Fas Kralı’nın Afrika’nın ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirme vizyonu

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş, St. Petersburg’da, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan 54 Afrika ülkesi katıldığı zirvede Fas’ın vizyonun açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ikinci Rusya-Afrika zirvesinin oturum aralarında Aziz Ahnuş ile bir araya geldi. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ikinci Rusya-Afrika zirvesinin oturum aralarında Aziz Ahnuş ile bir araya geldi. (AP)
TT

Fas Kralı’nın Afrika’nın ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirme vizyonu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ikinci Rusya-Afrika zirvesinin oturum aralarında Aziz Ahnuş ile bir araya geldi. (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ikinci Rusya-Afrika zirvesinin oturum aralarında Aziz Ahnuş ile bir araya geldi. (AP)

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş dün St. Petersburg’da, Afrika’nın çeşitli ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmeye yönelik kraliyet vizyonuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

Uluslararası etkinlikte Kral 6. Muhammed’i temsil eden Ahnuş, ikinci Rusya-Afrika zirvesinin ilk genel oturumunda yaptığı konuşmada, Kral’ın ‘geleneksel ortakların Afrika kıtasına yönelik yaklaşımlarını değiştirmesi gerektiği konusunda ilk uyarıda bulunan kişi’ olduğunu hatırlattı. Bunun defalarca kez, özellikle de Kral tarafından 2014 yılında Abidjan’da Fas-Fildişi Ekonomi Forumu’nun açılışında yapılan konuşmada dile getirildiğini kaydetti. Söz konusu konuşmasında Kral “Kıta’da karşılıklı fayda sağlayan ortaklara, yardımlara ihtiyacı olduğundan daha fazla gereksinim vardır. Ayrıca insani yardımdan çok beşeri ve sosyal kalkınma projelerine ihtiyaç bulunuyor” ifadelerini kullanmıştı.

Fas’ın farklı stratejik ortaklarıyla ilişkisine olan ‘daimi bağlılığını’ vurgulayan Fas Başbakanı, ülkenin Kral 6. Muhammed’in sağduyulu önderliği altında stratejik ortaklıklarını çeşitlendirmeye çalıştığına dikkat çekti. Afrika kıtasının durumu ve geleceğinin Fas dış politikasının temel önceliklerinden olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Kraliyet vizyonu, Afrika’nın muazzam insani ve doğal bir potansiyele sahip olduğu gerçeğine ve meşru olarak dünyanın geri kalanıyla olan ilişkisindeki rolünü ve çıkarlarını bağımsız ve egemen bir şekilde belirleme isteğine dayanmaktadır.”

Ahnuş, birçok Afrika devlet ve hükümet başkanının katılımına tanık olunan oturumda “Kıtamızın ülkeleri, hayati çıkarlarını göz önünde bulundurarak, çeşitli aktif uluslararası gruplar ve güçlerle kurmayı düşündükleri stratejik ortaklıkların niteliğini tam bir bağımsızlıkla belirleme hakkına sahiptir” dedi.

Fas ile Rusya arasındaki 18’inci yüzyıldan bu yana devam eden seçkin diplomatik ilişkiler hususunda Fas Başbakanı, Kral 6. Muhammed’in 2016 yılında Moskova’yı ziyaretinden itibaren tarım, enerji, denizcilik, bilim ve teknoloji, kültür ve yüksek öğretim gibi birçok alanı içeren geniş bir iş birliği yelpazesi kapsamında derin bir stratejik ortaklığın temellerinin atılmasıyla bu ilişkilerin daha da güçlendiğini söyledi.

Bu bağlamda Ahnuş, bu yılki zirvenin, ‘Rusya Federasyonu’nun katılımcı Afrika ülkeleriyle dostane ilişkileri ve yapıcı iş birliğini güçlendirme, kapsamlı kalkınma sağlama çabalarını destekleme ve karşılaşılan çeşitli zorluklarla etkin bir şekilde mücadele edilmesine yardımcı olma kararlılığını yansıttığını’ belirtti. Aynı zamanda bu zirvenin ‘dünyanın çeşitli bölgelerinde istikrarsızlığın hâkim olduğu ve çatışmalar ve gerginliğin arttığı çalkantılı ve belirsiz bir uluslararası atmosferde’ gerçekleştiğine işaret etti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Ahnuş konuşmasında, Fas’ın mevcut krizlerle ilgili tutumunun dayandığı temel ilkeleri de açıkladı. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler (BM) üye devletlerinin toprak bütünlüğüne saygı gösterme, uluslararası hukuk ilkelerine ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ile Genel Kurulu’nun kararlarına saygı duyma, çatışmaları barışçıl yollarla çözme ve güç kullanmaktan kaçınma anlayışına vurgu yaptı.

Özellikle Afrika Kıtası^’nda Ukrayna krizinden kaynaklanan gıda ve enerji güvenliği ile ilgili sıkıntılar hususunda Ahnuş, Fas Krallığı’nın bu krizin yarattığı sıkıntılarla mücadele etme, engelleri ortadan kaldırma ve Kıta’daki tüm ülkelerin enerji alanında olduğu gibi gıda güvenliği alanında da güvenliğini sağlayan bir gelecek inşa etmek için çabaları yoğunlaştırma ve uluslararası ve bölgesel iş birliğini teşvik etme gereksinimine inandığını vurguladı. Fas’ın, bu zirvenin bu ilişkileri güçlendirmesini ve ‘kalkınmayı ilerletebilecek, Afrika kıtasında güvenlik ve istikrarı sağlamlaştırabilecek ve Afrika-Rusya ilişkilerinin geleceği için daha geniş ufuklar açabilecek’ yenilikçi iş birliği alanları oluşturmasını umduğunu ifade etti.

