Ukrayna'nın First Lady'si, Putin'e Britanya üzerinden ağır bir darbe indirdi

Olena Zelenska'yla Kiev'deki müstahkem başkanlık kompleksinde otururken, abartısız konuşması, Rusya'nın istilasına karşı güçlü meydan okumayı gizliyordu. Röportajımız sonrasında Britanya'nın Moskova'nın savaş makinesine yaptırımları hızla genişletildi

(Anton Kulakowskiy)
(Anton Kulakowskiy)
TT

Ukrayna'nın First Lady'si, Putin'e Britanya üzerinden ağır bir darbe indirdi

(Anton Kulakowskiy)
(Anton Kulakowskiy)

Ukrayna First Lady'si Olena Zelenska, Moskova açısından Ukrayna'yı istila ettikten sonra en beklenmedik sonuçlardan birinin "yumuşak gücün karşılık vermesi" olduğunu defalarca söyledi.

Onunla Kiev'in kalbinde röportaj yapana kadar Zelenska'nın ne demek istediğini tam anlayamamıştım. Orada yumuşak diplomasinin dünya sahnesinde nasıl ani etki doğurabileceğini ilk elden öğrendim.

Kiev'deki sığınak benzeri komuta merkezinde oturan Zelenska, bu savaşı sona erdirmenin anahtarlarından birinin, üçüncü ülkeler aracılığıyla Moskova'yla ticaret yapan ülkelerin yaptırımlardan kaçınmasına son vermek olduğunda netti.

Kremlin'in savaş makinesine sağlanan bu fon kesilmediği takdirde, istila sonsuza kadar sürecek ve bu durum Batılı müttefiklerin Ukrayna ordusuna akıttığı para ve silahları baltalayacaktır. Ve nihayetinde, Moskova'nın kazanabileceği anlamına geliyor.

Zelenska, karakteristik abartısız konuşmasıyla kasvetli bir sonuç çizdi.

Bu durum, gücü, kuvveti ve yeterli mali kapasitesi olan herkesin bu dünyada istediği her istediğini yapabileceği anlamına gelecek. Bu, küresel caydırıcıların işe yaramadığı manasına gelecek. Tüm insanlık açısından en kötü senaryo bu olacak.

Etkisi hemen kendini gösterdi. Vladimir Putin'in istilası başladığından bu yana dünyanın dört bir yanındaki ülkeler Rusya'ya bir dizi yaptırım uygularken, Birleşik Krallık (BK) Dışişleri Bakanlığı'nın bir sözcüsü, The Independent'a yaptığı açıklamada hükümetin "First Lady'nin dile getirdiği hayal kırıklıklarını yansıttığını" söyleyerek açıkları kapatmak için hızla çalıştıklarını ekledi.

Aradan 24 saat geçmeden BK Dışişleri Bakanlığı, Rusya'ya yardım eden üçüncü ülkelere yönelik şimdiye kadarki en büyük kısıtlamayı duyurdu.

Bu, Zelenska'nın, kendi first lady rolünü ve dünyanın dört bir yanındaki diğer devlet başkanı eşlerinin rolünü uyarlayarak kullanabileceği yumuşak gücü arttırma çabasının bir parçası. Bana eylülde Kiev'de düzenleyeceği Devlet Başkanı Eşleri Zirvesi'nden bahsetti. Zelenska, dünyada değişim gerçekleştirmek için devlet başkanı eşlerinin katılımıyla bir kolektif kurmayı umuyor.

Zelenska, diğer eşler için "Artık sadece dekoratif bir rol oynayamayız. Sadece devlet başkanının yanında öyle kibarca duramayız" dedi.

Daha çok çabalayabilir ve çok daha fazlasını yapabiliriz. Bunun topluluğumuzda yarattığı tepkiyi gördüm.

Ukrayna, yaptırımlardan kaçınanlara karşı daha sert önlemler alınmasında Britanya'nın dünyanın takip edeceği bir emsal olmasını umuyor.

Zelenska eylemsizliğin sonuçlarına dair netti.

Sayıca ve silahça yetersiz kalan Ukrayna, geçen şubatta Rusya geniş çaplı istilasını başlattığında sadece dayanmakla kalmayıp Rus ordusunun tüm gücünü de defalarca geri püskürterek herkesi şaşırtmıştı. Ukraynalılar Kiev, Harkov ve Herson bölgelerinde geniş toprak parçalarını ve şimdi de Kiev'in son karşı saldırısı sayesinde doğu ve güneydeki arazileri geri kazandı.

Ancak savaşın 18. ayında, bizler bir çıkmaza doğru ilerlerken, bu tür ani kazanımlar geçmişte kalmış olabilir. Rusya, güneyde Zaporijya ve doğuda Donbas gibi bölgelere tahkim ettiği savunmalarla iyice yerleşmiş durumda. Buralar şu anda en kanlı savaş alanları.

Ukraynalı tugaylar ve gözlemcileri bana defalarca Rusya'nın cephe hatları boyunca ölümcül bir siper ve mayın tarlası ağı kurduğunu ve bunların arkasında da topçu birlikleri bulunduğunu anlattı. Bu da ilerlemek bir yana keşif yapmayı bile son derece ölümcül kılıyor.

