Tahran’da fonların harcanması konusunda anlaşmazlık

İran Merkez Bankası, Washington’un anlatımını doğruladı.

Amfibi hücum gemisi USS Bataan geçen salı günü Kızıldeniz’de (AP)
Amfibi hücum gemisi USS Bataan geçen salı günü Kızıldeniz’de (AP)
TT

Tahran’da fonların harcanması konusunda anlaşmazlık

Amfibi hücum gemisi USS Bataan geçen salı günü Kızıldeniz’de (AP)
Amfibi hücum gemisi USS Bataan geçen salı günü Kızıldeniz’de (AP)

Tahran, Umman-Katar’ın arabuluculuğunda Tahran ile Washington arasındaki tutuklu takası anlaşmasının ilk adımlarının bir parçası olarak Güney Kore’deki dondurulmuş varlıklarının tamamen serbest bırakıldığını duyurdu. Buna karşın, İran fonlarının harcanma şekli konusunda ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle bir anlaşmazlık söz konusu.

Beyaz Saray, İran’ın serbest bırakılan herhangi bir fonla yapabileceklerinin sınırları olacağını vurguladı. Ancak İran haber ajanslarının aktardığına göre Parlamento Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Milletvekili Feda Hüseyin Maliki, Tahran’ın çok net bir “stratejisi” olduğunu söyleyerek “Batının iddialarını” yalanladı.

İran Merkez Bankası Başkanı Muhammed Rıza Ferzin dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Seul’ün ülkesinin varlıkları üzerindeki blokajı kaldırarak serbest bıraktığını bildirdi. Rıza Ferzin, tüm bu euro kaynaklarının yakında İran bankalarının Katar’daki hesaplarına aktarılacağını belirterek, bunların yaptırımlara tabi olmayan malların alımında kullanılacağını kaydetti. Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre güvenilir kaynaklar, İsviçre üzerinden Katar’a para gönderme işleminin muhtemelen 30 ila 45 gün süreceğini bildirdi.

Öte yandan The Wall Street Journal’ın bir haberinde İran’ın uranyum üretiminin yüzde 60 oranında düştüğü iddiasına karşılık üstü kapalı bir yanıt olarak, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Fars Haber Ajansı ismi belirtilmeyen ‘güvenilir bir kaynağa’ dayandırdığı haberinde, İran’ın “nükleer faaliyetlerinin tüm alanlarda kesintisiz şekilde devam ettiğini” vurguladı.



Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
TT

Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)

Mezhepsel şiddete sahne olan Pakistan'ın kuzeybatısında Şii ailelerden oluşan iki konvoyun dün hedef alındığı iki saldırıda ölenlerin sayısı 7'si kadın, 3'ü çocuk olmak üzere 43 kişiye yükseldi.

Saldırıların gerçekleştiği Kurram'da yerel yetkili Javedullah Mehsud, ölenlerin yanı sıra “11'i ağır olmak üzere 16 kişinin de yaralandığını” söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre olay yerindeki bir polis memuru kimliğinin açıklanmaması kaydı ile AFP'ye bu rakamı doğruladı.

Şiilerin kalesi Kurram'da bulunan Paraçinar'daki bir başka yerel yetkili ise "Vatandaşlar gece boyunca merkez çarşıda oturma eylemi düzenledi ve bu eylem şu ana kadar devam ediyor" dedi.

Buna karşılık, "cep telefonu şebekesi kesildi, ana yolda sokağa çıkma yasağı konuldu ve trafik askıya alındı."

Mehsud ise "barış ve düzeni yeniden tesis etmek için bir kabile konseyinin toplandığını" belirtti.

Ülkede özgürlükleri savunan bir sivil toplum kuruluşu olan Pakistan İnsan Hakları Komisyonu'na (HRCP) göre, temmuz ayından beri bu dağlık bölgede, Şii ve Sünni aşiretler arasında yaşanan şiddet olaylarında 70'ten fazla kişi hayatını kaybetti.

Periyodik olarak aşiret ve mezhep çatışmaları patlak veriyor, ardından bir aşiret konseyi (Jirga) tarafından ateşkese varıldığında şiddet sona eriyor. Haftalar ya da aylar sonra yeniden başlıyor.

Temmuz, eylül ve ekim aylarında Kurram ölümcül olaylara tanık oldu. O tarihten bu yana polis, diğer din mensuplarının yaşadığı bölgelere taşınan aileleri takip ediyor.

Bölgede farklı inançlara sahip kabileler arasındaki çatışmalar, özellikle toprak meselesiyle ilgilidir. Kabilelerin namus kurallarının güçlü olduğu yerlerde, genellikle güvenlik güçlerinin sürdürmekte zorlandığı düzene üstün gelirler.