İsrail’deki yargı değişiklikleri ordunun yeteneklerini etkiler mi?

Yargı değişikliğine karşı Tel Aviv’de düzenlenen protestolar (AFP)
Yargı değişikliğine karşı Tel Aviv’de düzenlenen protestolar (AFP)
TT

İsrail’deki yargı değişiklikleri ordunun yeteneklerini etkiler mi?

Yargı değişikliğine karşı Tel Aviv’de düzenlenen protestolar (AFP)
Yargı değişikliğine karşı Tel Aviv’de düzenlenen protestolar (AFP)

İsrail’de Knesset’in onayladığı yargı değişikliklerinin ordu etkinliğini düşürdüğüne ve ordu saflarında, özellikle Hava Kuvvetleri’nde yaygın bir öfke dalgasına yol açtığına dair spekülasyon sürüyor.

Şarku’l Avsat’ın İsrail merkezli Kanal 11’den aktardığı habere göre, Knesset Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi’nde geçen hafta yapılan gizli görüşmelerde, kıdemli askeri yetkililer, askerler ve subayların gönüllü hizmet yapmaktan vazgeçmesi ve ordu personeli arasındaki coşkunun azalması nedeniyle ordu yeteneklerindeki düşüşü kabul etti.

Üst düzey ordu komutanları, yargı değişikliği krizinin devam etmesi halinde, ordunun hazırlık safhasında meydana gelen hasara ek olarak, İsrail Hava Kuvvetleri ve Askeri İstihbarat’ın hazırlık durumunun haftalar veya birkaç ay içinde azalacağı konusunda uyardı.

Haaretz gazetesi ise, askeri yetkililerin, söz konusu krizin tıbbi birimlerin yanı sıra donanma ve siber birimleri de etkileyebileceğine dikkat çektiğini bildirdi.

Toplantıya katılan yetkililer, hükümetin sorumsuzca hareket etmesi veya herhangi bir üyesinin provokasyonu nedeniyle yedek askerlerin emirlere uymamayı veya olası bir savaşa katılmamayı seçebileceklerini söyledi.

Gazeteye göre bu konu, ordu etkinliğindeki düşüşün nedenini öğrenmek için Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi tarafından bir soruşturma komisyonu oluşturma olasılığını düşündürdü.

Orduda bölünme

Knesset üyesi Cemal Zahalka, AWP’ye yaptığı açıklamada, kriz nedeniyle orduda bölünme olduğunu söyleyerek, askerliğe devam etmeyeceğini beyan eden onbinlerce subay ve yedek asker olduğuna dikkat çekti.

Yedek asker ve subayların ‘İsrail havacılığının bel kemiği’ olduğunun altını çizen Zahalka, ‘görevi yerine getirmeme’ kararının hava kuvvetlerine güçlü ve büyük bir darbe olduğunu söyledi.

İsrail ordusundaki tüm seçkin birimlerin büyük bir sorunla karşı karşıya olduğunu dile getiren Zahalka, “Kriz sadece yedek kuvvetlere değil, düzenli kuvvetlere de ulaştı” dedi.

Zahalka, daha fazla yargı değişikliği yasası çıkarsa durumun daha da kötüleşeceğine ve daha fazla askeri birimin hizmetten uzaklaşabileceğine işaret ederek, ordunun büyük bir kriz yaşadığını ve bu krizin nereye varacağını kimsenin bilmediğini söyledi.

ABD ile ilişkiler ve ekonomik durumla ilgili başka sorunlar olduğunu ve bunun İsrail’in silah satın alma kabiliyetini etkilediğini de sözlerine ekledi.

Gerçek kriz

Aynı bağlamda, emekli Tümgeneral olan askeri uzman Wassef Erekat, askerliği reddettiklerini açıklayan yedek erler, pilotlar ve güvenlik ve istihbarat personelinin sayısının arttığına işaret etti.

Erekat AWP’ye yaptığı açıklamada, “İsrail ordusunda gerçek bir kriz var ve bu derin bir şekilde ortaya çıkıyor” dedi.

Bunun her geçen gün derinleşen bir kriz olduğunu dile getiren Erekat, “Gerek Genelkurmay Başkanı, gerekse İsrail Savunma Bakanı tarafından, durum böyle devam ederse ordunun eski haline dönmeyeceğine dair açıklamalar var” dedi.

Erekat, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun aceleyle Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının başkanları ile bir toplantı yaptığını ve onları ordu kabiliyetlerinin gerilediğine dair açıklamalarından dolayı azarladığını da öne sürdü.

Askeri uzman, Genelkurmay Başkanı’nın Netanyahu’ya “Durum ciddi olduğunda tarafsız kalamayız” diyerek yanıt verdiğini, yani orduya ve performansına yönelik tehlikeyi hissettiklerini sözlerine ekledi.

Knesset’in İsrailli üyesi Abdullah Ebu Maruf, “İsrail toplumuna göre ordu en kutsal yerlerden biridir ve dokunulamazdır, buna dokunulduğunda temel bir artere dokunulmuş olur” dedi.

Ebu Maruf, “Subaylar, yedek askerler ve pilotlar ordudaki işlerine gönüllü olarak devam etmeyi reddettiklerinde, bu, İsraillilerin on yıllardır alışkın olduğu dokunulmazlığı etkiler” ifadelerini kullandı.

Knesset üyesi, İsrail Genelkurmay Başkanı’nın bu durumun ‘küçümsenmemesi’ konusunda uyardığını da sözlerine ekledi.

Abartı

Emekli Tümgeneral olan askeri uzman Yusuf Şarkavi de, çeşitli medya organlarının bahsettiği gibi ‘İsrail ordusunun caydırıcılığının azaldığına’ dair iddiaları reddetti.

