Belarus Cumhurbaşkanı Alexander Lukaşenko’nun dün, Rus paralı asker şirketi Wagner Grubu’nun lideri Yevgeni Prigojin’in St. Petersburg’da olduğunu açıklaması tartışmaları beraberinde getirdi.
Lukaşenko sürpriz bir açıklamada, “Prigojin St. Petersburg’da. Bu sabah nerede (Perşembe) hiçbir bilgim yok, belki sabah Moskova’ya gitti. Ancak Belarus topraklarında değil” dedi.
Buna karşılık, Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Belarus’tan gelen açıklamaların gerçekliğini doğrulamaktan veya reddetmekten kaçındı. Kremlin’in Prigojin’in hareketlerini izlemediğini söyleyen Peskov, bunu yapma isteklerinin olmadığını vurguladı. Peskov aynı zamanda, Prigojin’in Belarus’a gitmesine ilişkin anlaşmanın hala geçerli olduğunu vurgulayarak, bunun isyanı sona erdirme anlaşmasının maddelerinden biri olduğunu belirtti.
Rus güvenlik güçleri, Moskova ve St. Petersburg’da Prigojin’in konutlarını hedef alan baskınlar düzenledi. Çok miktarda silah, büyük miktarda para, birkaç pasaport ve kılık değiştirme araçları ele geçirdi.
Ukrayna karşı saldırısı
Öte yandan Kiev, bahar boyunca uzun bir bekleyişin ardından başlayan karşı saldırısının, Ukrayna birliklerinin Rus mayınlarıyla döşendikten sonra savaş alanında karşılaştığı zorluklar nedeniyle yavaşladığını itiraf etti. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy şunları söyledi:
“Karşı saldırımızın bundan daha erken olmasını istiyordum. Çünkü herkes karşı saldırı geç başlatılırsa topraklarımızın büyük bir kısmına mayın döşeneceği bilinen bir gerçekti. Düşmanımıza daha fazla mayın döşemek, savunma hatlarını hazırlamak için zaman ve fırsat vermiş olduk.”
Ukrayna yönetimi ayrıca Zaporijya nükleer santrali çevresinde gerginliğin azaldığını duyurdu. Askeri sözcü Nataliya Gumenok bunu, Ukrayna birliklerinin sıkı çalışmasına ve Rusya’ya baskı uygulayan yabancı ortaklarla diplomatik çabalara bağlayarak gerginliğin giderek azaldığını söyledi.
The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilirhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5084812-telegraph-trump-netanyahuya-y%C3%B6nelik-yakalama-karar%C4%B1na-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1k-ucm-savc%C4%B1s%C4%B1%E2%80%99na
The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'a, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı.
Gazete, Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Mike Waltz'un UCM'nin ‘güvenilirliği olmadığını’ söylediğini ve Trump yönetimi 20 Ocak'ta göreve başladığında ‘mahkemenin anti-Semitik önyargısına güçlü bir yanıt’ sözü verdiğini bildirdi.
Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre Kerim Han, Trump tarafından yaptırım uygulanması hedeflenen yetkililer arasında yer alıyor.
İsrail gibi ABD de Lahey merkezli mahkemenin otoritesini tanımıyor. Üst düzey Cumhuriyetçiler yakalama kararlarına tepki olarak UCM'nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.
Diğer yandan Han, reddettiği cinsel suiistimal iddiaları nedeniyle soruşturma geçiriyor.
Trump, görevdeki ilk döneminde, Afganistan'da ABD güçleri tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle UCM'nin eski başsavcısına yaptırım uyguladı.
O dönemde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, UCM’yi ‘tamamen yozlaşmış bir kurum’ olarak tanımladı.
ABD Başkanı Joe Biden 2021'de göreve geldiğinde UCM Savcısı Fatou Bensouda'ya yönelik seyahat yasağını da içeren yaptırımları iptal etti. Ancak Trump'ın UCM'nin İsrail'e yönelik tutumuna tepki olarak aynı stratejiyi yeniden uygulayabileceği yönünde spekülasyonlar var.
Trump ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak UCM tarafından yürütülen soruşturmalardan ABD'nin katılımını ve kaynaklarını çekebilir.
Han ve ekibine uygulanacak herhangi bir yaptırım, İngiltere'nin yeni Başbakanı Keir Starmer'ın yakalama emirlerine uymayı seçmesi halinde İngiltere ile Trump arasındaki ilişkileri tehlikeye atabilir.
Birleşik Krallık İsrail Başbakanı’nı gözaltına alıp almama konusunda tereddüt yaşarken, ABD Lahey merkezli mahkemeye karşı uluslararası bir tepkiye öncülük ediyor. İngiltere UCM’ye saygı duyduğunu ifade ederken, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağını söylemeyi ise reddediyor.
İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, tüm ülkeleri UCM'nin Netanyahu'yu yakalamaya yönelik ‘saçma’ kararını reddetmeye çağırdı.
Hotovely, Telegraph gazetesine yazdığı makalede UCM’yi ‘Hamas ile ortak bir zemin bulmakla’ suçladı. Makalede, “Mahkemenin saçma kararını reddeden ABD ve diğer müttefiklerine teşekkür ediyor ve diğer ülkeleri de bu adaletsizliği reddetme konusunda aynı şekilde davranmaya çağırıyoruz. UCM, halkını savunmak isteyen her demokratik liderin mahkemenin hedefi haline gelebileceğini göstermiştir” ifadeleri yer aldı.
Almanya, UCM üyesi olmasına rağmen Nazi geçmişi ve Yahudi devletiyle olan özel ilişkisi nedeniyle Netanyahu'yu gözaltına almayacağının sinyalini verdi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.
Yakalama kararı, UCM'nin 22 yıllık tarihinde yargıçların Batı destekli bir devletin liderini ilk kez gözaltına almaya kalkışması anlamına geliyor.
Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu UCM’ye üye 124 ülke, yakalama kararlarının uygulanmasından sorumlu.
Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmüşlüğün bir işareti olarak İrlanda, İtalya ve Hollanda, Netanyahu'nun kendi topraklarına ulaşması halinde gözaltına alma sözü verdi. Fransa ise UCM’nin tutumunu doğruladı, ancak Netanyahu'nun sınırlarını geçmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Macaristan da dahil olmak üzere 27 üye ülkenin yakalama kararlarını uygulamakla yükümlü olacağını doğruladı.