İran: ABD ile nükleer anlaşmanın yerine geçecek "geçici anlaşma" gündemde değil

AA
AA
TT

İran: ABD ile nükleer anlaşmanın yerine geçecek "geçici anlaşma" gündemde değil

AA
AA

İran, ABD ile nükleer programında kısıtlamalara gitme karşılığında yaptırımların hafifletilmesini öngören "geçici bir anlaşma"nın gündemde olmadığını bildirdi.

İran resmi ajansı IRNA'nın haberine göre, İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, Tahran ile Washington'un geçici bir nükleer anlaşmaya yakın olduğuna dair haberlerin doğru olmadığı belirtildi.

Açıklamada, 2015'te İran ile BM Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülke ve Almanya arasında imzalanan ve daha sonra 2018'de ABD'nin tek taraflı çekildiği nükleer anlaşma olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na işaret edilerek, "Nükleer anlaşmanın yerine geçecek geçici anlaşma gündemde değil." ifadelerine yer verildi.

İran'ın yarı resmi ajansı ISNA 6 Haziran'da yayımladığı haberinde, Tahran'ın, ABD'nin tek taraflı bankacılık yaptırımları nedeniyle Irak'ta 10 milyar dolar ve Güney Kore'de 7 milyar dolar dondurulmuş varlıklarının serbest bırakılması konusunda mutabakat sağlandığını duyurmuştu.

İsrail'in Haaretz gazetesi de 7 Haziran'da İran ile ABD arasındaki müzakerelerin beklenenden daha hızlı ilerlediğini ve tarafların birkaç hafta içinde bir anlaşmaya varma olasılığının yüksek olduğunu yazmıştı.

Londra merkezli Middle East Eye haber sitesi ise 8 Haziran'da ismi açıklanmayan iki kaynağa dayandırdığı haberde, İran ve ABD'nin Tahran'ın nükleer programında kısıtlamalara gitmesi karşılığında petrol satışına izin verilmesini öngören "geçici bir anlaşmaya" yaklaştığını iddia etmişti.

Haberde, İran'ın BM Daimi Temsilcisi Said İravani ile Beyaz Saray'ın İran Özel Temsilcisi Robert Malley'in ABD'de birkaç kez bir araya geldiği ve görüşmelerde önemli ilerleme kaydedildiği öne sürülmüştü.

İran ile nükleer anlaşma ve yaptırım süreci

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.

ABD, 8 Mayıs 2018'de Donald Trump'ın başkanlığı döneminde İran'la 2015'te varılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilerek bu ülkeye yeniden yaptırımlar uygulamıştı.

İran da buna karşılık 8 Mayıs 2019'da anlaşmadaki faaliyetlerini askıya almaya başlamıştı. İran, anlaşmada 3,67 oranında uranyum zenginleştirmeye izin verilmesine rağmen bu süreçte yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirmeye başlamıştı.

Trump sonrasında Nisan 2021'de Viyana'da başlayan ve İran ile nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması ve ABD'nin anlaşmaya yeniden katılmasının ele alındığı nükleer görüşmeler, Washington ve Tahran arasındaki bir dizi uzlaşmazlık nedeniyle Eylül 2022 başlarında askıya alınmıştı.

İranlı yetkililer sık sık ABD ile nükleer anlaşma konusunda mesaj alışverişinin kesilmediğini belirtirken ABD yönetimi İran ile nükleer müzakerelerin gündemde olmadığını açıklıyordu.

İran, ABD'nin tek taraflı yaptırımları nedeniyle varlıklarına erişemiyor

İran, Güney Kore'ye petrol ihracatından elde edilen ve bu ülkedeki bankalarda tutulan 7 milyar dolarlık dövizine ABD'nin tek taraflı bankacılık yaptırımları nedeniyle erişemiyor.

ABD'nin NBC News televizyonu, 15 Şubat'ta Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, Tahran ve Washington'un iki ülkede tutukluların takası ve İran'ın Güney Kore'de tutulan milyarlarca dolarlık varlığının serbest bırakılması için Katar ve İngiltere'nin aracılığıyla dolaylı görüşmeler yaptığını duyurmuştu.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da 12 Mart'ta yaptığı açıklamada, "Geçen günlerde bir anlaşmaya vardık ve Amerikan tarafında her şey yolunda giderse kısa vadede bir tutuklu mübadelesine tanık olacağımızı düşünüyorum." ifadelerini kullanmıştı.

