Abdullahiyan'ın ‘New York çetesi’ yüzünden hesap vermesi bekleniyor

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçtiğimiz ay büyükelçiler için düzenlenen yıllık bir konferansta (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçtiğimiz ay büyükelçiler için düzenlenen yıllık bir konferansta (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Abdullahiyan'ın ‘New York çetesi’ yüzünden hesap vermesi bekleniyor

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçtiğimiz ay büyükelçiler için düzenlenen yıllık bir konferansta (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, geçtiğimiz ay büyükelçiler için düzenlenen yıllık bir konferansta (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın mevcut hükümetin diplomatik personelini ‘New York çetesinden’ kurtulmamakla suçlayan milletvekillerinin sorularını yanıtlamak için çarşamba günü meclis huzuruna çıkması bekleniyor.

Abdullahiyan, geçen aralık ayından beri hesap verebilirlik hayaletiyle karşı karşıya. O dönemde Tahran Temsilcisi Ali Hodeyran'ın soru sormaktan geri çekilmesi ve bir ay ertelemesi nedeniyle görevden alma meclis gündeminden kaldırıldı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgiye göre bu, Hodeyran’ın Dışişleri Bakanı ile meseleyi çözme konusunda bir anlaşmaya varmasından sonraydı.

Abdullahiyan'a yöneltilen soruda, “New York çetesinin Dışişleri Bakanlığı'nda tutulmasının gerekçelerinin” açıklanması isteniyor. ‘New York çetesi’, İran çevrelerinde eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in ve ondan önce de şu anda Dış Politikalar Stratejik Konseyi Başkanlığı’nı yürüten eski Dışişleri Bakanı Kemal Harazi'nin çevresine verilen isimdir. Dış Politikalar Stratejik Konseyi ise İran Dini Lideri’nin ofisine bağlı bir organ olup, esas olarak dış politikanın tasarımına katkıda bulunur ve Dışişleri Bakanlığı'na paralel bir organ olarak da görülür.

İran resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre New York çetesi, “Batı ile iletişim kurma eğiliminde olan güçleri tanımlamak için kullanılan bir terim ve soru, Meşhed şehrinin önceki hükümetteki temsilcisi tarafından soruldu.”

Temsilci sorusunda şunları söyledi: “Hükümetin rotasındaki değişiklik göz önüne alındığında, Dışişleri Bakanı'nın mevcut yaklaşımının ve uzmanlardan faydalanmamasının, New York çetesini ve Zarif'in Dışişleri Bakanlığı'ndaki çevresini tutmasının ve korumasının amacı nedir?”

IRNA, parlamentonun bu konuda Abdullahiyan'a yönelik baskıyı sürdürme konusundaki ısrarını dolaylı olarak eleştirdi. Dışişleri Bakanı, 13. hükümetin kuruluşundan bu yana gündeme gelen soruyu yanıtlamak için bu hafta Meclis'e gidiyor. Hâlbuki iki yıl aradan sonra hükümete bağlı güçler, bakanlığın temel sorumluluklarını üstleniyor ve Dini Lider’in (Ali Hamaney) ve Cumhurbaşkanı’nın (İbrahim Reisi) istediği dış politikayı ilerletmeyi planlıyorlar.

Ajans ayrıca Abdullahiyan'ın bu soruyla Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi'nde de karşılaştığını ve “Egemen ve tam ihtisaslaşmış bir kurum olarak Dışişleri Bakanlığı'nda atamaların seyri kurallara tabidir ve yetkili makamlar, hassas pozisyonlarda kişilerin atanmasını veya tutulmasını değerlendirmektedir. Yeni hükümette Dışişleri Bakan Yardımcıları değiştirilirken, 40'a yakın milletvekili de değişti” cevabını verdiğini aktardı.

Zarif, daha önce yaptığı açıklamalarda dönemin popülaritesinin başlamasının Harazi'nin bakanlık dönemine dayandığını ve buna New York'ta birlikte çalıştığı ekip dendiğini söylemişti.

Zarif, bu ayın başlarında Clubhouse uygulaması üzerinden yapılan bir panel sırasındaki tartışmada, ABD'deki en önde gelen İran lobi grubu Ulusal İran Amerikan Konseyi'nin (NIAC) İran'dan mali sponsorluk aldığını yalanladı.

Zarif’in Dışişleri Bakanlığı görevini halefi Abdullahiyan'a devrettiği devir teslim töreninden, Ağustos 2021 (İran Dışişleri Bakanlığı)
Zarif’in Dışişleri Bakanlığı görevini halefi Abdullahiyan'a devrettiği devir teslim töreninden, Ağustos 2021 (İran Dışişleri Bakanlığı)

Zarif, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Baz gruplara para ödendi ama NIAC aralarında yoktu. NIAC ile iş birliği bilgi alışverişiyle sınırlıydı. İran'da insan haklarını eleştirdiğini söyleyerek NIAC konusunda hassas davrandılar. Hüseyin Taib (Devrim Muhafızları eski istihbarat şefi) benim NIAC'ın kurucusu olduğuma inanıyordu ve onlara karşı çıkıyordu.”

New York çetesi konusu, İran Cumhurbaşkanı’nın İran Dışişleri Bakanlığı'nca atanan 11 yeni büyükelçiyi kabul ettiği bir dönemde gündeme geldi. İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde Reisi'nin “Hükümetin politikası, dış politikayı ve komşu ve dost ülkelerle ilişkileri ortak bir yönelimle yeniden dengelemektir” sözleri aktarılırken, Dışişleri Bakanlığı’nın “ulusal gücü artırmak için gerektiği kadar aktif ve akıllı diplomasi kullanması gerektiği” vurgulandı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times