İsveç'in 10 yeni nükleer reaktör inşa etme planı tepki çekti

İsveç hükümeti ekimde ülkenin "%100 yenilenebilir" olan enerji politikasını "%100 fosilsiz" olarak değiştirmiş ve nükleer enerji üretiminin önünü açmıştı (Reuters)
İsveç hükümeti ekimde ülkenin "%100 yenilenebilir" olan enerji politikasını "%100 fosilsiz" olarak değiştirmiş ve nükleer enerji üretiminin önünü açmıştı (Reuters)
TT

İsveç'in 10 yeni nükleer reaktör inşa etme planı tepki çekti

İsveç hükümeti ekimde ülkenin "%100 yenilenebilir" olan enerji politikasını "%100 fosilsiz" olarak değiştirmiş ve nükleer enerji üretiminin önünü açmıştı (Reuters)
İsveç hükümeti ekimde ülkenin "%100 yenilenebilir" olan enerji politikasını "%100 fosilsiz" olarak değiştirmiş ve nükleer enerji üretiminin önünü açmıştı (Reuters)

İsveç'in gelecek 20 yılda en az 10 yeni nükleer reaktör inşa etme planı çevre uzmanlarının tepkisini çekti.

İskandinav ülkesinin nükleer reaktör sayısını iki katından fazlaya çıkarma planının fazla maliyetli olacağına dikkat çeken uzmanlar, yapımı planlanan reaktörlerin ülkenin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için geç kalacağını da belirtiyor.

Çarşamba günü konuyla ilgili bir açıklama yapan İsveç İklim Bakanı Romina Pourmokhtari, iklim hedeflerine ulaşmak için gelecek 20 yılda ülkedeki elektrik üretiminin iki katına çıkarılması gerektiğini söylemişti.

Pourmokhtari, "İklim geçişi, elektrik üretimini iki katına çıkarmamızı gerektiriyor ve nükleer enerji bunu başarmamızda belirleyici rol oynayacak" ifadelerini kullanmıştı.

İsveç'te halihazırda Forsmark, Oskarshamn ve Ringhals bölgelerinde 6 nükleer reaktör bulunuyor ve bunlar ülkenin elektrik üretiminin yüzde 30'unu gerçekleştiriyor.

Yeni reaktörlerin maliyetinin vergi mükellefleri üzerine orantısız yük bindireceği tartışmalarının yaşandığı İsveç'te, yeni planın kamuoyundan güçlü bir destek alamadığı da biliniyor.

Hükümetin yeni reaktörlere ihtiyaç duyulduğu açıklamasına karşı çıkan ve kararın "sembolik" olduğunu savunan Lund Üniversitesi'nden profesör Lars J. Nilsson, "Kesin olarak 10 yeni reaktöre ihtiyacınız olduğunu söyleyemezsiniz. Şu anda İsveç'in elektrik üretimi rüzgar enerjisi yoluyla artırılıyor" dedi.

Olası nükleer reaktör inşasının maliyetine dikkat çeken Nilsson, hükümetin geniş kapsamlı garantiler vermemesi durumunda yeni bir reaktör inşa edilmesini beklemediğini söyledi. 

Hükümetin iklim hedefleri için bir şeyler yaptığı göstermek adına sahte hedefler ürettiğini belirten İsveçli bilim insanı, "Bu kararı, gerçek bir değişim yaratmaktan uzak sembolik bir adım olarak görüyorum" diye konuştu.

İsveç'in yeşil enerjide küresel lider olma itibarını kaybettiği belirten Nilsson, bu konudaki ilerici adımların artık Avrupa Birliği'nden geldiğine dikkat çekti.

İsveç'in en büyük çevre örgütü Naturskyddsföreningen'in genel sekreteri Karin Lexen ise, "Yeni rüzgar santralleri kurmak için daha fazla nükleere ihtiyacımız var diyen enerki bakanıyla aynı fikirde değiliz. Bunun biraz eski moda olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Lexen ayrıca hükümeti, dikkatleri iklim sorunundan başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı.

İsveç'te geçen aylarda kurulan koalisyon hükümetinin anlaşmasında nükleer güce yapılacak yatırımların kredi garantileri ve fiyat değişiklikleriyle daha kârlı hale getirilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştı.

Independent Türkçe, Guardian, Tech Times



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times