Rusya'nın ordusunu güçlendirmek için yaptırımlardan kaçınabilmesi durumunda sonsuz bir silah ve mühimmat kaynağı edinmesinden korkuluyor. Moskova askerlerini sorunun üzerine sürmekten çekinmezken zaman da ondan yana.

Kiev'de ise Zelensksa bunun ne anlama geldiği hakkında açık konuştu.

Zelenska, "Ukraynalılar bu savaşın bedelini yurttaşlarının hayatlarıyla ödüyor. Dünyanın geri kalanıysa kaynaklarıyla ödüyor" dedi ve bunların "kıyaslanamaz" olduğunu ekledi.

Bir kez daha, saldırgan durdurulana kadar bu kaynakların sonsuza kadar kullanılma riskinden bahsediyorum.

Zelenska, bunun Ukrayna'ya ve dünyaya maliyetinin ne olacağına ilişkin netti.

Ukrayna için bu sadece savaş alanında asker kaybı demek değil, aynı zamanda yeni bir ampute nesille bocalayacak bir ulus anlamına geliyor. Halihazırda dünyanın en yoğun mayınlanmış ülkesi olma yolunda hızla ilerleyen Ukrayna için bu durum, savaşın en yaygın yaralarından biri.

Zelenska, istilanın psikolojik bedelinden de bahsetti. Siviller ve askerler şiddet düzeyiyle başa çıkmaya çalışırken, bu durum giderek büyüyen bir akıl sağlığı krizini besliyor. Buna işkenceden kurtulmak, tecavüzün bir savaş silahı olarak kullanılması ve ülke çapındaki amansız bombardıman da dahil.

Zelenska, insan hakkı gruplarının yasadışı evlat edinme ve "Ruslaştırma" programlarını belgelediği, Rusya'ya götürülen onbinlerce kayıp çocuğu bulma ve geri getirme çabalarından bahsetti. Bunun, genç neslin Ukraynalı kimliğini bilfiil yok etmeye yönelik daha geniş ve koordineli bir Rus çabasının parçası olduğu öne sürüyor.

Zelenska, BM'nin bütünüyle yeniden inşasının 411 milyar dolara mal olacağını tahmin ettiği Ukrayna'nın yıkılmış bölgelerin yeniden imarı için yaptığı çalışmalardan da bahsetti. Bu meblağ, kanlı savaş sürdükçe daha da artacak.

Dolayısıyla Zelenska'ya göre, bazı ülkelerin Rusya'yla ticareti üçüncü ülkeler üzerinden yürütmeye devam etmesi "basitçe ve kritik biçimde yanlış".

Bana kasvetli bir ifadeyle, "Hepimizin saldırgan ülkeler üzerindeki baskıyı arttırarak onların savaşa devam etmesini imkansız kılmamız gerekiyor" dedi. Rusya'nın "çok güçlü, çok büyük bir düşman" olması nedeniyle böylesi bir yardım olmazsa bu savaş "uzun, sonsuz bir süre devam edebilir".

İşte bu, Olena Zelenska'nın Batılı müttefiklere ve dünyaya acil mesajı.

 



Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail medyası dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini bildirdi.

Netanyahu dün, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının ardından bu ayın sonlarında kendisiyle görüşeceğini duyurdu.

Netanyahu basın toplantısında, "Trump beni Beyaz Saray'a davet etti. BM'deki konuşmamın ardından onunla görüşeceğim" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaş nedeniyle dünya sahnesinde giderek artan bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığı ve önümüzdeki yıllarda daha yalnız bir devlet olmak zorunda kalacağı yönündeki açıklamasıyla tepkilere yol açtıktan bir gün sonra basın toplantısı düzenledi ve piyasaların olumsuz tepkisini "yanlış anlama" olarak nitelendirdi.

Netanyahu, "İsrail ekonomisine tam güven duyuyorum" diyerek, "İsrail ekonomisi son iki yıldır süren savaşta tüm dünyayı şaşkına çevirdi" ifadelerini kullandı.


İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.


Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
TT

Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)

Birleşik Krallık, dün Windsor Kalesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'a iki günlük resmi ziyaretinin ilk gününde kraliyet karşılama töreni düzenledi.

Ziyaret, Kral Charles’ın genellikle ikinci döneminde olan ABD başkanlarını sarayda akşam yemeğine davet etmesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir olaydı. Ayrıca, Birleşik Krallığa gerçekleşen resmi ziyaretlerin tarihindeki en büyük şeref kıtası da bu ziyaret sırasında görüldü.

Bu yaklaşım, teknoloji sektöründe milyar dolarlık anlaşmalar yoluyla Washington ile Londra arasındaki ‘özel ilişkiyi’ güçlendirmeyi amaçlayan Başbakan Keir Starmer hükümetinin çabalarıyla örtüşüyor. Trump, Birleşik Krallığa ikinci kez resmi ziyaretle kabul edilmenin kendisi için ‘büyük onur’ olduğunu ifade etmekten çekinmediğinden, Londra'nın stratejisi meyvesini veriyor gibi görünüyor.

Trump'ın bugün İngiliz liderin kırsaldaki inziva yeri Chequers'a gitmesi ve burada başbakan ve hükümet üyeleriyle bir araya gelerek Ukrayna'daki savaş ve gümrük vergileri başta olmak üzere çeşitli konuları görüşmesi bekleniyor.