İsrail'in İran konusunda ABD yönetimi ve “Kongre” üzerindeki nüfuzunu kaybetme endişesi

Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
TT

İsrail'in İran konusunda ABD yönetimi ve “Kongre” üzerindeki nüfuzunu kaybetme endişesi

Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)
Netanyahu, 28 Mayıs'ta haftalık kabine toplantısına giderken (EPA)

Tel Aviv'deki siyasi yetkililer, ABD'deki hükümet kurumları üzerindeki etkilerini kaybetme konusunda ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu endişe artık Başkan Joe Biden’ın yönetimiyle sınırlı kalmayıp Kongreyi de içeriyor. Yetkililer, Tahran, ABD ve diğer büyük ülkeler arasında İsrail hükümeti ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun dışlanacağı yeni bir nükleer anlaşmaya varılmasının güçlü bir olasılık olduğunu vurguladı.

Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen bir yetkili, geliştirilmekte olan anlaşmanın geçici olabileceğini, ancak bu konudaki sızıntılara bakılırsa büyük tehlikeler içereceğini belirtti. Zirâ anlaşmanın İran'ı yaptırımlardan kurtarabileceği, milyarlarca dolar pompalayabileceği, konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan askeri projelerini pekiştireceği düşünülüyor.

İsrail merkezli bazı medya kuruluşları dün (Perşembe), bu endişenin son zamanlarda Tel Aviv'de çeşitli siyasi-askeri düzeylerde kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen tartışmalarda dile getirildiğini bildirdi. Bu görüşmelerde İsrail'in İran ile anlaşma hususunda ABD Kongresi'nde gerçek bir muhalefeti seferber etmesinin çok zor olacağı vurgulandı. Bu temaslarda Avrupa ülkelerinin pozisyonlarını da etkilemekte zorlanacağı, zira geçmişte İsrail ve dostlarının nükleer program konusunda Washington ile Tahran arasındaki mutabakatı etkilemek için kullandıkları baskı araçlarının ileri düzeydeki temaslar konusunda artık gerçekçi olmadığı vurgulandı.

Bu endişe; aralarında İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer´in yanı sıra İran'ın nükleer meselesi hakkında müzakereler yürüten diğer yetkililerin de bulunduğu üst düzey bir İsrail heyetinin Washington ziyaretinden dönüşü ardından zirve noktasına ulaştı.

Yarı resmi kaynaklar, heyetin istihbarat verileri ve belgelerle destekli İsrail endişelerini güçlü bir şekilde dile getirdiğini aktardı. Beyaz Saray'ın ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın buna yanıtı ise ‘desteklenmeyen bir güvence girişimi’ oldu. ABD’liler, geçici bir nükleer anlaşmadan söz edildiğini, şu an yeni anlaşmaların masada olmadığını, bunlara ulaşmanın uzun zaman alacağını söyledi. Ancak İsrail tahminleri, bu tür anlaşmaların önümüzdeki haftalarda ve belki de daha önce yayınlanabileceği yönünde.

İsrail hükümeti, İsrail'in statüsünün ve etkisinin azalmasının nedeninin Beyaz Saray ve Senato'yu Demokrat Parti'nin kontrol etmesinden, Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğun az olmasından kaynaklandığına inanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsrail muhalefet güçleri, birçok uzman ve eski diplomatla birlikte sağcı hükümeti eleştiriyor ve bu başarısızlıktan onu sorumlu tutuyor.

Yeni İsrail hükümetinin kimliği, imzalanan koalisyon anlaşmaları, açıklamalar ve Filistin konusunda iki devletli çözümü engelleyen uygulamaların, İsrail ile ABD yönetimi ve ABD’deki devlet kurumları arasında derin bir uçurum açtığı söyleniyor. Nitekim İsrail hükümetinin yönetim sistemini devirmek ve yargıyı zayıflatmak için ortaya koyduğu plan da hoş karşılanmıyor. Bu kurumlardan biri, “Netanyahu, İran nükleer bombasının babasıdır. ABD'yi utandıran politikası, dünyadaki nüfuzunun önünde bir engel haline geldi” açıklamalarında bulundu.

