Rusya-İran ilişkilerinde gerilim hayaleti

Tahran, tartışmalı adalar için Moskova ve Tokyo arasında doğrudan müzakere yapılması çağrısında bulundu.

Rusya-İran ilişkilerinde gerilim hayaleti
TT

Rusya-İran ilişkilerinde gerilim hayaleti

Rusya-İran ilişkilerinde gerilim hayaleti

Rusya’nın işgal altındaki üç ada sorununu ikili müzakereler veya Uluslararası Adalet Divanı yoluyla çözmeyi öneren Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) girişimine verdiği desteği sert bir şekilde eleştiren Tahran, müttefiki Moskova üzerindeki diplomatik baskısını sürdürüyor.

İbrahim Reisi hükümetinin iki ülke arasındaki iş birliğini stratejik bir aşamaya getirmekte ısrar ettiği bir dönemde, Tahran ile Moskova arasındaki ilişkilere gerilim hayaleti musallat oldu. İran, Rusya’ya Ukrayna savaşında kullandığı insansız hava araçlarını (İHA) sağladığı için Batı’nın eleştirileri ve yaptırımlarına maruz kalmıştı.

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ve Moskova, geçtiğimiz hafta işgal altındaki Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Ebu Musa adaları sorununa ikili müzakereler veya Uluslararası Adalet Divanı aracılığıyla barışçıl bir çözüm getirmeye yönelik BAE girişimini destekleyen bir açıklama yayınlamıştı.

Buna misilleme olarak görünen bir hamleyle, İran medyasının bildirdiğine göre İran Dini Lideri’nin dış ilişkiler danışmanı ve Diplomatik İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi Japonya’nın Tahran Büyükelçisi ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tokyo arasındaki sınır anlaşmazlığına, özellikle de Rusya’da Güney Kuril Adaları ve Japonya’da Kuzey Toprakları olarak bilinen dört tartışmalı adaya ilişkin anlaşmazlıklara diplomatik çözüm çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Harrazi, Japonya’nın İran Büyükelçisi Kazutoshi Aikawa ile yaptığı görüşmede, Rusya ile Japonya arasındaki doğrudan müzakerelerin iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlığını çözmenin bir yolu olduğunu söyledi.

Devlet televizyonu, Harrazi’nin görüşmede Yakın Doğu bölgesindeki gelişmelerin önemine ve Ukrayna savaşının bölgeye etkilerine değindiğini bildirdi. Ayrıca Harrazi’nin İran Dini Lideri’nin ofisine bağlı Diplomatik İlişkiler Stratejik Konseyi’nin ‘bölge ülkeleri ve Japonya çevresindeki askeri ve savunma hareketliliğinin artması ve askeri bir çatışma olasılığı nedeniyle gelişmeleri hassas bir şekilde takip ettiğini’ vurguladığını aktardı.

İran televizyonuna göre Harrazi’nin açıklamalarına karşılık Japonya Büyükelçisi yaptığı açıklamada ‘Ukrayna savaşının başlamasıyla Rusya’nın dört ada üzerinde doğrudan ikili müzakereleri durdurduğunu’ söyledi. Sovyet güçleri, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda dört adayı ele geçirmişti. Şimdi hem Moskova hem de Tokyo, bu adalar üzerinde egemenlik iddiasında bulunuyor. İki ülkeden diplomatlar, bir barış anlaşması çerçevesinde dört adadan ikisinin iadesini öngören Sovyet döneminden kalma bir anlaşma taslağının yeniden canlandırılma olasılığından bahsetmişti.

Harrazi’nin sözleri, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Rusya’nın üç BAE adasına ilişkin tutumunu eleştirmesinden bir gün sonra geldi.

Abdullahiyan, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi ile Tahran’da düzenlediği ortak basın toplantısında, Tahran’ın ‘İran’ın toprak bütünlüğüyle ilgili meselelere Rusya’nın veya başka herhangi bir tarafın karışmasına müsamaha göstermeyeceğini’ kaydetti.

Fotoğraf Altı: Umman Dışişleri Bakanlığı’nın, Abdullahiyan ile Busaidi arasında Tahran’da düzenlenen basın toplantısına ilişkin fotoğrafları yayınladı.

Abdullahiyan açıklamasında şunları söyledi:

İran’ın toprak bütünlüğü söz konusu olduğunda hiçbir tarafa kibar olmayacağız. Rusya’nın Büyükelçisi’ni İran Dışişleri Bakanlığı’na çağırdıktan sonra diplomatik kanallardan Rusya’dan açıklamalar aldık ancak bu açıklamaları yeterli görmüyoruz. Bu yaklaşıma müsamaha göstermeyeceğiz.

Abdullahiyan Ukrayna savaşına değinerek “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, savaşın durdurulması ve siyasi bir çözüm bulunması konusunda ısrarcıyız” ifadesini kullandı.

Abdullahiyan’ın bu açıklamalarından önce, İran medyasına göre İran’ın Moskova Büyükelçisi Kazım Celali talebi üzerine Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile görüştüğünü söyledi. Celali, ‘Rusya’nın BAE girişimini destekleme konusundaki tutumundan vazgeçtiğini’ iddia etti.

Buna karşılık Rusya’nın TASS Haber Ajansı cuma günü, Bogdanov’un Rusya ile KİK arasında 10 Temmuz’da yapılan stratejik diyalog bakanlar toplantısının ardından bölgesel sorunları görüşmek üzere Celali ile bir araya geldiğini bildirdi. Ancak Moskova’nın geri adım attığını gösteren herhangi bir paylaşımda bulunulmadı.



İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
TT

İsrail hükümeti, Netanyahu’nun Beyaz Saray'a hızlı bir şekilde çağrılmasından endişe duyuyor

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte 4 Şubat 2025 tarihinde Washington'daki Beyaz Saray'da (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun derhal ve gecikmeksizin Beyaz Saray'a gelmesi yönündeki ısrarının ardından İsrail hükümetinin koridorlarında bir endişe havası hâkim oldu. İsrailli yetkililer, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmaları ve müzakere masasına dönmeleri için kendilerine bir anlaşma dayatılacağından korkuyor.

Ancak Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki savaşın, İran ve ikili ilişkiler de dahil olmak üzere ziyaret sırasında görüşülecek birkaç konudan sadece biri olduğu konusunda güvence verdi ve asıl konunun gümrük vergilerinin yükseltilmesi konusunda bir mutabakat olacağını vurguladı.

Netanyahu, Washington'a giderken başkanlık uçağında kendisine eşlik eden gazetecilere, ABD yönetiminin gümrük vergilerini arttırma kararının İsrail ekonomisini olumsuz etkilediğini ve bunu en aza indirmek için çaba göstereceğini söyledi.

İsrail, onlarca ülkeyi etkileyen gümrük vergilerini arttırma kararından muaf tutulmak için iyi niyet göstergesi olarak ABD'den ithal edilen tarım ürünlerinde İsrail gümrüklerini düşürme girişiminde bulunmuştu, ancak Amerikalılar İsrail mallarına yüzde 17'lik bir artış uyguladı. Netanyahu ise bunun tamamen iptal edilmesini ya da en fazla yüzde 10'a indirilmesini istiyor.

Bunun üzerine Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun ABD Başkanı'nın daveti üzerine Washington'a gideceği ve ‘gümrükler, esirlerin iadesine yönelik çabalar, İsrail-Türkiye ilişkileri, İran tehdidi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ile yaşanan ihtilaf’ gibi konuları görüşecekleri belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Kanal 12'den aktardığına göre hükümete yakın İsrailli kaynaklar, Beyaz Saray'ın görüşmeyi bugün yapma ısrarının İsrail'in beklemediği bir konu ya da konularla ilgili ‘Trump tarzı’ bir sürprizi gizliyor olabileceğinden endişe ediyor.

Witkoff toplantıya katılacak

Kaynaklar, Beyaz Saray'ın Netanyahu'nun ofisine, Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme müzakerelerini yürüten temsilcisi Steve Witkoff'un görüşmenin hızlandırılmasında ısrar eden kişi olduğunu ve Netanyahu ile Beyaz Saray'daki oturumlara katılacağını bildirdiğini doğruladı. Bu da Gazze konusunun görüşmelerin büyük bir bölümünü işgal edeceği anlamına geliyor.

