İsrail’de genç protestocular polisi şiddeti artırmakla suçladı

Protestocular, Netanyahu ve eşinin dinlenmek için gittiği Golan Tepeleri'ndeki Neve Ativ yerleşim biriminde protesto düzenledi. (AFP)
Protestocular, Netanyahu ve eşinin dinlenmek için gittiği Golan Tepeleri'ndeki Neve Ativ yerleşim biriminde protesto düzenledi. (AFP)
TT

İsrail’de genç protestocular polisi şiddeti artırmakla suçladı

Protestocular, Netanyahu ve eşinin dinlenmek için gittiği Golan Tepeleri'ndeki Neve Ativ yerleşim biriminde protesto düzenledi. (AFP)
Protestocular, Netanyahu ve eşinin dinlenmek için gittiği Golan Tepeleri'ndeki Neve Ativ yerleşim biriminde protesto düzenledi. (AFP)

İsrail'de hükümetin ‘darbe’ olarak nitelenen planına karşı çıkan protesto liderleri, polis göstericilere müdahalede aşırı şiddet uyguladığını belirterek polis şeflerini hükümete karşı ikiyüzlülükle suçladı. Bu ikiyüzlülüğün şiddeti kat kat artırdığını ileri sürüldü.

İsrail medyasında yer alan haberlere göre Polis Genel Müfettişi Yaakov Shabtai, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile görüşerek görevini bir yıl daha uzatmak istediğini bildirdi. Milletvekili Ahmed et-Tibi'nin Barka’dan برقة Filistinli tutuklularla görüşmesini engellemeye karar veren polis, Yahudi temsilcilerin yerleşimci tutuklularla görüşmesine ise izin verdi.

Protesto liderliğinde bu konuyu takip eden departmana göre polis şiddeti, yeni yasanın çıkarıldığı gün doruk noktasına ulaştı. Polis Kudüs'te atık su kullandı. Tel Aviv'de Yasam özel kuvvetleri, atlılar ve atık su hortumlarıyla göstericilere ortak saldırı düzenledi.

İlgili departmanın aktardığına göre mart ayından bu yana bin 220'den fazla protestocu ‘İsrail Şiddeti’ adlı uygulamaya polis güçleri tarafından saldırıya uğradığını bildirdi. Mart ayında bu rakam 56, temmuz ayında ise 286’ydı. Yedek ordu birimlerinden bir pilotun ise polis şiddeti dolayısıyla görme yetisini kaybettiği kaydedilmişti. Göz altına alınanların sayısı şubat ayından bu yana yaklaşık 960 göstericiye ulaştı. Ocak ayında protestolarda tutuklanan olmamıştı.

Sikha Mekomit internet sitesi, internet sitesi şiddet mağduru çok sayıda gençle görüştü. 26 yaşındaki Ömer, Tel Aviv'in merkezindeki Ayalon Yolu üzerinde yolda oturduğu sırada şiddete uğradığını anlattı. Protestolara ara sıra katıldığını dile getiren Ömer, yasanın çıkarıldığı gün bisikletiyle Ayalon'a gittiğini belirtti. Burada arkadaşlarıyla buluştuğunu anlatan Ömer açıklamasını şöyle sürdürdü:

Bize doğru yaklaşan kanalizasyon temizleme araçlarını gördük. Araçlara sırtımızı dönerek oturduk ve sıkıca tutunduk. Birkaç polis ayağa fırlayarak bize vurmaya, yumruklamaya ve bizi ayırmaya çalıştı. Onlara ‘Ne yapıyorsunuz?’ diye bağırdım. Polisler bizi darp etmeye devam etti. Başımla kendimi savunmaya çalışarak çığlıklar attım. Birkaç saniye sonra bizden ayrılıp bir sonraki tura hazırlanmaya gittiler. Yüzüm kandan kıpkırmızı olmuştu. Ambulans gelip beni hastaneye götürene kadar acı çektiğimi fark etmedim.