Haaretz gazetesi haberinde, “Son bir yıldır İran ile Rusya'nın Ukrayna'daki savaşta yakınlaşması nedeniyle, İsrail'in tutumuna yaklaşan Avrupa ülkeleri bile artık Netanyahu hükümetinin uygulamalarına tahammül edemiyor. Bu hükümetin İran'ın konumunu pekiştirmeye katkıda bulunduğunu düşünülüyor. Bu nedenle Almanya, Fransa ve İngiltere gibi önde gelen ülkelerin Tahran ile bir anlaşmaya itiraz konusunda istekli olmadıkları tahmin ediliyor” ifadeleri yer aldı.

Haaretz, adı açıklanmayan Avrupalı bir kaynağın şu sözlerini aktardı: “Avrupalılar, görüşmelerin kesintiye uğramasından ve bunun İran ile askeri bir çatışmaya doğru kötüleşmeye yol açmasından korkuyorlar. Bu, ABD'yi Ukrayna'ya destek pahasına kaynak tahsis etmeye mecbur ediyor. Bu nedenle, ABD’nin pozisyonuna katılıyorlar. Bu bir kâbus ve biz bunu düşünmeye hazır değiliz. İran ile gerçekleştirilecek olası bir savaş, şu an Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı Batı birliğine zarar verir. Bu da Avrupa için en önemli husus. Dolayısıyla ABD’nin bazı tavizlerine karşı çıkanlar, Biden'a “Evet” demek zorunda kalacak.”



NYT: İsrailli askeri yetkililer Gazze'nin kıtlığın eşiğinde olduğunu gizlice itiraf etti

Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
TT

NYT: İsrailli askeri yetkililer Gazze'nin kıtlığın eşiğinde olduğunu gizlice itiraf etti

Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinli kız çocuğu (AP)

Yeni bir rapor, bazı İsrailli askeri yetkililerin Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin geniş çaplı bir kıtlığın eşiğinde olduğunu ve yardım sevkiyatı haftalar içinde yeniden başlamazsa bunun sona ermeyeceğini gizlice itiraf ettiklerini ortaya çıkardı.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer yardım kuruluşları kıtlığın yaklaşmakta olduğu uyarısında bulunurken, İsrail aylardır Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın sivil halkın yaşamı için önemli bir tehdit oluşturmadığı konusunda ısrar ediyordu.

erfgthy
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım kuruluşunun aşevinden sıcak yemek almaya çalışan Filistinliler (AFP)

Şarku’l Avsat’ın New York Times’ten (NYT) aktardığına göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen üç İsrailli askeri yetkili, Gazze'deki insani durumu izleyen İsrailli askeri yetkililerin son günlerde komutanlarını, ablukanın hızla kaldırılmaması halinde Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinde günlük asgari beslenme ihtiyacını karşılamaya yetecek gıda stokunun tükenebileceği konusunda uyardığını belirtti.

İnsani yardımın dağıtılması zaman aldığından, yetkililer yardımın açlığı önleyecek kadar hızlı ulaştırılmasını sağlamak için acil adımlar atılması gerektiğini söyledi.

dfvgbh
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta bir yardım kuruluşunun aşevinden yiyecek almaya çalışan Filistinliler (AP)

Gazze Şeridi'ndeki açlık krizinin İsrail güvenlik kurumlarının bir kısmı tarafından kabul edilmesi, İsrail'in Gazze'deki savaşın kapsamını önemli ölçüde genişletme sözü verdiği bir döneme denk geldi. İsrail, Hamas kalan tüm esirleri serbest bırakana kadar Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin vermeyeceğini belirtti.

İsrail Hamas'ı yardımları çalmakla suçluyor, Hamas ise bunu reddediyor.

Gazze Şeridi'ndeki fırınların çoğu kapandı, onlarca hayır kurumunun aşevi yemek çıkarmayı durdurdu ve yardım dağıtan ve sevkiyatları koordine eden Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) gıda stoklarının tükendiğini açıkladı.

Küresel bir açlık izleme sistemi olan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması tarafından yapılan son değerlendirme, Gazze Şeridi'nde yarım milyon insanın açlık riski altında olduğunu ortaya koydu.