Kendisine eşlik eden gazetecilere konuşan Netanyahu iyimserdi. Netanyahu, “İsrail ekonomisi için çok önemli olan bir konu hakkında konuşmak üzere Başkan Trump ile bir araya gelecek ilk yabancı lider olduğumu söyleyebilirim. Ülkelerinin ekonomisi için bunu yapmak isteyen uzun bir liderler silsilesi var. Bunun da ABD ile İsrail arasındaki özel ilişkiyi yansıttığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Suriye konusunu da gündeme getirerek şunları söyledi: “İsrail'in geçen hafta Suriye'deki saldırılarını arttırması, Türkiye'nin kontrolünü engellemek için Suriye'deki askeri havaalanlarını tahrip etmesi ve İsrail saldırılarını kısıtlayan hava savunma sistemleri kurması ışığında İsrail, Amerikalıların belki de Suriye'nin nüfuz bölgelerine bölünmesinde ve İsrail ile Türkiye arasında Suriye'de güvenlik anlaşmaları yapılmasında önemli bir rol oynayacağını umuyor.”

Macaristan'ın misafirperverliği

Netanyahu, ‘çok başarılı’ olarak nitelendirdiği Macaristan ziyaretini, Macaristan Cumhurbaşkanı'nın kendisine verdiği görkemli bir resepsiyon ve eşi Sara ile evlilik yıldönümlerini Tuna Nehri üzerinde lüks bir yatta romantik bir geziyle kutlamasıyla sonlandırdı.

Netanyahu burada bir silah anlaşması yaptığını ve Macaristan ile Çek Cumhuriyeti'nin İsrail'deki büyükelçiliklerini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyacaklarını duyurmayı planladıklarını söyledi. Böylece Guatemala, Kosova, Honduras, Papua Yeni Gine ve Paraguay olmak üzere beş olan büyükelçilik taşıma kararında ABD'yi takip eden ülke sayısı yediye yükselmiş oldu.

Netanyahu'nun Macaristan ziyareti İsrail'de, özellikle de cumartesi akşamı Tel Aviv'de ve başka yerlerde büyük gösteriler düzenleyen ve bir bildiri yayınlayan esirlerin aileleri tarafından ağır bir şekilde eleştirildi. Yayınlanan bildiride, “O ve eşi, Tuna Nehri’nde dinlenirken biz esaret altında ölen, acı içinde kıvranan çocuklarımız için yanıyoruz” ifadesi yer aldı.

defrgty
Cumartesi akşamı Tel Aviv'de İsrail hükümeti ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı düzenlenen ve tüm esirlerin bir an önce serbest bırakılmasını talep eden protestolardan (Reuters)

Gazze Şeridi’nde esaret altında ölen Itai'nin kız kardeşi Merav Svirsky şunları söyledi: “Netanyahu savaşın genişletilmesi emrini verdi ve askeri baskının kardeşlerimizi geri getireceğini iddia etti. Oysa gerçekler onları öldürdüğünü kanıtlıyor. Şimdi de Hamas, esirlerin yarısının saldırıların planlandığı yerlerde tutulduğunu açıkladı.”

Svirsky, aileler adına şu soruyu sordu: “Netanyahu neden anlaşmayı ihlal etti ve B aşamasının başarısız olmasına neden oldu? Neden hepsinin birden iade edilmesini kabul etmedi? Neden Mısır'ın savaşı sona erdirme ve hepsini iade etme önerisi kabinede tartışılmadı?”

Kaçırılan asker Nimrod Cohen'in annesi Vicky Cohen, esirlerin yaşamı ile Başbakan'ın yaşamı arasındaki keskin zıtlığa dikkat çekti: “Esirler bir soykırımla karşı karşıyayken ve esaret altında tuvalet suyu içerken, Netanyahu Avrupa'da lüks bir tatilin tadını çıkarıyor. Onlar açlıktan ölüyor ve günde çeyrek ekmekle yaşıyorlar, Netanyahu ise lüks otel yemeklerinin tadını çıkarıyor. Esirler kelepçeli ve o, Şin-Bet Başkanı’ndan sevdiklerinin serbest bırakılması için mücadele eden vatandaşları yargılamasını istiyor.”

Ofer Calderon'un kuzeni Yifat Calderon ise doğrudan ABD Başkanı'na seslendi: “Netanyahu askeri baskının esirleri geri getireceğini söylerken yalan söylüyor. Tüm esirleri hızlı bir şekilde geri getirmenin tek yolu savaşı sona erdirmek ve hepsini bir kerede geri getirmektir. Sadece siz savaşı durdurabilir ve hepsini geri getirebilirsiniz. Diğer tüm tehditler esirlerin geri getirilmesinden sonra ele alınabilir. Lütfen Netanyahu'ya savaşı sona erdirmesi ve hepsini geri getirmesi için baskı yapmak için elinizden geleni yapın.”