İspanyol STK: "Göçmen teknesi batmadan bir ay önce 4 ülkeyi uyarmıştık"

IOM'un verilerine göre bu yılın başından beri en az 324 göçmen, Batı Afrika'dan Kanarya Adaları'na varmaya çalışırken öldü (Reuters)
IOM'un verilerine göre bu yılın başından beri en az 324 göçmen, Batı Afrika'dan Kanarya Adaları'na varmaya çalışırken öldü (Reuters)
TT

İspanyol STK: "Göçmen teknesi batmadan bir ay önce 4 ülkeyi uyarmıştık"

IOM'un verilerine göre bu yılın başından beri en az 324 göçmen, Batı Afrika'dan Kanarya Adaları'na varmaya çalışırken öldü (Reuters)
IOM'un verilerine göre bu yılın başından beri en az 324 göçmen, Batı Afrika'dan Kanarya Adaları'na varmaya çalışırken öldü (Reuters)

İspanya merkezli sivil toplum kuruluşu (STK) Walking Borders, Batı Afrika'daki Yeşil Burun Adaları (Cape Verde) açıklarında batan göçmen teknesiyle ilgili 4 ülkeyi uyarmalarına rağmen teknenin bir ay sürüklendiğini bildirdi.

STK, Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian'a, göçmenleri taşıyan teknenin varlığından 20 Temmuz'da haberdar olduklarını ve yetkililerle aynı gün irtibata geçtiklerini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı: 

Teknedekilerin yakınları, bize botun 130 kişiyi taşıdığını ve 10 Temmuz'da yola çıktığını belirtti. Biz de arama protokolümüzü devreye sokarak, Senegal ve Kanarya Adaları arasındaki güzergahın denetlenmesi için Senegal, Moritanya, Fas ve İspanya'daki yetkilileri bilgilendirdik.

Walking Borders'ın kurucusu Helena Maleno Garzon da Twitter hesabından 23 Temmuz'da tekneyle ilgili paylaşım yaparak, göçmenlerin kaybolduğunu belirtmişti.

Gazron, ihbarın ardından yetkililerin arama kurtarma çalışmalarına başladığını fakat hiçbir ülkenin yeterli çabayı göstermediğini savundu. STK lideri, "Daha fazla kaynak ve daha geniş çaplı arama yapılmasını talep etmiştik. Bunlar sağlansaydı işbirliğiyle bu insanların hayatı kurtarılabilirdi" dedi.

Guardian, teknenin Atlantik'teki güçlü Alizelerin de etkisiyle yaklaşık bir ay savrulduğunu yazdı. 

İspanyol bir balıkçı gemisi, 14 Ağustos'ta teknenin sürüklendiğini fark ederek yetkililerle iletişime geçmişti. Bunun üzerine teknedeki 38 kişi, Yeşil Burun Adaları'na bağlı Sal Adası açıklarında kurtarılmıştı.

Senegal Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İspanya'ya bağlı Kanarya Adaları'na gitmeye çalışan teknenin 101 göçmenle 10 Temmuz'da Fasse Boye kasabasından yola çıktığı bildirilmişti. Teknede Sierra Leone ve Gine-Bissau ülkelerinden de göçmenlerin olduğu aktarılmıştı. Açıklamada, 7 kişinin hayatını kaybettiği, en az 60 kişininse kayıp olduğu ve büyük ihtimalle yaşamını yitirdiği belirtilmişti.

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM), kurtarılanlar arasında 12 ila 16 yaşlarında 4 çocuğun da yer aldığını duyurmuştu.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters



İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.


Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
TT

Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)

Birleşik Krallık, dün Windsor Kalesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'a iki günlük resmi ziyaretinin ilk gününde kraliyet karşılama töreni düzenledi.

Ziyaret, Kral Charles’ın genellikle ikinci döneminde olan ABD başkanlarını sarayda akşam yemeğine davet etmesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir olaydı. Ayrıca, Birleşik Krallığa gerçekleşen resmi ziyaretlerin tarihindeki en büyük şeref kıtası da bu ziyaret sırasında görüldü.

Bu yaklaşım, teknoloji sektöründe milyar dolarlık anlaşmalar yoluyla Washington ile Londra arasındaki ‘özel ilişkiyi’ güçlendirmeyi amaçlayan Başbakan Keir Starmer hükümetinin çabalarıyla örtüşüyor. Trump, Birleşik Krallığa ikinci kez resmi ziyaretle kabul edilmenin kendisi için ‘büyük onur’ olduğunu ifade etmekten çekinmediğinden, Londra'nın stratejisi meyvesini veriyor gibi görünüyor.

Trump'ın bugün İngiliz liderin kırsaldaki inziva yeri Chequers'a gitmesi ve burada başbakan ve hükümet üyeleriyle bir araya gelerek Ukrayna'daki savaş ve gümrük vergileri başta olmak üzere çeşitli konuları görüşmesi bekleniyor.


İngiltere, Trump'ın ziyaretinin ardından Filistin Devleti'ni resmen tanıyacak

The Times: İngiltere Başbakanı Keir Starmer (DPA)
The Times: İngiltere Başbakanı Keir Starmer (DPA)
TT

İngiltere, Trump'ın ziyaretinin ardından Filistin Devleti'ni resmen tanıyacak

The Times: İngiltere Başbakanı Keir Starmer (DPA)
The Times: İngiltere Başbakanı Keir Starmer (DPA)

Reuters, İngiliz gazetesi The Times’ın dün İngiltere'nin önümüzdeki hafta başlarında ABD Başkanı Donald Trump'ın resmi ziyaretinin ardından, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantılarından önce Filistin devletini resmen tanıyacağını aktardığını bildirdi.

Gazete, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın bu konunun bugün ABD Başkanı Donald Trump ile yapacakları ortak basın toplantısını domine edeceğinden endişe ettiği için Filistin devletinin tanınmasına ilişkin açıklamasını Trump'ın Birleşik Krallık’tan ayrılmasından sonraya ertelediğini kaydetti.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, geçtiğimiz temmuz ayında İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki acıları hafifletmek için adımlar atmaması ve Hamas ile yaklaşık iki yıldır süren savaşta ateşkes sağlamaması halinde Londra'nın bu adımı atacağını duyurmuştu.

Öte yandan İsrail, Filistin devletinin tanınmasının Hamas'a verilecek bir ödül olacağını öne sürüyor. Fransa, Kanada ve Avustralya bu adımı bu ay atacaklarını önceden açıklamışlardı.

Gazete, Trump'ın perşembe günü gezisini tamamladıktan sonra İngiltere'nin bir açıklama yapacağını yazdı, ancak bilginin kaynağını belirtmedi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.

Şu an İngiltere'ye daha önce eşi benzeri görülmemiş ikinci resmi ziyaretini gerçekleştiren Trump, İngiltere'nin geçtiğimiz temmuz ayında böyle bir adım atmasının sorun olmayacağını söylemişti. Ancak ABD, o tarihten bu yana Avrupalı müttefiklerinin bu tür bir eyleme karşı olduğunu açıkça belirtmekten de çekinmedi.

İşçi Partisi'ndeki bazı kesimlerden İsrail'e karşı daha sert bir tutum sergilemesi yönünde baskı gören Başbakan Starmer, İsrail'in Gazze'deki durumu hafifletmek için önemli adımlar atmaması halinde, İngiltere'nin önümüzdeki hafta BM Genel Kurul toplantılarında Filistin devletini tanıyacağını söyledi.

İngiltere, bölgedeki çatışmayı sona erdirmek için uzun süredir ‘iki devletli çözümü’ desteklese de daha önce bunun ancak zamanı geldiğinde gerçekleşeceğini belirtmişti.