Ben-Gvir, terör davalarında tutuklu olanların erken tahliyesini iptal etti

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)
TT

Ben-Gvir, terör davalarında tutuklu olanların erken tahliyesini iptal etti

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)

İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, terör davalarındaki tutukluların idari olarak serbest bırakılmasına ilişkin yasada bir değişiklik yaparak, hapishaneden erken tahliyelerini iptal etti.

Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post gazetesinden aktardığı habere göre, bu adım, Ben-Gvir’in cezaevlerindeki ‘teröristlerin’ koşullarını kötüleştirme politikasının bir parçası.

İsrail Yüksek Mahkemesi, 2017’de yetkililerin her mahkuma duş ve tuvalet dahil 4,5 metre veya duş ve tuvalet olmadan 4 metre yaşam alanı sağlamasını gerektiren bir karar yayınladı.

Ben-Gvir konuya ilişkin açıklamasında, “Cezaevindeki terör kamplarını durdurmak için çalışıyorum. Şu ana kadar elde ettikleri elverişli koşulları durdurmak için her şeyi yapmaya devam edeceğim” dedi.

Times of Israel gazetesinde bu ayın başlarında yer alan, İsrail merkezli hak örgütü HaMoked’e dayandırılan haberde, İsrail’in şu anda bin 132 Filistinliyi yargılamadan veya herhangi bir suçlama olmaksızın gözaltında tuttuğu ifade edildi.

Haberde, tutukluların büyük çoğunluğunun Filistinli olduğu ve bunlardan sadece 4’ünün İsrail vatandaşı Yahudi olduğu bilgisi de verildi.



Focaccia, İtalya'dan değil Türkiye'den mi çıktı?

Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
TT

Focaccia, İtalya'dan değil Türkiye'den mi çıktı?

Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları focaccia ekmeğinin 9 bin yıllık bir geçmişi olabileceğini düşünüyor (Unsplash)

İtalya'nın meşhur focaccia ekmeği, Mezopotamya'da ortaya çıkmış olabilir. 

İspanya'daki Barselona Özerk Üniversitesi, Türkiye'den Koç ve Roma'daki La Sapienza üniversiteleriyle işbirliği yaparak Cilalı Taş Devri'nden kalan seramik parçalarını inceledi. 

Şanlıurfa'daki Mezraa-Teleilat ve Akarçay Tepe höyüklerinin yanı sıra Suriye'deki arkeolojik kazı alanı Tell Sabi Abyad'da bulunan parçalar, MÖ 7 bin ila 5 bin yıl önceye tarihlendi.

Arkeologlar parçaların, Cilali Taş Devri'nde kullanılan kilden yapılmış bir tür oval tepsi kalıntısı olduğunu düşünüyor.

Çalışmalarını hakemli dergi Scientific Reports'ta detaylandıran ekip, tarih öncesi insanların yemek kültürüne ışık tuttu.

Analizler sonucu tepsi kalıntılarının, buğday ve arpa gibi tahılların izlerini taşıdığı tespit edildi. 

Ayrıca hayvansal yağ ve bitkisel çeşnilerin de kalıntılarına rastlayan ekip, Mezopotamya halkının farklı tarifler denediğini düşünüyor.
 

xuj7k
Araştırmacılar oval tepside ekmek pişirerek teorilerini test etti (Sergio Taranto)

Kullanım sonucu aşınma belirtilerinin yanı sıra organik kalıntıların 420 derecede bozunmaya uğradığı da bulundu. Araştırmacılar bütün bunların, tepsilerin foccacia gibi yassı emekler yapmada kullanıldığını "açıkça" gösterdiğini söylüyor.

Bilim insanları, tabanında oyuklar olan bu oval tepsilerde 3 kilogramlık ekmekler pişirilebileceğini ifade ediyor.

Bu da ekmeklerin muhtemelen bütün topluluk tarafından paylaşıldığna işaret ediyor. 

Araştırmacılar oval tepsinin replikasını ve Cilali Taş Devri'de kullanılanlar gibi bir ocak yaparak ekmek pişirmeyi denedi.

Deneyleri, tahminlerini destekleyerek tepsilerde büyük ekmekler yapılabildiğini gösterdi. Tepsinin tabanındaki oyuklar, pişen ekmeğin kolayca çıkarılmasını sağladı. 

Makalenin başyazarı Sergio Taranto bulguları şöyle değerlendiriyor:

Çalışmamız, yetiştirdikleri tahılları kullanarak çeşitli malzemelerle zenginleştirilmiş ve gruplar halinde tüketilen ekmekler ve 'focaccia' hazırlayan toplulukların canlı bir resmini sunuyor.

Araştırmacılar, Geç Cilalı Taş Devri'ne ait bu pişirme tekniğinin 600 yıl boyunca gelişim gösterdiğini ve Yakın Doğu'da geniş bir alana yayıldığını düşünüyor. 

Daha sonra başka bölgelere de geçen tekniğin, İtalya'ya bu şekilde ulaşmış olabilceğini söylüyorlar. 

Independent Türkçe, Popular Science, Greek Reporter, Scientific Reports