Şin Bet, Arap toplumunda suçla mücadele faaliyetlerini artıracak

Yafa en-Nasıra beldesinde Arap toplumunda meydana gelen cinayetler, açılan pankartlarla kınandı. (Reuters)
Yafa en-Nasıra beldesinde Arap toplumunda meydana gelen cinayetler, açılan pankartlarla kınandı. (Reuters)
TT

Şin Bet, Arap toplumunda suçla mücadele faaliyetlerini artıracak

Yafa en-Nasıra beldesinde Arap toplumunda meydana gelen cinayetler, açılan pankartlarla kınandı. (Reuters)
Yafa en-Nasıra beldesinde Arap toplumunda meydana gelen cinayetler, açılan pankartlarla kınandı. (Reuters)

İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar, teşkilatının Arap toplumunda faaliyetler yürüttüğünü itiraf etti. Şin-Bet'in bu toplumda suçla mücadele çabalarını yasal değişiklikler yapmadan genişletmeye ve bu görevleri mevcut Şin-Bet yasası çerçevesinde yürütmeye karar verdiğini söyledi.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN 11, bilgili kaynaklardan alıntı yaparak, Bar'ın bu konudaki tartışmayı sonlandırdığını ve Şin-Bet'in Arap toplumundaki faaliyetlerini artırmaya karar verdiğini bildirdi. Bir yandan Şin-Bet'in müdahalesini talep eden Başbakan Binyamin Netanyahu'nun görüşü kabul etti. Diğer yandan ise istihbarat servislerinin Arap toplumunda faaliyet göstermesine izin verecek özel bir yasayı çıkarmayı reddetti. Bu faaliyetin “siyasi müdahaleye dönüşebileceğinin” farkında.

Kan 11 , Shin Bet'in, suçun ulusal alanı ilgilendirdiği konulara odaklanacağını belirtti. Yargı ve güvenlik yetkililerinin suçla mücadele bağlamında Shin Bet'i zorlama çabalarına karşı çıktıklarını göz önünde bulundurarak, mevcut yasal kısıtlamalar kapsamında teşkilatın fiilen yaptığı şey de budur.

KAN 11, bu alanda polis ve Şin-Bet arasındaki iş birliği araçlarının, vakaları tespit etmek için Polis Genel Müfettişi ile Şin-Bet Başkanı arasında bir ‘sıcak hattın’ etkinleştirilmesiyle somutlaştırılacağını bildirdi. Şin-Bet, suçu çözmek için alanda çalışmaya katılacak.

srrtyt
Bakanlar Komitesindeki tek Arap, 33 yaşındaki Hasan Tavafra (Tavafra’nın sosyal medya hesabı)

Şin-Bet yetkilileri, Arap toplumunda suçla mücadeleye katılım için koşullar belirlemeyi, bu bağlamdaki operasyonları için yasal koruma elde etmesini, araç ve yeteneklerinin ilgili yargı organları nezdinde bile ifşa edilmemesini sağlamayı amaçlıyor.

İsrail'deki Arap toplumunda benzeri görülmemiş bir şekilde suçun arttığı biliniyor. Zira 2023 yılında 2022'ye göre suç oranı iki buçuk kat arttı. Vatandaşlar, İsrail polisinin “Arapların birbirini öldürmesini isteyen” kasıtlı ihmalinden şikâyet ediyor. Polis, Yahudi cemaatindeki katilleri tespit etmeyi yüzde 75 oranında başarırken, Arap suçluları deşifre etmedeki başarı oranı yüzde 15'i geçmiyor.

edef
Temsilci Ahmed Tibi (soldan ikinci), 31 Mayıs'ta İsrail Arap toplumunda şiddete karşı gerçekleştirilen bir eylem sırasında diğer Arap siyasetçilerle birlikte (AFP)

Söz konusu uygulamalara karşı pek çok protesto eylemi düzenleyen İsrail'deki Araplar (48 Arapları), suçun ve suç örgütlerinin kökünü kazımak için profesyonel bir plan hazırlanmasını talep ediyorlar.

Başbakan Binyamin Netanyahu, bu doğrultuda, Arap toplumunda suçla mücadele etmek ve suçla mücadeleye Şin-Bet'i dahil etme olasılığını incelemek için bir bakanlar komitesi kurulduğunu duyurdu.

Knesset’teki Arap temsilciler ise Şin-Bet, Araplar arasında kapsamlı faaliyetler yürüttüğü için bu konudaki niyetin samimiyetini sorguluyor. Bu gerçeği görmezden gelmeyi ve Şin-Bet'in sürece dahil edilmesini istemeyi, niyetin samimi olmadığının kanıtı olarak görüyorlar.

Arap temsilciler aynı zamanda hükümetin planını reddetmeyerek, sonuçlarını bekliyorlar. Ayrıca Kurban Bayramı'nın ilk gününde organize suç faaliyetleri kapsamında 5 vatandaşın öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.