Başbakan, ikinci Rusya-Afrika zirvesinde Kral 6. Muhammed’i temsil etmek üzere perşembe günü St. Petersburg’a gelmişti. Zirveye katılan Fas heyetinde Dışişleri, Afrika İşbirliği ve Yurtdışında İkamet Eden Faslılar Bakanı Nasır Burita ve Fas’ın Rusya Büyükelçisi Lütfi Buşaara da yer aldı.

Rusya ve Afrika arasındaki ikinci Rusya-Afrika Zirvesi için, resmi olarak tanınan tüm Afrika ülkelerine münhasıran Rusya Federasyonu tarafından davet gönderilmişti. Bu zirve, BM tarafından tanınan Afrika ülkelerine yönelik münhasıran açık katılım prensibini güçlendirmiş oldu. Bazı ülkelerin, özellikle de Güney Afrika ve Cezayir’in Rusya ile aralarındaki dostane ilişkileri kullanarak bu zirveye ayrılıkçı Polisario Cephesi’ni katmaya yönelik baskılarına rağmen Rusya, BM tarafından tanınan ve ikili ilişkiler içerisinde olduğu Afrika ülkelerini zirveye davet etmişti.

Başkent Rabat’taki gözlemciler bu şekilde ‘Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Afrika ülkelerinin ikinci Rusya-Afrika zirvesine münhasıran kabulü ilkesinin yoruma açık olmasına izin vermeyen net bir pozisyon sergilendiğine’ işaret ettiler.

Bu bağlamda, zirvenin çalışmaları sonrasında kabul edilen ve benimsenen tüm belgeler, dört bildiri ve eylem planı bu özel katılım ilkesini açıkça vurgulamaktadır. Zira, tüm resmi belgelerin açılış bölümü  “Biz, Rusya Federasyonu ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Afrika Devletleri’nin (bundan sonra Rusya Federasyonu ve Afrika Devletleri olarak anılacaktır) Devlet ve Hükümet Başkanları, Afrika Birliği temsilcileri ve önde gelen Afrika entegrasyon kuruluşlarının vekilleri olarak (...)” ifadeleriyle başlıyor. Bu şekilde, Afrika Birliği’ne (AfB) üye olan ve BM tarafından tanınan 54 Afrika ülkesinin açık ve net bir şekilde bu zirveye katılan ülkeler olduğu teyit edilmiş oldu.

Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik bir kaynak Rusya’nın benimsediği tutumun, Fransa’nın önderliğinde uluslararası hukuku alenen ihlal ederek ayrılıkçı Polisario Cephesi liderini Şubat 2009’da Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB)-AfB zirvesine davet eden AB’nin aldığı tavırla açıkça ters olduğunu söyledi.

Aynı kaynak, Polisario Cephesi liderinin, Avrupa’daki birkaç yargı organı tarafından savaş suçları işleme ve insan haklarını ihlal etme suçlarından kovuşturulduğunu belirtti. Buna göre, söz konusu lider, BM gözetiminde imzalanan ateşkes anlaşmasını ihlal eden ve Fas’a savaş açarak ülkenin güvenliğini tehdit eden bir milis grubunun başında bulunuyor.



Reuters: İran, Irak üzerinden petrol kaçakçılığı yapıyor

Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
TT

Reuters: İran, Irak üzerinden petrol kaçakçılığı yapıyor

Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)

Irak'ta kurulan petrol kaçakçılığı ağının, İran ve desteklediği gruplara yılda 1 milyar dolara yakın gelir sağladığı öne sürülüyor.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, kaçakçılık ağının Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin göreve geldiği 2022'den beri geliştiğini iddia ediyor.

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen kaynakların paylaştığı bilgilere göre, her ay 3,4 milyon ila 5 milyon varil petrole eşdeğer 500 bin ila 750 bin ton ağır yakıt (HFO), bu ağ üzerinden çoğunlukla Asya'ya ihraç ediliyor. 

Haberde, akaryakıtın Irak üzerinden iki yöntem aracılığıyla ihraç edildiği savunuluyor. İlk yöntemde, İran'dan gönderilen akaryakıtın Irak petrolüyle karıştırılarak saf Irak akaryakıtı gibi satıldığı ileri sürülüyor. Böylelikle Tahran yönetiminin, Washington'ın uyguladığı yaptırımlara takılmadan hareket edebildiği belirtiliyor.

İkincisindeyse Irak'ın asfalt üreten tesislere sübvansiyonlu akaryakıt tedariki kullanılıyor. Burada sübvansiyon programı için üretilen akaryakıtın, menşeini gizlemek için sahte belgeler hazırlandığı iddia ediliyor. 

İran'ın ilk rotadan doğrudan kazanç sağladığı savunuluyor. İkinci rotaysa Irak'ta kaçakçılık faaliyetlerini yürüten Tahran destekli milislerin işine yarıyor.

Kaynaklar, her iki güzergahın da Tahran yönetimine yılda 1 milyar ila 3 milyar dolar kazanç sağladığını iddia ediyor. 

Haberde, müstakbel ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle Washington'ın Tahran'a yönelik yaptırımları artırabileceğine dikkat çekiliyor. Ayrıca kaçakçılık ağının Irak'ı da İran'a yardım ettiği gerekçesiyle yaptırım tehlikesi altına soktuğuna işaret ediliyor. 

Reuters, İranlı ve Iraklı yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.

Independent Türkçe, Reuters, Business Standart