ABD’nin İran Özel Temsilcisi Malley’in güvenlik izni askıya alındı

ABD Dışişleri Bakanlığı, bilgi sızıntısını araştırıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney 11 Haziran’da Tahran’daki nükleer endüstri konulu bir sergiyi ziyaret etti. (Reuters)
İran Dini Lideri Ali Hamaney 11 Haziran’da Tahran’daki nükleer endüstri konulu bir sergiyi ziyaret etti. (Reuters)
TT

ABD’nin İran Özel Temsilcisi Malley’in güvenlik izni askıya alındı

İran Dini Lideri Ali Hamaney 11 Haziran’da Tahran’daki nükleer endüstri konulu bir sergiyi ziyaret etti. (Reuters)
İran Dini Lideri Ali Hamaney 11 Haziran’da Tahran’daki nükleer endüstri konulu bir sergiyi ziyaret etti. (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Joe Biden’ın İran Özel Temsilcisi Robert Malley’in, Washington’ın İran dosyasını ele alma politikalarına zarar verdiği haberleri sonrası güvenlik izninin askıya alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu sızıntıların, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelere liderlik eden Brett McGurk başkanlığındaki görüşmelerin azalmasının temel nedeni olduğu düşünülüyor.

Malley New York Times ve Reuters’e e-postayla gönderilen açıklamalarında, “Güvenlik iznimin incelenmekte olduğu konusunda bilgilendirildim. Herhangi bir ek bilgi almadım. Ancak soruşturmanın olumlu ve hızlı bir şekilde yürütülmesini umuyorum” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller yaptığı açıklamada, Malley’in yokluğunda Abram Paley’in ABD’nin İran Özel Temsilcisi olarak görev yapacağını söyledi. Axios internet sitesi ve CNN haber ağı, Malley’in güvenlik izninin değerlendirildiğini açıklayan ilk kuruluşlardı. CNN, ismini açıklamayan bir ABD yetkilisinin, Malley’in Dışişleri Bakanlığı soruşturmasının başlamasından bir süre sonra görevinde kaldığını ancak gizli bilgilere erişmesine izin verilmediğini söylediğini aktardı. Malley’in izninin askıya alınmasının, ABD’nin İran’ın nükleer programını sınırlama çabaları üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığına dair ise herhangi bir değerlendirme yapılmadı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times