Şarkavi, İsrail ordusunun caydırıcı gücünün azaldığına dair iddiaların bir ‘abartı’ olduğunu söyleyerek, “Verimliliğin, caydırıcılıktaki düşüşle kesinlikle hiçbir ilgisi olmadığını düşünüyorum” dedi.

Askeri uzman, İsrail ile bir savaş durumunda yedek kuvvetlerin askeri birliklere katılmayı reddetmeyeceğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı;

“İsrail’in güvenliği onlar için her şeyin üstündedir. İsraillileri birleştiren şey ordudur ve İsrail ordusu çok moderndir ve yeterli güce sahip olan Hava Kuvvetleri’ne güvenir.”

Şarkavi, İsrail Kara Kuvvetleri’nin ise güçlendirildiğini ve Donanma’ya ek olarak çok güçlü bir zırh gücüne sahip olduğunu da sözlerine ekledi.



Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
TT

Trump destekçisi, sabotaja uğrayan Kuzey Akım'ı almak için harekete geçti

Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım boru hatlarındaki sabotajın ardından sızıntı yaşanmıştı (Reuters)

Amerikalı bir yatırımcı, iki yıl önce sabotajla patlatılan Kuzey Akım 2 boru hattını satın almaya çalışıyor. 

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), Floridalı yatırımcı Stephen P. Lynch'in, boru hattını satın almak için Washington yönetiminden izin talep ettiğini yazıyor. 

5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump'ın kampanyasına 300 bin dolara yakın bağış yapan yatırımcı, boru hatlarını satın alma projesine dair şunları söylüyor:

İşin özü şu: Bu, Amerika ve Avrupa'nın fosil yakıt çağının geri kalanında Avrupa'daki enerji arzı üzerinde kontrol sahibi olması için hayatta bir kez gelecek bir fırsat.

WSJ'nin incelediği belgelere göre Lynch, Kuzey Akım 2'yi satın almak için ABD Hazine Bakanlığı'na şubatta başvuru yaptı. Yatırımcı, kendisine satın alma işlemleri kapsamında ABD'nin yaptırım listesindeki bazı kişi ve kuruluşlarla görüşme imtiyazı sağlanmasını istiyor. 

Haberde, Trump'ın, boru hattının satın alınmasını Ukrayna savaşını bitirmek için bir koz olarak kullanabileceğine dikkat çekiliyor. Cumhuriyetçi lider, seçim kampanyasında Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadiyle gündem olmuştu. 

Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olan Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu. Ancak Ukrayna savaşının patlak vermesiyle proje yarım kaldı.

Projeyi, Rus devletine ait Gazprom'un yan kuruluşu olan ve merkezi İsviçre'de yer alan Nord Stream 2 AG yürütüyordu. 

Gazprom liderliğinde tasarlanan ve inşaatı Eylül 2021'de tamamlanan Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırma çalışmaları devam ederken, Kremlin'in ayrılıkçı Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ni 21 Şubat 2022'de tanıması diplomatik kriz yaratmıştı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat'ta boru hattının sertifikasyon sürecinin durdurulması talimatını vermişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emriyle bundan iki gün sonra Ukrayna işgali başlamıştı.

Rusya'ya yönelik yaptırımların bir parçası olarak ABD Hazine Bakanlığı da Batılı şirketlerden, Nord Stream 2 AG'yle ilgili tüm finansal işlemleri durdurmasını istemişti. 

Nord Stream 2 AG, yaptırımlar nedeniyle Mart 2022'de 140 çalışanını işten çıkarmış ve iflasın eşiğine gelmişti. Daha sonra İsviçre'de yürütülen hukuki süreçte şirkete borçlarını ödemesi için 10 Ocak 2025'e kadar süre verilmişti.  

Amerikan gazetesi Washington Post'un (WP) aktardığına göre Lynch, iflas duyurusu yapması durumunda Nord Stream 2 AG'yi satın alarak Kuzey Akım 2 hattının sahibi olmayı hedefliyor. WP, Gazprom'un ve Alman hükümetinin yorum taleplerine yanıt vermediğini bildiriyor. 

Ayrıca Lynch'in elini güçlendirmek için Alman danışmanlık firması Berlin Global Advisors'dan da destek aldığı belirtiliyor. Şirketin partnerlerinden Rüdiger von Fritsch, 2014-2019'da Almanya'nın Moskova Büyükelçisi olarak görev yapmış, Kuzey Akım 2'nin kurulmasıyla ilgili çalışmalarda da yer almıştı.

Yaklaşık 20 yıl Moskova'da yaşayan 57 yaşındaki Lynch, ABD Hazine Bakanlığı'ndan aldığı izinle, 2022'de Rusya'ya ait Sberbank'ın İsviçre şubesinin Cenevre merkezli M3 Groupe Holding firmasına satışında arabuluculuk yapmıştı. Lynch'in, satıldıktan sonra TradeXBank adı altında faaliyet gösteren bankada yüzde 10 hissesi var. 

Kuzey Akım hatlarına sabotaj

Rusya'dan Avrupa'ya Baltık Denizi'nin altından doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 26 Eylül 2022'de üç patlama gerçekleşmişti. Kuzey Akım sabotajıyla ilgili New York Times ve Almanya merkezli Die Zeit tarafından ortaya atılan bir teoride, saldırının Ukrayna destekçisi 6 kişi tarafından bir yat kiralanarak gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmişti.

WP de sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski'nin yönettiğini savunmuştu. Haberde Çervinski'nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, emrin dönemin Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni'ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan geldiği ileri sürülmüştü. Böylelikle sabotajdan Ukrayna'nın sorumlu olduğu iddiası daha da güçlenmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Washington Post, Interfax, Swiss Info