İran-ABD esir takası anlaşması kapsamında İran’ın dondurulan fonlarının transferi bekleniyor

ABD Donanmasına ait USS Bataan isimli amfibi hücum helikopter gemisi geçtiğimiz salı günü Kızıldeniz'de yola çıktı (AP)
ABD Donanmasına ait USS Bataan isimli amfibi hücum helikopter gemisi geçtiğimiz salı günü Kızıldeniz'de yola çıktı (AP)
TT

İran-ABD esir takası anlaşması kapsamında İran’ın dondurulan fonlarının transferi bekleniyor

ABD Donanmasına ait USS Bataan isimli amfibi hücum helikopter gemisi geçtiğimiz salı günü Kızıldeniz'de yola çıktı (AP)
ABD Donanmasına ait USS Bataan isimli amfibi hücum helikopter gemisi geçtiğimiz salı günü Kızıldeniz'de yola çıktı (AP)

CNN, İran'da tutuklu bulunan beş ABD vatandaşının serbest bırakılması anlaşması için ABD ile İran arasında devam eden müzakereleri yakından takip eden ABD’li bir yetkilinin, iki ülkeden heyetlerin Doha'da ‘birbirlerine yakın, fakat görüş alanı içinde olmayan’ farklı otellerde bir araya geldiklerini söylediğini aktardı.

Şarku'l Avsat'ın CNN’den aktardığı habere göre ABD’li yetkili, bir yılı aşkın süredir Katar'ın başkenti Doha’daki otellerde devam eden müzakerelerden hiçbirinin yüz yüze yapılmadığını, bunun yerine Katarlı diplomatların iki taraf arasında bu zor anlaşmaya varılması için mekik diplomasisi yürüttüklerini belirtti. Dolaylı müzakereler, birbiriyle konuşmayan iki ezeli düşman ülke arasında olası bir diplomatik atılım olurken iki yıl süren dolaylı müzakereler sonucunda bu hafta açıklanan esir takası anlaşmasına varıldı.

Bu yoğun çabalar, perşembe günü İran'ın kötü şöhretli Evin Hapishanesi’nde tutulan dört ABD vatandaşının ev hapsine alınması ve bir diğer tutuklu bulunan ABD vatandaşının ise ev hapsinde tutulmaya devam edilmesi kararıyla ilk meyvelerini verdi.

CNN’in kaynaklarına göre Washington, bu konuda Tahran'la doğrudan görüşmeye yönelik girişimleri reddetti.

ABD'li yetkililer, İranlılarla müzakerelere hiçbir garanti verilmeden girseler de işler iyi gidiyor gibi görününce ABD yönetimi Kongre'ye ve ABD'li tutukluların ailelerine kaydedilen ilerlemelerle ilgili bilgiler vermeye başladı.

CNN, ABD’li yetkililerin, tutukluların ev hapsine alınmasından iki gün öncesine kadar anlaşmanın hayata geçirildiğini anlamadıklarını aktarırken CNN’e konuşan ABD’li kaynak, Washington’ın dört ABD vatandaşının hapisten çıkarılmasını öngören anlaşmadaki ilk adımın perşembe günü atılacağına dair ‘somut bilgileri’ çarşamba günü edindiğini söyledi.

Aynı kaynak, ABD'li yetkililerin perşembe günü sahadaki ilerlemeyle ilgili bilgi almak için İsviçre'nin Tahran büyükelçisiyle doğrudan temas kurduklarını belirtti. Bilindiği üzere İsviçre, 40 yıldır ABD'nin İran'daki diplomatik görevlerini yürütüyor.

Fon transferinin önündeki uzun yol

Kaynak, ABD’li yetkililerin dolaylı müzakerelerin devam ettiğini ve hassas bir aşamadan geçtiğini vurguladıkları bir dönemde ilerleme kaydedilen süreci ‘kademeli’ olarak nitelendirdi. Anlaşmada ABD ile İran arasında beklenen esir takası ve bunun karşılığında Tahran'ın Güney Kore'de dondurulan 6 milyar dolarının serbest bırakılması öngörülüyor. İran’ın 6 milyar dolarlık varlığı Katar Merkez Bankasına aktarılacak ve İran sadece ilaç ve gıda gibi insani yardım malzemeleri için satıcılara ödeme yapmak üzere paraya erişebilecek.

CNN'e göre kaynaklar, paranın Trump yönetimi altında kurulan ve yetkilendirilen ve açılan hesaplara yatırılan petrol satışlarından geldiğini söyledi.

Anlaşma sürecini yakından takip eden kaynaklar, İran’ın Güney Kore’deki dondurulan 6 milyar dolarının Katar Merkez Bankasına aktarılması işleminin 30 ila 45 gün sürebileceğini ve paranın Katar'dan önce İsviçre’ye gitmesi gerekeceğini belirttiler.

Associated Press’in (AP) haberine göre para transferinin uzun sürmesinin nedeni İran’ın fonu euro ve dolara kıyasla başka bir para birimine daha az çevrilebilir olan Güney Kore para birimi won cinsinden dondurmak istememesiydi.

ABD'li yetkililer, Güney Kore'nin transferi onayladığını söylerken 6-7 milyar won tutarındaki fonun tek seferde başka bir para birimine çevrilmesinin hem döviz kurunu hem de ekonomiyi olumsuz etkileyeceğinden endişe edildiğini aktardılar.

Bu yüzden Güney Kore’nin yavaş hareket ettiğini belirten yetkililer, paranın Katar Merkez Bankasına küçük miktarlara bölünerek transfer edildiğini eklediler. Bunun yanında fon transferleri sırasında ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlara takılmamak ve ABD’nin finansal sistemine zarar vermekten kaçınılması gerektiğinden üçüncü bir ülkedeki bankalar aracılığıyla karmaşık ve zaman alan bir para transferi operasyonu gerçekleştiriliyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, cuma günü yaptığı açıklamada, “Güney Koreliler ile bu konuda yoğun çalışmalar gerçekleştirdik. Paranın Güney Kore'den Katar'a transfer edilmesinin önünde hiçbir engel yok” ifadelerini kullandı.

dswef
Kirby’nin 17 Temmuz'da Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısından bir kare (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, nihai hedefi İran’da tutuklu bulunan ABD vatandaşlarının serbest bırakılması olan süreçte bu noktaya gelinceye kadar ‘uzun bir yol’ kat edildiğini açıklarken CNN, kaynaklarının İran’da tutuklu bulunan ABD vatandaşlarını evlerine geri götürmenin Başkan Biden'ın, göreve başlamasından bu yana öncelikleri arasında yer aldığını söylediklerini aktardı.

6 milyar dolar mı 16 milyar dolar mı?

Ancak İran uzmanları, Biden yönetimini İran'a faaliyetlerini desteklemek için milyarlarca dolar sağlamakla suçlayarak bu gelişmeleri eleştirdiler.

Washington merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı'nın (FDD) danışmanlarından Richard Goldberg, (eski adı Twitter olan) X hesabından yaptığı paylaşımdan “Milyarlarca dolar, çeşitli yasadışı faaliyetlere, yeni, güçlendirilmiş bir yeraltı nükleer tesisinin inşasının tamamlanmasına ve İran’ın nükleer eşiği geçmesine destek demektir. İran hiçbir şeyden vazgeçmez ve her zaman kazanır. Bu itidalli tutum, gerçekten sükûnet için değildir, bu bir felakettir” yazdı. Başka bir paylaşımında ise İran’ın serbest bırakılan mal varlığının miktarının 6 milyar dolar olmadığını öne süren Goldberg, “Hali hazırda Irak'tan Umman'a aktarılan 10 milyar dolar bulunuyor. Yani aslında şu an İran’ın serbest bırakılan mal varlığı miktarı toplam 16 milyar dolar. Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) kimse 7 milyar dolarla ilgili yorum yapmıyor. Hiç daha önce İran'a gittiniz mi? İran Dışişleri Bakanı bu hafta Japonya'daydı ve Japon yetkililerden 3 milyar dolar istedi” ifadelerine yer verdi.

Washington Yakın Doğu Politika Enstitüsü'nden analist Henry Rome da X hesabından yaptığı açıklamada, İran'ın uranyum stoklarını yüzde 60 oranında azaltma anlaşmasının, ABD ile İran arasında Umman'da yapılan müzakerelerde varılan anlaşmaların uygulanmasında yapıcı bir adım olduğunu söyledi.

Eylül ayında hassas diplomatik adımlar atılacağını söyleyen Rome, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) raporunda İran’ın Fordo'daki nükleer tesiste zenginleştirilen uranyum stokunu azalttığını ve UAEA müfettişleri ile iş birliği yaptığını teyit edeceğini belirterek, “Tüm bunlar, gerilimin azaltılması durumunun değerlendirilmesi açısından önemli. Raporda kesinlikle hiçbir kınama yer almayacak” dedi.

Rome, Tahran’ın, ahlak polisi (irşad devriyesi) tarafından kurallara göre örtünmediği gerekçesiyle tutuklanan genç kadın Mahsa Amini'nin ölümünün ardından başlayan halk protestolarının birinci yıl dönümü öncesinde toplumu baskılamak amacıyla diplomaside kaydedilen bu ilerlemeyi istismar edebileceğini düşünüyor.

ABD-İran anlaşmasının başlıca iki nedeni

Wall Street Journal (WSJ) gazetesine göre bazı gözlemciler, ABD ile İran’ın anlaşmaya varmalarının başlıca iki nedeni olabileceğini düşünüyorlar. Gözlemcilere göre bu iki nedenden biri İran'ın, zenginleştirilmiş uranyum stokunu ‘gönüllü olarak’ azaltarak, UAEA Yönetim Kurulu'nun bir sonraki toplantısında uygulanabilecek yaptırımlardan kaçınma girişimi, iki neden ise ABD’nin uzun süredir Körfez sularında daha önce eşi ve benzeri görülmemiş askeri yığınağının Tahran'a ‘net’ bir mesaj vermiş olması.

AP tarafından aktarıldığına göre ABD güçleri ve Batılı müttefikleri, cumartesi günü stratejik konuma sahip Hürmüz Boğazı'ndan geçen yük gemilerine, olası bir saldırı durumuna karşı önlem amacıyla İran karasularından mümkün olduğunca uzak durmaları konusunda yeni bir uyarıda bulundular. Gözlemcilere göre bu, ABD-İran müzakerelerinin devam etmesine rağmen iki ülke arasındaki gerilimin de sürdüğü bir dönemde yapılan ‘katı’ bir uyarıydı.

Kısa bir süre önce askeri takviyelerin gönderildiği ABD Donanması 5. Filo Sözcüsü Komutan Tim Hawkins, “ABD destekli bir donanma gücü, dizginlemeye çalıştığımız mevcut bölgesel gerilimler temelinde bölgedeki denizcilere olası bir saldırı riskini azaltmak için almaları gereken uygun önlemleri bildirdi. Gemilere İran karasularından mümkün olduğu kadar uzak durmalarını tavsiye etti” şeklinde konuştu.



Burkina Faso cuntası eşcinselliği yasakladı

Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
TT

Burkina Faso cuntası eşcinselliği yasakladı

Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)
Dünyanın en genç liderlerinden birine sahip Burkina Faso, tıpkı müttefikleri Nijer ve Mali gibi, eski sömürgecileri Fransa'yla ilişkileri keserek Rusya'yla yakınlaşıyor (AFP)

Batı Afrika ülkesi Burkina Faso'daki askeri yönetim, eşcinselliği yasaklayan bir kanuna imza attı.

Eşcinsellere 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngören yasa taslağı, geçiş parlamentosunun seçilmemiş 71 üyesinin tamamı tarafından kabul edildi. 

Adalet Bakanı Edasso Rodrigue Bayala, devlet televizyonu RTB'ye şöyle konuştu:

Bu yasa, 2 ila 5 yıllık hapis cezasının yanı sıra para cezası da öngörüyor. Bir kişi eşcinsellik ya da benzer eylemlerde bulunursa tüm bu tuhaf davranışların sonucu hakimin önüne çıkmak olacak.

Bayala, yabancı ülke yurttaşlarının bu kanunu çiğnemeleri halinde sınır dışı edileceğini aktardı. 

Afrika'da eşcinsellik karşıtı kanunların son örneği bu oldu. 30 civarındaki ülkede benzer adımlar atılmış durumda. 

Burkina Faso'nun müttefiki Mali'deki cunta yönetimi Kasım 2024'te eşcinselliği yasadışı ilan eden bir kanun çıkarmıştı.

Gana ve Uganda'daki eşcinsellik karşıtı kanunlar son yıllarda sertleştirildi.

Uganda'da yapılan değişikliğe göre "ağırlaştırılmış eşcinselliğin" cezası, müebbet hapis ve ölüme varabiliyor.

Mevcut askeri yönetimin Cumhurbaşkanı Yüzbaşı İbrahim Traore, Eylül 2022'de yaptığı darbeyle, Ocak 2022'de yine darbeyle başa geçen Yarbay Paul-Henri Sandaogo Damiba'yı devirmişti.

O dönem 34 yaşında olan Traore, dünyanın en genç lideri unvanını almıştı.

Traore, cumhurbaşkanı olarak yemin ettiğinde ülkedeki güvenlik durumunu iki-üç ay içinde düzeltme sözü vermiş ve seçimlerin Temmuz 2024'te düzenleneceğini duyurmuştu.

Ancak Mayıs 2024'te askeri cunta, 5 yıl daha ülkeyi yöneteceğini belirterek sivil yönetime geçişi ertelemişti.

Burkina Faso'daki askeri yönetim, 2018'de kaldırılan idam cezasını geri getirmek istediğini beyan ederek Kasım 2024'te bir kez daha dünya gündemine girmişti.

Ülkedeki son idam infazlarıysa 19 Eylül 1989'da yapılmıştı.

Independent Türkçe, France 24, AFP


Woody Allen, yeni filminde Donald Trump'ı oynatmak istiyor

Fotoğraf: Reuters/AFP
Fotoğraf: Reuters/AFP
TT

Woody Allen, yeni filminde Donald Trump'ı oynatmak istiyor

Fotoğraf: Reuters/AFP
Fotoğraf: Reuters/AFP

Donald Trump'ı "çok iyi" bir oyuncu diye tanımlayan Woody Allen, ABD Başkanı'nı yeni bir filmde yönetmek istediğini söyledi.

İkili, Allen'ın 1998 yapımı filmi Şöhret'te (Celebrity) birlikte çalışmıştı. Trump, Manhattan'ın ikonik Aziz Patrick Katedrali'ni yıkarak yerine "güzel" bir ofis bloğu inşa etme planlarını anlattığı bir sahnede kendisini oynamıştı.

Bill Maher'in Club Random podcast'indeki röportajda Maher, Allen'a "iptal kültürünün" 89 yaşındaki sinemacıyı Trump destekçisi olmaya itip itmediğini sordu.

Allen şöyle yanıt verdi:

Hayır, Trumpçı değilim. Trump'ı yönettiğini söyleyebilecek birkaç kişiden biriyim. Trump'ı Şöhret'te yönetmiştim. Onunla çalışmak bir zevkti ve çok iyi bir aktördü. Çok nazikti, görevini eksiksiz yerine getirdi, her şeyi doğru yaptı ve gösteri dünyasına doğuştan yatkın biriydi.

"Keşke şimdi onu yönetebilseydim. Şimdi başkan olduğu için onu yönetmeme izin verseydi, sanırım harikalar yaratabilirdim" diye devam eden Allen, Maher'ın kahkaha atmasına neden oldu. 

Ama onunla çalışmak çok kolaydı.

Maher'ın Trump'ı "kişisel olarak farklı" diye tanımlamasının ardından Allen konuya açıklık getirdi:

Ben bir Demokratım. Kamala Harris'e oy verdim. Onunla çoğu konuda, belki yüzde 95, hatta yüzde 99 oranında aynı fikirde değilim ama bir oyuncu olarak çok iyiydi. Son derece ikna ediciydi ve karizmatik bir havası vardı. Politikaya atılmak istemesine şaşırdım.

Geçen ay Allen'ın Jeffrey Epstein'a 63. doğum günü münasebetiyle bir mektup gönderdiği ve bu mektupta gözden düşmüş finansçının akşam yemeği partilerini şaka yollu Drakula'nın şatosuna benzettiği ortaya çıkmıştı.

Notta, yazar ve eşi Soon Yi'nin "birçok kez" akşam yemeğine davet edildiği belirtiliyor.

Mektupta, "her zaman kabul ettikleri" çünkü orada bulmayı umdukları çeşitli ve seçkin bir topluluk nedeniyle "her zaman ilginç" geldiği, yemeğin her zaman "görkemli ve bol" olduğu ve "iyi servis edildiği" belirtiliyor.

Mektupta, 1931 yapımı filmde bu rolü oynayan Macar asıllı Amerikalı aktöre atıfta bulunularak, "İyi hizmet diyorum, çoğu zaman profesyonel bir hizmetli tarafından, çoğu zaman da [Bela] Lugosi'nin üç genç kadın vampirle hizmet verdiği Drakula Şatosu'nu hatırlatan birkaç genç kadın tarafından" deniyor.

Buna Jeffrey'nin büyük bir evde tek başına yaşadığı da eklendiğinde, insan onu nemli toprakta uyurken hayal edebiliyor.

Trump, Epstein'e doğum günü mektubu gönderdiği yönündeki haberler nedeniyle Wall Street Journal'a hakaret davası açıyor.

Independent Türkçe


Putin: Rusya kimseye saldırmak istemiyor… Ukrayna'nın NATO üyeliği kabul edilemez

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin: Rusya kimseye saldırmak istemiyor… Ukrayna'nın NATO üyeliği kabul edilemez

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin Ukrayna'daki tek amacının kendi çıkarlarını korumak olduğunu belirterek, Rusya'nın hiçbir zaman kimseye saldırma niyetinde olmadığını ve olmayacağını vurguladı.

Putin, eski ABD Başkanı Donald Trump ile önceki görüşmelerin, yeni yönetimin Rusya'yı dinlediğini gösterdiğini belirterek, Washington ile yapıcı diyaloğun devam etmesini umduğunu ifade etti.

Moskova'nın Zaporijya Nükleer Santrali’nde ABD temsilcileriyle iş birliği yapmaya hazır olduğunu vurgulayan Putin, santral konusunda ABD ve Ukrayna ile üçlü iş birliği olasılığını da dışlamadı.

Slovakya Başbakanı ile yaptığı görüşmede Putin, “Ukrayna'ya gaz arzını kesin. Böylece onlar da başkalarının çıkarlarını ihlal etmenin sınırları olduğunu hemen anlayacaklar” ifadelerini kullandı.

Ukrayna'nın Rusya'ya zarar vermeye çalıştığını, ancak bu zararın ortaklarına da yayıldığını ifade eden Putin, Moskova'nın Kiev'in NATO üyeliğini kabul edilemez bulduğunu vurguladı.

Putin ayrıca, Ukrayna'ya güvenlik garantisi verilmesi konusunda uzlaşma sağlanmasının mümkün olduğunu söyledi.