İtalyan Senatosu, 1930'larda Ukrayna'da yaşanan açlığı soykırım olarak sınıflandırdı

İtalyan Senato Salonu (Arşiv-Reuters)
İtalyan Senato Salonu (Arşiv-Reuters)
TT

İtalyan Senatosu, 1930'larda Ukrayna'da yaşanan açlığı soykırım olarak sınıflandırdı

İtalyan Senato Salonu (Arşiv-Reuters)
İtalyan Senato Salonu (Arşiv-Reuters)

İtalyan Senatosu, Kiev'in Sovyet yetkililerin neden olduğuna inandığı ve 1930'larda Ukrayna'da milyonlarca kişinin ölümüne neden olan Holodomor’un (suni açlık) ‘soykırım’ olarak sınıflandırılması lehinde oy kullandı.

Karar 130 kabul ve 4 çekimser oyla kabul edildi. Parlamentonun alt kanadındaki Dışişleri Komisyonu da benzer bir metni Şubat ayında onaylamıştı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, adının ‘X’ olarak değiştirilmesine karar verilen Twitter platformu üzerinden yaptığı paylaşımda karar için teşekkür etti.

Kuleba, İtalyanca olarak ‘Bin teşekkür’ yazdı ve adımın ‘tarihsel adaleti yeniden tesis ettiğini, milyonlarca kurbanı onurlandırdığını ve gelecek nesilleri (ciddi) soykırım suçu konusunda uyardığını’ vurguladı.

Sovyetler lideri Josef Stalin'in emriyle Ukrayna’da 1932-1933 yılları arasında uygulanan ve milyonlarca Ukraynalının ölmesine sebep olan Holodomor köylü sınıfını ortadan kaldırmak amacıyla kasıtlı olarak gerçekleştirildi. Moskova, Kiev'in bu konudaki tutumunu reddediyor ve olayları Orta Asya ve Rusya'nın çeşitli bölgelerini vuran kıtlığa bağlıyor.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.