ABD'li istihbarat yetkililerine göre, Çin ile Küba, ABD’ye karşı elektronik dinleme tesisi kurulması için gizli bir anlaşmaya vardı.

Şarku’l Avsat’ın The Wall Street Journal’dan aktardığı habere göre, Florida'dan yaklaşık 100 mil uzaklıktaki Küba'daki tesis, Çin istihbarat servislerinin birçok askeri üssün bulunduğu ABD’nin güneydoğusu boyunca elektronik iletişime erişmesine ve ABD gemilerinin hareketlerini izlemesine olanak sağlayacak.

İstihbarat yetkilileri, Çin'in nakit finansman sıkıntısı çeken Küba'ya gizli dinleme istasyonunu inşa etmesi karşılığında bir milyar doları aşan ödemeyi kabul ettiğini ve iki ülkenin prensipte anlaşmaya vardığını söyledi.

Planlanan sitenin ifşası, Küba'nın ABD anakarasına yakınlığı nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetiminde endişeye yol açtı. ABD'nin arka bahçesinde gelişmiş askeri ve istihbarat yeteneklerine sahip bir Çin üssü, benzeri görülmemiş yeni bir tehdit oluşturabilir.

Yetkililer, konuyla ilgili çok fazla detay vermedi.

Yeni üsle ilgili istihbarat, Biden yönetiminin bu yılın başlarında bir Çin casus balonunun ABD hava sahasındauçmasının ardından aylarca süren gerginliğin ardından Washington ile Pekin arasındaki ilişkileri iyileştirme çabalarını sürdürüyor.

Analistler, ABD'nin Çin’e coğrafi olarak yakın mesafededevam eden askeri ve istihbarat faaliyetleri nedeniyle Çin’in Küba’daki faaliyetlerini misilleme argümanıyla savunacağını belirtiyor. ABD askeri uçakları Güney Çin Denizi üzerinde sürekli biçimde devriye uçuşu yaparak elektronik gözetimyapıyor.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP