ECOWAS 33 yılda hangi ülkelere askeri müdahalede bulundu?

Müdahaleler 1990’da Liberya’ya asker göndererek başladı ve Sierra Leone, Gine-Bissau, Fildişi Sahili, Mali ve Gambiya’ya kadar genişledi

ECOWAS güçlerinden Senegalli askerler Gambiya’daki bir kontrol noktasında (Reuters)
ECOWAS güçlerinden Senegalli askerler Gambiya’daki bir kontrol noktasında (Reuters)
TT

ECOWAS 33 yılda hangi ülkelere askeri müdahalede bulundu?

ECOWAS güçlerinden Senegalli askerler Gambiya’daki bir kontrol noktasında (Reuters)
ECOWAS güçlerinden Senegalli askerler Gambiya’daki bir kontrol noktasında (Reuters)

Batı Afrika’nın savunma bakanları, geçtiğimiz Cuma günü, darbe liderlerinin Pazar gününe kadar anayasal düzeni yeniden tesis etmemesi halinde Nijer’e müdahale etme planını onayladı.

Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), Nijer’e yaptırımlar uyguladı ve Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’un yeniden iktidara gelmemesi durumunda son çare olarak güç kullanımına izin verebileceğini bildirdi.

ECOWAS’ın şu ana kadar gerçekleştirdiği askeri müdahaleler şunlar;

Liberya

Batı Afrikalı liderler, 1990’da Devlet Başkanı Samuel Doe’nun güçleri ile iki isyancı grup arasındaki iç savaşa müdahale etmek için Liberya’ya tarafsız bir askeri güç gönderdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne (HRW) göre, ECOWAS İzleme Grubu (ECOMOG) adlı bölgesel bir gücün benzeri görülmemiş bir şekilde konuşlandırılması, güvenliğin sağlanmasına bir miktar yardımcı oldu, ancak askerler bir dizi insan hakları ihlaline karıştı.

Buradaki asker sayısı 12 bine ulaştı ve son askerler, eski isyancı lider Charles Taylor’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden iki yıl sonra, 1999’da Liberya’dan ayrıldı.

Batı Afrika güçleri, 2003 yılında sona eren 14 yıllık acımasız çatışmanın sonunda tekrar konuşlandırıldı.

Bu birliklerin yaklaşık 3 bin 600’ü daha sonra 2018’e kadar süren bir BM barışı koruma operasyonunda görevlendirildi.

Sierra Leone

1998 yılında Nijerya liderliğindeki ECOMOG gücü, Sierra Leone’deki iç savaşa müdahale ederek, askeri bir cuntayı ve isyancı müttefiklerini başkent Freetown’dan çıkardı ve bir yıl önce darbeyle devrilen Devlet Başkanı Ahmad Tejan Kabbah’ı görevine iade etti.

2000 yılında kuvvet geri çekilerek, barışı koruma operasyonlarını bir BM misyonuna devretti. On yıl süren savaş 2002 yılında sona erdi.

Gine-Bissau

ECOWAS, 1999 yılında darbe eğilimli Gine-Bissau’da barış anlaşmasını korumak için yaklaşık 600 ECOMOG askeri gönderdi.

İsyancılar üç ay sonra iktidarı ele geçirdi ve güç geri çekildi.

ECOWAS, bir başka darbenin ardından ordunun siyasete müdahale etmesini engellemek ve siyasi liderleri korumak için 2012’den 2020’ye kadar bir başka misyon daha görevlendirdi.

Ancak, o yıl başarısızlıkla sonuçlanan darbenin ardından ülkenin istikrara kavuşmasına yardımcı olmak üzere 2022 yılında 631 personelden oluşan bir birlik daha gönderdi.

Fildişi Sahili

Batı Afrika gücü, Fransız birliklerinin, isyancılar ve sadıklar arasında yapılan ve ülkeyi sonraki sekiz yıl boyunca fiilen ikiye bölen sallantılı bir barış anlaşmasını denetlemesine yardımcı olmak üzere 2003 yılında Fildişi Sahili’ne gönderildi. Bu güç, 2004 yılında BM barış gücüne entegre edildi.

Mali

ECOWAS, 2013 yılında El Kaide bağlantılı unsurları kuzeyden çıkarma misyonunun bir parçası olarak Mali’ye asker gönderdi.

Başka yerlerde olduğu gibi, bu güç de o yılın sonlarında BM barış gücü misyonuna devredildi.

Mali’nin orta ve kuzey kesimleri, on yıldır süren isyanları komşu Burkina Faso ve Nijer’e de sıçrayan, El Kaide ve DEAŞ bağlantılı militanlar tarafından istila edilmiş durumda.

Gambiya

ECOWAS, 2017 yılında komşu Senegal’den Gambiya’ya 7 bin asker göndererek, Devlet Başkanı Yahya Jammeh'i sürgüne gitmeye ve devlet başkanlığını seçimleri kazanan Adama Barrow’a devretmeye zorladı.

Jammeh’in güvenlik güçleri, ‘Demokrasiyi Geri Getirme Operasyonu’ olarak adlandırılan bu misyona karşı hiçbir direniş göstermedi.



Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?

Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
TT

Suriye'de muhaliflerin ilerleyişini dünya basını nasıl gördü?

Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)
Halep sokakları çatışmadan da kaçanların etkisiyle boşaldı (AFP)

Suriye yıllar sonra yeniden dünya basınının manşetlerinde yer almaya başladı. Beşar Esad yönetiminin müttefiklerinin başka yerlerdeki çatışmalarla boğuşmasını değerlendiren Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) ve diğer örgütler yıllar sonra yeniden Suriye topraklarında ilerliyor. 

6 gündür süren çatışmaların akıbeti merak edilirken farklı ülkelerdeki medya organlarının konuyu işleyişi de farklı oldu. 

hnju
Muhalifler Halep'teki Esad resimlerine zarar veriyor (Reuters)

BBC: Esad'ın üzerini çizmek için çok erken

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin Uluslararası Haberler Editörü Jeremy Bowen, "Suriye'deki isyancıların saldırısı hayret verici ama Esad'ın üzerini çizmek için çok erken" başlığıyla bir analiz yazdı.

"Bazı Suriyeliler rejimi, isyanı hakimiyeti altına alan cihatçılara kıyasla daha iyi bir seçenek olarak görüyor. Ancak diğer Esad karşıtı gruplar, ki bunlardan çok sayıda var, ayaklanırsa rejimi bir kez daha ölümcül bir tehlikeye girebilir" ifadeleri kullanıldı.

HTŞ'nin saldırıya Saldırıyı Püskürtme Operasyonu adını verirken de İslami referanslardan kaçındığı ve bu sayede El Kaide gibi bir "terör örgütü" olmadığı intibasını yaratmayı amaçladığı vurgulandı.

"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı"

12 dilde yayın yapan Fransa merkezli uluslararası yayın kuruluşu Euronews, Bosnalı bir adalet aktivisti olan Refik Hodzic'in konuyla ilgili makalesini kullandı.

"Esad rejimini normalleştirmek, Avrupa'nın çıkarlarına karşı" başlıklı yazıda Suriye rejimini uluslararası camiaya kabul etmenin, savaş suçları işleyen diktatörlere kötü mesaj vereceği vurgulandı.

Daha fazla mültecinin Avrupa'ya sığınmak isteyeceği ve bunun da kıtadaki istikrarı daha da sarsacağı savunuldu.

Avrupa'nın yaptırım ve diplomatik tecrit politikasını sonuç alana kadar sürdürmesini öneren yazar; Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi ülkelere yardım edilmesi ve Suriye'de sonuç vermeyecek "güvenli bölgelerden" medet umulmaması gerektiğini öne sürdü.

"Batı sevinsin mi üzülsün mü?"

CNN ise Rusya'nın Suriye iç savaşına uçaklarıyla müdahil olmasından sonra rahatlayan Esad'ın son 8 yıldır en büyük zorlukla karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Amerikan kanalına konuşan Aslı Aydıntaşbaş, Batı'nın "Muhalefet Suriye'nin en büyük ikinci kenti Halep'i ele geçiriyor diye alkış tutmakla İslamcıların kontrolüne geçtiği için üzülmek" arasında kaldığını söyledi. 

yjuk
Esad karşıtları Azez yakınlarındaki otobana dün ulaştı (AFP)

"Operasyonun Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülüyor"

Esad yönetiminin müttefiklerinden Rusya'da devlete bağlı RT, Kanadalı gazeteci Eva Bartlett'in "Suriye'deki teröristler ne elde etmeye çalışıyor?" başlıklı analizini yayımladı. 

HTŞ'nin operasyonu Ukrayna istihbaratından aldığı silahlar ve ekipmanla gerçekleştirdiği iddiasına yer verildi.

"Suriye'nin istikrarsızlaştırılması ve İsrail'in karşısındaki 'Direniş Ekseni'nin zayıflatılmasına yönelik son çaba da Türkiye, ABD ve İsrail tarafından desteklendiği görülen bu saldırılar oldu" dendi. 

İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye askerlerinin Suriye topraklarından çıkmasını şart koşan Esad'ın fikir değiştirmesi için Ankara'nın bu operasyonu desteklemiş olabileceği iddiası da analizde yer aldı.

cjuk
Muhalifler ele geçirdikleri Tel Rıfat'ın önünde de poz veriyor (AFP)

İran'dan karşı destek mesajı 

Esad rejiminin ayakta kalmasını sağlayan İran da Press TV aracılığıyla Şam yönetimine destek veriyor. 

Ayaklananları "tekfirci teröristler" diye tanımlayan devlet televizyonu, İran Devrim Muhafızları Ordu Sözcüsü General Ali Muhammed Naini'nin "Onlar muhalif savaşçı değil, Siyonist rejimle ABD'nin paralı askerleri" ifadesini aktardı. 

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin dün Şam'da Beşar Esad'la görüşüp destek sözü verdiği de hatırlatıldı. 

Arakçi bugün de Ankara'da mevkidaşı Hakan Fidan'la görüştü. 

zxcgth
İdlib'deki muhalifler ilerleyişlerini böyle kutladı (AFP)

Al Mayadeen'den "İsrail'e gönderilen ihtiyaç listesi" haberi

Hizbullah'a yakın görülen Beyrut merkezli medya kuruluşu Al Mayadeen de benzer bir çizgiyi sürdürerek bu operasyonun İsrail'in lehine olduğunu bildirdi. 

Bir haberde İsrail'in eski askeri istihbaratçılarından Mordechai Kedar'ın iddialarına yer verildi.

Öğretim görevlisi, Suriye'deki muhaliflerle iletişime geçtiğini ve onların "Suriye ve Lübnan'ı kontrol etmek" şartıyla İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye sıcak baktığını söyledi. 

Kedar, Suriye'nin kuzeyindeki silahlı örgütlerden "detaylı bir liste" alıp onların ihtiyaçlarını İsrail'deki üst düzey yetkililere aktardığını bildirirken İsrail'in çıkarlarına uygun davrandıkları sürece yardım edilmesi gerektiğini savundu. 

Venezuela'dan tüm Latin Amerika ülkelerinde yayın yapan Telesur televizyonunun internet sitesinde Al Mayadeen'den alınan bilgiler aktarıldı. Suriye ordusunun "Son 24 saatte 400 teröristi öldürdük" açıklaması ve karşı saldırı hazırlığına vurgu yapıldı. 

cd6j7
Hafız Esad'ın 2000'de ölmesiyle yerine geçen Beşar Esad, Arap Baharı'nda devrilmedi (AFP)

"İsrail, İran'ın Hizbullah'a silah göndermesinden korkuyor"

İsrail gazeteleri de konuya yakından ilgi gösteriyor. 

Haaretz'e göre, İsrail'in liderleri hem Hizbullah'ın dikkatini Suriye'ye çevirmesiyle Lübnan'la sağlanan ateşkesin devam edeceğini düşünüyor hem de İran'ın durumu fırsat gibi görüp Esad'a yardım bahanesiyle Hizbullah'a silah göndereceği endişesini taşıyor.

Times of Israel de aynı iddiayı sürdürerek cumartesiyi pazara bağlayan gece İran'dan Suriye'ye giden bir uçağın, Hizbullah'a silah gönderildiği şüphesiyle İsrail uçakları tarafından engellendiğini bildirdi. 

"Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?"

Suudi Arabistan'ın haber portalı Al Arabiya, Al Majalla Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Hamidi'nin "Türkiye niye şimdi Halep cephesini açıyor?" diye sorduğu yazıya sayfalarında yer verdi. 

Bu operasyonla birlikte Suriye'deki "üç mini devlet" arasında neredeyse son 5 yıldır sabit kalan cephe hatlarının değiştiği bildirildi. 

Ülkenin yüzde 65'inin Rusya ve İran destekli Esad rejimi tarafından kontrol edildiği, YPG'nin ağırlıkta olduğu ABD destekli milislerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yüzde 25 civarında bir alan kapladığı, üçüncü bölgeninse Türkiye'nin desteklediği örgütler ve HTŞ'nin kontrolündeki kuzey kısımlar olduğu aktarıldı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Esad'ı normalleşmeye zorlama ve Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'na dönüşü öncesinde daha fazla pazarlık kozu elde etmek için SDG'yi kuşatma gibi amaçları olabileceği savunuldu. 

2019'da kontrol ettiği bölgelerden kısmen çekilen Amerikan askerlerini hatırlayan SDG'nin benzer bir durumun tekrarından korktuğu da belirtildi. 

scd
Şam'daki TV kanalları, Moskova ve Tahran'dan alınan desteği işaret ederek Esad'la İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ı birlikte gösteriyor (AFP)

Şinhua: Uluslararası toplum gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor

Çin devlet haber ajansı Şinhua da tarafsız kalmaya özen gösteren yayın kuruluşlarından biri oldu.

"Uluslararası toplum, isyancıların devasa saldırısı sırasında gerginliğin azaltılması çağrısında bulunuyor" başlıklı haberde "sürpriz" diye nitelenen operasyonun Suriye ordusunu zor duruma soktuğu ve sıcak çatışmalara bir yenisinin eklenmesinin Ortadoğu'da endişe yarattığı bildirildi. 

Independent Türkçe, Al Arabiya, Al Mayadeen, BBC, CNN, Euronews, Haaretz, Press TV, RT, Şinhua, Telesur, Times of Israel