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne yakınlığıyla bilinen Nournews, nisan ayında Tahran ve Washington'un İran'ın dondurulmuş varlıklarının nasıl serbest bırakılacağı konusunda anlaşmaya vardığını ve bu konuda iki taraftan uzmanlar arasında teknik müzakerelerin devam ettiğini duyurmuştu.



Japonya’da pirinç krizi: Çeyrek yüzyıl sonra Güney Kore’den ithalat başladı

Tokyo yönetiminin pirinç fiyatlarını düşürme çabaları henüz sonuç vermedi (Reuters)
Tokyo yönetiminin pirinç fiyatlarını düşürme çabaları henüz sonuç vermedi (Reuters)
TT

Japonya’da pirinç krizi: Çeyrek yüzyıl sonra Güney Kore’den ithalat başladı

Tokyo yönetiminin pirinç fiyatlarını düşürme çabaları henüz sonuç vermedi (Reuters)
Tokyo yönetiminin pirinç fiyatlarını düşürme çabaları henüz sonuç vermedi (Reuters)

Japonya, 26 yıl sonra ilk kez Güney Kore'den pirinç ithal etmeye başladı. 

Japonya’nın kamu yayıncısı NHK’nın aktardığına göre Tokyo yönetimi, geçen ay Güney Kore’den pirinç satın aldı. Japonya böylelikle 1999’dan beri ilk kez Güney Kore’den pirinç ithal etmiş oldu. 

Ülkede yetiştirilen pirincin fiyatı geçen yıldan bu yana iki kattan fazla artarak, ithalata uygulanan ağır gümrük vergilerine rağmen daha ucuz yabancı tahıla talebi yükseltti.

Japonya yönetiminin yaklaşık iki ton pirinç ithal ettiği, bunun 20 tona kadar çıkabileceği belirtiliyor. 

Guardian, dünyanın en büyük 4. ekonomisine sahip Asya ülkesindeki pirinç krizinin, ABD’li üreticilere fırsat sağlayabileceğine de dikkat çekiyor. 

Tokyo'da bir restoran işleten Arata Hirano, geçen yıl yerli tahılda yaşanan kıtlık nedeniyle fiyatlar yükselince Amerikan pirincine geçiş yaptığını söylüyor. Hirano, Kaliforniya’dan aldığı pirincin fiyatının geçen yazdan bu yana iki katına çıktığını, buna rağmen yerli pirinçten daha ucuz olduğunu belirtiyor. 

Japonya yönetimi, fiyatları düşürmek için pirinç rezervlerinin 5'te birinden fazlasını satışa çıkaracağını şubatta duyurmuştu.

210 bin ton pirincin ilk partisi, bu ay süpermarketlerde satışa sunuldu.  

Kötü hava koşulları, sıcak dalgaları, tayfun ve deprem tehditleri nedeniyle halkın panik alımı yaptığı ülkede 60 kiloluk pirinç çuvalının fiyatı geçen yıl 160 doları gördü. Bu, iki sene öncesine göre yüzde 55'lik artış anlamına geliyor. 

1993 yazının beklenmedik derecede soğuk geçmesi üzerine hasat rakamları düşmüş ve pirinç ithalatı yapılmak zorunda kalınmıştı. Bu nedenle Japonya'da 1995'ten beri pirinç stoklanıyor. 

Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük vergileri dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Japonya'da da endişe yarattı. Washington yönetiminin tarifelerine göre Japonya’ya yüzde 24’lük gümrük vergisi uygulanıyor. 

Japonya Ekonomi Bakanı Ryosei Akazawa, 16 Nisan’da yaptığı ABD ziyaretinde Trump yönetiminden yetkililerle buluşmuştu. Amerikalı müzakereciler, Tokyo yönetiminin otomobil ve pirinç satışı gibi alanlarda piyasada bariyer uyguladığını savunmuş, bu ürünlerin ABD’ye satışını artırmasını istemişti. 

Reuters’ın aktardığına göre Japonya Başbakanı İşiba Şigeru, pirinç satışlarıyla ilgili düzenlemeye giderek Trump’ın gümrük vergisi tarifelerini hafifletmesini sağlamayı hedefliyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters