Askere gitmek istemeyen Ukraynalılar "10 bin dolara kadar rüşvet ödüyor"

Ukrayna savaşının başından bu yana her iki taraftan toplam 350 bin askerin öldüğü ya da yaralandığı tahmin ediliyor (Reuters)
Ukrayna savaşının başından bu yana her iki taraftan toplam 350 bin askerin öldüğü ya da yaralandığı tahmin ediliyor (Reuters)
TT

Askere gitmek istemeyen Ukraynalılar "10 bin dolara kadar rüşvet ödüyor"

Ukrayna savaşının başından bu yana her iki taraftan toplam 350 bin askerin öldüğü ya da yaralandığı tahmin ediliyor (Reuters)
Ukrayna savaşının başından bu yana her iki taraftan toplam 350 bin askerin öldüğü ya da yaralandığı tahmin ediliyor (Reuters)

Londra merkezli Financial Times (FT) gazetesi binlerce Ukraynalının askere alınmamak için yetkililere yüksek miktarlarda rüşvet verdiğini yazdı.

Haber, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski'nin yolsuzluk iddiaları nedeniyle ülkedeki askere almaktan sorumlu tüm yöneticileri görevden almaya karar vermesinin ardından geldi.

Kiev yönetimi yeni isimleri, cephe hattında savaşmış kişilerden oluşturmayı planlıyor.

FT'nin haberinde Ukrayna yönetiminin Şubat 2022'de seferberlik ilan ederek 18 ila 60 yaş arası erkeklerin ülkeyi terk etmesini yasakladığı hatırlatıldı ve bu kararın yolsuz uygulamaları körüklediği belirtildi.

Askere alınmak istemeyen kişilerin ortalama 6 bin dolar rüşvet karşılığında tıbbi muafiyet belgesi aldığı ve bunun askerden kaçmak için en popüler yöntem olduğu ifade edildi.

Binlerce Ukraynalı ise cephe hattına gitmemek için yasa dışı yollarla ülkeyi terk etmeye çalıştı. Savaş sürecinde 13 bin 600 kişi sınırda yakalanırken, yaklaşık 6 bin 100 kişi ise sahte evraklarla sınır noktalarını geçmeye çalıştı.

Bu konudaki en dikkat çeken davalardan biriyse, Odessa askere alma merkezi başkanı Evgeni Borisov hakkında açılan rüşvet davası oldu. Geçen ay tutuklanan Borisov'un, kişi başı 2 bin ila 10 bin dolar arası rüşvet istediği ve savaşın başından bu yana toplam 5 milyon dolar rüşvet topladığı iddia ediliyor. 

Ukraynalı yetkilinin askere gitmek istemeyen kişilerden topladığı rüşvetlerle, aralıkta İspanya'da 4,2 milyon euro değerinde bir villa satın aldığı öne sürülüyor.

Birleşik Krallık: Kremlin artık Wagner'i fonlamayabilir

Savaşın Moskova ayağındaysa paralı asker grubu Wagner'le ilgili tartışmalar devam ediyor.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı'nın savaşın başından bu yana yayımladığı istihbarat raporlarının 13 Ağustos tarihli olanında, Wagner grubunun küçülme sürecine girdiğine dikkat çekildi.

Raporda mali baskı altında olan grubun maaş bütçesini küçülttüğü ve asker sayısını azalttığı belirtilirken, Kremlin'in artık Wagner'i fonlamıyor olma ihtimalinin bulunduğu vurgulandı.

Günlük raporda, Kremlin yönetiminin Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in diğer şirketlerine yönelik el koyma gibi bazı adımlar attığı da hatırlatıldı.

Independent Türkçe, RT, Reuters



Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
TT

Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)

ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçiler dün, Donald Trump'ın kampının prestijli eğitim kurumuna yönelik son saldırısında, eşitlik yasalarını ihlal etmekle suçladıkları Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdular.

Trump yönetimi birkaç haftadır, Gazze Şeridi'ndeki savaşa karşı öğrenci hareketleri sırasında antisemitizmin tırmanmasına izin vermekle suçlanan bazı Amerikan üniversiteleriyle mali bir çatışmaya girmiş bulunuyor. Trump yönetiminin hedef aldığı üniversiteler arasında, ABD hükümetinin taleplerini reddetmesinin ardından 2.2 milyar dolarlık hibesi dondurulan Harvard Üniversitesi de bulunuyor. Trump, “nefret ve aptallık” yaymakla suçladığı Harvard Üniversitesi'ne tanınan vergi muafiyetini iptal ederek daha da ileri gitmekle tehdit ediyor.

“Harvard'ın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bence yaptıkları şey bir rezalet,” diyen Trump, dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘avukatlar tarafından ele alınan’ davayla ilgisini küçümsedi.

Cumhuriyetçi yetkililer, bir meclis soruşturması başlatıldığını duyurdukları mektuplarında, üniversite yönetimine, özellikle ırk temelinde ayrımcılık olmak üzere “medeni haklar yasalarına uyumsuzluğunu” izleyeceklerini bildirdiler. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi Başkanı James Comer ve Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik, “Harvard Üniversitesi, sizin talimatınızla, Harvard'ı yasalara uygun hale getirmeyi amaçlayan federal yetkililer tarafından önerilen makul bir uzlaşma anlaşmasını değerlendirmeyi reddettiği ölçüde yasadışı ayrımcılığı önleyemiyor ya da önlemek istemiyor gibi görünüyor” diye yazdı. Üniversite Başkanı Alan Garber'a hitaben “Hiçbir kurumun yasaları çiğneme hakkı yoktur” ifadelerini kullandılar.

Bu tehdit, çarşamba günü Trump yönetimi tarafından yapılan ve üniversitenin kabul, işe alım ve siyasi yönelim alanlarında incelemeye tabi tutulmayı kabul etmemesi halinde, yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi düşünen bir başka tehdidin ardından geldi. Birçok profesör ve öğrenci, üniversitenin Trump yönetiminin taleplerini reddetmesini nadir görülen bir direniş işareti olarak memnuniyetle karşılarken, New York'taki Columbia Üniversitesi Cumhuriyetçilerin baskısı altında reformları kabul etti.

Araştırmacı Avi Steinberg, Harvard Üniversitesi personeli ve öğrencilerinin dün Boston yakınlarındaki Cambridge'de bulunan kampüste, Trump yönetimine karşı gösteri düzenlediklerini söyledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Steinberg, “Harvard'ın öğrencilerine ve öğretim üyelerine verdiği sözleri yerine getirmesini, kampüsteki her öğrenciyi korumasını, öğretim üyelerini ve özellikle de ifade özgürlüğünü korumasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.

30 bin öğrencili kurum yıllardır Şangay Dünya Üniversiteleri Sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. Diğer üniversitelerde olduğu gibi, bu üniversite de yıllardır büyük ölçüde sol görüşlü olduklarını düşündükleri Amerikan üniversitelerine karşı saldırıya geçen muhafazakarların hedefindeydi.

Bu saldırı, Filistin halkına destek ve Gazze'deki savaşa karşı düzenlenen öğrenci protestoları sırasında yoğunlaşmış ve üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilerin korunmamasına yönelik yaygın eleştirilere yol açmıştır.