Nijer'de yaptırımlardan kaçınmak için askeri seçenekler neler?

Cumhurbaşkanının göreve bağlılığı, hava saldırısı tehdidi ve abluka darbecileri endişelendiriyor

Nijer, dış yardıma bağlı bir ülke / Fotoğraf: AFP
Nijer, dış yardıma bağlı bir ülke / Fotoğraf: AFP
TT

Nijer'de yaptırımlardan kaçınmak için askeri seçenekler neler?

Nijer, dış yardıma bağlı bir ülke / Fotoğraf: AFP
Nijer, dış yardıma bağlı bir ülke / Fotoğraf: AFP

Hatice et-Tayyib 

Nijer'de darbeciler, 27 Temmuz Çarşamba günü gerçekleşen darbe ile ülkenin tüm yönetim kollarını ele geçirdi.

Ancak askeri hareketlerine karşı çıkan, seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u devirmeyi başaramadılar, çünkü Batı ülkeleri, müttefikleri Bazoum'un iktidardan ayrılmasına karşı çıkıyor.

Günler geçtikçe baskıların hafifleyeceği ve özellikle asker yanlısı yürüyüşlerin ardından darbecilerin Afrika arabuluculuğunu kabul edeceği düşünülüyor, Nijer sokaklarının darbeyi kabul etmeye, hatta memnuniyetle karşılamaya başlaması bekleniyordu.

Ancak bu tahminler, askerlerin varlığını ve kabulünü aşma sürecine yardımcı olmadı.

Aksine, darbeciler üzerindeki baskı zaman geçtikçe arttı ve Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u yeniden iktidara getirmek isteyenlerin sesleri daha çok duyulmaya başladı.

Fransa ve Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) tarafından yapılan tehditler, siyasi ve ekonomik yaptırımlardan askeri darbecilere karşı saldırı tehditlerine kadar değişti, böylece Nijer'de darbecilerin iktidarı ele geçirmesi önlenmeye çalışıldı.

Nijer'deki askeri yönetimin, uluslararası toplumun baskılarından ve yaptırımlardan kurtulmak için mevcut seçenekleri nelerdir ve krizi sona erdirmek isteyen arabulucularla müzakere etmek için kullanabilecekleri araçlar neler?

Zorlu müzakereler

Gözlemciler, ekonomik yaptırımlardan, sert söylemlere ve hatta askeri müdahale tehditlerine kadar Nijer üzerindeki baskıların gün geçtikçe arttığına inanıyor.

Bu durum, uluslararası toplumun olayları normal seyrine döndürme isteğini teyit ediyor.

Afrika konusundaki uzmanlar, uluslararası toplumun Nijer krizine yaklaşımının, diğer askeri darbelerin yaşandığı ülkelerle farklı olduğunu belirtiyor.

Bu bağlamda, Sahel meseleleri uzmanı İbrahim Tiyâli, darbe sonrası ile ilgili şu yorumlarda bulundu:

Batı'nın tepkilerine en iyimser bakanlar, uluslararası toplumun bu kadar güçlü bir baskı uygulayacağını ve darbeden günler sonra ve arabulucuların müzakerelerin başarısız olduğunu açıklamadan önce askeri bir operasyon tehdidinde bulunacağını tahmin etmedi. Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un istifayı kabul etmemesi halinde bu baskılar karşısında Nijer'deki ordunun sınırlı seçeneklere sahip olduğu görülüyor. Ordu kendi varlığını korumak için pazarlık yapabilir ve bazı tavizler verebilir. Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un serbest bırakılmasını önermek veya geçiş süresinin birkaç ay ile sınırlandırılması veya geçiş dönemini yönetmek üzere sivil bir cumhurbaşkanı atamak için inisiyatif almak gibi hızlı bir şekilde kararlar verebilir. Bazoum'un göreve dönmeye direnmesi ve istifayı kabul etmemesi, askeri konsey tarafından oluşturulan ulusal konsey için büyük bir engel teşkil ediyor. Çünkü istifası durumunda, başkanlık koltuğu boşalacaktı ve bu, işleri çok daha kolaylaştıracaktı, ancak onun direnç göstermesi ve Batı'nın geri dönmesini istemesi, Nijer'deki ordunun görevini zorlaştırıyor.

Uranyum ihracatı durduruldu

Tiyâli, sözlerine devamla şöyle konuştu: 

Orduyu desteklemek ve Nijer'deki Fransız büyükelçiliğine saldırmak için gösterilerin ortaya çıkması, Batı Afrika'da darbeye önderlik eden herkes tarafından teşvik edilen doğal bir yöntemdir, çünkü bu dönemde halk desteği önemlidir. Darbeciler, Nijer'e ekonomik ve sosyal düzeyde uygulanan yaptırımlara dayanamayacak, dış yardıma büyük ölçüde bir ülke olan Nijer, üzerindeki baskıyı hafifletmek için seçenekler arayacaktır. Askeri Geçiş Konseyi'nin Fransa'ya uranyum ihracını derhal durdurma kararıyla başlayan bu süreç, Nijer'deki uranyum madenlerinin üretiminin yüzde 63'üne şirketi Areva aracılığıyla sahip olan Fransa'ya bir darbedir.

Askeri Konsey için sunulan seçenekler arasında, ulusal diyalog başlatma ve seçimler düzenlenmeden önce geçiş dönemini sivil bir başkana teslim etme konusunda uzlaşma sağlamak yer alıyor.

Ancak bu seçenek, başka zorluklarla karşılaşacaktır. En önemlisi, ülkede meşru bir Cumhurbaşkanının varlığı, bu da herhangi bir uzlaşının önce Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un istifasını kabul etmesiyle başlayacağı anlamına geliyor.

Bu bağlamda İbrahim Tiyâli, şu sözlerin altını çizdi:

Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum, iyi bir sağlığa sahip ve geniş bir uluslararası desteğe sahip olması nedeniyle istifayı kabul etmeyecektir. Ayrıca kişiliği ve mücadele tarihi de onun istifa etmeyeceğini göstermektedir. Daha önce hapse atılmış ve ev hapsinde tutulmuştur. Eski Cumhurbaşkanına yakın bir danışman olana kadar uzun süre zorluklar yaşamış ve siyaset sahnesine adını yazdırmak için çok mücadele vermiştir.

Komşu desteği

Nijer, Rusya, Mali ve Burkina Faso gibi komşularından büyük destek aldı.

Bu ülkeler, ECOWAS'a üye ülkelerin Nijer'e yönelik uyguladığı yaptırımları reddettiklerini ortak bir bildiri ile duyurdular.

Bu iki ülke daha önce, Mali'de 2021'de ve Burkina Faso'da 2022'de gerçekleşen askeri darbelerin ardından ECOWAS yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmışlardı.

Açıklamada iki ülkenin, Nijer'e askeri müdahalede bulunma kararını Mali ve Burkina Faso'ya savaş ilanı olarak değerlendirdiği belirtildi.

ECOWAS, askeri darbenin liderlerine, Nijer'de iktidarı Başkan Muhammed Bazoum'a geri verme konusunda bir hafta süre tanıdı, aksi takdirde ciddi yaptırımlarla karşılaşacaklarını ve güç kullanımının da bir seçenek olduğunu bildirdi.

Acil bir zirvesi sırasında ECOWAS, Nijer'e yönelik tüm mali yardımları durdurma, ticari işlemleri askıya alma, darbeci liderlere seyahat yasağı koyma ve ülkenin sınırlarını kapatma gibi önemli yaptırımlar uygulamayı kararlaştırdı.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Ukrayna  Devlet Başkanı Zelenskiy Suudi Arabistan'da

TT

Ukrayna  Devlet Başkanı Zelenskiy Suudi Arabistan'da

Ukrayna  Devlet Başkanı Zelenskiy Suudi Arabistan'da

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy, Şubat 2022'de Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana Krallığa gerçekleştirdiği dördüncü ziyaret kapsamında bugün (Pazartesi) Suudi Arabistan'ın Cidde şehrine geldi.

Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı'nda Mekke Emir Yardımcısı Prens Suud bin Meşal, Ticaret Bakanı Dr Macid el Kasabi (eşlik eden bakan), Bölge Emniyet Müdürü Tümgeneral Salih El Cebri, Cidde Valiliği Sekreter Yardımcısı Mühendis Ali el Karni, Suudi Arabistan'ın Kiev Büyükelçisi Muhammed el Baraka, Ukrayna'nın Riyad Büyükelçisi Anatoly Petrenko ve Kraliyet Protokol Ofisi Genel Müdürü Ahmed bin Zafer tarafından karşılandı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Zelenskiy ile Ukrayna krizindeki son gelişmeler ışığında ortak ilgi alanlarına giren dosya ve konuları ele alması bekleniyor.

Zelenskiy Cidde'de, Suudi Arabistan'ın dünyada kalıcı barışın sağlanması için sürdürdüğü çabaların bir parçası olarak Amerika ile de planlanmış görüşmelerde bulunacak; ziyaretinin Moskova ve Kiev arasında barışın sağlanması ihtimalini arttıran yeni bir aşamaya doğru ilerlenmesine katkıda bulunması bekleniyor.

Cidde'ye gelmeden yirmi dört saat önce Zelenskiy, Kiev'in “barışla daha çok ilgilendiğini” söyleyerek ülkesinin ABD tarafıyla “yapıcı bir diyaloga” olan bağlılığının altını çizdi.

sdefr
Mekke Emir Yardımcısı Ukrayna Devlet Başkanını Cidde Havaalanında karşıladı (SPA)

Ukrayna heyetinin gelişine paralel olarak Dışişleri Bakanı Marco Rubio başkanlığındaki bir ABD heyeti de Cidde'ye ulaştı. Rubio'nun 10-12 Mart 2025 tarihleri arasında Cidde'de bulunacağı, Suudi liderlerle görüşeceği ve Ukraynalı yetkililerle temaslarda bulunacağı ifade edilen açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın haftalar sonra Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaretin de öngörüldüğü belirtildi.

Cuma günü Suudi Arabistan, Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD ile Ukrayna arasında planlanan görüşmeyi memnuniyetle karşıladığını belirterek, Ukrayna krizinin sona erdirilmesi için kalıcı barışın sağlanmasına yönelik çabalarının devam ettiğini teyit etti ve bu yöndeki çabalarını üç yıldır birçok toplantıya ev sahipliği yaparak sürdürdüğünü hatırlattı.

Ağustos 2023'te Cidde, Suudi Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid al-Aiban başkanlığında 40'tan fazla ülke ve Birleşmiş Milletler dâhil uluslararası örgütlerin ulusal güvenlik danışmanları ve temsilcilerinin Ukrayna kriziyle ilgili bir toplantısına ev sahipliği yaptı.

Bu toplantıya katılanlar, barışın önünü açacak ortak bir zemin oluşturulmasına katkıda bulunmak üzere uluslararası istişare ve görüş alışverişinin sürdürülmesi konusunda mutabık kalmış ve Ukrayna da ev sahipliğine değer vermiştir.