zxsac
Ahmed et-Tibi’in başkanlık yaptığı oturumda Ben-Gvir çıkarıldığı sırada konuşlandırılan güvenlik görevlileri. (Tibi’nin ofisi)

Acil servise ‘düzen ihlali’ gerekçesiyle götürüldüğünü belirten Ömer, şu an evde istirahat ettiğini ve ilaç kullandığını dile getirdi. Geri döneceğini vurgulayarak “Polis aslında protestoyu pekiştirerek bize zafer sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Tel Aviv'de müzisyenlik yapan 29 yaşındaki Uri de Ayalon'da polis memurları tarafından saldırıya uğradığını aktardı:

Kenarda durup polislerin yanımda duran bir adama nasıl saldırdığını hayretle izledim. Birden bir polis gelip yüzüme, bir diğer ise karnıma yumruk attı. Üçüncü bir polis ise beni yere yapıştırdı. Dizini başıma bastırdığında nefes alamadım. Sonra beni tutukladılar. En başından beri sokağa çıkıp risk almaya niyetim yoktu. Hava sıcaktı ve yorgundum, ancak evde kalmanın bir anlamı olmadığını düşünerek terliklerimle dışarı çıktım. Kendimi kelepçeli bulacağımı hiç düşünmemiştim. Ayağa kalkıp polisle yüzleşmeyi düşünmedim bile. Bir bakan şiddeti savunuyorsa, polisin istediklerini yapmalarına izin verildiğini düşünmesine şaşırmamak gerekir. Ancak şiddet beni yıldırmıyor. Şiddetin bizi korkutmadığını görmeleri için protestolara geri döneceğim.

scd
İsrail'in Batı Şeria'da Teku kavşağına düzenlediği operasyonda göz yaşartıcı gaz kullanıldı (Reuters)

Maruz kaldığı şiddetin kendisine Filistin topraklarında yaşananları hatırlattığını belirten Yael (18) de şunları söyledi:

Bir Yahudi olarak şimdiye kadar Filistinlilerin ve diğerlerinin aksine böyle bir şiddet yaşamadım. Şu an yaşadığımızdan daha fazla şiddete maruz kaldılar ve acı çektiler. Polis şiddeti her zaman vardı. Şimdi ise medyada yankılanıyor. Halihazırda tutuklu olan protestocuları dövüyorlar. Şiddet göstermediğim halde polis tarafından darp edildim. Bizi kaçamayacağımız bir yere ittiler, sonra da atık su hortumu ve atlıları görevlendirdiler.

Kudüs'teki Shalem Akademik Merkezi'nde öğrenci olan Tasfia Guggenheim (24) Efrat’ta, dindar bir ailede büyümüş bir genç kadın. Kendisini dindar muhafazakar olarak tanımlayan Guggenheim, altı yaşındayken ailesinin onu Gazze Şeridi'ndeki Gush Katif yerleşim yerinin boşaltılmasına karşı gösterilere götürdüğünü anlattı. Ardından ise Filistin silahlı saldırıları sırasında bir yürüyüşe katıldığını anlatan Guggenheim, “Protestolarda ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum, ellerimle nereye koyacağımı bilemiyordum” dedi. Guggenheim, yaşadığı şiddeti Filistinlilere yönelik baskı ile ilişkilendiren gençlerden sadece biri.

csa
Kudüs'te yargının hedef alınmasına karşı 24 Temmuz'da düzenlenen gösteriye toma ile müdahale edildi. (Reuters)

Guggenheim sözlerini şöyle sürdürdü:

Masafer Yatta bölgesi daha zor. Burada üzerimize püskürttükleri atık su, Filistinlilere yaşatılanlardan daha hafif. Bunu anlamak ürkütücüydü. Polis, Kudüs'te atık su püskürttüğü sırada protestoculardan biri, ‘İşgali yaşayan yoldaşlar, su ve tuzun yardımcı olduğunu söylüyor. ‘Filistinlilerden öğreniyoruz’ şeklinde bağırmıştı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times